Salât-ı Tefriciye Duası'nı, 4444 defa okumamız gerekli midir?

mavi

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
4 Ağustos 2012
Mesajlar
139
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm.
Gerçekleşmesini istediğimiz bir duamızın kabulü için salat-ı tefriciye duasını, ya da başka duaları sayı belirterek okumamız ne kadar doğrudur. Çok kez bazı dualarımız için 4444 defa paylaşarak okuduğumuz zamanlar oldu. Dua kitaplarında genelde sayı belirterek okumamızın daha etkili olacağı yazıyor, bu ne kadar doğrudur ve gerekli midir? Tv de hocalara bu soru sorulduğunda "sayılı okumaya gerek yok, niyet önemli" diyorlar...

Bu konu hakkında bilgi verirseniz çok memnun olurum.
Sağ olun. Allah'ım razı olsun cümlemizden.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
4444 Tefrîciyye veya 41 Yâsîn gibi belli saylarda okunan dualar, zikirler, salavât, âyetler ve sureler hakkında (namazlardan sonra 33 adet olarak söylenen tesbîh hariç) "Bunu şu kadar okumak sünnettir, farzdır, dinin emridir..." derse veya böyle inanırsa bid'at gerçekleşir. Böyle bir inanç olmaksızın, şahsî veya başkasının tecrübesine dayanarak "Bu kadar okumanın şuna faydası oluyor, oldu" der, okur ve tavsiye ederse bu bid'at olmaz ve sakıncası da bulunmaz. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman)

Salat-ı tefriciyye gibi salavat dualarını, sadece dünyevi ihtiyacımızı karşılama aracı durumuna düşürmemeli, ebedi hayatta karşılığını göreceğimiz bir ibadetimiz olarak yapmalı, peşin sonuç alınmazsa okuduğumuz salavatlar boşa gitti sanmamalıyız.. - Peki, bu (4444) kere okuma âdeti nereden geliyor, insanlar bu miktara ulaşmayı sanki kabul olma şartı gibi görüyorlar?
- Kolay hatırda kalması için 4444 sayısını söyleyenler olmuştur.
Tefsir sahibi Kurtubi'nin (4444) defa okunması halinde kabul olacağı yönünde bir ümidi vardır. Ancak bu da bir ümittir. Bu miktarı bulan okumalar mutlaka kabul olur, bu sayıya ulaşamayanlar ise redde uğrar demek değildir. Nitekim günde 41 defa, 21 defa okumalıdır, diyenler de olmuştur. Duadır bu.. Az da okunsa çok da okunsa okuyanlar boş kalmazlar, dünyevî istekleri yerine gelmese de uhrevî sevabını kazanır.(Ahmed Şahin)

Linkteki konuyu da okuyabilirsiniz, bu konu ile ilgilidir. ==> Dua ve sureleri sayıya bağlama

Sonuç olarak, 4444 Tefrîciyye veya 41 Yâsîn şeklindeki okumaların İslam dininde hiçbir kaynağı ve delili yoktur. Muhtemelen islam kültürünün bize miraslarıdır. Bunun yanında Salat-ı Tefriciye, Peygamber Efendimize salat ve selam getirmektir. Yasin-i Şerif ise Rabbimizin bize hitabı olan Kuran-ı Kerim Surelerinden bir suredir. Peygamber Efendimize sık sık salat-ü selam getirlim inşAllah. Yasin Suresini de Mealini de birlikte okuyarak yani anlayarak okumaya çalışalım inşAllah. Kuran-ı Kerim Rabbimizin bize mesajıdır. Bugün cep telefonumuza bir mesaj geldiğinde nasıl onu hemen açıp okuyorsak, Rabbimizin bize mesajını, bize ne anlatmak istediğini nasıl merak etmiyoruz? Onu neden açıp okumuyoruz da 41 defa anlamadan okuyup bundan medet umuyoruz. Peygamber Efendimizin bir sünnetini uygulamak, hayata geçirmek ve her aklımıza geldiğinde O'na salat okumak yerine, dünyalık bir isteğimiz olsun diye neden 4444 defa okumaya çalışıyoruz?
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Salat-ı Tefriciye duasında sonuç kesin mi?

Soru: Çevremizde özellikle hanımlar arasında bir alışkanlık başladı son zamanlarda. Bir sıkıntısı, üzüntüsü, hatta derdi olan hemen Salat-ı Tefriciye okumaya yöneliyor.
Hatta sadece kendisi okumakla kalmıyor, konu komşuyu da okumaya yönlendiriyor.
Çünkü bu salavatın öyle yüz, iki yüz defa değil, tam (4444) defa okunması gerekiyormuş. Bu kadarını da tek başına okuyup bitirmesi zor olduğundan komşulara yüzer, iki yüzer salavat dağıtıyorlar. Bizimkine de beş yüz vermişler, günlerdir beş yüzü tamamlamak için durmadan Salat-ı Tefriciye okumaya uğraşıyor. İşte bunun aslını öğrenmek istiyorum.
Dua olduğuna göre mutlaka bu 4444 kere okunması şart mıdır? Bu miktara ulaşınca isteğine kavuşacağına kesin gözüyle bakılabilir mi? Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Efendim, bilindiği üzere Peygamberimiz'e (sas) salat-ü selam getirmek bizim ömür boyu mükellef olduğumuz hasbi görevimizdir. Bu konuda (Ahzap Sûresi'nde) ve birçok hadislerde salat-ü selam okuma emri vardır.
Nitekim namazlarımızda tekrar ettiğimiz Allahümme salli.. Allhümme barik.. salavatlarını da ömür boyu okur, her fırsatta Peygamberimiz'e salat-ü selam getirmeyi vazgeçilmez görevimiz biliriz, dünyevi bir karşılık beklemek de aklımıza gelmez..

İşte hiçbir dünyevi maksat beklemeden, sadece Peygamberimiz'in şefaatine vesile olacak bir dua niyetiyle okuduğumuz bu salat-ü selamlara bazıları, (Salat-ı Tefriciye de olduğu gibi) peşin dünyevi bir istek de yüklüyor, maruz kaldığı sıkıntı ve üzüntülerden kurtulmayı da niyet ederek okumaya başlıyorlar. Burada ise soru şu oluyor:

- Böyle dünyevi bir niyetle okunan salat-ü selamdan beklenen dünyevi sonuç kesin şekilde elde edilebilir mi? Böyle dinî bir hüküm var mıdır?

Bu soruya sıhhatli cevap verebilmek için duanın bir ibadet olduğunu, ibadetin de karşılığının çoğunlukla ahirette verileceği gerçeğini bilmeye ihtiyaç vardır. Şöyle ki:

- Salat-ı Tefriciye gibi salat-ü selamlar Peygamberimiz için yaptığımız birer makbul duadırlar. Dualar ise ibadet niyetiyle okunur. İbadetlerin karşılığı da bazen dünyada verilir, ama çoğunlukla da ahirete tehir edilir.
Bu sebeple, dünyevi sonuç hemen alınmazsa duam kabul olmadı, redde uğradı, diye ümitsizliğe düşülmez.. Belki karşılığı ebedi hayatta verilmek üzere ahirete tehir edildi, denerek salat-ü selama devam edilir..

Yani hangi sıkıntıdan kurtulmak niyetiyle okunursa okunsun okuyan karşılığını hemen peşin olarak dünyada alacak, düşündüğü sonuca da mutlaka hemen varacak, diye bir hüküm yoktur..
Kaldı ki, maruz kalınan sıkıntılar, bu gibi duaları okumanın da vakitleri olarak görülür. Nitekim Bediüzzaman Hazretleri'nin bu konudaki hatırlatmaları aynen şöyledir:

-Dua bir ibadettir! Kul, kendi aczini ve fakrını dua ibadeti ile ilan eder. Zahiri maksatlar ise dua ibadetinin vakitleridir! Hakiki faideleri değil.
Çünkü ibadetin faidesi, ahirete bakar! Dünyevi maksatları hasıl olmazsa, o dua kabul olmadı, denilmez, belki daha duanın vakti bitmedi denir, dua yapmaya devam edilir..

Bu sebeple salat-ı tefriciyye gibi salavat dualarını, sadece dünyevi ihtiyacımızı karşılama aracı durumuna düşürmemeli, ebedi hayatta karşılığını göreceğimiz bir ibadetimiz olarak yapmalı, peşin sonuç alınmazsa okuduğumuz salavatlar boşa gitti sanmamalıyız..

- Peki, bu (4444) kere okuma âdeti nereden geliyor, insanlar bu miktara ulaşmayı sanki kabul olma şartı gibi görüyorlar?

- Kolay hatırda kalması için 4444 sayısını söyleyenler olmuştur.

Tefsir sahibi Kurtubi'nin (4444) defa okunması halinde kabul olacağı yönünde bir ümidi vardır.
Ancak bu da bir ümittir. Bu miktarı bulan okumalar mutlaka kabul olur, bu sayıya ulaşamayanlar ise redde uğrar demek değildir. Nitekim günde 41 defa, 21 defa okumalıdır, diyenler de olmuştur. Duadır bu.. Az da okunsa çok da okunsa okuyanlar boş kalmazlar, dünyevî istekleri yerine gelmese de uhrevî
sevabını kazanır.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Geçenlerde internette şöyle bir yazı okumuştum
"26 yaşıma geldim ama hala evlenecek birini bulamadım eş bulmak için 4444 defa selatı tefriciye okudum ama işe yaramadı hala bulamadım, dini inancımıda yitirmek üzereyim"
Bu 4444 defa salatı tefriciye okuma olayı toplumda oldukça yaygın darda kalan bu duayı 4444defa okursa mutlaka dileği olur diye salık veriliyor..
bunu neye göre söylüyorlar tam olarak bilemiyorum sanırım hadis kaynaklı..işin aslını bu sitede bilen arkadaşlar vardır sanırım
Bu şekilde bir inancın insanlar arasında kabul görmesi, yukarıda verdiğim örnekteki kişi gibi hezeyana uğrayan bir çok insanın ,Allah'a olan inancını zedelediğini düşünüyorum.
Ya lütfen din adına vaaz verenler insanlara böyle vaadlerde bulunmasınlar.
Sayılar ayetler dualar verip şu dualar şuna ,bu dualar buna iyi gelir ,aman oku deyip Allah adına konuşmasınlar...her duanin kabul olma ani ve zamani sadece Rabbim kattinda belidir..

Bırakın insanlar içinden geldiği gibi Allaha dua edip yalvarsınlar. Allahla kul arasına girmeyin ne olur..
hani gecenlerde asi oglumu sakinlestirmek icin hangi duayi okusam diye soran kardesimiz..
veya acaba hangi duayi, iksiri okusam da daha iyi bir mevkiye gelsem diye soran kardeslerim..
Islam evet sorgulama Dini degil teslim olma Dini dir!1 ama koru korune degil!Istisare,arastirma, tefekkur ,mantigi da akli da her seyi silerseniz
korkarim ki buyuk bir sapikliga veya delalette girebilir..imaniniz SARSILABILIR..
Siz ilk once bu istediklerinizin olmasi icin elinizden geleni yapin..uygun ortam ve sartlari elinizden geldigince yerine getirin sonrasi da
Allah kerim diye Allah a Hayirlisi icin cookca Dua edin....
 

mavi

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
4 Ağustos 2012
Mesajlar
139
Tepkime puanı
0
Geçenlerde internette şöyle bir yazı okumuştum
"26 yaşıma geldim ama hala evlenecek birini bulamadım eş bulmak için 4444 defa selatı tefriciye okudum ama işe yaramadı hala bulamadım, dini inancımıda yitirmek üzereyim"
Bu 4444 defa salatı tefriciye okuma olayı toplumda oldukça yaygın darda kalan bu duayı 4444defa okursa mutlaka dileği olur diye salık veriliyor..
bunu neye göre söylüyorlar tam olarak bilemiyorum sanırım hadis kaynaklı..işin aslını bu sitede bilen arkadaşlar vardır sanırım
Bu şekilde bir inancın insanlar arasında kabul görmesi, yukarıda verdiğim örnekteki kişi gibi hezeyana uğrayan bir çok insanın ,Allah'a olan inancını zedelediğini düşünüyorum.
Ya lütfen din adına vaaz verenler insanlara böyle vaadlerde bulunmasınlar.
Sayılar ayetler dualar verip şu dualar şuna ,bu dualar buna iyi gelir ,aman oku deyip Allah adına konuşmasınlar...her duanin kabul olma ani ve zamani sadece Rabbim kattinda belidir..

Bırakın insanlar içinden geldiği gibi Allaha dua edip yalvarsınlar. Allahla kul arasına girmeyin ne olur..
hani gecenlerde asi oglumu sakinlestirmek icin hangi duayi okusam diye soran kardesimiz..
veya acaba hangi duayi, iksiri okusam da daha iyi bir mevkiye gelsem diye soran kardeslerim..
Islam evet sorgulama Dini degil teslim olma Dini dir!1 ama koru korune degil!Istisare,arastirma, tefekkur ,mantigi da akli da her seyi silerseniz
korkarim ki buyuk bir sapikliga veya delalette girebilir..imaniniz SARSILABILIR..
Siz ilk once bu istediklerinizin olmasi icin elinizden geleni yapin..uygun ortam ve sartlari elinizden geldigince yerine getirin sonrasi da
Allah kerim diye Allah a Hayirlisi icin cookca Dua edin....

Sağ olun Allah razı olsun :)
Allah'a kendi gönül dilimizle dua etmek daha içten oluyor sanırım. Peki duamızı bitirirken Peygamber efendimizin yüzü suyu hürmetine, evliyaların isimlerini sayarak onların yüzü suyu hürmetine vs. demekte sakınca yok değil mi?
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Sağ olun Allah razı olsun :)
Allah'a kendi gönül dilimizle dua etmek daha içten oluyor sanırım. Peki duamızı bitirirken Peygamber efendimizin yüzü suyu hürmetine, evliyaların isimlerini sayarak onların yüzü suyu hürmetine vs. demekte sakınca yok değil mi?

Duada büyükleri vesile yapmak caizdir. Özellikle Peygamberleri ve Peygamberimizi vesilesi yapmak, duanın kabulüne vesiledir. Nitekim ayette “Allah ve melekleri, Peygambere çok salavât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”(Ahzab, 33/56) buyurularak, bu hususa işaret edilmektedir.

Ayrıca, Hz. Enes (r.a)’tan gelen bir hadiste de Efendimize getirilen salavatın önemine dikkat çekilerek şöyle buyurulmaktadır: “Kim bana (bir kere) salât okursa Allah da ona on salât okur ve on günahını affeder, (mertebesini) on derece yükseltir.”(Nesâi, Sehiv 55, (3, 50)

Bu sebeple dua da Peygamberler ve fazilet sahibi büyük kişiler, sahabeler ve veliler vesile yapılarak, Allah’tan bunların hatırına bir şey istenebilir. Yalnız günümüzde yapıldığı gibi, türbelerin başına varıp, mum yakmak, tel, çaput, ip bağlamak caiz değildir.

Hz. Ömer’in (r.a) kendi hilafeti sırasında, kuraklık olunca Hz. Abbas (r.a)’ı alıp yağmur duasına çıktığı ve onun ellerini ellerine alarak; “Allah’ım! Bu senin Peygamberinin amcasının elidir. Bu el hürmetine bize yağmur ver” diye dua ettiği nakledilmektedir. Büyüklerimiz de öteden beri, “Allah’ım, Senin sevdiklerin ve seni sevenlerin yüzü suyu hürmetine (hatırına) bize merhamet eyle ve mağfiret eyle veya şu ihtiyacımı hasıl eyle...” diye dua etmişlerdir.

Bu internet kaynaklı bilgiden sonra, Kendi adıma bir cevap vereyim. Ben hiçbir zaman dua ederken, Peygamber Efendimiz hariç başka bir kişiyi vesile yapmadım. Sadece Ramazan-Kadir gecesi, Cuma gecesi ve günü gibi günlerin hatırına gibi sebepler vesile ederek dua ettim. Bu şekilde olmasının özel bir nedeni yok. Bu şekilde dua etmek alışkanlık olmuş veya bu şekilde dua daha hoşuma gidiyor diyebilirim. Tabi, Yanlış anlaşılmaya sebep vermesin, herkes istediği gibi dua edebilir.

Bu linkteki konuyu da inceleyebilirsiniz.
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Duada büyükleri vesile yapmak caizdir. Özellikle Peygamberleri ve Peygamberimizi vesilesi yapmak, duanın kabulüne vesiledir.

Hz. Ömer’in (r.a) kendi hilafeti sırasında, kuraklık olunca Hz. Abbas (r.a)’ı alıp yağmur duasına çıktığı ve onun ellerini ellerine alarak; “Allah’ım! Bu senin Peygamberinin amcasının elidir. Bu el hürmetine bize yağmur ver” diye dua ettiği nakledilmektedir.

Tabi, Yanlış anlaşılmaya sebep vermesin, herkes istediği gibi dua edebilir.

Biraz ara verdim ama tekrar buradayım : )) Herkese selam ederim.

Serdar kardeşim dikkat ederseniz yazıda çelişki var.

Madem dua'da Peygamberimizi vesile yapmak caizdir ve dua'nın kabulüne vesiledir o halde Hz Ömer neden Peygamberimiz yerine amcası Hz Abbas'ı yağmur duası için vesile yapmıştır?

Çok basit zira ölüleri Peygamber dahi olsa vesile yapmak caiz değildir. Olsaydı Peygamberimiz buna Hz Abbas'dan daha layıktı.

Selam ediyorum
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Biraz ara verdim ama tekrar buradayım : )) Herkese selam ederim.

Serdar kardeşim dikkat ederseniz yazıda çelişki var.

Madem dua'da Peygamberimizi vesile yapmak caizdir ve dua'nın kabulüne vesiledir o halde Hz Ömer neden Peygamberimiz yerine amcası Hz Abbas'ı yağmur duası için vesile yapmıştır?

Çok basit zira ölüleri Peygamber dahi olsa vesile yapmak caiz değildir. Olsaydı Peygamberimiz buna Hz Abbas'dan daha layıktı.

Selam ediyorum
Aleyküm selam kardeşim hoşgeldin. İşin doğrusu bilgiler internet kaynaklıdır. Bak burada senin çelişki var dediğn konuya açıklama var Tıkla==> Dua ederken büyük zatları vesile yapmak caizmidir?. Yazının altında kendi fikrimi de yazmıştım. Bende bir kaç defa Peygamberimizi vesile ederek dua ettiğimi hatırlıyorum. O da cemaatle birlikte edilen dua da olsa gerek. Onun harici ne Hayatta olan ne de Hayatta olmayan hiç kimseyi vesile olarak görmedim. Tabi bu konuda isteyenler araştırma yapabilir. YADA DAHA ÇOK BİLGİSİ OLANLAR PAYLAŞABİLİR. Sonuç olarak Peygamber dahi olsa vefat etmiş birini vesile kılarak dua etmek caiz mi değil mi? senin verdiğin örnekten caiz değildir hükmü çıkar mı? Yoksa bu münferit bir görüşten mi ibaret? Tam olarak bilemiyorum. Vesile ederek dua edenler bir zahmet araştırsınlar konuyu.

Bu internet kaynaklı bilgiden sonra, Kendi adıma bir cevap vereyim. Ben hiçbir zaman dua ederken, Peygamber Efendimiz hariç başka bir kişiyi vesile yapmadım. Sadece Ramazan-Kadir gecesi, Cuma gecesi ve günü gibi günlerin hatırına gibi sebepler vesile ederek dua ettim. Bu şekilde olmasının özel bir nedeni yok. Bu şekilde dua etmek alışkanlık olmuş veya bu şekilde dua daha hoşuma gidiyor diyebilirim. Tabi, Yanlış anlaşılmaya sebep vermesin, herkes istediği gibi dua edebilir.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bismillahirrahmanirrahim
Halk arasında dilek duası olarak da bilinen Salat-ı tefriciyye duası için kaynak olarak İmam-ı Kurtubi gösterilmektedir.
Elimizdeki eserlerde böyle bir kaynağa rastlayamadık.
Fakat herkesçe bilinen, kabul gören bir duanın yanlış ve var olmadığını söylemek mümkün değildir. Zaten bu duayı oluşturan cümleler mana olarak güzel cümlelerdir.

Salat-ı Tefriciye Hz.Peygember (S.A.V.) Efendimize salavat getirmek amacıyla okunur ve gayesi Salavattır.
Salavat ise biz Müslümanlar için ömrümüz boyunca yerine getirilmesi gereken bir vazifedir. Bir dua salâvat getirmek niyetiyle okunur ve amaç
Allah’ın rızasını kazanmak olursa; Resullulah’ın yüzü suyu hürmetine duaların, niyetlerin kabul olacağı ümit edilir.

Salat-ı tefriciyye, salat-ü selam cümlelerinden oluşan bir salavat olup duadır. Salavat, biz Müslümanların Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimize olan sevgisi
ve muhabbetinin bir ifadesidir. Her dua gibi salavat için de bir karşılık beklemeyiz. Bunun karşılığı ahirette umulur.

Salat- tefriciyye duasıyla ilgili uyarımız, bu duanın sadece dünyevi ihtiyaçları karşılama aracı olarak görülmemesi gerektiğidir.
“Bir kızı sevdim, bana bakmıyor, 4444 salat-ı tefriciyye okuyayım” tarzı ifadeler, kişinin edep dışı davrandığının göstergesidir.

Salat-ı tefriciyye duası okuyup istek ve dileklerine kavuşan kimselerin olması, herkesin bu sayıda bu salâvatı okuyarak isteğini elde edeceği anlamına gelmez.
Hatta istediğini Allah’tan isteme yerine sanki bu salâvat cümlelerinin ve 4444 sayısının bir şifre ve sihirli bir etki oluşturduğunu zannedip,
tesiri bundan beklemek, sevap değil, Allah korusun kişiyi şirke bile düşürebilir.

Bugün ne yazık ki bu güzel dua cümleleri manalarından ziyade kelimelere ve 4444 sayısına indirgenmiştir.
Bu yanlıştan sıyrılıp salat-ı tefriciyyeyi özüyle anlayıp içten ve samimi olarak gücümüz yettiğince okumalı ve gerisini Allah Teala’ya bırakmalıyız.
Selam ve Dua ile Hayra kalin...
 
S

saraxcv

Kayıtsız
Misafir
Sonlara doğru hatalı okudum bir tanesinde 3-4 kelimeyi atlattım ne yapmam gerekiyor.
 
Üst Alt