Tasavvuf ve tarikatlar hak mıdır

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Muselman kardesim cevabini ben yazayim ama siz yine de gitmeyin olur mu?

Muselman kardesim ilk bastan da yazmistim taklid den hoslanmam! her seyi Tahkik etmeyi ve ne olursa olsun Gercegi, Hak ve hakikati bilmek isterim..
O yuzden cook kitap okur, arastirir ve tefekkur ederim..
simdiye kadar 6 yasimdan beri bilmem sayisizca kitap, dergi, Tefsirler, Fikih, risaleler okumus ve arastirmisimdir...
biraz da yapim geregi merakli bir insanim.. illa her seyin ozunu, kaynagina kadar bilmek isterim..
yukaridaki sorunuza gelince...Görüldüğü gibi mesnevi, Kur'an'ı kendisine üstat seçmiş bir açıklayıcı(tefsir) olması yönünden dolayı övgülere değer buluyor...
simdi niyettini biz bilemeyiz...hangi makam ve mana ruh halinde soylendigini O An -in Sahibi anca bilir..
aynen Mensur halacin idama gitmesine sebep olan o sozunu hicc anliyamadigim gibi..Yahu insan idama gidecegini bile bile o sozunden vaz geciremiyen O sozde ne hikmet ve bir guc ve kuvvet vardi ki?
ama bizim bakis, gorus okuma,idrak yonunden bakarsaniz evet bu soz kufur dur.. ve o hikayeleri bir islami sittede okumus ve insan nefis ve sehvettin nasil bir hayvan oldugunu anlamistim...
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Madem bazıları benim üslubumdan rahatsız oluyor ve benim İslam'a aykırı sözlerim olduğunu iddia ediyorlar o halde bu sitede bu son yazım olsun.

Ben kırk yaşını geçmiş birisiyim ve bu yaşıma kadar Tasavvufla ilgilenmiş ve hatta Mehmet Zahit Kotku'nun birçok eserini zamanında büyük bir iştiyakla okumuş ve Kadiri tarikatına da meyletmiş birisiydim. Yanı karşınızda ne söylediğini bilmeyen bir çocuk ne de konuya vakıf olmayan birisi var.

Size acizane bir nasihatim olsun; birileri size İslam hakkında söz söylüyorsa hemen onu reddetme cihetine asla gitmeyin mutlaka ve mutlaka iddiaları araştırın. Daha önce söyledim; Mezhepte taassup ve meşrepte cehalet, acilen izale edilmesi gereken bir hastalıktır. Aynı şekilde Rabbimiz bizi ifrat ve tefrit sakındırır ve orta yolu tutması emreder. Hiç bir ifrat bir diğer tefritiyle tedavi edilemez. Hepsi de sapmadır batıldır.

Bir başka husus; "alimler böyle anlamış biz kim oluyoruz" demeyi ve körü körüne savunmayı bırakın. Elbette bilen ile bilmeyen hiç bir olur mu? Mutlaka bir bilenden daha üstün olanlar vardır. Alimlere saygı ve hürmette asla kusur etmeyiz ancak sadece Peygambere haiz olan "ismet" yanılma/hatadan beri olma sıfatını onlara veremeyiz. Bakınız İmam Buhari İmam Ebu Hanife'ye olan husumetinden dolayı ondan tek bir nakil almamıştır ve onun için "gayri sika" yani güvenilmez biri diye bahseder. Keza tabiinden İkrime , Buhari ve meşhur birçok hadisçiye göre çok muteber bir nakilci iken, Müslim'e göre yalancıdır.

Devam edelim; İbn İshak bir hadis ravisidir ve aynı zamanda "Siretün Nebi" adlı eserin müellifidir. Yani hem tarihçi, siyerci hem de hadis ravisidir yani muhaddistir ve siyeri çok şöhret bulmuştur ve siyeri en sahih siyer olarak ta kabul edilmiştir. Hatta ve hatta hadis ilminde İmam Buhari'den önce "emirul müminin" lakabıyla anılmıştır.

Ahmed b.Hanbel de İbn İshak hakkında: “Hasenü’l Hadis’tir (güvenilir) ” demiştir.

İmam Mâlik ise İbn İshak hakkında : "Deccâllerden biridir!"

Ne demek istediğimi inş. anlatabiliyorumdur.

Enes b. Malik (ra)’in rivayet ettiği bir hadise göre bir adam Peygamberimize "ya seyyidi / ey efendim, efendimin oğlu! Ey bizim en hayırlımız, en hayırlımızın oğlu! Diye seslenmişti. Buna cevaben Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

"Ey insanlar! Allah’a karşı olan sorumluluğunuzun bilincinde olun ki şeytan sizi aldatmasın. Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im. Allah’ın kulu ve resulüyüm. Allah’a yemin ederim ki beni, Allah’ın bana verdiği makamın üstüne çıkarmanızı sevmiyorum.”(Ebu Davud, Ahmed B.Hanbel)

Alimleri saygı duyacağız ama Peygamberimizin Adiy b.Hatem'e de dediği gibi onları hatadan beri/masum görmeyeceğiz ve onları rab edinmeyeceğiz.

Hz Ömerin ; ''Artik Rasulullah gitti, biz zahirden bakariz '' dediği gibi İslam zahire bakar kardeşler, biz insanların kalbine muttali değiliz onun için "Alimler bunu ne amaçla söyledi, hangi makamda söyledi, nasıl söyledi" gibi onları temize çıkarıcı sözlere itibar edemeyiz. Zahir olan ise bugünkü gündür tartıştığımız söz konusu sözde alimlerin kendi eserlerindeki İslam'a aykırı yazılarıdır.

Bakınız Allah'ın Rasulü zahire göre hükmederdi;

"Ben ancak bir beşerim, siz bana dava getiriyorsunuz. Bazılarınız diğerlerinden delilini sunmakta daha becerikli olabilir. Ben de dinlediğim şekliyle onun lehine hükmederim. Bu şekilde kime bir müslüm hakkını verirsem, o ancak ateşten bir parçadır,, onu alsın veya bıraksın."

keza;

AbduIIah b. Utbe b. Mes'ud (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir:
Ömer (r.a)'den işittim. O şöyle diyordu:

«İnsanlar Rasulullah (s.a.s) zamanında vahiy ile gizli hallerinden de sorumlu tutulurlardı. Rasulullah'ın vefatı ile vahiy kesilmiştir. Bugün sizi gördüğümüz amellerinizden dolayı sorumlu tutarız. Bu yüzden kim bize hayır ve adalet gösterirse onu emin sayar ve güvenilir kabul ederiz. Onların gizli hallerini araştırmak bize düşmez. Gizli hallerinin hesabını da ALLAH görür. Bize zahiren fena hal gösterenlerden de emin olamayız. Niyetinin iyi olduğunu söylese bile ona inanmayız.»
(Buhari)

Hükmün zahirde görülen söz ve amellere göre olmasının delili açık bir beyanat, bu kadar basit.

Neyse kısa bir beraberlik oldu, hayrolsun inş. Rabbim böyle takdir buyurmuş (bak kaderi inkar etmiyormuşum) : ))

Üslübumdan dolayı kırdıklarım varsa haklarını helal etsinler, Karadeniz'in havası ve suyunun etkisi var biraz : ))

Allah kalplerimizi kaydırmasın, Allah ayaklarımızı sabit kılsın. Allahümme Amin.

Allah'a emanet olun, Es-selamu aleykum
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun Aleykum Musliman kardesim bu yazdiklarinizda hep Hak vardir...

"Ben kırk yaşını geçmiş birisiyim ve bu yaşıma kadar Tasavvufla ilgilenmiş ve hatta Mehmet Zahit Kotku'nun birçok eserini zamanında büyük bir iştiyakla okumuş ve Kadiri tarikatına da meyletmiş birisiydim."demissiniz ne guzel!

ama bu islamiForumlar sittesine yazan veya misafir olanlar belkide sizin gectiginiz ilmi, tecrube yollarindan gecmemisler olablirler..Sizin kadar ilmi bilgisi olmiyanlarin Sizin yazdiklarinizi anlamasini beklemeniz de biraz acaip degil mi?
Hicc bilen ile bilmiyenler bir olur mu?

mesela ben Hayattimda Tasavvufla ilgilenmemis, tarikatta hiic girmemis biriyim.. sadece Tassavuf, Tarikat, Mesnevide ki manevi guzeligi, hosgoru ve insanligi seviyorum...

yuzbinlerce kitap okudum ama okudugum en guzel kitap her zaman en soon okudugum kitap olan Kur`an-i Kerim dir!!
Hic bir kitap hic bir sey onun yerini alamaz.. cunku o original arapca her harfinde sanki Rabbimin Beni Muhatap kabul edip O`nun karsisindaymisim gibi huzur buluyorum..
her ayetti anliyormuyum hayir! anliyamiyorum.. o zaman Tefsirleri acip, arastirip O Ayettin nuzul sebep ve hikmetini bulmaya calisiyorum..

"Alimler bunu ne amaçla söyledi, hangi makamda söyledi, nasıl söyledi"
evet kalbinde olan niyetti biz nerden bilebiliriz ki?
herseyin belli bir seviyesi oldugu gibi ilminde yok mu sanirsiniz? bir doktor ile siradan bir insan hastaliklardan bahsederken farkli bakar , farkli gorur farkli konusmasi dogal degil mi?
Ulema ile bir Cobanin kainatta bakis acisi ve gordukleri bir mi?
insan nasıl bakarsa öyle görürmüş, bakıştan bakışa fark var...

"Üslübumdan dolayı kırdıklarım varsa haklarını helal etsinler, Karadeniz'in havası ve suyunun etkisi var biraz.."
est kirilmadik.. sadece biraz Sabirsiz davrandik...Hakkimiz helaldir ama Siz yinede gitmeyin..hy..

Duydum ki bizi bırakmaya baska Forma gitmeye hazirlaniyormussun..hazir eyleme..
Başka bir yerde başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen Gonul Dergahinda ne arıyorsun Karadenizin hircin insani...Karadenizin denizi gibi çağlayıp akma
Gonul dallarini kirmadan cicekler acalim..
cunku Din kardesligi islami sittelerden baslar...
bunu UNUTMA..Nefsimizi ve Seytani sevindirmiyelim..
birbirimize Allah icin iman din kardesligi ile sarilip dusmanlari sevindirmiyelim...

Allah kalplerimizi kaydırmasın, Allah ayaklarımızı sabit kılsın. Amin.

sami yusuf - you come to me - turkish [ türkçe].flv - YouTube<!-- google_ad_section_end -->
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
Evet güzel bir yazı olmuş, kendini iyi ifade etmişsin.

Bir başka husus; "alimler böyle anlamış biz kim oluyoruz" demeyi ve körü körüne savunmayı bırakın.

Seni bu düşünceye sevk eden, sanırım gusul abdesti konusundaki yazışmalardır. Ancak Yanlış düşünceye kapılıyorsun. Kimse körü körüne savunma yapmadı. Çeşitli eserleri okumakla veya tariklatlara girip çıkmakla alim ulema olunmaz. zikrettiğin kişiler hayatlarını ilime adamış kişilerdir. Peşinden koşmayın dediğin O Alimlerin çabası olmasaydı,
delil olarak getirdiğin hadisi şeriften haberin bile olmayacaktı. Alimlerin çıkarıp insanlığa sundukları hadisi delil gösteriyorsun, sonrada yine alimlerin fikirlerine, ittifaklarına ve uygulamalarına itiraz ediyor, sünnet ve farz olarak tasnif olmaz diyorsun.Bende bunu anlamıyorum.

Bir fikri ve uygulamanın doğruluğu anlayıp mutmain olmak için,
Önce çoğunluğa bakarım, sonra ittifak varmı ona bakarım, günümüzün alim, ulema, ilahiyat hocası v.s leri tarafından kabul görüp görmediğine bakarım. Eh Zamanın fetva makamıda buna uygun fetva vermişse bu tarafa mı inanılır.

Yoksa kendi ifadesine göre kırk yaşlarını geçmiş, tasavvufla ilgilenmiş,
Mehmet Zahit Kotku'nun birçok eserini zamanında büyük bir iştiyakla okumuş ve Kadiri tarikatına da meyletmiş birinin savunduğu uygulamaya mı inanılır? empati yaparak tarafsızca bir değerlendir.
Kime inanırdın? Ha sakın sahih hadis neredeyse benim mezhebim odur Sözünü tekrar etmeyin. Çünkü O sözü söyleyen İmam Ebu Hanife gibi alimlerin ittifak görüşlerine itibar etmiyorsunuz
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
sayın yöneticiler bu kişinin işi gücü islamı, islam büyüklerini karalamk islami yazıları inkar etmek ve üyeleri başka sitelere yönlendirmek lütfen yukarıdaki renkli yazıları silin yada benim üyeliğimi silin ben böyle dengesiz kişilerin bulunduğu biryerde duramam, netür yerlerde gezdiği bu renkli yazılardan belli oldu utanmadan birde müslüman nicki almış dfrt..
Değerli semra kardeşim bizim en önemli prensibimiz kişilerin fikirlerine düşüncelerine saygı göstermektir, burada biz kimseye illa şu konuyu okuyacaksın, şu kişinin yorumuna cevap yazacaksın diye bir diretmemiz yoktur, beğendiğin konuyu okursun sonra istersen yorum yazarsın istersen alt sağ köşeden allah razı olsun dersin başka konuya geçersin,
güzel kardeşim, lütfen konu ve yazılarını okuduğumuz kişilere karşı saygıda kusur etmiyelimqqww..k
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
67
Eşrefi mahlükatın halifesi ey insan. Seni mahlüku beşerden ayıran nokta . Idrak makamında allahın kemalatının besmele kapsında sana tecelli olmasıdır. Senin erdemli oluşunun arkasındaki hikmet ve faziletin sebebi mevcudatında allahın ehadiyet makamına davet edilişin vardır. Edep kapısı beyti mukaddesten hu makamına davet edilen her nefis yasin suresinin hakikatı beden arzındaki levhi mahvuz adı verilen yüz cemalinde yazılıdır.şimdi halkiyetin içinde zuhur eden ilimler allahın zatının besmeleye olan tecellisindendir. Bu noktada şeriat,tarikat.marifet ve hakikat bahçelerinde açan evliya ve enbiyanın müşahadelerine hitap ederken . Muhiddin arabi, sadreddin konovi, muhiddin nuril arabi, kemalettin kaşani ve 45 şerhi alimin ilim ve irfanına gaflete düşüp nevsinde söz söylediğinde aklını kalbini vede nevsini ateşe attığını sakın unutma . Bu isimler sevgili peygamberimizin ilmi hakikatı olan kuranın hakikatını anlayıp anlatmaya çalışan velilerdir. Gitmen yada kalmanda allahın indinde mutlaka bir hayır vardır belki senin belkide bizler için burası allaha ait bir konu ama edep ile gelen izzet ile gider .aeo
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
SubhanAllah!

cevabını alayım söz bu forumdan gideceğim.
SubhanAllah SubhanAllah hocam nere gidisen ya huu unuttunuzmu bu forum tartışma platformu herkes her şeyi tartışabilir fikirlerini söyleyebilir varmı öyle işime gelmedi deyip kızıp çekip gitmek.
Bak bedir hocam ne demiş (Gitmen yada kalmanda allahın indinde mutlaka bir hayır vardır belki senin belkide bizler için burası allaha ait bir konu ama edep ile gelen izzet ile gider .) huuu
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Farklı renkler olmasa bu doğa bu kadar güzel olabilirmiydi ? Her insan bir renk, bu renklerin karışmasından ne güzel renkler tecelli ediyor. Müslüman kardeşim, sen kal, gitme.Sözlerin tadı acı da olsa bir faydası var bir de zararı var. Tatlı olsa da öyle. Ben sizin bilgi birikimizden faydalanırım, size dua da ederim. Aklıma bir soru düşer tefekkür ederim yeni şeyler idrak ederim. Ben bu forumdaki ortamı tartışmak değilde tefekkür ederken birbirimize yardım etmek olarak görüyorum.
Ben farklı düşünebilirim bunu size de sunarım, zaten aynı düşünmediğimiz için sunumak isterim. aynı fikirde olduğum kişilerlede daha ilerisini ararım.

Mesela sizinle şunu tefekkür etmek isterim.

Sizce Kalbi hitap, Akli hitap, Nefsi hitap, Kitabi hitap farklılıkları varmıdır? Bizler hitap ederken hangisi ile hitap ettiğimizi hangilerinin bizde olup olmadığını nasıl anlarız ?
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
tekrar Selamun Aleykum,

Kimseye kızdığım için gidiyorum demedim ben forumun kurallarını özellikle okudum ve ondan sonra üye oldum. "İslamı sevenlerin paylaşmayı bilenlerin mekanı ve bu forumda kural yok " diyordu forum kuralları başlığında. Edep ve saygı çerçevesinde farklı düşünenlere de yer verileceğini düşündüm ve öyle üye oldum. Küstüm tavırları içerisinde değilim sadece huzur bozan olmayayım istedim hepsi bu.

Ama bilmeliydim, "Bazı düşünce ve inançları sarsarsanız tepki almanız tabiidir" gerçeğinden hareketle, gelenekçi muhafazakar din anlayışının "direnişi" ve "direnci" temsil ettiğini hesaba katmalıydım. Ama dedim ya forum kurallarını okuyunca belki böyle değildir diye düşündüm.

Şunu bir keza daha vurgulayayım. Şayet hepimiz hakikatin peşinde isek bilmeliyiz ki; "münazara", ilim elde etme yollarından birisidir. Usulu ile munazarayı yapılırsa bu bir nimettir.
İddia makamı iddiasını ispat ile mükelleftir ve bunun için delil getirmek zorundadır. Şayet muhatabımızın iddiasını kabul etmiyorsak önce onun getirdiği delillerin hatalı olduğunu ortaya koymamız, hatalı yönlerini açıklamamız daha sonra da konuya dair bizce doğru olanı söylememiz gerekir. Yani itirazımız sözü söyleyene değil söze yönelik olsun.
Rahat olun ya, siz kendi inancınızdan emin iseniz size hiç kimse zarar veremez.

Bir usulümüz olmalı kardeşler ve her bir şeyi de bu usul çerçevesinde anlamak ve anlamlandırmak mecburiyetindeyiz. Bu anlamda Muaz hadisi bizim en büyük örnektir;

Resulullah Muazı Yemene gönderirken ona; Neyle hükmedeceksin ? dedi.
Muaz ; Allah’ın kitabına göre hükmedeceyim ,dedi.
Allah Resulü s.a.v ; Allah’ın kitabında bulamazsan neyle hükmedeceksin? dedi.
Muaz ; Resulünün sünnetine göre hükmederim,dedi.
Resulullah s.a.v ; Resulünün sünnetinde yoksa ne yapacaksın? Dedi.
Muaz ; Kendi reyimle içtihad ederim,dedi.

Allah Resulü s.a.v bu sözlerden sonra şöyle dedi : Resulullahın elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun.

İşte bizim de usulümüz budur. Önce Kuran'a bakacağız orada bulamaz isek Sünnete bakacağız orada da bulamaz isek Alimlerin içtihatlarına bakacağız. Bir meseleyi aramızda münazara ederken biz ayet ve hadisler ile delil getirirken hemen birileri yok "falancı alime göre yok filancı mezhebe göre" şeklinde hemen itirazlarını yükseltiyorlar. Yahu neye itiraz ediyorsun kardeşim. Nisa suresi 59. ayeti aramızdaki ihtilaflarda müracaat edeceğimiz hakem in Allah ve Rasulü olduğunu söylemiyor mu? Ayet ve hadisin olduğu yerde başkalarının sözlerinin ne kıymeti var. Eğer biz her hususta alimlere tabi olacaksak "atalar dinini" şiddetle yeren Allah'ın sözlerini kimlere hamledeceğiz?

Serdar kardeş diyor ki "konu hakkında çoğunluğun görüşünü delil alırım" SubhanAllah!
Çoğunluk bizim ölçümüz müdür?

Allah (c.c) şöyle buyuruyor :

"Eğer yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Zira onlar, zandan başka bir şeye uymuyorlar ve dolayısıyla onlar ancak yalan söylerler" (En’am: 116)

Bir şeyin hak olup olmadığı veya doğru olup olmadığı, o şeye bağlananların çokluğu ile ölçülmez. Demokrasi mi bu yahu nerede çoğunluk ise hak da orada olsun. Bizde şöyle bir yanılgı da var, diyoruz ki; "Hakka tabi olan insanların sayılarının az olması onların yanlış yolda olduklarını gösterir" hayır efendim. Nuh a.s kuranın ifadesiyle 950 sene yaşadığı halde kendisine çok az kişi iman etmişti;

“Çok az kimse onunla (yani Nuh’la) birlikte iman etmişti.” (Hud: 40)

“Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine gönderdik de, O, dokuzyüz elli yıl onların arasında kaldı...” (Ankebut: 14)

keza Müslimde geçen bir hadiste Rasululluh şöyle buyuruyor:

“Ümmetler bana gösterildi. Bir nebi gördüm ki onunlu beraber ona tabi olan bir topluluk vardı. Bir nebi gördüm ki onunla beraber bir veya iki kişi, bir nebi de gördüm ki onunla beraber hiç kimse yoktu.” (Müslim)

Demek ki çoğunluk ölçümüz değildir. Her zaman hakka bağlı olanların sayısı az, batıl üzerinde olanların sayısı ise çok olacaktır. Bu sebeble Kuran’ın hükümlerini gözönünde bulundurmaksızın insanların çoğunluğuna bağlı olmak, itaat etmek ve bunu ölçü edinmek insanı her zaman sapıklığa düşürür.

Velhasıl; konuyu uzattığımın farkındayım ama son olarak; Her hastalığın sebebi nasıl "cehalettir", ifrat ve tefrit hastalığının dahi asıl sebebi "cehalettir!" Çünkü, cahil bir insan kendisi bilmediği için ilk doğru gördüğü yere saplanır kalır. Sonra da onu mutlak doğru olarak görür ve onu canla başla savunur.

Efsane kardeşimin de dediği gibi, beğenmediğiniz konu varsa itiraz eder kendi doğrularınızı ortaya koyarsınız ama bu itirazı yaparken itirazınız söyleyene değil lütfen söze olsun ki nefisler devreye girmeden hak da ortaya çıksın. İtiraz söyleyene olunca nefisler zuhur ediyor bu sefer konu havada kalıyor.

Edep ve saygı çerçevesinde paylaşımlarda bulunmak dileğiyle

Selam ve dua ile
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Hakikatı öğrenme yolunda aşağıdaki ayetlerde Hak esmasının neden kullanıldığını tefekkür etmek gerekir diye düşünüyorum, çünki Hakikat ismi , Hak esmasından geldiği için Hak esması hakikatın kaynağıdır diye düşünüyorum.

''Bu böyle. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O, ölüleri diriltir ve O, her şeye hakkıyla kadirdir.'' Hac/6

Başka bir ayette Allah Teala ''İster Allah deyin, ister Rahman deyin'' buyuruyor. İsim olarak Allah ve Rahman isimlerini bildiriyor.

Ama yukarıdaki ayette Hakk'ın ta kendisidir diyor. Burada ki fark nedir ?

Bir de başka bir ayette '' biz herşeyi Hak için yarattık '' buyuruyor. Allah için yarattık değilde Hak ismi kullanılıyor.

Beraber tefekkür etmek niyetiyle, Saygılar.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun Aleykum Tekrardan Hos geldiniz musliman kardesim !Sizi burada gormek beni ziyadesi ile sevindirdi..cunku Johnyy, Tonny sam amcalarin icinde yasamanin ne oldugunu anca yasiyan bilir...
Muslimana musliman dan baska Dost Yoktur buda boyle biline.. gecenlerde Sukut kardesimiz sag olsun yazmiski hic kimseyi kirmamak icin ne kadar itina gosteriyorsunuz gibilerinden.. ! O bilmiyor ki biz burada Ana, kardes, Vatan, Musliman kardesin O guzel yuregine bile hasrettiz...
istanbuldan bir kedicik bile gelse basim uzre yeri vardir.. cunku O kedi bile benim aziz istanbulun kedisidir! degilki Din kardesim, semra, efsane, elif, musliman kardesim gibi Ensar kardeslerimdir benim..
Gecenlerde Hakan hani O cook guzel resimleri ekliyen ben hamsterim diyen kardesimizin bir sozu dikkatimi cekti...
demiski Insanlardan kacmak icin Sanal aleme siginiyorum!
O An yuregim SIZladi.. Sen Musliman kardesinden o kadar cook cevrende din kardesin varmis ki kacmak icin buraya siginiyorsun ben de Cevremde Allah-in bir tek kullu acaba Turkce konusuyormu diye mum ile insan ariyorum.. yoksa dillimi unutacagim...
Musliman cook Hamd olsun ama cevremde Turk cook az!
iste Deryada olan balik deryanin kiymettini nerden bilsin ki misali.. neyse benim de muhacir yuregim bir An dille geldi....

"Resulullah Muazı Yemene gönderirken ona; Neyle hükmedeceksin ? dedi.
Muaz ; Allah’ın kitabına göre hükmedeceyim ,dedi.
Allah Resulü s.a.v ; Allah’ın kitabında bulamazsan neyle hükmedeceksin? dedi.
Muaz ; Resulünün sünnetine göre hükmederim,dedi.
Resulullah s.a.v ; Resulünün sünnetinde yoksa ne yapacaksın? Dedi.
Muaz ; Kendi reyimle içtihad ederim,dedi."

iste aynen bu hadisi Serif burasi ve butun islami devlet ve Forumlar icinde gecerli olmali....
Rehberimiz Kur`an ve Sunnet olmali.. evet ben Kendiduygu ve dusuncelerimi yazarim ama islami konuda degil, sosyal ,guncel ve bir hayat tecrubesidir..
ve yanlisim olursa uyarin beni kardesim..
Beni Allah icin seviyorsaniz! Uyarin ki hesabim cetin olmasin yarin...

Dun bir is arkadasim geldi!ve dediki..oglu dolandiriciliktan baskasinin kredini kullanmaktan yargilaniyor.. Sen cook temiz bir insansin oglum icin dua edermisin diye sordu....
Allah Ogluna hidayet ,akil fikir versin diye dua ettim...
Arkadas duami begenmediki dedi bu ne bicim duadir! Onu bu mahkemeden kurtarsin diye dua etseydin ya diye biraz icerledi..
Ben de Tebesum ettim bu mahkemeden avukat araciligi, yalan dolan ile de kurtulsa Mahkeme-i kubrada nasil oglunu kurtaracaksin dedim?
hem bugun kurtarsan da o yarin gider daha buyuk dolandiriciligi yapmiyacagini nerden biliyorsun dedim?

Anna yuregi iste...bir an dusundu evet haklisin dedi.. Dua edelim ogluum yaptigi hatanin, gunahin, kul hakkinin farkina varip!pisman olsun!tevbe etsin..bu hata onun duzelmesine vesile olsun..Allahcc. Rahmet ve magfiret kapisina gitsin diye dua edelim kardesim dedim.. ve onu ugurladim..
Selamet ile Hayra kalin..Ensar kardeslerim...
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Ve Aleykum Selam Gönül sızım kardeşim, Allah razı olsun sizden.

Durumunuzu çok iyi anlıyorum zira bende 8 sene kadar Almanya'da yaşadım. Lakin biliyorsunuz bizi birbirimize bağlayan bağ; kan, nesep, soy-sop, kabile, ırk, dil bağı değil İslam kardeşliği bağıdır. Ben bir Müslüman Alman kedisini sözde Müslüman(!) İstanbul kedisine tercih ederim : ))

Sanala sığınan kardeşimi de çok iyi anlıyorum. Müslüman her yerde garip maalesef. Hadis olup olmadığından tam emin olamadığım bir söz vardı, hani sahabe diyor ya; Biz sizin zamanınızda yaşasaydık bize deli derdiniz, siz bizim zamanınızda yaşasaydınız bizlerde acaba Müslüman mı bunlar derdik.

Aynen bunun gibi, Türkiye veya başka yer olması hiç bir şey değiştirmiyor. Eşimin ve 8 yaşındaki kızımın siyah tesettürü ve sakalımız her yerde batıyor rezilin gözüne. Bu rezillerin çoğunluğunu oluşturan yine sözde Müslüman (!)

Tabi bu durumda "kim Müslüman?" sorusu gündeme geliyor ki, bunu tartışmaya açmak henüz erken : ))
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Biz sizin zamanınızda yaşasaydık bize deli derdiniz, siz bizim zamanınızda yaşasaydınız bizlerde acaba Müslüman mı bunlar derdik..aynen oyle
Sahabenin hayattini ve Resullulah sav, olan askini sevda ve Vefasini, ibadetlerini, hayat yasayis tarzlarini okudugumda inanin ben kendimden suphe ediyorum.. acaba ben bir musliman muminemiyim diye.. aci ama gercek...
O yuzden onlarin ve Onlarin yolunda olanlarin yazdiklari yazilar, hayatta bakis acisi ve olaylara baktiklari mevki ve makamdan biz bakamadigimiz icin cunku biz onlarin ne maddi ne manevi, ruhani, dini seviyesinde olmadigimiz icin bir cook konuda celiski icinde kalabiliyoruz.. ve anladim ki onlarin O durumunu O An larini biz hic bir sekilde yakaliyamiyoruz..
Allah cc. Yar ve Yardimcimiz olsun..
bizlere imanin hakikatini anlayip yasamayi nasip etsin ins..
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Mihnetsiz, meşakkatsiz, zahmetsiz, külfetsiz daim Allah zikri ile kişi, İman tohumunu gönlüne ekebilir, onu büyütebilir ve umduğu gayelerin o ağaçta yeşerdiğini görebilir ve birgünde Allah nasip ederse meyvesinden o ve insanlar yiyebilir.
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
tekrar Selamun Aleykum,

Kimseye kızdığım için gidiyorum demedim ben forumun kurallarını özellikle okudum ve ondan sonra üye oldum. "İslamı sevenlerin paylaşmayı bilenlerin mekanı ve bu forumda kural yok " diyordu forum kuralları başlığında. Edep ve saygı çerçevesinde farklı düşünenlere de yer verileceğini düşündüm ve öyle üye oldum. Küstüm tavırları içerisinde değilim sadece huzur bozan olmayayım istedim hepsi bu.
AYNEN KARDEŞİM BURASI İSLAMI SEVENLERİN MEKANI, KÜSMEYİN HER KARDEŞİMİZ BURADA FİKİRLERİNİ YAZMAKLA, HERHANGİ BİR YAZIYI TARTIŞMAKLA SERBESTTİR, YANİ BU KARDEŞCE BİR TARTIŞMA İÇİNDE OLURSA DAHA GÜZEL OLUR, AMA TARTIŞMALARDA SERT ve KALP KIRICI YAZI YAZANLARA MUSADE EDEMEYİZ KALP KIRICI veya SERT TARIŞMAYA GİREN ve HAKARET SÖZ KONUSU OLURSA HAKARET EDEN KARDEŞİMİZ BİR SÜRELİĞİNE YASAKLANIR, TEKRARINDA SÜRESİZ ARAMIZDAN UZAKLAŞTIRILIR ...
Renkli yazılarımdan,da anlayacağınız gibi dergahımızda kardeşce her türlü tartışmak serbesttir, sert, argo hakaret unsuru içeren kelime sarfetmemek şartı ile..


Eşimin ve 8 yaşındaki kızımın siyah tesettürü ve sakalımız her yerde batıyor rezilin gözüne. Bu rezillerin çoğunluğunu oluşturan yine sözde Müslüman (!)

Tabi bu durumda "kim Müslüman?" sorusu gündeme geliyor ki, bunu tartışmaya açmak henüz erken :)
brrvoİşte bu sözünüze aynen katılıyorum değerli kardeşim lakin bazı yazılarınızda W, Q gibi türkçe olmayan karakter(harf)ler gördüm bunları kullanmazsak daha makbule geçer kanısındayım. Yabancı düşmanlığı değil, sadece Alfabemizde olmayan harfler olduğu için!
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
Serdar kardeş diyor ki "konu hakkında çoğunluğun görüşünü delil alırım" SubhanAllah!
Çoğunluk bizim ölçümüz müdür?

Tabi insanlar yüz yüze, yan yana iken bile anlaşmakta zorluk çekiyorken. Böyle sanal ortamlarda anlaşmak misli ile daha zor oluyor.

Müslüman kardeşimiz yukarıdaki ifadesinde, konu hakkında çoğunluğun görüşünü delil olarak aldığımı belirtmiş. Fakat ben yazımda, çoğunluğun görüşünü, maddelerden sadece bir tanesi olarak yazmıştım, gayet açık ve net olarak bellidir.

Yani sadece çoğunluğun görüşü değil yanındaki etkenlerin de önemli olduğundan ve bunların hepsinin bir araya gelmesinin, inanmak için yeterli sebep olacağından bahsederken. Aradan bir cümlenin alınarak, konunun o cümleye bağlanması, sanki benim bir konuya veya fikire inanmak için sadece çoğunluğun onayına baktığım düşüncesini ön plana çıkarmıştır.

Sonuç olarak, tamamiyle yanlış yorumlamışsın Müslüman kardeşim. İfademin bir cümlesini değil tamamını değerlendirmen gerekir. Buna cımbızla laf almak denir. Ben yazımda aynen şu ifadeyi kullandım:


"Bir fikri ve uygulamanın doğruluğunu anlayıp mutmain olmak için,
Önce çoğunluğa bakarım, sonra ittifak varmı ona bakarım, günümüzün alim, ulema, ilahiyat hocası v.s leri tarafından kabul görüp görmediğine bakarım. Eh Zamanın fetva makamıda buna uygun fetva vermişse...
"

Yani;
1-Çoğunluk tarafından kabul görmüş olacak
2- Fakihlerin, imamların, ulemanın ittifakı olacak
3- Aynı şekilde günümüzün alim, uleması tarafından da kabul görmüş olacak
4- Zamanın Fetva Makamı yani Bugün itibarıyla Diyanet İşleri Başkanlığı da, olur yönde fetva veriyorsa.
Bunları bırakıp da başkasına mı inanalım veya güvenelim???

Aynen böyle, demek ki, düşüncenin bütünü önemlidir, bütün içerisinden parça aldığınızda yanıltıcı olur.

Malum fıkradır, Papa bir ülkeye gezisi sırasında, uçaktan inerken gazeteciler dört bir yandan soru yöneltiyorlar; Aralarından biri;
-"Sayın papa, acaba ülkemizdeki genel evler hakkında ne düşünüyorsunuz" diye bir soru yöneltir.
Papa biraz da şaşkınlıkla
-"Burada genel ev varmı" Diyerek cevap vermiş olur.

Ertesi gün gazetelerde Manşet: Papa Ülkeye Ayak basar basmaz, " Burada Genel ev var mı? dedi"

sonuç olarak, sözlerin başı, ortası ve sonu birlikte ele alınmalıdır...
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
"Bir fikri ve uygulamanın doğruluğunu anlayıp mutmain olmak için,
Önce çoğunluğa bakarım, sonra ittifak varmı ona bakarım, günümüzün alim, ulema, ilahiyat hocası v.s leri tarafından kabul görüp görmediğine bakarım. Eh Zamanın fetva makamıda buna uygun fetva vermişse...
"

Yani;
1-Çoğunluk tarafından kabul görmüş olacak
2- Fakihlerin, imamların, ulemanın ittifakı olacak
3- Aynı şekilde günümüzün alim, uleması tarafından da kabul görmüş olacak
4- Zamanın Fetva Makamı yani Bugün itibarıyla Diyanet İşleri Başkanlığı da, olur yönde fetva veriyorsa.
Bunları bırakıp da başkasına mı inanalım veya güvenelim???

Aynen böyle, demek ki, düşüncenin bütünü önemlidir, bütün içerisinden parça aldığınızda yanıltıcı olur.



Selamun aleykum serdar kardeşim, gününüz hayır olsun inş.

Bütünün içerisinde bir parça almadım. 1. ve 2. şık zaten aynı kapıya çıkıyor yani çoğunluk. 4. şık ise tam bir fecaat. Diyanet işleri fetva makamı değildir, olsa olsa en hafif tabiriyle resmi dinin borozanlığını yapan Hıyanet işleri olur.
Diyanet toplumun dini inançlarını kontrolleri altında tutabilmek ve izin verdiği ve istediği şekilde dinin uygulanmasına ve öğretilmesine çalışılmak için kurulmuştur. İslam adına resmi ideolojinin maslahatını gözeten, İslam'ın değil, resmi ideoloji ile çelişmekten sakınan bu misyon, bu anlayışı ve uygulamasıyla hiç şüphen olmasın ki bu çizgisiyle İslam'a ihanet eden bir misyondur.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Nuri Yılmaz'ın sözlerini ne çabuk unuttunuz? ne diyordu;
"Başörtüsü sorunu bizi ilgilendiren bir mesele değil, resmi ideolojinin meselesidir, bizi siyasete çekmeyiniz"
Yine aynı belam bir başka yerde; ”başınızı açın , peruk takın okuyun, ”Y.Ö.K.” ile sorun çıkartmayın” diyecek kadar da alçalmıştır.

İsterseniz bir ara Diyanet'İn İslam'a ne kadar aykırı fetvası varsa bulur burada yayınlayabilirim.

İslam dinini resmi laik ideolojiye göre algılayan ve yorumlayan ve bu şekilde cemaate vaaz veren, Cumalarda laik devletin bayramlarını kutlayıp, Allah'ın ahkamını yürürlükten kaldırıp kafir batının kanunlarını uygulatarak helali haram, haramı helal yapan tağutlara ve onun yılmaz bekçilerine dualar ederek hutbe okuyanlardan mı hutbe alacağız? Yapmayın...

3. şıkka gelince günümüzde fetva verenler zaten 1. ve 2. şıkkın dışına çıkmazlar.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
Aleyküm selam, Doğrusu ben diyanet işlerini sadece diyanet işleri başkanından ibaret görmüyorum. Çok değerli, iyi eğitim almış hocalar var bünyesinde, zaten ben siyasi nitelikli, yapılan açıklamaları savunmuyorum, taraf da değilim. Günümüz din adamlarından Mustafa Karataş hocayı severim.

Madem hepimiz müslümanız ve dinimiz islam o halde çok büyük görüş ayrılıkları olmamalı, Aklın yolu birdir. Tefarruatlara çok saplanmamak lazım.

İslamı yaşamak o kadar zorlaşmış ki, bir çoğumuz toplumsal olarak yaşamayı bir kenara bırakın, aile içinde bile islamı istediğimiz gibi yaşayamıyor ve yaşatamıyoruz. O nedenle islamı, izin verilen ölçülerde kolaylaştırmalı, sevdirmeli ve benimsetmeliyiz. İslamı kolaylaştırmak ifadesi yanlış anlaşılmasın. Anlayacağınız üzere kuralları ve çizgileri değiştirmek değil, ifade bakımından ve izin verilen uygulamalar bakımından. Kolaylaştırmayı kastediyorum.

En basit gusul abdesti örneğine dönüyorum. Hiç bilmiyen birine mümkün olduğu kadar basit haliyle anlatmak, bana daha mantıklı geliyor. Siz nekadar kendi adınıza sünnet ve farz olarak tasnif yapmasanız dahi. Böyle bir tasnif var. Ve bu tasnife göre de gusulün başında veya sonunda normal abdest almak şart değildir. Siz abdest konusunu hadise dayanarak var diyorsunuz ancak. O hadisi size sunan imamların, tasnifine karşı çıkıyorsunuz. O halde hadisin doğruluğuna nasıl emin olabiliyorsunuz. Görüşleri benimsenmeyen imamların, ulemaların sahih hadisleri toplayabildiğine nasıl eminsiniz.

Yani anlatmak istediğim, hiç bilmeyenlere, öğrenmek isteyenlere, korkutmadan, kaçırmadan sade dille bazı bilgileri aktarmaktır. Şimdi siz, bu işin doğrusu benim anlattığım gibidir diyebilirsiniz. Ancak ben size bu işin iki doğrusu olduğunu ve her iki şekliyle de gusul abdesinin geçerli olacağını söylüyorum.

Dediğim gibi islamı yaşamak çok zorlaştı, katı olmamak lazım. İmamlar, ulemalar, din adamları v.s bu konuda olur demişse. Sorumluluk bizden kalkmıştır. Çünkü benim veya benim gibi birçok vatandaşın. Derin bir geçmişi olan İslamı ve ondaki uygulamaları birebir araştırma ve değerlendirme şansımız yok. Biz güvendiklerimizin araştırdıklarına, bizlere ulaşanlara, vicdanımıza ve aklımıza inanırız.

Konudan konuya atlamak gibi olacak ancak, bir-iki örnek vereyim kendimden.

Ben Kuranı Kerimin Kendisinde ve okunmasında harflerinin telaffuzunda hatta güzel okuyan biri olursa dinlenmesinde çok büyük sevaplar ve manevi tadlar olduğunu düşünüyorum.
Ancak Kitabımızın anlaşılması konusunda mealinin okunmasının daha sevap olacağını, okuduğumuzun anlaşılması ve hayatımıza tatbik edilmesinin de daha da sevap ve Allah c.c indinde daha makbul olacağını düşünüyorum.

Mesela kaza namazı var diyenlerin görüşlerini benimsemiyorum. Namaz zamanında, yani belirtilen vakitleri içinde yapıldığı zaman makbul bir ibadettir. Bu nedenle Ben kaza namazı yok diyorum (Uyma ve Unutma dışında) Benimsenen yaygın görüşlere göre kaza namazı var. Ancak dediğim gibi ben bu fikre karşıyım. Hatta bu konuda forumda baya bir tartışmalar olmuştu.

Son senelerde yaygınlaşan özellikle Kutlu doğum haftası olarak ilan edilmiş olan zaman diliminde, önüne gelenin düzenlediği salavat kampanyalarının hiç birine katılmadım ve benimsemiyorum. Oturduğun yerde binlerce salavat söyleyip sonra bunları toplamanın biryerlere kayıt etmenin ve bunun gibi faaliyetlerin fayda getirdiğine inanmıyorum. Gördüğünüz gibi fikirler çeşitli ve farklılık gösteriyor.

Tabi ki bu görüşlerimin herbirirnin kendimce mantıklı sebepleri var.
Konu açıldıkça bunları da yazarım zaman zaman. Gördüğünüz gibi bende körü körüne, ne eskilere ne yenilere inanalardan değilim Ancak vicdanımın ve aklımın yetmediği, bilgimin eksik kaldığı konularda bir bilene, yani bilenlere uyarım.

 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0



Siz abdest konusunu hadise dayanarak var diyorsunuz ancak. O hadisi size sunan imamların, tasnifine karşı çıkıyorsunuz. O halde hadisin doğruluğuna nasıl emin olabiliyorsunuz. Görüşleri benimsenmeyen imamların, ulemaların sahih hadisleri toplayabildiğine nasıl eminsiniz.



Genel anlamda bazı istisnalar dışında gayet mutedil bir yaklaşım olmuş yazınız.

Gusül abdesti konusuna gelince : ))
Biz her İmamın görüşünü benimsemek durumunda değiliz alimlerde hata yapar. Hadisi kabul edip alimin içtihadını reddetmek alimi reddetmek değildir. İmam Ebu Hanifenin de : ))) dediği ;
"Bir hadisi inkar Peygamberi inkar etmek demek değildir" olmadığı gibi.

Kaza namazı konusunda bende sizinle aynı fikirdeyim lakin kaza namazı vardır diyenlerin ellerinde kendilerince deliller olduğu buna karşılık "berat kandili" konusunda ellerinde hiç delil olmadığı halde diğerine itibar etmeyip bunlara itibar etmeniz de garibime gitti doğrusu.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,021
Tepkime puanı
425
Genel anlamda bazı istisnalar dışında gayet mutedil bir yaklaşım olmuş yazınız.

Gusül abdesti konusuna gelince : ))
Biz her İmamın görüşünü benimsemek durumunda değiliz alimlerde hata yapar. Hadisi kabul edip alimin içtihadını reddetmek alimi reddetmek değildir. İmam Ebu Hanifenin de : ))) dediği ;
"Bir hadisi inkar Peygamberi inkar etmek demek değildir" olmadığı gibi.

Kaza namazı konusunda bende sizinle aynı fikirdeyim lakin kaza namazı vardır diyenlerin ellerinde kendilerince deliller olduğu buna karşılık "berat kandili" konusunda ellerinde hiç delil olmadığı halde diğerine itibar etmeyip bunlara itibar etmeniz de garibime gitti doğrusu.

Aslında Berat ve Regaip kandillerine hadislerde işaret olduğu söyleniyor ancak hangi hadisle bilmiyorum. Ancak mevlid kandili tamamen sonradan ortaya çıkan bir mesele.

Fakat hem kendi çevremde hem burada forumda kandil mesajları yayınlayıp, tebriklerde bulunuyorum. Ben bunu sadece hoş ve faydalı bir adet olarak görüyorum. Malum memlekette 7/24 açık olan meyhanelerin çoğunluğu ve dolayısı ile müşterileri böyle gecelerde bir ara veriyorlar.

Belki böyle kutlanan gecelerin birinde bir kalbe iman ışığı da doğabilir. Sonuç olarak kandil uygulamalarına itibar etmesemde de fazla da karşı fikir beyan etmeyi de gerekli ve faydalı görmüyorum.

Bütün sene hertürlü günahı işleyip, sonra kandillerde Allah' a yönelmek herşeyi tamam eder mi? Bana göre hayır. Ancak Allah c.c nün kapıları bu durumdakilere kapalıdır da diyemeyiz.
 
Üst Alt