Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 001 - 4190

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
4061 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir ihtiyaci gormek uzere (yola) ciktigi zaman ya rasid (ugurlar olsun)! ya necih (hayirli muvaffakiyetler) temennilerini isitmekten hoslanirdi."
Tirmizi, Siyer 47, (1616).

4062 - Urve Ibnu Amir el-Kuresi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda ugursuzluktan bahsedilmisti. Buyurdular ki:
"Bunun en iyisi fe'l (ugur cikarma)dir. (Ugursuzluk inanci) bir muslumani yolundan alikoymasin. Biriniz, hoslanmadigi bir sey gorecek olursa su duayi okusun: "Allahumme la ye'ti bi'l-hasenati illa ente ve la yedfe'u's-Seyyiati illa ente vela havle ve la kuvvete illa bike. (Allahim! Hayri ancak sen verebilirsin, kotulugu de ancak sen defedebilirsin. Ibadet, calisma, korunma vs. icin muhtac oldugumuz) guc ve kuvvet de ancak sendendir.)"
Ebu Davud, Tibb 24, (3919).

4063 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ugursuzluk cikarmak sirktir, ugursuzluk cikarmak sirktir, ugursuzluk cikarmak sirktir. (Ihtiyarsiz kalbine ugursuzluk vehmi gelip icinde bazi seylere karsi nefret duyan) haric bizden kimsede bu yoktur. Lakin Allah onu tevekkulle giderir."
Ebu Davud, tibb 24, (3910); Tirmizi, Siyer 47, (1614).

4064 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet (bulusma), ne de ugursuzluk vardir. Benim fe'l hosuma gider." Yanindakiler sordu: "Fe'l nedir?"
"Guzel bir sozdur!" buyurdu."
Buhari'nin rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Benim, dedi, fe'l-i salih, guzel bir kelime hosuma gider."
Buhari, Tibb 44, 54; Muslim, Selam 113, (2224); Ebu Davud, Tibb 24, (3916); Tirmizi, Siyer 47, (1615).

4065 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "bir seyde (ugursuzluk) olsaydi, bu atta, kadinda, meskende olurdu."
Buhari, Cihad 47, Nikah 17; Muslim, Selam 119, (2226); Muvatta, Isti'zan 21.

4066 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet, ne safer, ne de gul vardir."
Muslim, Selam 109, (2222).

4067 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ne sirayet, ne safer ne de hame vardir!" Bunu isiten bir bedevi atilip:
"Ey Allah'in Resulu! Oyle de, kumda geyik gibi olan develer, uyuzlu bir deve aralarina girince hepsine uyuz bulasmasi nasil oluyor?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam su cevabi verdi: "Peki birinciye kim sirayet ettirdi?"
Buhari, Tibb 54; Muslim, Selam 101, (2220); Ebu Davud, Tibb 24, (3911, 3912, 3913, 3914, 3915).

4068 - Katan Ibnu Kubeysa babasi radiyallahu anh'tan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim: "Iyafe, tiyere, tark sihirdendir."
Ebu Davud, Tibb 23, (3907).

4069 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam dedi ki: "Ey Allah'in Resulu! Biz bir evdeydik, oradayken sayimiz cok, malimiz bol idi. Sonra bir baska eve gectik. Burada sayimiz da azaldi, malimiz da."
Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Burayi zemim (addederek) terkedin!" buyurdular."
Ebu Davud, Tibb 24, (3924).

ZIHAR

4070 - Seleme Ibnu Sahr el-Beyazi radiyallahu anh anlatiyor: "Ben, bir baskasinda rastlanmayacak derecede kadin mevzuunda zaafi olan (ve siddetli ihtiyac duyan) bir kimseydim. Ramazan ayi girince (tahammul edemeyip oruclu iken) hanima temas ediveririm diye korktum. Ve Ramazan boyu devam edecek bir ziharda bulundum. Bir gece o bana hizmet ederken, onun bazi yerleri acildi. Kendimi tutamayip temasta bulundum. Sabah olunca yakinlarima gidip durumu haber verdim. Ve: "Benimle Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelin (durumumu sorayim)" dedim."
"Vallahi hayir! Gelmeyiz!" dediler.
Resulullah'a tek basima gittim, durumu haber verdim.
"Yani sen boyle mi yaptin ey seleme?" buyurdular.
Ben: "Evet, ben oyle yaptim! Evet ben oyle yaptim. Ancak Allah'in emri karsisinda sabirliyim, allah size her ne gostermisse onu bana hukmedin!" dedim. "Bir kole azad et!" emrettiler. Ben: "Sizi hak peygamber olarak gonderen Zat-i Zulcelal'e yemin olsun sundan baska rakabem yok" deyip rakabeme elimle saplattim." "Oyleyse pes pese iki ay oruc tutacaksin!" buyurdular. Ben: "Ama ben bu gunahi oruc yuzunden isledim, (dayanamam)!" dedim. "Oyleyse buyurdular, altmis fakire bir vask kuru hurma taksim et!"
"Seni hak peygamber gonderen Zat-i Zulcelal'e yemin olsun (ben ve hanim, her) ikimiz ac ve yiyeceksiz olarak geceyi gecirdik" dedim. (Aleyhissalatu vesselam bu sozum uzerine):
"Beni Zureyk'in sadaka mallarina bakan memura git, o miktar (hurmay)i sana versin, sen altmis fakire yedir. Geri kalan bakiyeyi de sen ve iyaliniz yeyin!" buyurdular. Ben kavmime dondum. Onlara: "Sizden zorluk ve bed fikir gordum. Resulullah aleyhissalatu vesselam'da ise genislik ve guzel fikir buldum. Bana sadakanizdan verilmesini emretti!" dedim."
Ebu Davud, Talak 17, (2213); Tirmizi, Talak 20, (1200), Tefsir, Mucadile 3295; Ibnu Mace, talak 25, (2062)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
4071 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde soyle denir: "Cemile, Evs Ibnu's-Samit radiyallahu anhuma'nin nikahi altinda idi. Evs ise, kendisine kadina karsi siddetli istek bulunan birisi idi. Bu duygusu siddet peyda edince (nefsini frenlemek maksadiyla) hanimina ziharda bulundu. Bunun uzerine, Allah Teala Hazretleri, onun hakkinda kefaret-i zihar(la ilgili ayet)i inzal buyurdu."
Ebu Davud, Talak 17, (2218).

ALIMLERIN FAZILETI

4072 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a biri abid digeri alim iki kisiden bahsedilmisti.
"Alimin abide ustunlugu, benim, sizden en basitinize olan ustunlugum gibidir" buyurdu."
Tirmizi, Ilim 19, (2686).

4073 - Yine Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deligindeki karincaya, denizindeki baliklara varincaya kadar arz ehli, halka hayri ogretene magfiret duasinda bulunur."
Hadis Tirmizi'nin ayni babindadir.

4074 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Tek bir fakih, seytana bin abidden daha yamandir."
Tirmizi, Ilim 19, (2083).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
4075 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a Allah indinde en efdal insanin kim oldugu sorulmustu: "Allah indinde en kiymetlileri en muttaki olanlardir!" buyurdular. "Biz bunu sormadik!" demeleri uzerine: "Oyleyse o, Halilullah'in oglu, Nebiyyullah'in oglu Nebiyyullah'in oglu Yusuf'tur" buyurmustu. Yine itirazla: "Hayir bunu da sormadik" dediler. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "siz bana Arap hanedanlarindan mi soruyorsunuz?" dedi. "Evet (Ey Allah'in Resulu!) dediler. "Onlarin cahiliye donemindeki hayirlilari, fikih ogrendikleri takdirde, Islam'da da en hayirlilaridir!" cevabini verdi."
Buhari, Enbiya 8, 14, 19, Menakib 1, 25, Tefsir, Yusaf 1; Muslim, Fezail 168, (2378).

4076 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Dinde fakih (bilgili) olan kimse ne iyi kimsedir! Kendisine muhtac olununca faydali olur. Kendisine ihtiyac olmayinca ilmini artirir."
Rezin tahric etmistir.

4077 - Yine Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, benden sonra oldurulmus olan bir sunnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir."
Rezin tahric etmistir.

4078 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle dedigini isittim: "Kim bir ilim ogrenmek icin bir yola suluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmis demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarini (uzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki baliklar alim icin istigfar ederler. Alimin abid uzerindeki ustunlugu dolunayli gecede kamerin diger yildizlara ustunlugu gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras birakirlar, ama ilim miras birakirlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmistir."
Ebu Davud, Ilm 1, (3641); Tirmizi, Ilm 19, (2683); Ibnu Mace, Mukaddime 17, (223).

ILME TESVIK

4079 - Humeyd Ibnu Abdirrahman anlatiyor: "Hz. Muaviye radiyallahu anh'i isittim, demisti ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim: "Allah kimin icin hayir murad ederse onu dinde fakih kilar."
Buhari, Farzu'l-Humus 7, Ilm 13, I'tisam 10; Muslim, Imaret 98, (1038), Zekat 98, 100, (1038); Tirmizi, Ilm 1, (2647).

4080 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ilim talebi icin yola cikan kimse donunceye kadar Allah yolundadir."
Tirmizi, Ilim 2, (2649); Ibnu Mace, Mukaddime 17, (227).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
4081 - Yine Tirmizi'nin Sahbere radiyallahu anh'tan kaydina gore, Aleyhissalatu vesselam: "Kim ilim taleb ederse, bu isi, gecmisteki gunahlarina kefaret olur" buyurmustur."
Tirmizi, Ilim 2, (2650).

4082 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zancilardan once, olem ogrenin yani zanlariyla konusanlardan once."
Rezin tahric etmistir. Buhari'de bunu bir bab basliginda muallak (senetsiz) olarak kaydetmistir. (Feraiz 2).

4083 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Feraizi ve Kur'an-i ogrenin ve halka da ogretin, zira benim ruhum kabzedilecek (ve ben aranizdan gidecegim)."
Tirmizi, Feraiz 2, (2092). Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'tan ayni manada bir rivayet yapilmistir.
Rezin su ziyadede bulunmustur: "Feraizi bilmeyen alimin misali, bas kismi olmayan burnus gibidir."

4084 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mu'min, sonu cennet oluncaya kadar hayir isitmekten asla doymayacak."
Tirmizi, Ilim 19, (2687).

4085 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hikmetli soz mu'minin yitigidir. Onu nerede bulursa, onu hemen almaya ehaktir."
Tirmizi, Ilim 19, (2688).

4086 - Ibn-i Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ilim uctur. Bunlardan fazlasi fazilettir. Muhkem ayet, kaim sunnet, adil taksim."
Ebu Davud, Feraiz 1, (2285); Ibnu Mace, Mukaddime 8, (54).

4087 - Ebu Vakid el-Leysi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken uc kisi cikti geldi. Ikisi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a yonelerek onunde durdular. Bunlardan biri, bir aralik bularak hemen oraya oturdu. Digeri de onun gerisine oturdu. Ucuncu kimse ise, geri donup gitti.
Resulullah aleyhissalatu vesselam (dersinden) bosalinca buyurdular:
"Size uc kisiden haber vereyim mi? Bunlardan biri Allah'a iltica etti, Allah da onu himayesine aldi. Digeri istihyada bulundu, Allah da onun istihyasini kabul etti. Ucuncusu ise geri dondu, Allah da ondan yuz cevirdi."
Buhari, Ilim 8, Salat 84; Muslim, Selam 26, (2176); Muvatta, Selam 4, (2, 960, 961); Tirmizi, Isti'zan 29, (2725).

ILIM ADABI

4088 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip soylemezse (Kiyamet gunu) atesten bir gem ile gemlenir."
Ebu Davud, Ilm 9, (3658); Tirmizi, Ilim 3, (2651).

4089 - Sehl Ibnu sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Vallahi, senin hidayetinle bir tek kisiye hidayet verilmesi, senin icin kiymetli develerden mutesekkil surulerden daha hayirlidir."
Ebu Davud, Ilm 10, (3661); Buhari, Ashabu'n-Nebi 9; Muslim, Fedailu'l-Ashab 34, (2046).

4090 - Ebu Harun el-Abdi anlatiyor: "Biz Ebu Sa'id el-Hudri radiyallahu anh'a ugrardik. O bize: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (bize) vasiyetine merhaba" (derdi ve ilave ederdi): "Resulullah aleyhissalatu vesselam demisti ki: "Insanlar (dinde) size tabidirler. Size (aktar-i alemden yani) dunyanin her tarafindan bir kisim erkekler gelip Islam dinini ogrenecekler. Onlar geldikleri vakit, onlara hep hayri tavsiye edin."
Tirmizi, Ilim 10, (3661)
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
4091 - 4120

4091 - Yezid Ibnu Seleme el-Cufi radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim, ben senden pek cok hadis isittim. Ancak bunlardan, sonradan isittiklerimin, onceden isittiklerimi unutturacagindan korkuyorum. Bana (hepsinin yerini tutacak) cami bir kelime soyle!"
"Bildiklerinde Allah'a karsi muttaki ol (bu sana yeter)!" buyurdular."
Tirmizi, Ilim 19, (2684).
Rezin su ziyadeyi yapti: "...ve onunla amel et!"

4092 - Rebi'a Ibnu Ebi Abdirrahman der ki: "Yaninda bir miktar ilim olan kimseye, nefsini zayi etmesi munasib dusmez."
Buhari bab basliginda kaydetmistir. (Ilim 21.)

ILIM VEOGRENME ADABI

4093 - Ikrime rahimehullah anlatiyor: "Ibnu Abbas radiyallahu anhuma dedi ki: "Insanlara haftada birkere hadis anhlat. Buna uymazsan iki kere olsun. Daha cok yapmak istersen uc olsun. Sakin halki su Kur'an'dan usandirma! Halk kendi meselelerini konusurken, senin onlara gelip, sozlerini keserek, bir seyler anlatip onlari biktirdigini gormeyecegim. Onlar konusurken sus ve dinle. Onlar sana gelip: "Konus!" diye talebte bulununca, istiyorlar demektir, o zaman konusursun. Dua'da seci meselesine dikkat et ve ondan kacin. Zira ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam ve Ashab-i Kiram'in devrinde yasadim, bunu yapmiyorlardi."
Buhari, Da'avat 20.

4094 - Hz. Ali radiyallahu anh demistir ki: "Insanlara anlayacaklari seyleri anlatin. Allah ve resulunun tekzib edilmelerini ister misiniz?"
Buhari, Ilim 49.

4095 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh diyor ki: "Sen bir cemaate akillarinin almayacagi bir sey soylersen mutlaka bu, bir kismina fitne olur."
Muslim, Mukaddime 5.

HADIS RIVAYETI VE NAKLI

4096 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benden bir sey isitip onu (artirip eksiltmeden) isittigi sekilde baskasina ulastiran kimsenin (Kiyamet gunu) Allah yuzunu taze kilsin. Zira, kendisine ulastirilan oyleleri var ki, bizzat isitenden daha iyi kavrar."
Tirmizi, Ilm 7, (2658).

4097 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir ayet bile olsa benden baskasina goturun. Beni Israil (hikayelerin)den de rivayet edin, bunda bir mahzur yok. Ancak kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazirlasin."
Buhari, Enbiya 50; Tirmizi, Ilm 13, (2671).

4098 - Mahmud Ibnu'r-Rebi' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ben bes yaslarimda iken, evimizin kuyusunun kovasindan agzina aldigi suyu yuzume puskurttugunu hatirliyorum."
Buhari, Ilim 18, Muslim, Mesacid 54 (33).

4099 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan iki kap ilim hifzima aldim. Bunlardan birini aranizda nesrettim. Ama digerini soyleyecek olsam su girtlagimi kesersiniz."
Buhari, Ilm 42.

4100 - Ebu Zerr radiyallahu anh demistir ki: "Eger kilinci suraya koysaniz -eliyle ensesini gostermistir- ben bu esnada, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan isitmis bulundugum bir hadisi, sizin isimi bitirmezden once soyleyebilecegime kanaatim gelse onu mutlaka soylerim."
Buhari, Ilim 10.

4101 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan isittigim her seyi yaziyordum. Kureys bu isten beni men etti. Dediler ki: "Sen her (isittigin) seyi yaziyorsun, halbuki Resulullah aleyhissalatu vesselam bir insandir, memnun ve ofkeli halde de konusur."
Bunun uzerine yazmaktan vazgectim. Sonra durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a anlattim. Parmagi ile agzina isaret ederek:
"Yaz, nefsimi elinde tutan Zata yemin olsun, ondan haktan baska bir sey cikmaz!" buyurdu."
Ebu Davud, Ilim 3, (3646).

4102 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Ensardan bir zat Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (hafizasini) sikayet ederek dedi ki: "Ey Allah'in Resulu! ben senden hadis isitiyorum, cok hosuma gidiyor, ancak hafizamda tutamiyorum. Resulullah aleyhissalatu vesselam ona su cevabi verdi:
"Sag elini yardima cagir!" ve eliyle yazma isareti yapti."
Tirmizi, Ilm 12, (2668).

4103 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun, halka) hitabetti, -(Ebu Hureyre, hadisin vurudu ile ilgili) bir kissa anlatti- (hadiste su ibare de vardi) "Ebu Sah dedi ki: "Ey Allah'in Resulu! (bu hutbeyi) bana yaziverin!" Bu taleb uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Evet Ebu Sah'a yaziverin!" emir buyurdular."
Tirmizi, Ilim 12, (2669); Buhari, Ilm 39, Lukata 7, Diyat 8; Ebu Davud, Ilm 3, (3649).

4104 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh diyor ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ashabi arasinda Ibnu Amr haric, benden daha cok hadis bilen yoktu. (Onun beni gecmesi suradan ileri geliyordu) O hadisleri yaziyordu, ben ise yazmiyordum."
Buhari, Ilm 39; Tirmizi, Ilm, (2670).

4105 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana emretti, ben de onun icin, Suryanice (yahudi) yazisini ogrendim. Soyle demisti: "Allah'a yemin olsun, ben yazi isimde yahudiye emniyet edemiyorum!"
(Zeyd) der ki: "Allah'a yemin olsun bir ayin yarisi gecmeden, o yaziyi ogrendim ve hazakat kazandim. Resulullah'in onlara olan mektuplarini yaziyor, onlarin gonderdiklerini de ona okuyordum."
Buhari, Ahkam 40; Ebu Davud, Ilm 2, (3645); Tirmizi, Istizan 22, (2716).

4106 - el-Muttalib Ibnu Abdillah Ibni Hantab radiyallahu anh anlatiyor: "Zeyd Ibnu Sabit Hz. Muaviye radiyallahu anhuma'nin yanina girmisti. Hz. Mu'aviye ona bir hadisten sual etti. Zeyd de hadisi ona soyledi. Hz. Muaviye (orada hazir bulunan bir adama) hadisi yazmasini emretti. Zeyd mudahalede bulunarak Resulullah aleyhissalatu vesselam, hadislerinden hic bir sey yazmamamizi emretmisti" dedi. Bunun uzerine Hz. Muaviye yazilani derhal imha etti."
Ebu Davud, Ilm 3, (3647).

4107 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle emrettiler: "Benden kur'an disinda bir sey yazmayin. Kim, Kur'an'dan baska bir sey yazmis ise, onu imha etsin."
Muslim, zuhd 72, (3004).

ILMIN KALDIRILMASI

4108 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah ilmi (verdikten sonra), insanlarin (kalbinden) zorla sokup almaz. Fakat ilmi, ulemayi kabzetmek suretiyle alir. Ulema kabzedilir, oyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksizin (kendi reyleriyle) fetva verirler, boylece hem kendilerini hem de baskalarini dalalete atarlar."
Buhari, Ilim 34, I'tisam 7; Muslim, ilm 13, (2573); Tirmizi, ilm 5, (2654).

4109 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik. Gozunu semaya dikti. Sonra: "Su anlar, ilmin insanlardan kapip kacirildigi anlardir. Oyle ki, bu hususta insanlar hicbir seye muktedir olamazlar!" buyurdular.
Ziyad Ibnu Lebid el-Ensari araya girip: "Bizler Kur'an'i okuyup dururken ilim bizlerden nasil kapip kacirilir? Vallahi biz onu hem okuyacagiz, hem de cocuklarimiza, kadinlarimiza okutacagiz!" dedi. Resulullah da: "Anasiz kalasin, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayiyordum. (Bak) iste Tevrat ve Incil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onlarin ne isine yariyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?" buyurdu. Cubeyr der ki: "Ubade Ibnu's-Samit radiyallahu anh'a rastladim. Kardesin Ebu'd-Derda ne soyledi, isittin mi? dedim. Ve ona Ebu'd-Derda'nin soyledigini haber verdim. bana: "Ebu'd-Derda dogru soylemis, dilersen kaldirilacak olan ilk ilmin ne oldugunu sana haber vereyim: Insanlardan kaldirilacak olan ilk ilim husu'dur. Buyuk bir camiye girip husu uzere olan tek sahsi goremiyecegin vakit yakindir!" dedi."
Tirmizi, Ilm 5, (2655).

4110 - Omer Ibnu Abdilaziz rahimehullah'dan nakledildigine gore, (Medine valisi) Ebu Bekr Ibnu Hazm'a soyle yazmistir: "Bak, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hadisinden ne varsa yaz. Zira ben, ilmin kaybolmasindan ve ulemanin gitmesinden korkuyorum. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hadisinden baska bir sey kabul etme. Alimler ilmi yaysinlar, ilim icin (herkese acik yerlerde) halkalar teskil etsinler, ta ki bilmeyenler de boylece ogrensin. Zira ilim, gizli kalmazsa helak olmaz."
Buhari, Ilm 34.

AF VE MAGFIRET

4111 - Ebu Eyyub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eger siz hic gunah islemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, gunah isleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) magfiret edecegi kimseler yaratirdi."
Muslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizi, Da'avat 105, (3533).

4112 - Muslim'de Ebu Hureyre'nin bir rivayeti soyledir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zat'a yemin ederim ki, eger siz hic gunah islemeseniz, Allah sizi toptan helak eder; gunah isleyen, arkadan da istigfar eden bir kavim yaratir ve onlari magfiret ederdi."
Muslim, Tevbe 9, (2748).
Rezin su ziyadede bulundu: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: "Nefsim elinde bulunan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun ki, gunah islemediginiz takdirde ondan daha buyuk olan ucb'e duseceginizden korkarim."
Bu rivayet, Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir (4, 20).

4113 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir hadis-i kudsi'de) Rabbinden naklen buyururlar ki: "Bir kul gunah isledi ve: "Ya Rabbi gunahimi affet!" dedi.
Hak Teala da: "Kulum bir gunah isledi; arkadan bildi ki gunahlari affeden veya gunah sebebiyle cezalandiran bir Rabbi vardir."
Sonra kul donup tekrar gunah isler ve: "Ey Rabbim gunahimi affet!" der.
Alllah Teala Hazretleri de: "Kulum bir gunah isledi ve bildi ki, gunahi affeden veya gunah sebebiyle cezalandiran bir Rabbi vardir."
Sonra kul donup tekrar gunah isler ve: "Ey Rabbim beni affeyle!" der. Allah Teala da:
"Kulum gunah isledi ve bildi ki, gunahi affeden veya gunah sebebiyle muahaze eden bir Rabbi oldugunu bildi. Diledigini yap, ben seni affettim!" buyurdu."
Buhari, Tevhid 35; Muslim, Tevbe 29, (2758).

4114 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri diyor ki: "Ey Ademoglu! Sen bana dua edip, (affimi) umid ettikce ben senden her ne sadir olsa, aldirmam, ben seni affederim. Ey Ademoglu! Senin gunahin semanin bulutlari kadar bile olsa, sonra bana donup istigfar etsen, cok olusuna bakmam, seni affederim. Ey ademoglu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hic bir sirk kosmaksizin bana kavusursan, seni arz dolusu magfiretimle karsilarim."
Tirmizi, Da'avat 106, (3534).

4115 - Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir adam: "Vallahi Allah falancayi magfiret etmiyecek!" diye kesip atti. Allah Teala Hazretleri de: "Falancaya magfiret etmiyecegim hususunda yemin eden de kim? Ben ona magfiret ettim, senin amelini de iptal ettim!" buyurdu."
Muslim, Birr 137, (2621).

4116 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Beni Israil'de birbirine zid maksad guden iki kisi vardi: Biri gunahkardi, digeri de ibadette gayret gosteriyordu. Abid olan digerine gunah islerken rastlardi da: "Vazgec!" derdi. Bir gun, yine onu gunah uzerinde yakaladi. Yine, "vazgec" dedi. Oburu:
"Beni Allah'la basbasa birak. Sen benim basima mufettis misin?" dedi. Oburu: "Vallahi Allah seni magfiret etmez. Veya: "Allah seni cennetine koymaz!" dedi. Bunun uzerine Allah ikisinin de ruhlarini kabzetti. Bunlar Rabulaleminin huzurunda bir araya geldiler. Allah Teala Hazretleri ibadette gayret edene: "Sen benim elimdekine kadir misin?" dedi. Gunahkara da donerek: "Git, rahmetimle cennete gir!" buyurdu. Digeri icin de: "Bunu atese goturun!" emretti."
Ebu Hureyre radiyallahu anh der ki: "(Adamcagiz Allah'in gadabina dokunan munasebetsiz) bir kelime konustu, bu kelime dunyasini da, ahiretini de heba etti."
Ebu Davud, Edeb 51, (4901).

4117 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir adam vardi, (gunah isleyerek nefsine zulmetmekte) cok ileri idi. Olum gelip catinca ogullarina dedi ki: "Ben olunce, cesedimi yakin, kulumu iyice ezin ve ruzgarin onunde sacin. Allah'a yemin olsun, eger Rabbim beni bir yakalarsa hic kimseye vermedigi azabi verir!"
Olunce, bu soyledigi ona yapildi. Allah da arz'a emrederek:
"Sende ondan ne varsa bana toplayiver!" dedi. Arz da topladi. Adam ayakta duruyordu. "Sen boyle bir vasiyeti niye yaptin?" diye Rabb Teala sordu.
"Senden korktugum icin ey Rabbim!" cevabini verdi. Allah Teala Hazretleri bu cevap uzerine onu affetti."
Buhari, Tevhid 35, Enbiya 50; Muslim, Tevbe 25, (2756); Muvatta, Cenaiz 51, (1, 240); Nesai, Cenaiz 117, (4, 113).

4118 - Ummu'd-Derda radiyallahu anha anlatiyor: "Ebu'd-derda radiyallahu anh'i isittim. Demisti ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim, soyle buyurdu: "Musrik olarak olenle, bir muslumani haksiz yere olduren haric, Allah butun gunahlari affedebilir."
Ebu Davud, Fiten 6, (4270).

KOLE AZAD ETMENIN FAZILETI

4119 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir musluman erkegi azad ederse, onun her bir uzvuna mukabil, bunun bir uzvunu Allah atesten azad eder."
Bir diger rivayette su ziyade var: "...hatta fercine mukabil fercini.."
Buhari, Itk 1; Muslim, Itk 24, (1509); Tirmizi, Nuzur 19, (1547).

4120 - Vaile Ibnu'l-Eska' radiyallahu anh anlatiyor: "kendisine -katl sebebiyle ates- vacib olan bir arkadasimizla Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelmistik.
"Ona bedel bir kole azad edin, Allah da onun her bir uzvuna bedel sizden bir uzvu atesten azad etsin!" buyurdu."
Ebu Davud, Itk 13, (3964).
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
4121 - 4160

IYI MUAMELE

4121 - Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kotu muamele sahibi cennete giremez."
Tirmizi, Birr 29, (1947).

4122 - Rafi' Ibnu Mekis radiyallahu anh -ki Cuheynelidir, Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte Hudeybiye seferine katilmistir- anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Iyi muamele artmadir -veya ugurdur dedi- kotu huy da ugursuzluktur."
Ebu Davud, Edeb, 133, (5162, 5163).

KOLEYI AFFETMEK

4123 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Hizmetciyi ne kadar affedeyim?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam susup cevap vermedi. Adam tekrar:
"Ey Allah'in Resulu! Hizmetcimi ne kadar affedeyim?" diye sordu. bu sefer: "Her gun yetmis kere affet!" cevabini verdi."
Ebu Davud, Edeb 133, (5164); Tirmizi, Birr 31, (1950).

4124 - Ma'rur Ibnu Suveyd rahimehullah anlatiyor: "Ebu Zerr'i gordum, uzerinde bir takim (hulle) vardi, kolesi de ayni sekilde bir takim giyiyordu. Bunun sebebini sordum. Bana su cevabi verdi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan soyle soyledigini isitmistim:
"Onlar sizin kardesleriniz ve yakin adamlarinizdir. Allah Teala Hazretleri onlari ellerinizin altina (emaneten) koymustur. Kimin kardesi eli altinda ise, yediginden yedirsin, giydiginden giydirsin, yapamayacagi is buyurmayiniz, eger buyurursaniz onlara yardim edin."
Buhari, Iman 22, Itk 15, Edeb 44; Muslim, Eyman 40 (1661); Ebu Davud, Edeb 133, (5157, 5158, 5161); Tirmizi, Birr 29, (1946).

4125 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Birinize hizmetcisi yemegini getirince, onu beraber yemek uzere oturtmayacaksa, hic olsun bir iki lokma veya bir iki yiyecek versin. Zira yemegin hararet (pisirme) ve muamele (zahmeti)ni o cekmistir."
Buhari, Et'ime 55, Itk 18; Tirmizi, Et'ime 44, (1854); Ebu Davud, Et'ime 51, (3846); Muslim, Eyman 42, (1663).

HIZMETCININ DOVULMESI VE KAZFI

4126 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz hizmetcisini dovunce, hizmetci Allah'in ismini zikrede(rek Allah askina vurma diye)cek olursa derhal elinizi kaldirin."
Tirmizi, Birr 32, (1951).

4127 - Muaviye Ibnu Suveyd Ibni Mukarrin anlatiyor: "Bizim bir azadlimiza bir tokat attim ve kactim. Sonra ogleden az once dondum, babamin arkasinda namaz kildim. Babam azadliyi da beni de cagirdi. Sonra hizmetciye: "Misilleme (onun yaptigininin mislini) yap!" dedi. Hizmetci affetti. Bunun uzerine babam anlatti: "Biz Beni Mukarrin, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda tek bir hizmetciye sahiptik. Ona birimiz bir tokat vurdu. Bu hadise Aleyhissalatu vesselam'in kulagina ulasmisti: "Onu azad edeceksiniz!" emir buyurdular. Kendisine: "Ondan baska hizmetcileri yok!" dendi. Bunun uzerine: "Oyleyse onu hizmetlensinler. Ancak ne zaman ondan mustagni olurlarsa, derhal yol versinler!" buyurdular."
Muslim, Eyman 31, (1658); Tirmizi, Nuzur 14, (1542); Ebu Davud, Edeb 133, (5166, 5167).

4128 - Ebu Mes'ud el-Bedri radiyallahu anh anlatiyor: "Ben koleme kamciyla vuruyordum. Arkamdan bir ses isittim. "Ebu Mes'ud, bil!" diyordu. Ofkeden sesi taniyamadim. Bana yaklasinca onun Resulullah aleyhissalatu vesselam oldugunu gordum.
"Ebu Mes'ud bil! Ebu Mes'ud bil!" diyordu. Kamciyi elimden attim.
"Ebu Mes'ud bil! Allah senin uzerinde senin bunun uzerindekinden daha fazla muktedir" dedi. Ben: "Bundan sonra ebediyen kole dovmeyecegim" dedim."
Muslim, Eyman 34, (1659); Ebu Davud, Edeb 133, (5159, 5160); Tirmizi, Birr 30, (1949).

4129 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim kolesine kazif'ta bulunursa (zina isnadi yaparsa), kolesi bu iftiradan beri ise, Kiyamet gunu celde uygulanir. Dedigi dogru ise o baska."
Buhari, Hudud 45; Muslim, Eyman 77, (1660); Ebu Davud, Edeb 133, (5165); Tirmizi, Birr 30, (1948).

KOLENIN TESMIYESI

4130 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden kimse "kolem", "cariyem" demesin. Kole de Rabbi (sahibim), rabbeti (sahibem) demesin. Malik (efendi) "Oglum" "kizim" desin. Memluk (kole) de Seyyidi (efendim), seyyideti desin. Zira hepiniz memluklersiniz. Rabb de aziz ve celil olan Allah'tir."
Buhari, Itk 17; Muslim, Elfaz 14, (2249); Ebu Davud, Edeb 83, (4975, 4976).

4131 - Bir rivayette soyle gelmistir: "Hic kimse "Rabbini (efendini) doyur"; "Rabbine abdest suyu dok"; "Rabbine su ver" demesin. Bilakis "Seyyidim", "efendim" desin.
Sizden kimse abdi (kulum), emeti (cariyem) de demesin. Bilakis "oglum", "kizim, yavrum" desin."
Muslim. Elfaz 15, (2249).

4132 - Muslim'in bir diger rivayetinde: "Sizden kimse "kolem!" "cariyem!" diye soylemesin. Hepiniz Allah'in kolelerisiniz, butun kadinlariniz da Allah'in kullaridir."
Muslim, Elfaz 13, (2249).

4133 - Hz. Cerir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Hangi kole kacarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmistir, donunceye kadar namazi kabul edilmez."
Muslim, Iman 122-124, (68, 69, 70); Ebu Davud, Hudud 1, (4360); Nesai, Tahrimu'd-Dem 12, (7, 102).

AZAD ETME

4134 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim, kendisi ile bir baskasi arasinda (ortak) olan bir kole(deki kendine mahsus hisse)yi azad ederse, koleye onun malindan adilane bir kiymet bicilir, ne eksik ne de fazla. Sonra, eger zenginse, onun malindan (ortaklara hisseleri verilerek) kole azad edilir. Degilse koleden azad ettigi kisim azad olmustur."
Buhari, Sirket 5, 14. Itk 4, 17; Muslim, Itk 1, (1501); Muvatta, Itk 1, (2, 772); Ebu Davud, Itk 6, (3940 - 3947); Tirmizi, Ahkam 14, (1346, 1347); Nesai, Buyu 106, (7, 319).

4135 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Koleyi olme aninda azad edenin misali, doydugu zaman hediyede bulunan adam gibidir."
Ebu Davud, Itk 15, (3968); Tirmizi, Vesaya 7, (2124).

4136 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam, olecegi sira, kendine ait alti koleyi azad etti. Onlardan baska mali da yoktu. Resulullah aleyhissalatu vesselamonlari cagirdi. Onlari uc gruba ayirdi, sonra aralarinda kur'a cekti. Ikisini azad etti. dordunu kole olarak birakti. Adami da siddetle azarladi."
Muslim, Eyman 56, (1668); Muvatta, Itk 3, (2, 774); Tirmizi, Ahkam 27, (1364); Ebu Davud, Itk 10, (3958- 3961); Nesai, Cenaiz 65, (4, 64).

4137 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma diyor ki: "Hangi cariye, efendisinden bir cocuk dunyaya getirirse, artik efendi bu cariyeyi satamaz, hibe edemez, miras da kilamaz. Hayatta oldukca ondan istifade eder, oldu mu artik cariye hur olur."
Muvatta, Itk 6, (2, 776).

4138 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim zu-rahm muhrem birisine malik olursa o hurdur."
Ebu Davud, Itk 7, (3949); Tirmizi, Ahkam 28, (1365); Ibnu Mace, Itk 5, (2524).

4139 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a yardim talep etmek uzere bir adam gelip: "Ey Allah'in Resulu! (Efendim) falana ait su cariye var ya (onun yuzunden efendim bana sikinti veriyor)" dedi. Aleyhissalatu vesselam "Vah! Neyin var?" deyince adam: "Bela hasil oldu. Kole (ben demek istiyor) efendinin cariyesine bakmisti, efendi kiskanclikla erkeklik uzvunu burdu (hadim etti)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Adami bana getir!" emretti. Efendi cagirildi ama getirilemedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse git, sen hursun!" ferman buyurdu. Adam: "Ey Allah'in Resulu! (Efendimin kolesi olmamda direnmesi halinde) kim bana yardimci olacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sana yardimci olmak butun muslumanlara terettup eder" cevabini verdi."
Ebu Davud, Diyat 7, (4519); Ibnu Mace, Diyat 29, (2680).

4140 - Sefine radiyallahu anh anlatiyor: "Ben Ummu Seleme radiyallahu anha'nin kolesi idim. Bir gun bana: "Seni azad ediyorum, ancak yasadigin muddetce Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a hizmet etmeni sart kosuyorum" dedi. "Sen bu sarti kosmasan da baska bir sey yapacak degilim!" dedim. Beni azad etti ve bana bu sarti kostu."
Ebu Davud, Itk 3, (3932); Ibnu Mace, Itk 6, (2526).

4141 - Imam Malik'e ulastigina gore, Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya azad etme sartiyla satin alinan rakabe-i vacibe'den sorulmustu. "Hayir, olmaz" cevabini verdi."
Muvatta, Itk 12, (2, 778).

4142 - Fudale Ibnu Ubeyd el-Ensari radiyallahu anh'tan anlatildigina gore Fudale'ye, "uzerinde bir kole azad etme borcu bulunan kimsenin veled-i zira'yi azad etmesi caiz olur mu?" diye sorulmus, o da: "Evet" demistir."
Muvatta, Itk 11, (2, 777).

4143 - Abdurrahman Ibnu Ebi Amra el-Ensari rahimehullah'in anlattigina gore "annesi, bir kole azad etmek istemis ve bunu sabaha tehir etmis, kole de bu sirada olmustur. Abdurrahman Kasim Ibnu Muhammed'e: "Ben anneme bedel bir kole azad etsem, anneme faydasi olur mu (sevabi ulasir mi)? diye sorar. Kasim: "Sa'd Ibnu Ubade radiyallahu anh Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a gelip: "Annem vefat etti, ben onun adina bir kole azad etsem ona faydasi olur mu?" diye sormustu, "Evet!" cevabini aldi" dedi."
Muvatta, Itk 13, (2, 779).

4144 - Yahya Ibnu Sa'id rahimehullah anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Ebi Bekr radiyallahu anhuma, uyudugu bir uykuda vefat etti. Kiz kardesi Hz. Aise radiyallahu anha onun adina bircok kole azad etti."
Muvatta, Itk 14, (2, 779).

4145 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim mali olan bir kole azad ederse, kolenin mali kendisinin olur, yeter ki efendisi bu hususta bir sart kosmamis olsun."
Ebu Davud, Itk 11, (3962); Ibnu Mace, Itk 8, (2529).

4146 - Rebi'a Ibnu Ebi Abdirrahman anlatiyor: "Zubeyr Ibnu'l-Avvam radiyallahu anh bir kole satin aldi ve onu azad etti. Bu kolenin, hur bir kadindan ogullari vardi. Hz. Zubeyr: "Ogullari benim mevalimdir" dedi. Annesinin efendileri: "Hayir, onlar bizim mevalimizdir" dediler. Bunun uzerine davalari Hz. Osman radiyallahu anh'a intikal etti. O, vela'nin Hz. Zubeyr'e ait olduguna hukmetti."
Muvatta, Itk 21, (2, 782).

4147 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a "Hangi koleyi azad etmek efdaldir?" diye sorulmustu.
"Fiyatca yuksek olani ve efendisinin nazarinda en nefis olanidir!" cevabini verdi."
Muvatta, Itk 15, (2, 779); Buhari, Itk 2; Muslim, Iman 136, (84).

MUDEBBER KILMA, MUKATEBE YAPMA

4148 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam, kolesini " benden sonra hur olsun" diye azad etmisti. Sonradan ona ihtiyaci dogdu. Resulullah aleyhissalatu vesselamkoleyi alarak: "Bunu benden kim satin alacak?" dedi. Nuaym Ibnu Abdillah IBni'n-Nehham radiyallahu anh su su miktar fiyata satin aldi. Resulullah o parayi (kole sahibine) verdi."
Buhari, Buyu 59, 110, Istikraz 16, Husumat 2, Itk 9, Kefaretu'l-Eyman 7, Ikrah 4, Ahkam 32; Muslim, Eyman 41, (997); Ebu Davud, Itk 9, (3955, 3956, 3957); Tirmizi, Buyu 11, (1219); Nesai, Buyu 94, (7, 304).

4149 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma, kendine ait iki cariyeyi mudebber kildi. Onlar mudebber olduklari halde Ibnu Omer onlara temasta bulunuyordu."
Muvatta, Mudebber 4, (2, 814).

4150 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim kolesi ile yuz okiyye uzerinden mukatebe yapsa da, kolesi, bunun on okiyyesi haric hepsini odese, yine de koledir."
Ebu Davud, Itk 1, (3927); Tirmizi, Buyu' 35, (1260); Ibnu Mace, Itk 3, (2519).

4151 - Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle buyurulur: "Mukateb, uzerinde bir dirhemlik borc kaldigi muddetce koledir."
Ebu Davud, Itk 1, (3926).

4152 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mukatebe karsi bir hadd islenir, (diyet almaya hak kazanirsa) veya mirasa mazhar olursa, (borcunu odeyerek) hurriyetinden kazandigi miktarca onlara varis olur." "Resulullah aleyhissalatu vesselamsoyle buyurdular: "Mukateb, odedigi hisse nisbetinde hur diyeti oder, geri kalana kole diyetinden oder."
Tirmizi, Buyu' 35, (1259); Ebu Davud, Diyat 22, (4582); Nesai, Kasame 36, (8, 45, 46).

4153 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambize buyurdular ki: "Sizden birinin mukatebinin sizce hala odeyecegi borcu varsa da, ona karsi ortunsun."
Ebu Davud, Itk 1, (3928); Tirmizi, Buyu' 35, (1261); Ibnu Mace, Itk 3, (2520).

4154 - Musa Ibnu Enes Ibn-i Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Sirin, Hz. Enes'e mukatebe yapma talebinde bulundu. Hz. Enes cok zengindi, mukatebe yapmayi reddetti. Sirin Hz. Omer radiyallahu anh'a basvurdu. Hz. Omer, Enes radiyallahu anhuma'yi cagirarak: "Sirin'le mukatebe yap!" emretti. Enes radiyallahu anh yine kabul etmedi. Hz. Omer, cubuguyla Enes'e vurdu. Ve su ayeti okudu: "Kolelerinizden hur olmak icin bedel vermek (mukatebe yapmak) isteyenlerin, -onlarda bir iyilik gorurseniz- bedel vermesini kabul edin" (Nur 33). Bunun uzerine Hz. Enes mukatebe yapti."
Buhari, Mukateb 1.

4155 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Berrire mukatebe bedelini odemede yardim istemeye geldi..."

4156 - Nesa'i'nin rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Berire radiyallahu anha kendi nefsinin hurriyete kavusmasi icin dokuz okiyye uzerine mukatebe yapti. Her sene bir okiyye odeyecekti. Resulullah aleyhissalatu vesselamonu, (hurriyetine kavustugu zaman) kocasi ile beraberlige devam etme veya bosanma hususunda muhayyer birakti. Kocasi kole idi. Berire kendini (kocadan ayrilmayi) tercih etti. Urve der ki: "Kocasi hur olsaydi, Aleyhissalatu vesselam Berire'yi muhayyer birakmazdi."

MUTALLAKA VE MUHTELEA'NIN IDDETLERI

4157 - Esma Bintu Yezid Ibni's-Seken el-Ensariyye radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "Esma, Resulullah aleyhissalatu vesselamzamaninda kocasindan bosanmistir. Ve o siralarda bosanan kadin icin henuz iddet bekleme hukmu yoktu. Iste bu sebeple, Esma bosaninca, Allah Teala Hazretleri, bosanan icin iddet bekleme emrini indirdi."
Ebu Davud, Talak 36, (2281).

4158 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Allah Teala Hazretleri: "Bosanan kadinlar kendi kendilerine uc aybasi hali beklerler" (Bakara 228) buyuruyor. Yine Allah Teala Hazretleri: "Kadinlariniz arasinda ay hali gormekten kesilenler ile ay hali gormemis olanlarin iddetleri hususunda supheye duserseniz, bilin ki, onlarin iddet beklemesi uc aydir..." (Talak 4). (Onceki ayet) bu ikinci ile neshedilmis oldu Keza Allah Teala Hazretleri (birinci ayetten bazi hukumleri neshederek) buyurmustur ki: "Mu'min kadinlarla nikahlanip, onlari, temasta bulunmadan bosadiginizda, artik onlar icin soze iddet saymaya luzum yoktur. Kendilerine bagista bulunarak onlari guzellikle serbest birakin" (Ahzab 49).
Ebu Davud, Talak 10, (2195), 27, (2282); Nesai, Talak 54, (6, 187), 74, (6, 212).

4159 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma, "Bosanan kadinlar kendi kendilerine uc aybasi hali beklerler, eger Allah'a ve ahiret gunune inanmislarsa, rahimlerinde Allah'in yarattigini gizlemeleri kendilerine helal degildir, kocalari bu arada barismak isterlerse, karilarini geri almakta daha cok hak sahibidirler" (Bakara 223) ayeti icin der ki: "Bu ayete gore, erkek hanimini uc kere de bosasa ona donmeye hakki vardir. Bu hukum su ayetle neshedildi: "Bosanma iki defadir. (Ondan sonrasi) ya iyilikle tutmak, ya guzellikle salmaktir" (Bakara 229).
Nesai, Talak 74, (6, 212).

4160 - Suleyman Ibnu Yesar rahimehullah anlatiyor: "el-Ahvas, hanimini bosamisti. Hanimi ucuncu hayizin kanama muddetinde iken Sam'da oldu. Hz. Muaviye radiyallahu anh, Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh'a yazarak bunun hukmunu sordu. Zeyd cevaben soyle yazdi: "Eger kadin, ucuncu hayz'in kanama devresine girmis idiyse, kocadan tamamen ayrilmis, koca da ondan ayrilmistir. Ne kadin, kocaya, ne de koca kadina varis olamaz."
Muvatta, Talak 56, (2, 577).
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
4161 - 4190

4161 - Rebi' Bintu Muavviz radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "Resulullah aleyhissalatu vesselamzamaninda, kocasindan muhala'a yoluyla ayrilmistir. Resulullah aleyhissalatu vesselamda ona bir hayiz muddetince iddet beklemesini emretmistir (veya kadina... emredilmistir.)"
Tirmizi, Talak 10, (1185); Nesai, Talak 53, (5, 186).

VEFAT IDDETI

4162 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Beni Eslem'den Subey'a adinda bir kadin hamile iken kocasi olmustu. Beni Abdi'd-dar'dan Ebu's-Senabil Ibn Ba'kik, kadinla evlenmek istedi. Kadin onunla evlenmekten imtina etti. Adam: "Vallahi, iki muddetin sonuncusuna kadar iddet beklemedikce evlenmen caiz degil!" dedi. Kadin yirmi gun kadar bekledi, derken nifas oldu. Sonra da Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a gelerek durumu arzetti. Aleyhissalatu vesselam: "Evlen!" buyurdu."
Buhari, Talak 39, Tefsir, Talak 2; Muslim, Talak 57, (1485); Muvatta, Talak 83, (2, 589, 590); Tirmizi, Talak 17, (1193); Nesai, Talak 56, (6, 190, 191) .

4163 - Muslim'deki rivayet soyledir: "Ummu Seleme radiyallahu anha dedi ki: "Subey'a, kocasinin vefatindan birkac gece sonra nifas oldu. Kadin, durumunu Resulullah'a zikretti. Aleyhissalatu vesselam evlenmesini soyledi."
Muslim, Talak 57, (1485).

4164 - Ebu Seleme Ibnu Abdurrahman anlatiyor: "Ben ve Ebu Hureyre, Ibn-i Abbas radiyallahu anhum'un yaninda iken, bir kadin gelerek: "Ben hamileyken kocam oldu, cocuk da kocamin olmesinden dort ay gecmeden dogdu. (Iddetim dolmus sayilir mi)?" diye sordu. Ibnu Abbas radiyallahu anhuma: "Iddetin iki muddetin sonuncusudur" dedi. Ebu Seleme: "Bana Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in Ashab'indan bir adam, boyle bir durumda Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in evlenmeyi emrettigini haber verdi" dedi. Ebu Hureyre der ki: "Buna ben de sehadet ederim."
Nesai, Talak 56, (6, 194).

4165 - Nafi' rahimehullah anlatiyor: "Hz. Ibni Omer radiyallahu anhuma'ya, hamile iken kocasi olen kadindan sorulmustu. "Cocugu dogurunca helal olur, (evlenebilir)" cevabini verdi. (Orada bulunan bir adam ilave etti) "Hz. Omer radiyallahu anh da: "Kocasi yatakta, henuz defnedilmemis iken dogum yapsa da kadin (evlenmeye) helaldir" demisti."
Muvatta, Talak 84, (2, 589).

4166 - Amr Ibnu'l-As radiyallahu anh dedi ki: "Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam'in sunnetini bize carpitmayin. Kocasi olen kadinin iddeti dort ay on gundur, yani ummu veled hakkinda."
Ebu Davud, Talak 48, (2308).

4167 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma diyordu ki: "Efendisi olan ummu veled'in iddeti bir hayiz devresidir."
Muvatta, Talak 92, (2, 593).

ISTIBRA

4168 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselamHuneyn seferi sirasinda Evtas'a bir ordu gonderdi. Ordu dusmanla karsilasti ve carpistilar. Musluman askerler onlara galebe caldi, bir miktar kadini da esir etti. Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in Ashabindan bir kisimlari, ele gecirilen cariyelere temasi, musrik kocalari sebebiyle sanki gunah addettiler. Bunun uzerine aziz ve celil olan Allah su ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Evli kadinlarla evlenmeniz de haram kilindi. Maliki bulundugunuz cariyeler mustesna..." (Nisa 24). Yani "bunlar (esir aldiklariniz) iddetlerini doldurunca size helaldir."
Muslim, Rada' 33, (1456); Tirmizi, Nikah 36, (1132); Ebu Davud, Nikah 45, (2155, 2157) Nesai, Nikah 59, (6, 110).

4169 - Irbaz Ibnu Sariye radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam , karinlarindaki yuku vaz' etmedikce (dogurmadikca) esirelere temasta bulunmayi yasakladi."
Tirmizi, Siyer 15, (1564).

4170 - Ruveyfi' Ibnu Sabit el-Ensari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'a ve ahiret gunune inanan bir kimseye, suyunu baskasinin ekinine dokmesi, yani hamile (esire)ye temasi helal degildir. Keza Allah'a ve ahirete inanan mu'min kisiye, istibra hasil olmazdan once esire kadina temasi helal olmaz. Keza Allah'a ve ahirete inanan kimseye, taksim edilmezden once ganimet malindan satmasi helal degildir."
Ebu Davud, Nikah 45, (2158, 2159); Tirmizi, Nikah 35, (1131).

4171 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselamseferlerinin birinde, bir cadirin kapisinda, dogumu yakin olan hamile bir kadin gordu. Kadin hakkinda sual etti.
"Falancanin cariyesi!" dediler.
Aleyhissalatu vesselam: "Herhalde o, cariyeye temas etmek istiyor!" buyurdu. Muhataplari "Evet!" deyince: "Ona, kabre kadar onunla beraber olacak bir lanetle lanet etmek icimden geldi. O nasil olur da kendine helal olmadigi halde (kadinin karnindaki cocugu) kendine varis kilar veya nasil olur da kendine helal olmayan (bebegi) hizmetci kilar?" buyurdular."
Muslim, Nikah 139, (1441); Ebu Davud, Nikah 45, (2156).

4172 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma demistir ki: "Temas edilmis bulunan bir cariye hediye edilir veya satilir veya azad edilirse onun rahmi bir hayiz muddetince istibra edilsin. Bakirenin istibrasi aranmaz."
Rezin tahric etmistir. Buhari, bu rivayeti muallak olarak zikretmistir. (Buyu, 111).

SUKNA VE NAFAKA

4173 - Fatima Bintu Kays radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "kocasi kendisini talak-i bette ile bosamistir. Kocasi ortalikta olmadigi halde, vekilini (bir miktar) arpa ile Fatima'ya gondermis. Fatima da bunu pek az bulmustu. Veya vekile kizmisti). Vekil: "Vallahi bizim uzerimizde (nafaka hakki olarak) bir seyin yok!" demistir. Fatima da Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a gelerek durumu anlatimis, aleyhissalatu vesselam da: "Senin onun uzerinde nafakan yok" buyurmus ve Ummu Serik el-Ensariyye radiyallahu anha'nin yaninda iddetini gecirmesini emretmistir. Sonra, Fatima'ya: " Bu kadin, ashabimin cokca ugradiklari birisidir. Sen iddetini Ibnu Ummi Mektum'un yaninda gecir. Zira o, ama birisidir, ortunu de (onun yaninda) cikarabilirsin. (Iddetin bitip) helal oldun mu bana haber ver!" buyurdu. (Fatima der ki): "Helal hale geldigim zaman, Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a gelip Muaviye Ibnu Ebi Sufyan ve Ebu Cehm radiyallahu anhuma'nin benimle evlenmek istediklerini haber verdim. Aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ebu Cehm, sopasini omuzundan indirmez. Muaviye ise fakirdir, parasi yoktur. Sen Usame Ibnu Zeyd radiyallahu anhuma ile evlen!"
Usame hosuma gitmedi. (Resulullah aleyhissalatu vesselam bunu sezmis olacak ki tekrar): "Sen Usame'yle evlen!" buyurdu. Ben de onunla evlendim. Allah Teala hazretleri onu bana hayirli kildi. Onunla mes'ud oldum."
Muslim, Talak 36, (1480); Muvatta, Talak 23, (2, 580, 581); Ebu Davud, Talak 39, 40, (2284, 2291); Tirmizi, Nikah 38, (1135), Talak 5, (1180); Nesai, Nikah 21, (6, 74); Talak 69, (6, 207), 71, 72, (6, 210).

4174 - Nafi' rahimehullah anlatiyor: "Sa'id Ibnu Zeyd'in kizi Abdullah Ibnu Amr Ibni Osman'in nikahi altinda idi. Kadini, kocasi talak-i bette ile bosadi. Kadin, kocasinin evini (iddeti dolmadan) terketti. Onun bu davranisini Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anh hos karsilamadi."
Muvatta, Talak 64, (2, 579).

4175 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Teyzemi kocasi (uc talakla) bosamisti. Teyzem hurmalarinin meyvesini kesmek istedi. Bir adam onu evden cikmaktan men etti. Teyzem de Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip durumunu arzetti. Aleyhissalatu vesselam: "Tabii, hurmalarini devsir, ondan dilersen tasadduk eder, dilersen ma'ruf uzere tasarruf edersin!" buyurdu."
Muslim, Talak 55, (1483); Ebu Davud, Talak 41, (2297); Nesai, Talak 70, (6, 209).

4176 - Mucahid rahimehullah, "Icinizden olenlerin birakmis oldugu esler kendi kendilerine dort ay on gun beklerler" (Bakara 234) mealindeki ayetle ilgili olarak demistir ki: "Kadinin, bu iddeti, kocasinin yaninda beklemesi vaciptir. Bunun uzerine Allah Teala Hazretleri su ayeti inzal buyurdu: "Icinizden olup, esler birakacak olanlar, evlerinden cikarilmaksizin senesine kadar eslerinin gecimini saglayacak seyi vasiyet etsinler. Eger kadinlar cikarlarsa kendilerinin mesru olarak yaptiklarindan dolayi size sorumluluk yoktur" (Bakara 240).
Mucahid devamla der ki: "Allah Teala Hazretleri boylece kadina tam bir yil (iddet) kildi, bunun yedi ay yirmi gunu vasiyet yoluyla taninacak. Kadin dilerse bu vasiyet muddetinde kocasinin evinde kalacak, dilerse terkedecek. Ayette gecen "evlerinden cikarilmaksizin... Eger cikarlarsa... size sorumluluk yoktur" ibaresinin manasi budur. Esas iddet ise, onu beklemesi kadina vacibtir."
Ibnu Abbas radiyallahu anhuma der ki: "Bu ayet, kadinin kocasi yaninda iddet gecirme mecburiyetini neshetmistir, kadin diledigi yerde iddetini gecirir."
Ata der ki: "Sonra miras ayeti geldi, o da, suknayi neshetti. Boylece kadinin, koca yanindaki suknasi kalkti, artik diledigi yerde iddetini gecirir."
Buhari, Tefsir, Bakara 41, Talak 50; Ebu Davud, Talak 42, 45, (2298, 2301); Nesai, Talak 60, (6, 200).

4177 - Yahya Ibnu Said rahimehullah anlatiyor: "Bir kadin, Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya gelip kocasinin oldugunu ve kendilerinin (Medine'nin) Kanat nam mevkiinde bir ekinlerinin oldugunu soyledi ve geceyi orada gecirmesinin kendisini icin caiz olup olmadigini sordu.
Ibnu Omer radiyallahu anhuma kadini bundan nehyetti. Bu sebeple kadin, erkenden oraya gider, orada golgelenir,sonra aksama Medine'ye doner, evinde gecelerdi."
Muvatta, Talak 88, (2, 592).

IHDAD (MATEM)

4178 - Humeyd Ibnu Nafi' anlatiyor: "Bana Zeyneb Bintu Ebi Seleme su uc hadisi haber verdi:
Dedi ki: "Babasi Ebbu Sufyan Ibnu Harb vefat edince, Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in zevce-i pakleri Ummu Habibe'nin yanina girdim. (Ben yaninda iken Ummu Habibe icerisinde sari renk bulunan bir surunme maddesi (tiyb) getirtti, bu haluk veya bir baskasi idi. Ondan bir cariyeye surdu, sonra da yanaklarina surundu. Sonra dedi ki: "Vallahi benim surunup suslenmeye ihtiyacim yok. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim. "Allah'a ve ahiret gunune inanan bir kadina, bir olu uzerine uc geceden fazla matem tutmasi helal olmaz. Fakat kocasi mustesna, ona dort ay on gun matem tutar."
Zeyneb dedi ki: "Kardesi oldugu zaman Zeyneb Bintu Cahs radiyallahu anha'nin yanina girdim. O da bir tiyb istedi ve ondan surundu. Sonra dedi ki: "Dogrusu, vallahi surunmeye bir ihtiyacim yok. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in soyle soyledigini isittim: "Allah'a ve ahiret gunune inanan bir kadina..." diye baslayan onceki hadisi aynen zikretti."
Zeyneb (ucuncu rivayetinde) dedi ki: "Annem Ummu Seleme'yi isittim, diyordu ki: "Bir kadin Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a gelerek: "Kizimin kocasi oldu. Gozunden de hasta, gozune (ilac niyetiyle) surme cekebilir miyiz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Hayir!" dedi. Kadin iki veya uc sefer ayni talebte bulundu. Aleyhissalatu vesselam her seferinde "Hayir!" dedi ve sonuncuda ilave etti: "Onun matem muddeti dort ay on gundur. Cahiliye devrinde sizden biri, sene basina mayis atardi."
(Ravi Humeyd der ki: "Zeyneb'e "Senenin basina mayis atma" nedir?" diye sordum) Zeyneb radiyallahu anha dedi ki: "Kocasi olen bir kadin hifs (denen hucres)ine cekilir, en kotu elbisesini giyer, uzerinden bir yil gecmedikce tiyb surunmez (yikanmaz, tirnak kesmez, hicbir temizlik ameliyesinde bulunmaz sonra bir yil tamam olunca berbat bir manzara ile cikar)di. Sonra ona bir hayvan getirilirdi. Bu esek veya koyun veya bir kus olabilirdi. Bu (hayvani onune surmek suretiyle iddet halini) kirardi. Iddetini kirmada kullandigi hayvan hemen hemen olurdu. Sonra (iddetten) cikardi, kendisine mayis verilirdi, o da bunu (onune) atardi. (Boylece evlenmeye helal olurdu.) Iste bundan sonra tiyb ve diger (suslenme ve baska) seylere muracaat ederdi."
Buhari, Talak 46, 47, 50, Cenaiz 31; Muslim, Talak 58, (1486-1489); Muvatta, Talak 101, (2, 596-598); Ebu Davud, Talak 43, (2299) Tirmizi, Talak 18, (1195, 1196, 1197); Nesai, Talak 61, (6, 201), 60, (6, 205).

4179 - Ummu Atiyye radiyallahu anha anlatiyor: "Biz, kocalimiz haric, herhangi bir olu uzerine uc gunden fazla matem tutmaktan men edilmistik. Kocalarimiz icin dort ay on gun matem tutmaliydik. Bu esnada ne surme cekerdir, ne tiyb surunurduk, ne de boyali elbise giyerdik. Giyebildigimiz sadece asb (denen daha dokunmazdan once boyanmis kumaslardan mamul) elbise idi. Matemli kadina, hayiz halinden cikip temizlik donemine girince, yaptigi yikanmada azicik koku kullanmasina izin verildi."
Buhari, Talak 48, 49, Hayiz 12, Cenaiz 30, 31; Muslim, Cenaiz 34, (938), Talak 66, (938); Ebu Davud, Talak 46, (2302, 2303); Nesai, Talak 63, 646, (6, 203, 204).

4180 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kocasi olen kadin sariya boyanmis veya kirmiziya boyanmis elbise giymez, zinet takinmaz, kina yakinmaz, surmelenmez, basini tararken kokulu madde kullanmaz, basini sidre ile kaplar."
Ebu Davud, Talak 46, (2304); Nesai, Talak 65, (6, 203); Muvatta, Talak 104-108, (2, 598, 600).

4181 - Ibnu'l-Museyyeb ve Suleyman Ibnu Yesar rahimehumullah anlatiyor: "Tuleyha el-Esediyye, Resid es-Sakafi'nin nikahi altinda idi. Resid, Tuleyha'yi bosadi. Kadin, iddeti icerisinde iken evlendi. Hz. Omer radiyallahu anh, ona da kocasina da degnekle cokca vurdu ve aralarini ayirdi. Sonra sunu soyledi: "Iddeti icerisinde hangi kadin evlenirse, onun evlenen kocasi, gerdek yapmamis bile olsa aralari ayrilacak ve kadin, onceki iddetinden geri kalan kismi tamamlayacak. Sonra ikincisi, taliblerden bir talib olacak. Eger erkek, kadinla gerdek yapmis idiyse, aralari ayrilir, kadin onceki iddetini tamamlar. Sonra ikinciden dolayi yeniden iddet bekler. Bunlar ebediyyen evlenemezler."
Ibnu'l-Museyyeb der ki: "Erkek, kadini kendine helal addettigi icin ona tam mehir oder."
Muvatta, Nikah 27, (2, 536).

4182 - Nafi' anlatiyor: "Safiyye Bintu Ebi Ubeyd, kocasi Ibnu Omer'den iddet beklerken gozlerinden hastalandi. Gozleri nerdeyse capaklaniyordu, yine de surme cekmedi."
Muvatta, Talak 107, (2, 599).

4183 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh kendi anlattigina gore, su ayeti okumustu. (Mealen): "Bosanan kadinlar, kendi kendilerine, uc aybasi hali beklerler..." (Bakara 228). Ve su ayeti (mealen): "Ey peygamber! Kadinlari bosayacaginizda, onlari, iddetlerini gozeterek bosayin ve iddeti sayin. Rabbiniz olan Allah'tan sakinin. Onlari, -apaciak bir hayasizlik yapmalari hali bir yana- evlerinden cikarmayin, onlar da cikmasinlar. Bunlar, Allah'in sinirlaridir. allah'in sinirlarini kim asarsa, suphesiz, kendine yazik etmis olur. Bilmezsin, olur ki, Allah bunun ardindan (gonlunuzde sevgi gibi) bir hal meydana getirir. Kadinlarin iddet sureleri biteceginde, onlari ya uygun bir sekilde alikoyun, ya da uygun bir sekilde onlardan ayrilin; icinizden de iki adil sahid getirin, sahidligi Allah icin yapin. Iste bu, allah'a ve ahiret gunune inanan kimseye verilen oguttur. Allah kendisine karsi gelmekten sakinan kimseye kurtulus yolu saglar, ona beklemedigi yerden rizik verir. Allah'a guvenen kimseye O yeter. Allah buyurdugunu yerine getirendir. Allah her sey icin bir olcu var etmistir. Kadinlariniz icinde ay hali gormekten kesilenler ile, henuz ay hali gormemis olanlarin iddetleri hususunda supheye duserseniz, bilin ki, onlarin iddet beklemesi uc aydir..." (Talak 1-4).
Ve dedi ki: "Bu, bosanan kadinlarin iddetleridir. Allah Teala Hazretleri bundan henuz temas edilmemis olan kadinlari, "Ey iman edenler, mu'min kadinlarla nikahlanip, onlari, temasta bulunmadan bosadiginizda artik onlar icin size iddet saymaya luzum yoktur. Kendilerine bagista bulunarak onlari guzellikle serbest birakin" (Ahzab 49) me'alindeki ayetle istisna etmistir.
Yine Allah Teala buyurur ki, (mealen): "Icinizden olenlerin birakmis oldugu esler, kendi kendilerine dort ay on gun beklerler; muddetleri sona erdiginde, onlarin kendi haklarinda uygun sekilde yaptiklarindan dolayi size sorumluluk yoktur" (Bakara 134). Sonra Allah Teala Hazretleri, kadinlardan hamile olanlarin ruhsatini su ayetle indirmistir. (Mealen): "(Bosanan veya kocasi olen kadinlardan) gebe olanlarin iddeti dogumlari ile tamamlanir..." (Talak 4).
Rezin tahric etmistir.

ARIYET BOLUMU

4184 - Safvan Ibnu Umeyye radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Huneyn savasi sirasinda benden bir miktar zirhi ariyet olarak istedi. Ben de: "Zorla (gasbederek) mi almak istiyorsun?" dedim. "Hayir!" dedi, "garantili olarak taleb ediyorum!"
Ebu Davud, Buyu' 90, (3562).

4185 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambir tabak istiare etmisti, kap ziyana ugradi. Sahiplerine tazmin etti."
Tirmizi, Ahkam 23, (1360).

4186 - Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aldigi seyi sahibine odemek "el'e vecibedir." Katade der ki: "Hasan (bunu rivayet ettigini) unuttu ve dedi ki: "O, (yani ariyet) emanetindir. (Zayi olmasi halinde) sana tazmin gerekmez."
Ebu Davud, Buyu' 90, (3561); Tirmizi, Buyu 39, (1266)

4187 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ariyet (sahibine) verilecektir. Kefil borcludur, borc odenmelidir."
Tirmizi, Buyu 39, Vesaya 5, (2121), (1265); Ebu Davud, Buyu' 90, (3569).

4188 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Baskasina sutunden istifade etmesi icin verilecek bir hayvan olarak, sutlu deve ve bol sutlu koyun ne muvafiktir. Sabah bir kap, aksam bir kap sut verir."
Buhari, Hibe 35, Esribe 14; Muslim, Zekat 73, (1019).

UMRA VE RUKBA

4189 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim bir baskasina hayat boyu ev bagisinda bulunursa, artik bu ev onun ve varislerinin olur. Bu soz, o maldaki hakkini keser. Ev, kendine omur boyu bagislanana ve onun varislerine aittir."
Buhari, Hibe 32, Muslim, Hibat 21, (1625); Muvatta, Akdiye 43, (2, 752); Ebu Davud, Buyu 87, 88, 89, (3550-3558); Tirmizi, Ahkam 15, (1350); Nesai, Umra 2, 3, 4, (6, 272-278).
Sahiheyn'de gelen bir diger hadiste: "Resulullah aleyhissalatu vesselam umra hakkinda "kendisine bagislananin lehinde hukmetti" seklinde gelmistir.
Bir baska rivayette: "Umra caizdir" denmistir.
Muslim'in bir rivayetinde: "Umra onun ehline mirastir" denmistir.

4190 - Zeyd ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim bir seyi umra kilarsa o sey artik mu'mer'e (umre kilinan sahsa) aittir, hayatta iken de olmus iken de. Mali rukba kilmayin. Kim de rukba kilarsa (bu mal miras) yolundadir."
Ebu Davud, Buyu 89, (3559); Nesai, Rukba 1, (6, 269).
 
Üst Alt