Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 001 - 4190

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3241 - Bir rivayette de: "Sizden kim, bir yarim hurma ile de olsa atesten korunabilirse, bunu yapsin'' buyurmustur.''
Buhari, Zekat 10, 9, Menakib 25, Edeb 34, Rikak 49, 51, Tevhid 24, 36; Muslim, Zekat 66-67, (1016); Nesai, 63, (5, 74-75).

3242 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun: "Ey Allah'in Resulu! dendi, hangi sadaka daha ustundur?''
"Fakirin comertligidir. Sen bakimiyla mukellef olduklarindan basla."
Ebu Davud, Zekat 40, (1677).

3243 - Said Ibnu'l Museyyeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordu:
"Senin hosuna giden sadaka hangisidir?''
"Su!'' cevabini verdi.''
Ebu Davud, Zekat 41, (1679-1680).

3244 - Zeyd Ibni Eslem (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Dilenci at uzerinde de gelse ona sadaka verin."
Muvatta, Sadaka 3, (2, 992 ).

3245 - Ebu Davud'daki bir rivayette: "Dilenci icin bir hak vardir, at uzerinde de gelse bile" buyurmustur.''
Ebu Davud, Zekat 33, (1665).

3246 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Mal sadaka ile eksilmez.''
"Allah affi sebebiye kulun izzetini artirir.''
"Allah icin mutevazi olan bir kimseyi Allah yuceltir.''
Muslim, Birr, 69 (2588); Tirmizi, Birr 82, (2030); Muvatta, Sadaka 12, (2, 1000).

3247 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), hurma mahsulunden her on vask miktara, fakirler icin, bir salkim hurmanin mescide asilmasini emretti.''
Ebu Davud, Zekat 32,(1662).

3248 - Avf Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), birgun elinde asasi oldugu halde cikti. Adamin biri curuklu bir hurma salkimi asmis idi. Aleyhissalatu vesselam salkima degnegini durtuyor ve:
"Bu sadakanin sahibi, keske bundan daha iyisini tasadduk etmek isteseydi. Bu sadakanin sahibi, Kiyamet gunu curuk hurma yiyecek" diyordu.
Ebu Davud, Zekat 16 (l608): Nesai, Zekat 27, (5, 43, 44)

3249 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ustu basi yok, ayaklari ciplak, sadece kaplan postu gibi cizgili bedei pestamali -veya abalarina- sarinmis, kiliclari boyunlarinda asili olduklari halde hepsi de Mudarli olan bir grup geldi. Onlarin bu fakir ve sefil halini gormekten Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yuzu degisti. Odasina girdi tekrar geri geldi. Hz. Bilal'e ezan okumasini soyledi. O da ezan okudu, sonra ikamet getirdi.Namaz kilindi. Aleyhissalatu vesselam namazdan sonra cemaate hitabetti ve:
"Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratip, ondan zevcesini halk eden ve ikisinden de pek cok erkek ve kadin var eden Rabbinizden korkun. Kendisi adina birbirinizden dilekte bulundugunuz Allah'in ve akrabanin haklarina riayetsizlikten de sakinin. Allah suphesiz hepinizi gorup gozetmektedir" (Nisa 1) ayetini okudu. Bundan sonra Hasir suresindeki su ayeti okudu:
"Ey insanlar, Allah'tan korkun. Herkes yarina ne hazirladigina baksin. Allah'tan korkun, cunku Allah islediklerinizden haberdardir" (Hasr 18).
Resulullah sozune devamla: "Kisi dinarindan, dirheminden, giyeceginden, bir sa' bugdayindan, bir sa' hurmasindan tasaddukta bulunsun. Hicbir seyi olmayan, yarim hurma da olsa mutlaka bir bagista bulunmaya gayret etsin" buyurdu. Derken Ensar'dan bir zat, nerdeyse tasiyamayacagi kadar agir bir bohca ile geldi. Sonra halk sokun ediverdi (herkes bir sey getirmeye basladi). Oyle ki, az sonra biri yiyecek, digeri giyecek maddesinden mutesekkil iki yiginin meydana geldigini gordum. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) memnun kalmisti, yuzunun yaldizlanmis gibi parladigini gordum. Soyle buyurdular:
"Islam'da kim bir hayirli yol acarsa, ona bu hayrin ecri ile, kendisinden sonra o hayri isleyenlerin ecrinin bir misli verilir. Bu, onlarin ecrinden hicbir sey eksiltmez de. Kim de Islam'da kotu bir yol acarsa, ona bunun gunahi ile, kendinden sonra onu isleyenlerin gunahi da verilir. Bu da onlarin gunahindan hicbir eksilmeye sebep olmaz.''
Muslim, Zekat 69, (1017); Nesai, Zekat 64, (5, 75 - 76).

3250 - Hz. Ebu Hureyre (radiyaIlahu anh) anIatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir adam: "Bu gece mutlaka bir sadaka verecegim!'' deyip, sadakasiyla cikti. Fakat (farkina varmadan) onu bir hirsizin avucuna sikistirdi. Sabah olunca herkes:
"Bu gece bir hirsiza sadaka verilmis!" diye dedikodu yapti. Adam:
"Ya Rabbi bir hirsiza sadaka verdigim icin sana hamdediyorum'' dedi ve ilave etti: "Ancak mutlaka bir sadaka daha verecegim!''
Yine sadakasiyla cikti. (Gece karanliginda bu sefer de) bir zaniyenin avucuna sikistirdi. Sabahleyin herkes:
"Bu gece bir zaniyeye sadaka verilmis!" diye dedikodu yapti. Adam:
"Allah'im bir hirsiz ve zaniyeye sadaka verdigim icin sana hamdolsun! yine de bir sadakada bulunacagim!'' dedi. Sadakasiyla birlikte sokaga cikti. (Karanlikta) bu sefer de bir zenginin eline sikistirdi. Sabahleyin herkes:
"Bu gece bir zengine sadaka verilmis!'' diye dedikodu yapti. Adam:
"Allah'im, bir hirsiz, bir zaniyeye ve bir zengine sadaka verdigim icin sana hamdediyorum!'' dedi. (Bilahare ruyasinda ona gelip soyle denildi):
"Senin sadakalarin kabul edildi. Soyle ki: (Ihlasla yani Allah rizasi icin vermen sebebiyle) hirsizin hirsizliktan vazgecip iffete gelmesi, zaniyenin ziinadan vazgecmesi, zenginin ibret alip Allah'in kendine verdiklerinden tasadduk etmesi umulur."
Buhari, Zekat 14; Muslim, Zekat 78, (1022); Nesai Zekat 47, (5, 55-56)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
SADAKANIN AHKAMI

3251 - "Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadakanin en hayirlisi zenginlik halinde verilendir. Nafakasini vermek zorunda olduklarindan basla.''
Buhari, Zekat 18; Nafakat 2; Ebu Davud, Zekat 39, (1676); Nesai, Zekat, 53, (5,62).
Yine Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun sadaka (nafaka) vermeyi emretmisti. Bir adam:
"Ey Allah'in Resulu, dedi yanimda bir dinarim var!''
"Onu kendine tasadduk et (kendi nafakan icin harca)!'' buyurdu. Adam:
"Yanimda bir dinar daha var(sa)?'' dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onu da cocuklarina tasadduk et" buyurdular. Adam tekrar:
"Bir baska dinarim daha var(sa)?'' deyince:
"Onu da zevcene tasadduk et" emrettiler. Adam bu sefer:
"Baska bir dinarim daha var(sa)?'' dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onu da hizmetcine tasadduk et!" deyince, adam tekrar atildi:
"Bir baska dinarim daha var(sa)?'' Aleyhissalatu vesselam:
"Onun nereye verilecegini sen daha iyi bilirsin'' cevabini verdi.''
Ebu Davud, Zekat 45, (1691); Nesai, Zekat 54, (5, 62).

3252 - Hz. Ebu Saidi'I-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sadaka vermeyi emrettigi sirada mescide, dusuk kiyafetli bir adam girdi. Halk bagista bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama iki parca giyecek verdi. Sonra halka tekrar:
"Sadaka verin!'' diye hitabetti. Derken o adam uzerindeki iki parcalik elbisesinin bir parcasini cikarip (sadaka olarak) atti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Benim kilik kiyafetini dusuk gorerek iki parca giyecek verdigim su adami siz de goruyor musunuz? "Sadaka verin!" dedigim zaman, kendisine az once verdigim iki parcadan birini cikarip (sadaka olarak) atti.'' (Resulullah adama yonelip
103296.gif
"Elbiseni al!" dedi ve adami (niye boyle yapiyorsun? diye) azarladi."
Ebu Davut, Zekat 39, (1575); Nesai, Cuma 26, (3, 106), Zekat 59, (5, 63).

3253 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Adamin biri yumurta buyuklugunde bir altin getirip:
"Ey Allah'in Resulu, sunu bir madende ele gecirdim, bunu alin, tasadduk ediyorum! Bundan baska birseyim de yok'' dedi. Aleyhissalatu vesselam (memnuniyetsizligini ifade icin ondan yuzunu cevirdi. Sonra adam Resulullah'in sag tarafindan yaklasip ayni seyleri soyledi. Efendimiz yine adamdan yuzunu cevirdi. Adam bu sefer sol tarafindan yaklasti, ayni seyleri soyledi. Resulullah yine adamdan yuzunu cevirdi, sonra adam arka cihetinden yine yaklasip onceki sozlerini aynen tekrar etti. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam onu aldi ve adama atti. Eger degseydi canini yakacakti. Buyurdular ki:
"Biriniz butun sahib oldugu serveti getirip: "Bunu sadaka olarak veriyorum" diyor ve sonra da oturup halka avuc aciyor! Hayir. Sadakanin hayirlisi zenginlikten sonrakidir.''
Ebu Davud, Zekat 39, (1673).

3254 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Eger kadin, evin yiyeceginden zarar vermeyecek sekilde infak ederse, kadin infak ettigi icin, erkek de kazandigi icin sevaba kavusurlar, mali koruyan vekil harc icin de ayni sekilde sevab vardir. Bunlardan birinin sevabi digerinin sevabindan hicbir sey noksanlastirmaz."
Buhari, Zekat 26, 17,25, Buyu' 12; Muslim, Zekat 80, (1024); Ebu Davud, Zekat 44, (1685); Tirmizi, Zekat 34, (671, 672); Nesai, Zekat 57, (5, 65).

3255 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kadin kocasinin evinden, onun izni olmadan infak edemez!'' buyurmustu ki sordular:
"Ey Allah'in Resulu! Yiyecek de mi veremez?''
"Evet buyurdular, o, mallarimizin en kiymetlisidir.''
Tirmizi, Zekat 34 (670).

3256 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'I-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah (aIeyhissalatu vesselam):
"Kadinin ihsanda bulunmasi, ancak kocasinin izniyle caizdir!'' buyurdular. ''

3257 - Bir rivayette soyle buyurmustur: "Koca, kadinin ismetine (nikahina) sahipse, kadinin kendi malinda da tasarrufu caiz olmaz.''
Ebu Davud, Buyu 86, (3546, 3547); Nesai, Zekat 58, (5, 65, 66).

3258 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: ''Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Musluman emin vekilharc, kendisine emredilen mali, gonul hoslugu ile verdigi taktirde tasadduk edenlerden biri olur ve sevaba istirak eder.''
Buhari,Zekat 25; Muslim, Zekat 79, (1023).

3259 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Allah yolunda bir at tasadduk etmis idim. Ona sahip olan kisi, hayvanin bakimini ihmal etti. Bunun uzerine ati satin almak istedim. Biraz ucuza satar diye dusunuyordum. Once Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir sorayim dedim.
"Sakin ha! buyurdu, ne onu satin al ne de sadakana don, hatta onu sana bir dirheme verse bile. Zira sadakasina donen, kustuguna donen gibidir!.'' buyurdular.''
Buhari, Zekat 59, Yesaya 31, Cihad 119, 137; Muslim, Hibat 3, (1621); Muvatta, Zekat 50, (1, 282); Ebu Davud, Zekat 9, (1793); Tirmizi, Zekat 23, (668); Nesai, Zekat 100, (5, 108, 109).
Muvatta'nin bir rivayetinde su ziyade vardir: ". . . (Sadakasina donen) kusmuguna donen kopek gibidir."

3260 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Bir adam gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, annem vefat etti. Ben onun icin tasaddukta bulunsam ona faydasi olur mu?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet!" deyince, adam:
"Benim bir meyveligim var. Sizi sahid kiliyorum, onu annem icin tasadduk ediyorum!" dedi."
Buhari, Vesaya 15, 20, 26, Ebu Davud, Vesaya 15 (2882); Tirmizi, Zekat 33, (669); Nesai, Vesaya 8, (6, 252, 253)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3261 - Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, annem vefat etti, (onun adina) yapacagim sadakanin hangisi efdaldir?''
"Su!" buyurdular. Bu cevap uzerine Sa'd bir kuyu kazdi ve: "Bu kuyu Sa'd'in annesi icin" dedi."
(Ebu Davud, Zekat 42, (1679, 1680, 1681); Nesai, Vesaya 9, (6, 254, 255).

SILA-I RAHM

3262 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rahim Ars'a asilidir, der ki: "Kim beni sila ederse Allah da ona sila etsin. Kim benden koparsa Allah da ondan kopsun."
Buhari, Edeb 13; Muslim" Birr 17, (2555).

3263 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, rizkinin Allah tarafindan genisletilmesini, ecelinin uzatilmasini isterse sila-i rahim yapsin.''

3264 - Tirmizi'deki rivayet soyle: "Nesebinizden sila-i rahm yapacaklarinizi ogrenin. Zira sila-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, omurde uzamadir."
Buhari, Edeb 12; Tirmizi, Birr 49, (1980).

3265 - Meymune radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan izin almadan bir cariye azad ettim. Resulullah'in benimle kalma gunu gelip, beraber oldugumuz zaman:
"Ey Allah'in Resulu, cariyemi azad ettim, farkettlnlz mi?'' dedim.
"(Sahi mi soyluyorsun), bunu yaptin mi?'' dedi. Ben, "Evet!'' deyince:
"Keske onu dayilarina verseydin, senin icin daha hayirli olacakti!" buyurdular."
Buhari, Hibe 15; Muslim, Zekat 44, (999); Ebu Davud, Zekat 45 (1690).

3266 - Selman Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fakirlere yapilan tasadduk bir sadakadir, ama zi-rahm'a (yani akrabaya) yapilan ikidir: Biri sila-i rahim, digeri sadaka."
Nesai, Zekat 82, (5, 92); Tirmizi, Zekat 26, (658); Ibnu Mace, Zekat 28, (1844).

ERKEGIN HANIMI UZERINDEKI HAKLARI

3267 - Hz. Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini emredecek olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim."
Tirmizi, Rada' 10, (1159).

3268 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hangi kadin, kocasi kendisinden razi olarak vefat ederse, cennete girer.''
Tirmizi, Rada 10, (1161).

3269 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin ederim, bir erkek hanimini yataga davet ettiginde kadin imtina edip gelmezse, kocasi ondan razi oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.''

3270 - Bir baska rivayette soyle denmistir: "Erkek, kadinini yatagina cagirir, kadin da gelmeye yanasmaz, erkek ofkelenmis olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yataga gelinceye kadar- kadina lanet okurlar.''
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3271 - Bir baska rivayette: "Kadin kuskunlukle kocasinin yatagindan ayri olarak sabahlarsa, melekler onu lanetler" denmistir.
Buhari, Nikah 85, Bed'u'l-Halk 6; Muslim, Nikah 120 - 122 (1436); Ebu Davud, Nikah 41, (2141).

3272 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu. dendi, hangi kadin daha hayirlidir?''
"Kocasi bakinca onu surura garkeden, emredince itaat eden nefis ve malinda, kocasinin hosuna gitmeyen seyle ona muhalefet etmeyen kadin!" diye cevap verdi."
Nesai, Nikah 14 (6,68).

3273 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkege, hanimini ne sebeple dovdugu sorulmaz."
Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

3274 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Safvan Ibnu Muattal (radiyallahu anh)'in hanimi, yaninda Safvan da bulundugu bir anda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, namaz kildigim zaman kocam beni dovuyor, oruc tuttugum zaman da orucumu bozduruyor, gunes doguncaya kadar da sabah namazi kilmiyor!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), haniminin bu soyledikleri hakkinda Safvan'a sordu. Safvan:
"Ey Allah'in Resulu! "Namaz kildigim zaman dovuyor '' sozune gelince, o zaman (bir rekatte uzun) iki sure okuyor. Halbuki ben bunu yasakladim'' dedi. Resulullah kadina:
"Insanlara tek surenin okunmasi yeterlidir '' buyurdu. Safvan devam etti:
"Oruc tuttugum zaman bozduruyor '' sozune gelince, "Hanimim oruc tutup duruyor. Ben gencim, hep sabredemiyorum." dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bir kadin kocasinin izni olmadan (nafile) oruc tutamaz!'' buyurdular.
Safvan devamla: "Gunes doguncaya kadar sabah namazi kilmadigim sozune gelince, biz (gece calisan) bir aileyiz, bunu herkes biliyor. (Sabaha yakin yatinca) gunes doguncaya kadar uyanamiyoruz'' diye aciklama yapti. Aleyhissalatu vesselam:
"Ey Safvan, uyaninca namazini kil!" buyurdular."
Ebu Davud, Savm 74, (2459).

3275 - Ebu'I - Verd Ibnu Sumame anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh) Ibnu Agyed'e dedi ki: "Sana kendimden ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in kizi Fatima (radiyallahu anha)'dan -ki o, babasina, ailesinin en sevgili olani idi-bahsedeyim mi?''
"Evet, bahsedin!'' dedim. Bunun uzerine:
"Fatima radiyallahu anha degirmen cevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi. Kirba ile su tasirdi. Bu da boynunda yaralar acti. Evi supuruyordu. Ustu basi toz-toprak oldu. (Bu siralarda) Rasulullah'a bir kisim koleler getirilmisti.. Fatima 'ya:
"Babana kadar gidip bir kole istesen!" dedim. Gitti. Aleyhisselatu vesselam'in yaninda bazilarinin konusmakta olduklarini gordu ve geri dondu. Ertesi gun Resulullah Fatima'ya gelerek:
"Kizim ihtiyacin ne idi?" diye sordu. Fatima sukut edip cevap vermedi.Ben araya girip:
"Ben anlatayim Ey Allah'in Resulu!'' dedim ve acikladim: "Fatima'nin degirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kirba ile su tasimaktan da omuzlari incindi. Koleler gelince ben kendisine, size ugramasini, sizden bir hizmetci istemesini ve boylece biraz rahata kavusmasini soyledim. Bu aciklamam uzerine Resulullah:
"Ey Fatima, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarini eda et, aileyin islerini yap. Yatagina girince otuzuc kere subhanallah, otuzuc kere elhamdulillah, otuzuc kere Allahuekber de. Boylece hepsi yuz yapar. Bu senin icin hizmetciden daha hayirlidir.." buyurdular. Fatima (radiyallahu anha):
"Allah'dan ve Allah'in Resulunden raziyim" dedi. Resulullah ona hizmetci vermedi."
Buhari, Fedailul Ashab 9, Humus 6, Nafakat 6, 7, Da'avat 11; Muslim, 80, (2727); Tirmizi, Da'avat 24, (3405); Ebu Davud, Harac 20, (2988, 2989), Edeb 109, (5062, 5063).

KADININ KOCA UZERINDEKI HAKKI

3276 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kadinlara hayirhah olun, zira kadin bir eyegi kemiginden yaratilmistir. Eyegi kemiginin en egri yeri yukari kismidir. Onu dogrultmaya kalkarsan kirarsin. Kendi haline birakirsan egri halde kalir. Oyleyse kadinlara hayarhah olun."
Buhari, Nikah 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Muslim, Rada 65, (1468); Tirmizi, Talak 12, (1188).

3277 - Amr Ibnu'I-Ahvas (radiyalIahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kadinlara karsi hayirhah olun. Cunku onlar sizin yaninizda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan baska bir hakkiniz yok, yeter ki onlar acik bir cirkinlik islemesinler. Eger islerlerse yatakta yalniz birakin ve siddetli olmayacak sekilde dovun. Size itaat ederlerse haklarinda asiri gitmeye bahane aramayin. Bilesiniz, kadinlariniz uzerinde hakkiniz var, kadinlarinizin da sizin uzerinizde hakki var. Onlar uzerindeki hakkiniz, yataginizi istemediklerinize cignetmemeleridir. Istemediklerinizi evlerinize almamalaridir. Bilesiniz onlarin sizin uzerinizdeki haklari, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanizdir.''
Tirmizi, Tefsir Tevbe, (3087).

3278 - Hakim Ibnu Mu'aviye babasi Mu'aviye (radiyallahu anh)'den anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim, bizden her biri uzerinde, zevcesinin hakki nedir?''
"Kendin yiyince ona da yedirmen, giydigin zaman ona da giydirmen, yuzune vurmaman, takbih etmemen, evin ici haric onu terketmemen."
(Ebu Davud, Nikah 42, (2142, 2143, 2144).

UMMU ZER' HADISI

3279 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Onbir kadin oturup, kocalarinin ahvalini haber vermede ve hicbir seyi gizlemiyecekleri hususunda birbirlerine kesin soz verip anlastilar:
Birincisi (zemmederek): "Benim kocam (yalcin) blr dagin basindaki zayif bir devenin eti gibidir. Kolay degil ki cikilsin, semiz degil ki goturulsun '' dedi. (Yani kocasinin sert mizacli, huysuz, gururlu olusuna, ailenin kendisinden istifade etmedigine isaret etti.)
Ikincisi (de zemmederek): "Ben kocamin haberini fas etmek istemem, cunku korkarim. Eger zikretmeye baslarsam buyuk-kucuk herseyini soyleyip birakmamam gerekir, (bu ise kolay degil) '' dedi.. (Bu sozuyle kocasinin cok kotu olduguna isaret etti).
Ucuncusu (zemmederek): "Benim kocam uzun boyludur, konusursam, bosanirim, konusmazsam muallakta birakilirim '' dedi. (Bu da kocasinin akilca kit oldugunu belirtmek istedi).
Dorduncusu (overek): "Kocam Tihame gecesi gibidir. Ne sicaktir, ne soguktur. Ne korkulur, ne usanilir '' dedi.
Besincisi: "Kocam iceri girince pars, disari cikinca arslan gididir. Bana biraktigi (ev islerinden hesap) sormaz'' dedi.
Altincisi: "Kocam, yedi mi (ust uste katlayip) cokyer, icti mi somurur, yatti mi sarinir. Benim kederimi anlamak icin (elbiseme) elini sokmaz.'' (Bu da kocasinin kendisiyle ilgilenmedigini, yiyip icmekten baska birsey dusunmedigini soylemek ister.)
Yedincisi: "Kocam tohumsuzdur (erlik yapmaktan acizdir). Her dert onundur (vucudunda cesitli hastaliklar var). Basimi yarar, vucudumu yaralar, (bunlari yapmak icin) herseyi toplar, (her eline geceni kullanir, vurur) '' dedi.
Sekizincisi: "Onun (vucuduna) dokunmak tavsana dokunmak gibi (yumusak)tir. Guzel kokulu bitki gibi hos kokar" dedi.
Dokuzuncusu: "Kocamin diregi yuksektir (evi rahattir), kilicinin kini uzundur (boylu posludur), ocaginin kulu coktur, evi meclise yakin (misafirperver) bir adamdir'' dedi.
Onuncusu: "Kocam maliktir, hem de ne malik! Artik akil ve hayalinizden gecen her hayra maliktir. Onun cok devesi vardir. Develerin cokecek yerleri cok, yaylaklari azdir. Calgi sesini duydular mi helak olacaklarini anlarlar. (Yani develer yayilmaya salinmaz, kesilmek uzere bekletilir, calgi ve eglence sesi duyunca kesileceklerini anlarlar demektir.)
Onbirincisi: "Kocam Ebu Zerr'dir. Amma ne Ebu Zerr'dir! Anlatayim: Kulaklarimi zinetlerle doldurdu, bazularimi yagla tombullastirdi. Beni hosnut kildi, kendimi bahtiyar ve yuce bildim. O beni Sikk denen bir dag kenarinda bir miktar davarla gecinen bir ailenin kizi olarak buldu. Beni atlari kisneyen, develeri boguren, ekinleri surulup daneleri harmanlanan mureffeh ve mesud bir cemiyete getirdi. Ben onun yaninda soz sahibiyim, hic azarlanmam. (Aksam) yatar sabaha kadar uyurum. Doya doya sut icerim. Ebu Zerr'in annesi de var: Ummu Ebu Zerr. Ama o ne annedir! Onun zahire anbarlari buyuk, hararlari iri, evi genistir.
Ebu Zerr 'in oglu da var. Ama ne nezaketli genctir o. Onun yattigi yer, kilici cekilmis kin gibidir. Onu dort aylik bir kuzunun tek budu doyurur, (az yer). Ebu Zerr'in bir de kizi var. Ama o ne terbiyelidir. Babasina itaatkardir. Anasina da itaatkardir. Vucudu elbisesini doldurur. Endamiyla (kuma ve akranlarini) catlatir.
Ebu Zerr'in bir de cariyesi var. O ne sadakatli, ne iyi cariyedir. Aile sirrimizi kimseye soylemez, evimizin azigini asla ifsad ve israf etmez, evimizde cer cop birakmaz, temiz tutar. Namusludur, eve kir getirmez.
Bir gun Ebu Zerr evden cikti. Her tarafta sut tulumlari yag cikarilmak icin calkalanmakta idi. Yolda, bir kadina rastladi. Kadinin, beraberinde, pars gibi cevik iki cocugu vardi, koltugunun altindan kadinin memeleriyle oynuyorlardi. (Kocam bu kadini sevmis olacak ki) beni birakti, onunla evlendi. Ondan sonra ben de seref sahibi bir adamla evlendim. O da guzel ata binerdi. Hatti mizragini alir ve aksam uzeri deve ve sigir nev'inden bircok hayvan surer, bana getirirdi. Getirdigi her cesit hayvandan bana bir cift verirdi. (Bu kocam da bana
103296.gif

"Ey Ummu Zerr! Ye, ic ve akrabalarina ihsanda bulun! '' derdi. Ummu Zerr der ki: "Buna ragmen, ben bu ikinci kocamin bana verdiklerinin hepsini bir araya toplasam, Ebu Zerr'in en kucuk kabini dolduramaz."
Bu hadisi rivayet eden Hz. Aise der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (gonlumu almak icin):
"Ey Aise, buyurdular, ben sana Ebu Zerr'in Ummu Zerr'e nisbeti gibiyim. (Su farkla ki Ebu Zerr Ummu Zerr'i bosamistir, ben seni bosamadim. Biz beraber yasayacagiz).''
Buhari, Nikah 82 ; Muslim, Fedailu's-Sahabe 92, (2448).

3280 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir mu'min erkek, bir mu'minn kadina bugzetmesin. Cunku onun bir huyunu begenmezse baska bir huyunu begenir."
Muslim, Rada 61, (1469)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3281 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"(Ey kadinlar toplulugu!) Ben, akil sahiplerine akli ve dini nakis olanlardan galebe calan sizin kadarini hic gormedim!" demisti. Iclerinden dirayetli bir kadin:
"Bizim aklimizin ve dinimizin noksanligi nedir?" diye sordu.
"Aklinizin noksanligi, sahidlikte, iki kadinin sehadetinin bir erkek sehadetine denk olmasidir. Dindeki noksanlik ise, ay hali sebebiyle) ramazanda oruc yemeniz ve bazi gunler namaz kilmamanizdir" cevabini verdi."
Ebu Davud, Sunnet 16, (4679). Bu, Sahiheyn'de gecen uzunca bir hadisten bir parcadir. Muslim, Iman 132, (79); Buhari Hayz 6; Ibnu Mace, Fiten 19, (4003).

3282 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeklere kendimden sonra kadinlardan daha zararli bir fitne birakmadim."
Buhari, Nikah 17; Muslim, Zikr 97, (2740); Tirmizi, Edeb 31, (2781).

3283 - Mutarrif Ibnu Abdillah'in anlattigina gore, bu zatin iki hanimi vardi. Bunlardan birinin yanindan cikmisti. Geri donunce, hanimi: "Falan hanimin yanindan geliyor olmalisin!'' dedi. Mutarrif: "Hayir, dedi Imran Ibnu Husayn'in yanindan geliyorum. O bana Resulullah'in su sozunu nakIetti:
"Cennet sakinlerinin en azi kadinlardir.''
Muslim, Zikir 95, (2738).

3284 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Suphesiz ki Kiyamet gunu, Allah'in en cok ehemmiyet verecegi emanet, kadin-koca arasindaki emanettir. Kadinla koca bir-biriyle icli disli olduktan sonra, kadinin esrarini erkegin nesretmesi, o gun en buyuk ihanettir."
Muslim, Nikah 123, (1437); Ebu Davud, Edeb 37, (4870).

3285 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana:
"Ben senin bana kizdigin ve benden razi oldugun zamanlari biliyorum'' buyurdular. Ben: "Bunu nereden anliyorsunuz?" diye sordum.
"Benden razi oldun mu bana: "Hayir Muhammed'in Rabbine yemin olsun! '' diyorsun. Bana ofkeli olunca: "Hayir! Ibrahim'in Rabbine yemin olsun!'' diyorsun'' dedi. Ben:
"Dogru, ey Allah'in Resulu, ben sadece senin adini terkederim?" dedim.''
Buhari, Nikah 108, Edeb 63; Muslim, Fedailu's-Sahabe, 90, (2439).

SOHBET ADABI

3286 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vessalam buyurdular ki: "Sakin zanna yer vermeyin. Zira zan, sozlerin en yalanidir. Tecessus etmeyin, haber koklamayin, rekabet etmeyin, hasedlesmeyin, birbirinize bugzetmeyin, birbirinize sirt cevirmeyin, ey Allah'in kullari, Allah'in emrettigi sekilde kardes olun.
Musluman muslumanin kardesidir. Ona (ihanet etmez), zulmetmez, onu mahrum birakmaz, onu tahkir etmez.
Kisiye ser olarak, musluman kardesini tahkir etmesi yeterlidir. Her musiumanin mali, kani ve irzi diger muslumana haramdir.
Allah sizin suretlerinize ve kaliblariniza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva suradadir -eliyle gogsunu isaret etti- :
Sakin ha! Birinizin satisi uzerine satis yapmayin. Ey Allah'in kullari kardes olun. Bir muslumanin kardesine uc gunden fazla kusmesi helal olmaz.
Buhari, Nikah 45, Edeb 57, 58, Feraiz 2; Muslim, Birr 28-34, (2563 - 2564); Ebu Davud, Edeb 40, 56, (4882, 4917); Tirmizi, Birr 18, (1928).

3287 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muslumanin, musluman ustundeki hakki bestir: "Selamini almak, hasta ziyaretine gitmek, cenazesine katilmak, davetine icabet etmek, hapsirinca yerhamukallah demek."
Buhari, Cenaiz 2; Muslim, Selam 4, (2162); Ebu Davud, Edeb 98, (5030); Tirmizi, Edeb 1, (2738); Nesai, Cenaiz 52, (4, 52).
Muslim'in bir rivayetinde su ziyade vardir: "Eger seni davet ederse icabet et, senden nasihat taleb ederse ona nasihat et."

3288 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu: vesselam buyurdular ki: "Aci doyurun, hastayi ziyaret edin, esirleri hurriyetine kavusturun."
Buhari, Marda 4, Cihad 171, Nikah 71, Ahkam 23; Ebu Davud, Cenaiz 11, (3105).

3289 - Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ey Ebu Zerr! Maruf'dan (iyilik) hic bir seyi hakir gorme, hatta bir kardesini guler bir yuzle karsilaman bile (basit bir sey degildir). Et satin aldigin veya bir tencere kaynattigin zaman suyunu artir, ondan komsuna bir avuc (kadarda olsa) ver.''
Tirmizi, Et'ime 30, (1834).

MECLIS (OTURMA) ADABI

3290 - Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Sakin yollara oturmayin!" buyurmustu.
"Ya Resulullah dediler, oturmadan edemeyiz, oralarda (oturup) konusuyoruz. "
"Mutlaka oturacaksaniz, bari yola hakkini verin!" buyurdu. Bunun uzerine:
"Ey Allah'in Resulu, onun hakki nedir?" diye sordular.
"Gozlerinizi kismak, gelip geceni) rahatsiz etmemek, selama mukabele etmek, emr- bi'l-ma'ruf nehy-i ani'l-munker yapmaktir!" dedi."
Buhari, Istizan 2, Mezalim 22 ; Muslim, Libas 114, (2121); Ebu Davud, Edeb 13, (4815).
Hz. Omer'den yapilan bir baska rivayette su ziyade var: "Yardim isteyen mazluma yardim edersiniz, yolunu kaybedene rehber olursunuz.''
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3291 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uc kisi beraberken, ikisi aralarinda hususi kanusmasinlar, bu, oburunu uzer."
Buhari, Isti'zan 45; Muslim, Selam 36, (2183); Muvatta, Kelam 13, (2, 988, 989); Ebu Davud, Edeb 29, (4852).
Bu manada bir rivayet Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan gelmistir. Hadisi Buhari, Muslim, Ebu Davud ve Tirmizi kaydetmislerdir.

3292 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ashab'a Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan daha sevgili kimse yoktu. Buna ragmen Aleyhissalatu vesselam'i gordukleri zaman ayaga kalkmazlardi, cunku O'nun bundan hoslanmadigini biliyorlardi."
Tirmizi, Edeb 13, (2755).

3293 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Birgun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanimiza geldi, elinde de bir asa (degnek) vardi. Biz ayaga kalktik.
"Yabancilarin birbirlerini buyuklemek icin ayaga kalkmalari gibi ayaga kalkmayin!'' buyurdu.''
Ebu Davu, Edeb 165, (5230).

3294 - Ebu Miczel rahimehullah anlatiyor: "Hz. Muaviye radiyallahu anh, Ibnu'z - Zubeyr ve Ibnu Amir (radiyallahu anhum) 'in yanlarina geldi. Ibnu Amir ayaga kalkti, Ibnu'z- Zubeyr oturdu (kalkmadi). Hz. Muaviye radiyallahu anh, Ibnu Amir'e:
"Otur, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Insanlarin kendisi icin ayaga kalkmalarindan hoslanan kimse atesteki yerini hazirlasin" buyurdugunu isittim'' dedi.''
Ebu Davud, Edeb 165, (5229); Tirmizi, Edeb 13, (2756).

3295 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden kimse, bir baskasini yerinden kaldirip sonra da oraya oturmasin. Ancak (halkayi) genisletin, yer acin, Allah da size genislik versin.''
Birisi yerinden kalkacak olsa, Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), oraya oturmazdi."
Buhari, Isti'zan 31, Cum'a 20; Muslim, Selam 27, (2177); Tirmizi, Edeb 9, (2750, 2751); Ebu Davud, Edeb 18, (4828).

3296 - Vehb Ibnu Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurduIar ki: "Bir kimse ihtiyaci icin cikar, sonra geri donerse, onceki yerine oturmaya (herkesten ziyade) hak sahibidir.''
Tirmizi, Edeb 10, (2752).

3297 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldigimiz zaman, (halkanin) sonuna otururduk."
Ebu Davud, Edeb 16, (4825); Tirmizi, Isti'zan 29, (2753).

3298 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimsenin, izin almadan iki kisinin arasina oturmasi helal olmaz."
Ebu Davud, Edeb 24, (4844, 4845); Tirmizi, Edeb 11, (2753)
Tirmizi'nin rivayetinde: "Izinleri olmadan iki kisinin arasini acmasi kisiye helal olmaz" seklinde gelmistir.

3299 - Ebu Sa'idi'l-Hurdi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Meclislerin en hayirlisi genis olanidir."
Ebu Davud, Edeb 14, (4820).

3300 - Ebu Miclez anlatiyor: "Bir adam halkanin ortasina oturmustu. Huzeyfetu'bnu'l-Yeman (radiyallahu anh) dedi ki: "Halkanin ortasina oturan, Muhammed aleyhissalatu vesselam'in diliyle lanetlenmistir."
Ebu Davud, Edeb 17, (4826); Tirmizi, Edeb 12, (2754)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3301 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescide girince cemaati bir kisim halkalar halinde gordu ve: "Sizleri niye boyle daginik gruplar halinde goruyorum?'' buyurdu.''
Muslim, Salat 119, (430); Ebu Davud, Edeb 16, (4823).

3302 - Amr Ibnu 's-Serid, babasindan (radiyaIlahu anh) anlatiyor: "Ben oturdugum sirada, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana ugradi. O sirada sol elimi sirtimin gerisine koymus, (sag) elimin kabasi uzerine dayanmistim. Bana:
"Gadaba ugramislarin oturusuyla mi oturuyorsun?'' dediler.''
Ebu Davud, Edeb 26, (4848).

3303 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oturdu mu, etrafina biz de otururduk. Kalkar, (fakat geri) donmeyi arzu ederse ayakkabilarini veya uzerinde olan (rida, sarik gibi) bir seyi cikarir (yerine koyar)di. Boylece Ashabi (geri gelecegini) bilir ve yerlerinde otururlardi."
Ebu Davud, Edeb 30, (4854).

3304 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdularki: "Biriniz guneste olunca -bir rivayette golgede olunca- golge ondan kalkar da, yarisi golgede yarisi guneste kalacak olursa oradan kalksin."
Ebu Davud, Edeb 15, (4821).

3305 - Kays, babasindan naklediyor: "(Bir seferinde mescide) gelmisti ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hutbe irad ediyordu. (Konusmayi dinlemek uzere) gunese dikildi. Ancak Resulullah aleyhissalatu vessalam, kendine golgede durmasini emretti ve golgeye gecti.''
Ebu Davud, Edeb 15, (4822).

ARKADASIN VASFI HAKKINDA

3306 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Iyi arkadasla kotu arkadasin misali, misk tasiyanla koruk ceken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satin alirsin. Koruk cekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alirsin."
Buhari, Buyu 38; Zebaih 31; Muslim, Birr 146, (2628).

3307 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su ucu haric butun meclisler emniyettedir: Haram kan dokulen meclis, haram ferc bulunan meclis, haksiz mal taksimi yapilan meclis."
Ebu Davud, Edeb 37, (4869).

3308 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni, bir ihtiyaci icin gondermisti. Bu yuzden annemedonmekte geciktim. Eve gelince annem:
"Nicin geciktin?" diye hesaba cekti.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), dedim, beni bir is icin gondermisti.''
"Ne isiydi o?'' diye annem sordu.
"O sirdir soyleyemem!'' deyince, annem:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sirrini sakin kimseye acmayasin!" dedi.''
Buhari, Isti'zan 46; Muslim, Fedailu's- Sahabe 145, (2482),Metin Muslim'e aittir.

KARSILIKLI MUHABBET

3309 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde olan zata yemin ederim ki, iman etmedikce cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikce iman etmis olmazsiniz! Yaptiginiz takdirde birbirinizi seveceginiz seyi haber vereyim mi? Aranizda selami yayginlastirin!"
Muslim, Iman 93, (54); Ebu Davud, Edeb 142, (5193); Tirmizi, Isti'zan 1, (2589).

3310 - Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine sefkatte mu'minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsiz olsa, diger uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona istirak ederler."
Buhari, Edeb 27; Muslim, Birr 66, (2586)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3311 - Mikdam Ibnu Madikerb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz kardesini (Allah icin) seviyorsa ona sevdigini soylesin."
Ebu Davud, Edeb 122, (5124); Tirmizi, Zuhd 54, (2393).

3312 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bir adam vardi. Derken oradan birisi gecti. (Aleyhissalatu vesselam'in yanindaki):
"Ey Allah'in Resulu! dedi, ben su geceni seviyorum."
"Pekiyi kendisine haber verdin mi?" diye Aleyhissalatu vesselam sordu.
"Hayir!" deyince,
"Ona haber ver!" dedi. Adam kalkip, gidene yetisti ve:
"Seni Allah icin seviyorum!" dedi. Adam da:
"Kendisi adina beni sevdigin Zat da seni sevsin!" diye mukabelede bulundu."
Ebu Davud, Edeb 122, (5125).

3313 - Yezid Ibnu Nu'ame ed-Dabi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimse, bir baskasiyla kardeslestigi zaman, ilk is ismini, babasinin ismini ve kimlerden oldugunu sorsun. Cunku boyle yapmak, sevginin artmasina daha uygundur."
Tirmizi, Zuhd 54, (2394).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3314 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Dostunu severken olculu sev, gunun birinde dusmanin olabilir. Dusmanina da bugzunu olculu yap, gunun birinde dostun olabilir."
Tirmizi, Birr 60, (1998).

3315 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah Teala hazretleri Kiyamet gunu soyle diyecek: "Benim celalim adina sevisenler nerede? Golgemden baska hicbir golgenin bulunmadigi su gunde onlari golgemde golgelendireyim!"
Muslim, Birr 37, (2566); Muvatta, Si'r 13, (2952).

3316 - Hz. Mu'az Ibnu Cebel radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri buyuruyor ki: "Benim celalim adina birbirlerini sevenler var ya! Onlar icin nurdan oyle minberler vardir ki, peygamberler ve sehidler bile onlara gibta ederler."
Tirmizi, Zuhd 53, (2391).

3317 - Ebu Idris el-Havlani, Mu'az Ibnu Cebel radiyallahu anh'den naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Tebareke ve Teala Hazretleri soyle hukmetti: "Benim rizam icin birbirlerini sevenlere, benim icin bir araya gelenler, benim iciin birbirlerini ziyaret edenlere ve benim icin birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmustur."
Muvatta, Si'r 16, (2, 953, 954).

3318 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Amellerin en faziletlisi Allah icin sevmek, Allah icin bugzetmektir."
Ebu Davud, Sunnet 3, (4599).

3319 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah'in kullari arasinda bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne sehidlerdir. Ustelik Kiyamet gunu Allah indindeki makamlarinin yuceligi sebebiyle peygamberler de, sehidler de onlara gibta ederler."
Orada bulunanlar sordu: "Ey Allah'in Resulu! Onlar kim, bize haber ver!"
"Onlar aralarinda ne kan bagi ne de birbirlerine bagisladiklari bir mal olmadigi halde, Allah'in ruhu (Kur'an) adina birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim, onlarin yuzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur uzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. Insanlar uzulurken, onlar uzulmezler.
Ve su ayeti okudu: "Haberiniz olsun Allah'in dostlari var ya! Onlara ne korku var ne de onlar uzulecekler" (Yunus 62).
Ebu Davud, Buyu 78, (3527).

3320 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bir kulu sevdi mi Hz. Cebrail aleyhisselam'a:
"Allah falani seviyor, onu sen de sev!" diye seslenir. Onu Cebrail de sever. Sonra o, sema ehline: "Allah falani seviyor, onu siz de sevin!" diye nida eder, derken butun sema ehli de onu sevmeye baslar. Sonra onun icin arz (halki arasina husn-u kabul) konur."
Buhari, Tevhid 33, Edeb 41; Muslim, Birr 157, Muvatta, Si'r 15; Tirmizi, Tefsir, Meryem (3160).
Hadisin Muslim'deki rivayetinde su ziyade var:
"Allah Celle Celaluhu, bir kula da bugzetti mi Cebrail aleyhisselam'a:
"Ben falancaya bugzettim sen de bugzet!" diye seslenir. Ona Cebrail de bugzetmeye baslar. Sonra Cibril sema ehline nida eder:
"Allah Celle Celaluhu falan kimseye bugzetti, siz de bugzedin!" Sonra yeryuzune onun icin bugz vaz'edilir."
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3321 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim. Kisi, bir kavmi sever, fakat onlarin amelini isleyemezse, (sonu ne olacak)?"
"Ey Ebu Zerr, buyurdu, sen sevdiginle berabersin!"

3322 - Tirmizi'nin bir rivayetinde: "Kisi sevdigiyle beraberdir" denmistir.
Buhari, Edeb 96; Muslim, Birr 165, (2640); Ebu Davud, Edeb 122, (5126); Tirmizi, Zuhd 50, (2388).

3323 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ruhlar toplanmis cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (onceden) tanisanlar kaynasir, tanismayanlar ayrilirlar."
Buhari, Enbiya 2; Muslim, Birr 159, (2638); Ebu Davud, Edeb 19, (4834).

DAYANISMA VE YARDIMLASMA

3324 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Musluman muslumanin kardesidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalniz birakmaz. Kim, kardesinin ihtiyacini gorurse Allah da onun ihtiyacini gorur. Kim bir muslumani bir sikintidan kurtarirsa, Allah da o sebeple onu Kiyamet gununun sikintisindan kurtarir. Kim bir muslumani orterse, Allah da onu Kiyamet gunu orter."
Ebu Davud, Edeb 46, (4893); Tirmizi, Hudud 3, (1426); Buhari, Mezalim 3, Ikrah 7; Muslim, Birr 58, (2580).
Rezin bir rivayette sunu ilave etti: "Kim, hakki subut buluncaya kadar mazlumla birlikte olursa, ayaklarin kaydigi gunde Allah onun ayagini Sirat'ta sabit kilar."

3325 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir mu'minin dunyevi kederlerinden birini giderirse, allah da onun Kiyamet gunu kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylik gosterirse, Allah da ona dunyada ve ahirette kolaylik gosterir. Kim bir muslumani orterse, allah da onu dunya ve ahirette orter. Kisi kardesinin yardiminda oldugu muddetce, Allah da onun yardimindadir. Kim ilim aramak dusuncesiyle bir yola duserse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylastirir. Bir grup, allah'in kitabini okumak ve aralarinda tedris etmek uzere allah'in evlerinden birinde toplanirsa, uzerlerine mutlaka sekine iner ve onlari rahmet kaplar, melekler onlari sarar. Allah da onlari yaninda bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaslatirsa, nesebi hizlandiramaz."
Muslim, Zikr 38, (2699); Ebu Davud, Edeb 68, (4946); Tirmizi, Hudud 3, (1425), Birr 19, (1931); Kiraat 3, (2946).

3326 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh hazretleri anlatiyor: "Resulullah buyurdular ki: "Din nasihatten (hayirhahliktan) ibarettir!" Yanindakiler sordu: "Kimin icin ey Allah'in Resulu?"
"Allah icin, kitabi icin, Resulu icin, muslumanlarin imamlari ve hepsi icin! Musluman muslumanin kerdesidir. Ona yardimini kesmez, ona yalan soylemez, ona zulmetmez. Herbiriniz, kardesinin ayinesidir, onra bir rahatsizlik gorurse bunu ondan izale etsin."
Tirmizi, Birr 17, 18, (1927, 1928, 1930); Muslim, Iman 95, (55).

3327 - Asim el-Ahvel merhum anlatiyor: "Hz. Enes radiyallahu anh'e: "Sana Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Islam'da dayanisma akdi (hilf) yoktur!" dedigi ulasti mi?" diye sordum. Su cevabi verdi:
"Kureysle Ensar arasinda, benim evimde dayanisma antlasmasi yapti."
Buhari, Edeb 67, Kefalet 2, I'tisam 16; Muslim, Fedailu's-Sahabe 204, (2529); Ebu Davud, Feraiz 17, (2926).
Ebu Davud'un rivayetinde: "Resulullah, bizim evde Ensarla Muhacir arasinda iki veya uc kere dayanisma akdi yapti" seklindedir.

3328 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kardesine zalim de olsa mazlum da olsa yardim et." "Mazlumsa yardim ederim, zalime nasil yerdim ederim?" diye sorulmustu.
"Onu zulumden alikoyarsan, bu da ona yardimdir" buyurdu."
Buhari, Mezalim 4, Ikrah 7; Tirmizi, Fiten 68, (2256).

3329 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kim kardesinin irzini mudafaa ederse, Kiyamet gunu allah, onun yuzunden atesi geri cevirir."
Tirmizi, Birr 20, (1932).

3330 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir ihtiyac taleb eden kimse gelince arkadaslarina yonelir ve:
"Sefaat edin, ecir kazanin! Allah da Resulunun diliyle diledigine hukmetsin!" derdi."
Buhari, Edeb 37, salat 88, Mezalim 5; Muslim, Birr 145, (2627); Ebu Davud, Edeb 126, (5131); Tirmizi, Ilim 14, (2674); Nesai, Zekat 65, (5, 78)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3331 - Yine Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Su hususlar da Allah'i buyuklemenin birer subesidir:
-Bir musluman yasliya ikramda bulunmak.
-Icindekiyle amel hususunda olcuyu asmayan ve ondan uzaklasmayan Kur'an hamiline (hafizina) ikramda bulunmak.
-Adil olan iktidar sahibine ikram."
Ebu Davud, Edeb 23, (4843).

3332 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir genc, ihtiyar bir kimseye yasi sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yasliliginda ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder."
Tirmizi, Birr 75, (2023).

3333 - Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kucuklerimize merhamet, buyuklerimize saygi gostermeyen bizden degildir."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "...Ma'rufu emretmeyen, munkerden nehyetmeyen (de bizden degildir)."
Tirmizi, Birr 15, (1920).

3334 - Hz. Aise radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "Kendisine bir dilenci ugramistir, o da bir parca ekmek vermistir. (Bir muddet sonra) ustu basi duzgun, kiyafeti yerinde bir dilenci daha ugramistir. Hz. Aise onu oturtup yemek yedirmistir.
Kendisine bunun sebebi sorulunca su aciklamayi yapmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Insanlara mevkilerine gore ikramda bulunun" buyurmustu."
Ebu Davud, Edeb 23, (4842).

ISTI'ZAN (IZIN TALEBI)

3335 - Rib'i Ibnu Hiras, Beni Amir'e mensub bir adamdan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir evde bulundugu sirada, yanina girmek icin:
"Girebilir miyim?" diye izin istedi. Aleyhissalatu vesselam hizmetcisine:
"Cik, su gelene isti'zan adabini ogret, bu maksadla ona: "Esselamun aleykum, girebilir miyim?" demesini soyle!" buyurdu. Adam bunu isitmisti, (hizmetciyi beklemeden):
"Esselamu aleykum, girebilir miyim?" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam da adama izin verdi, o da girdi."
Ebu Davud, Edeb 137, (5177, 5178, 5179).

3336 - Kays Ibnu Sa'd Ibni Ubade radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi, evimizde ziyaret etti. Ve:
"Esselamu aleykum ve rahmetullah!" dedi. Babam, cok hafif bir sesle mukabelede bulundu. Babama: "Resulullah'a izin vermiyor musun?" dedim. O:
"Birak, bize cokca selam okusun!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam tekrar:
"Esselamun aleykum ve rahmetullah!" dedi. Sa'd yine hafif bir sesle mukabele etti. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam tekrar:
"Esselamun aleykum ve rahmetullah!" dediler ve donduler. Sa'd pesine dustu ve:
"Ey Allah'in Resulu, ben senin selamini isitiyordum. Ancak, bize daha fazla selam vermen icin alcak sesle mukabele ediyordum" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam onunla birlikte geri dondu. Ondan su isteyip gusletti. Sonra Sa'd, zaferan veya versle boyanmis bir havlu verdi, Aleyhissalatu vesselam ona sarindi. Sonra ellerini kaldirip:
"Allah'im, Sa'd Ibnu Ubade ailesine magfiret ve rahmet buyur!" diye dua etti. Sonra yemek yedi. Geri donmek isteyince Sa'd, bir merkeb yaklastirdi. Uzerine kadife bir ortu yaymisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam merkebe bindi. Sa'd, bana:
"Ey Kays, Resulullah'a refakat et!" dedi. Ben de refakat ettim. Yolda Aleyhissalatu vesselam bana:
"Benimle sen de bin!" dedi, ben imtina edince:
"Ya binersin, ya donersin!" buyurdular. Ben de geri dondum."
Ebu Davud, Edeb 138, (5185).

3337 - Avf Ibnu Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Tebuk Gazvesi sirasinda Resulullah aleyhissalatu vesselam'a ugradim. Deriden yapilmis bir cadirda idi. Selam verdim. Selamima mukabele etti ve:
"Gir!" buyurdu. Ben:
"Tam olarak mi, ey Allah'in Resulu?" dedim.
"Tam olarak gir!" dedi. Ben de girdim."
(Ravi) der ki: "Tam olarak mi gireyim?" diye sormasi, cadirin kucuklugunden dolayi idi."
Ebu Davud, Edeb 92, (5000, 5001); Buhari, Cizye 15; Ibnu Mace, Fiten 25, (4042).

3338 - Abdullah Busr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir kavmin kapisina gelince, yuzuyle kapiya donmezdi. Sag veya sol omuzunu cevirirdi. Sonra da:
"Esselamu aleykum, esselamu aleykum!" derdi. Boyle yapisi o siralarda kapilarda ortu olmayisindandi."
Ebu Davud, Edeb 138, (5186).

3339 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh bana anlatmisti: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan uc sefer izin istedim ve bana izin verdi."
Tirmizi, Isti'zan 3, (2692).

3340 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Goz iceri girdi mi artik izin yok." Bir rivayette de su ziyade gelmistir: "Izin istemek gorme sebebiyledir."
Ebu Davud, Edeb 136, (5173)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3341 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz yemege cagirildigi vakit, elci ile birlikte gelince bu onun icin izin sayilir, (ayrica izin istemeye gerek yoktur)."
Ebu Davud, Edeb 140, (5189-5190).

3342 - Ata Ibnu Yesar (rahimehullah) anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sordu:
"Annemin yanina girerken izin isteyeyim mi?"
"Evet, iste."
"Ama ben evde onunla beraber kaliyorum."
"Annenin yanina girerken izin iste!"
"Ama ben ona hizmet ediyorum."
"Annenden izin iste! Anneni ciplak gormen hosuna gider mi?"
"Hayir!"
"Oyleyse ondan izin iste!"
Muvatta, Isti'zan 1, (2, 963).

3343 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana buyurdular ki:
"Senin, yanima girmen icin iznin, perdenin kaldirilmasi ve benim fisiltimi isitmendir. Seni ben men edinceye kadar iznim boyle devam edecek."
Muslim, Selam 16, (2169).

3344 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelmistim. Kapiyi caldim.
"Kim o?" buyurdular.
"Benim!" dedim. (Beni almak uzere) cikti ama:
"Ben! Ben!" diye soyleniyordu. (Belliydi ki kendimi tanitma tarzimi) begenmemisti."
Buhari, Isti'zan 17; Muslim, Adab 38, (2155); Ebu Davud, Edeb 139, (5187); Tirmizi, Isti'zan 18, (2713).

3345 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hucrelerinden birinden iceriye bakmisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam elinde bir okla adama kalkti. Onu batirmak icin, ihtiyatla adamin uzerine gitmesini seyreder gibiyim."
Buhari, Diyat 23, 15, Isti'zan 11; Muslim, Adab 42, (2157); Ebu Davud, Edeb 136, (5171); Tirmizi, Isti'zan 17, (2709); Nesai, Kasame 44, (7, 60).

3346 - Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle gelmistir:
"Bir bedevi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in kapisina geldi. Gozlerini kapinin kiriklarina yapistirdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam adami farketti. Gozunu patlatmak uzere elinde biir cubukla uzerine yurudu. Adam hemen sirra kadem basti. Resulullah "Eger yerinde kalsaydin gozunu oyduydum!" buyurdular."
Nesai, Kasame 44, (8, 60).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
SELAMLASMAK

3347 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bir meclise gelince selam versin. Kalkmak isteyince de selam versin. Birinci selam sonuncudan evla degildir (ikisi de ayni olcude ehemmiyetlidir.)"
Tirmizi, Isti'zan 15, (2707); Ebu Davud, Edeb 150, (5208).

3348 - Kelede Ibnu Hanbel radiyallahu anh anlatiyor: "Safvan Ibnu Umeyye radiyallahu anh benimle, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sut, agiz ve bir miktar salatalik gonderdi. Aleyhissalatu vesselam o sirada Mekke'nin yukarisinda idi.
Izin istemeden, selam vermeden huzuruna girdim. Bana:
"Don, esselamu aleykum, gireyim mi? de!" buyurdu. Ben de oyle yaptim."
Tirmizi, Isti'zan 18, (2711); Ebu Davud, Edeb 137, (5176).

3349 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana buyurdular ki:
"Ey ogulcugum, ailene girdigin zaman selam ver ki, selamin, hem senin uzerine hem de aile halkina bereket olsun!"
Tirmizi, Isti'zan 10, (2699).

3350 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah'a: "Islam'in hangi ameli daha hayirli?" diye sorulmustu.
"Yemek yedirmen, tanidigin ve tanimadignin herkese selam vermen" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Edeb 142, (5194)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3351 - Hz. Enes radiyallahu anh'in anlattigina gore, kendisi bir grup cocuga ugrar ve onlara selam verir. Yanindakilere de su aciklamayi yapar. "RResulullah aleyhissalatu vesselam boyle yapardi!"
Buhari, Isti'zan 14; Muslim, selam 14, (2168); Ebu Davud, Edeb 147, (5202); Tirmizi, Isti'zan 8, (2697).

3352 - Esma Bintu Yezid radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam biz bir grup kadina ugramisti, selam verdi."
Ebu Davud, Edeb 148, (5204); Tirmizi, Isti'zan 9, (2698); Buhari, Isti'zan 15.
Tirmizi'nin bir rivayetinde: "Eliyle selamladi" denmistir.

3353 - Ubeydullah Ibnu Ebi Rafi, Hz. Ali radiyallahu anh'den nakletmistir. Ebu Davud der ki: "Hasan Ibnu Ali ise bunu merfu olarak yani Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam'dan rivayet etmistir. Bir cemaat giderken, yeri gelince iclerinden bir kisinin selam vermesi hepsi icin yeterlidir. Oturanlar adina da bir kisinin mukabelesi yeterlidir."
Ebu Davud, Edeb 152, (5210).

3354 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'a en makbul insan, karsilasmada selama once davranandir."
Ebu Davud, Edeb 144, (5197); Tirmizi, Isti'zan 6, (2695).

3355 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Binekte olan yuruyene, yuruyen oturana, az cok'a selam verir."
Buhari, Isti'zan 4, 5, 6; Muslim, Selam 1, (2160); Ebu Davud, Edeb 145, (5198, 5199); Tirmizi, Isti'zan 4, (2704, 2705).

3356 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Hz. Adem aleyhissalam'i kendi sureti uzere ve boyunu da altmis zira olarak yaratinca:
"Git, su oturan meleklere selam ver, onlarin seni nasil selamlayacaklarina da dikkat et, dinle. Zira o selam, senin ve zurriyyetinin selami olacaktir" dedi. (Bunun uzerine Adem onlara gidip):
"Esselamu aleykum!" diye selam verdi. Melekler: "Es-selamu aleyke verahmetullahi" dediler ve selama mukabele ederken verahmetullahi'yi ilave ettiler. Cennete her giren Hz. Adem suretinde (ve boyu da altmis arsin boyunda) olacak. Halk su ana kadar (boyca) hep eksilmektedir."
Buhari, Isti'zan 1, Enbiya 1; Muslim, Cennet 28, (2841).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3357 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda iken bir adam gelerek selami verdi ve:
"Esselamu aleykum!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam selamina mukabele etti. Adam da oturdu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"On (sevap kazandi!)" dediler. Sonra birisi daha geldi.
"Esselamu aleykum ve rahmetullahi!" dedi. Aleyhissalatu vesselam onun sa-elamina da mukabele etti. Adam oturdu. Aleyhissalatu vesselam:
"Yirmi!" dediler. Sonra biri daha geldi ve:
"Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu" dedi. Resulullah, selamina mukabele etti, adam da oturdu. Hz. Peygamber bu sefer:
"Otuz!" buyurdular.
Ebu Davud, Edeb 143, (5195); Tirmizi, Isti'zan 2, (2690).

3358 - Ebu Davud'da Muaz Ibnu Enes'ten ayni manada bir rivayet vardir. Ayrica su ziyade yer alir:
"Sonra bir digeri geldi ve dedi ki: "Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu ve magfiretuhu." Resulullah aleyhissalatu vesselam mukabelede bulundu ve:
"Kirk (sevap)" deyip ilave etti: "Boylece (ziyade edilen her kelime icin) sevap artar."
Ebu Davud, Edeb 143, (5196).

3359 - Ebu Temime el-Huceymi, Ebu Cureyy el-Huceymi'den, o da babasindan (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Aleyke's-selam ya Resulullah. (Sana olsun selam ey Allah'in Resulu!)" dedim. Bana hemen mudahale etti:
"Aleyke's-selam deme. Cunku aleyke's-selam diye verilen selam, olulerin tahiyyesidir. Selam verdigin zaman, "Esselamu aleyke" de! Sana mukabele eden de, "Ve aleykesselam!" der."
Ebu Davud, Libas 28, (4048), Edeb 151, (5209); Tirmizi, Isti'zan 28, (2722, 2723).

3360 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yahudiler size selam verince onlardan biri, "es-samu aleykum" der, sen de ona, "Aleyke!" de."
Buhari, Isti'zan 229; Istitabe 4; Muslim, Selam 8, (2164); Muvatta, Selam 3, (2, 960); Ebu Davud, Edeb 149, (5206); Tirmizi, Siyer 41, (1603).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3361 - Hz. Enes radiyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in su sozunu nakletmistir:
"Ehl-i Kitap size selam verince onlara "Ve aleykum" diye cevap verin."
Buhari, Isti'zan 22; Muslim, Selam 6, (2163); Ebu Davud, Edeb 149, (5207); Tirmizi, Tefsir, Mucadele, (3296).

3362 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hiristiyan ve yahudilerle karsilasinca once siz selam vermeyin, (onlar size versinler, siz mukabele edin). Bir yolda onlarla karsilasinca, (kenardan gecmeleri icin) yolu onlara daraltin."
Muslim, Selam 13, (2167); Tirmizi, Isti'zan 12, (2701); Ebu Davud, Edeb 149, (5205).

3363 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bevl ederken bir adam ona ugradi ve selam verdi. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam, selamina mukabelede bulunmadi."
Muslim, Hayz 115, (370), Ebu Davud, Taharet 8, 124, (16, 330, 331); Tirmizi, Taharet 67, (90); Nesai, Taharet 33, (1, 36).
Ebu Davud'un bir rivayetinde su ziyade var: "Sonra adama (selama mukabele etmeyisinin) ozrunu beyan etti: "Ben, temiz degilken Allah'i zikretmeyi uygun bulmadim."

MUSAFAHA (TOKALASMA) UZERINE

3364 - Katade rahimehullah anlatiyor: "Hz. Enes radiyallahu anh'a sordum: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ashabi arasinda musafaha var miydi?" Bana:
"Evet!" diye cevap verdi."
Buhari, Isti'zan 27; Tirmizi, Isti'zan 31, (2730)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3365 - Hz. Bera radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Iki musluman karsilasip musafahada bulununca, ayrilmalarindan once (kucuk gunahlari) mutlaka affedilir."
Ebu Davud, edeb 153, (5211, 5212); Tirmizi, Isti'zan 31, (2729).

3366 - Tirmizi'nin Ibnu Mes'ud'dan kaydettigi bir diger rivayette soyle buyurulmustur: "(Musafaha etmek uzere mu'min kardesin) elinden tutulmasi selamlasma cumlesindendir."
Tirmizi, Isti'zan 31, (2731).

3367 - Ata el-Horasani anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Musafaha edin ki, kalblerdeki kin gitsin, hediyelesin ki birbirinize sevgi dogsun ve aradaki dusmanlik bitsin."
Muvatta, Husnu'l-Hulk 16, (2, 908).

HAPSIRMA VE ESNEME

3368 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda iki kisi hapsirdi. Efendimiz, bunlardan birine tesmitte bulundu (yani "yerhamukallah!" dedi), digerine tesmitte bulunmadi. Niye boyle davrandigi sorulunca:
"Su, Allah Teala'ya hamdetti, oburu Allah Teala'ya hamdetmedi!" cevabini verdi."
Buhari, Edeb 127; Muslim, Zuhd 53, (2991); Ebu Davud, Edeb 102, (5039); Tirmizi, Edeb 4, (2743).

3369 - Muslim'in Ebu Musa'dan yaptigi bir diger rivayette soyle buyrulmustur: "Biriniz hapsirir ve hamdederse, ona tesmitte bulunun, Allah'a hamdetmezse tesmitte bulunmayin."

3370 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kardesine uc kere tesmitte bulun, ucten fazla (hapsirirsa) artik bu nezle olmustur."
Ebu Davud, Edeb 100, (5036); Tirmizi, Edeb 5, (2745); Ibnu Mace, Edeb 20, (3714).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3371 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah hapsirmayi sever, esnemeden hoslanmaz. oyleyse sizden biri hapsirir ve Allah'a hamdederse, bunu isiten her musluman uzerine, yerhamukallah demesi hak (bir vazife)dir. Ancak esnemeye gelince, iste bu, seytandandir. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkan nisbetinde kendini tutsun ve hah diye ses cikarmasin. Zira bu seytandandir, seytan kendisine guluyor demektir."
Buhari, Edeb 125, 128, Bed'ul-Halk 11; Muslim, Zuhd 56, (2994); Ebu Davud, Edeb 97, (5028); Tirmizi, Salat 273, (370), Edeb 7, (2747, 2748).

3372 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hapsirdigi zaman, yuzunu elleriyle veya elbisesiyle orterdi ve sesini de kisardi."
Ebu Davud, Edeb 98, (5029); Tirmizi, Edeb 6, (2746).

3373 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Yahudiler, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in huzurlarinda zoraki hapsirirlar ve bununla kendileri icin yerhamukallah demesini umarlardi. Resulullah ise onlara: "Allah size hidayet versin ve aklinizi islah etsin" derdi."
Ebu Davud, Edeb 101, (5038); Tirmizi, Edeb 3, (2740).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
HASTA ZIYARETI VE FAZILETI

3374 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir hastayi aksam vakti ziyaret ederse onunla mutlaka yetmisbin melek cikar ve sabaha kadar onun icin istigfarda bulunur. Ona cennette bir bahce hazirlanir. Kim de hastaya sabahleyin giderse, onunla birlikte yetmisbin melek cikar, aksam oluncaya kadar ona istigfarda bulunur. Ona cennette bir bahce hazirlanir."
Ebu Davud, Cenaiz 7, (3098); Tirmizi, Cenaiz 2, (969); Ibnu Mace, Cenaiz 2, (1442).

3375 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hasta ziyaretinde bulunan kimse, ziyaretten donunceye kadar cennet meyveleri arasindadir."
Muslim, Birr 40, (2568); Tirmizi, Cenaiz 2, (967).

3376 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdest alir ve abdestini mukemmel kilar, sevab umidiyle musluman kardesini hasta iken ziyaret ederse, atesten, yetmis yillik yurume mesafesi kadar uzaklastirilir."
Ebu Davud, Cenaiz 7, (3097).

3377 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah rizasi icin bir arkadasini ziyaret eder veya bir hastaya gecmis olsun ziyaretinde bulunursa, bir munadi ona soyle nida eder: "Dunya ve ahirette hos yasayisa eresin. Bu gidisin de hos oldu. Kendine cennette bir yer hazirladin."
Tirmizi, Birr 67, (2009).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
3378 - Zeyd Ibnu Erkam radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam gozumdeki bir agri sebebiyle beni ziyaret etti."
Ebu Davud, Cenaiz 9, (3102).

3379 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor. "Sa'd Ibnu Mu'az, Hendek savasi sirasinda kol damarindan yaralaninca, Resulullah aleyhissalatu vesselam onun icin mescide bir cadir kurdurdu. Maksadi, onu daha yakindan ziyaret etmek (ve ilgilenmek)ti."
Ebu Davud, Cenaiz 8, (3101); Nesai, Mesacid 18, (2, 45).

3380 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim eceli gelmeyen bir hastayi ziyaret eder v yaninda su duayi yedi kere okursa, Allah ona bu hastaligindan mutlaka sifa verir: Es'elullahe'l-azime Rabbe'l-Arsi'l-azimi en yesfike. (Buyuk Ars'in Rabbi olan Allah'tan senin icin sifa taleb ediyorum.)"
Ebu Davud, Cenaiz 12, (3106); Tirmizi, Tibb 32, (2084).
 
Üst Alt