Kardeşlik hukuku

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
islamda kardeşlik hukuku, dinde kardeşlik hukuku, kardeşlik hukuku, kardeşlerin hakları, islamda kardeş hakkı, dinde kardeşlik hakkı islam kardeşliğinin sorumlulukları, islam kardeşliğinin bizlere yüklediği sorumluluklar, islam kardeşliği neleri gerektirir

Kardeşlik Hukuku

Müminlerin kardeş olması, ALLAH’ın emri, Peygamberin sünnetidir. Bu yüzden ayet ve hadislerde bu kardeşliğin nasıl kurulacağı, nasıl devam ettirileceği, kardeşlerin birbirlerinin üzerinde ne gibi haklarının
olduğu izah buyurulmuştur.

Bazılarını hatırlayalım:

• Müslüman müslümana zulmetmez, haset etmez, sırtını dönmez, büyüklenmez.
• Müslümanlar birbiriyle alay etmez, birbirini hor ve hakir görmez.
• Fâsıkın getirdiği haberlere itibar ederek kardeşi hakkında kötü zan beslemez.
• Onunla çekişip tartışmaz. Müslümanlar arasındaki ihtilaflarda arayı bulur.
• Arar, sorar, ihtiyaç duyduğu anda kardeşinin yardımına koşar ama kendisi ona yük olmamaya, külfet getirmemeye çalışır.
• Hatalarını bağışlar, kusurlarını araştırmaz, sırrını saklar.
• Selamlaşır, hediyeleşir, hayır duada bulunur, her fırsatta onu sevdiğini belli eder.
• Mümin müminin aynasıdır. Emir ve yasaklara uymada birbirlerini güzellikle ikaz ederler.
• Ayrı coğrafyalarda, ayrı tâbiyetler altında yaşıyor olsalar bile sevgi, şefkat ve merhamette bir beden gibidirler. Birinin yaşadığı bir sıkıntıyı öteki de hisseder.
• Müslümanın kardeşlik hukuku o kadar incedir ki bir hadis-i şerifte buyurulduğu gibi “Eziyet veren, incitici bir bakışla bir müslümana işaret etmesi (bile), diğer müslüman için helâl olmaz.”

Akabe’deki Kardeşlik Sözü

Akabe, Efendimiz s.a.v.’in evrensel müjdesinin en önemli eşiklerindendir. Rasul-i Ekrem s.a.v., nübüvvetin on birinci yılında (620) Mekke’ye gelen Yesrib (Medine) halkından bir grubu Akabe denilen yerde İslâm’la tanıştırır. Hazreç kabilesine mensup bu grup, Medine’de İslâm’ı yaymaya çalışır.

Ertesi yıl on Hazreçli ve iki Evsli Mekke’ye gelip Akabe’de Efendimiz s.a.v. ile buluşarak “Hiçbir şeyi ALLAH’a eş koşmayacaklarına, hırsızlık ve zina yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine,
birbirlerine iftira etmeyeceklerine, emirlerine uyacaklarına” dair Peygamber s.a.v. Efendimiz’e söz verir, biat ederler.

Birinci Akabe Biatı olarak anılan bu hadiseden bir yıl sonra, ikisi kadın yetmiş Medineli Mekke’ye giderek Efendimiz s.a.v. ile yine Akabe’de gizlice bir araya gelir. ALLAH Rasulü s.a.v. onları, hicret
ettiği takdirde “Canlarını, mallarını, çocuklarını ve kadınlarını korudukları gibi kendisini koruyacaklarına, rahat günlerde de sıkıntılı anlarda da O’na itaat edeceklerine, bollukta da darlıkta da gerekli
yardımları yapacaklarına, iyiliği emredip kötülüğe engel olacaklarına, hiç kimseden çekinmeden hak üzerine bulunacaklarına dair” söz vermeye davet eder. İkinci biat, her bir Medineli’nin söz vermesiyle
gerçekleşmiş olur.

Akabe’de verilen İslâm ve kardeşlik yemini, Hazreç ve Evs kabilesi arasında uzun yıllar süren savaş ve düşmanlığı ortadan kaldıracak, birlik ve beraberliği kuracak bir ümit, bir müjde olmuştur.

Hucurat Suresi Ne Diyor?

Medine döneminin son yıllarında inen Hucurat suresi, ismini 4. ayette geçen ve “hücre” kelimesinin çoğulu olan “hucurat”tan alıyor. Hücre ifadesi ile Mescid-i Nebevî’nin yanındaki Hz. Peygamber s.a.v. ve ailesine ait odalar kastedilir.

Sure, İslâmî edep ve ahlâka dair önemli ilkeleri içeriyor. Toplumların hukuk ve ahlâk ilkelerine dayanması gereğinin altını çiziyor. Ayrıca, bütün inananların kardeş sayıldığını, bundan dolayı kardeşlerin arasını bulmanın da onlara düşen bir görev olduğunu bildiriyor.

Hucurat suresinin bazı ayetlerinin meali şöyle:

• Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, ALLAH’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki ALLAH âdil davrananları sever. (9. ayet)

• Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve ALLAH’tan korkun ki esirgenesiniz. (10. ayet)

• Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de (böyle yapıp) tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir. (11. ayet)

• Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki ALLAH yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok çekineninizdir. Şüphesiz ALLAH bilendir, her şeyden haberdardır. (13. ayet)

okisareti.gif
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
kardeşlik ahlakı ve hukuku

kardeşlik hukuku ve islami değerler, kardeş olmak, arkadaşlık ve dostluk

Kardeşlik ahlakı ve hukuku gün geçtikçe örselenen ve ihmal edilen en önemli insani değerlerdendir.

Genel anlamda hemen her coğrafyada ve toplumda insanın temel hak ve hürriyetleri bağlamında huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmesi, söz konusu ahlakın ve hukukun varlığı ile yakından ilintilidir.

Öteden beri insanlığı ve özellikle de inanan gönülleri birlik ve beraberliğe davet eden ilahi mesajlar, sağlıklı bir kardeşliğin zemin bulmasını ve siyasi görüşü, mezhebi ve etnik kökeni her ne olursa olsun “insan” vasfını taşıyan herkesin haklarına riayet edilmesini dini ve ahlaki bir görev olarak sunar. Bu noktada vahyin muhatabı olan insana hak ve hukuka riayetin gereği sıkça vurgulanır. Zira hukuka riayetin olmadığı ortamlarda barıştan, birliktelikten, sevgi ve saygıdan, kısacası erdemli bir hayattan söz etmek mümkün değildir.

Bu nedenledir ki İslam, kardeşlik söylemini kardeşlik ahlakı ve hukukuna riayet ile temellendirmiş ve kardeşliğin böyle bir zeminde hayat bulacağına ve anlam kazanacağına işaret etmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) de Ensar ve Muhacir örneğinde en somut biçimde görüldüğü gibi kardeşliği toplumda fonksiyonel hale getirmiştir.

Kardeş olmak, arkadaş ve dost olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak demektir. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz modern zamanlarda bu özellikler birer birer hayatımızdan çıkmakta, rekabet, lüks bir yaşam isteği, nimetleri paylaşımda bencillik, hedonizm ve adalet anlayışının değişmesi toplumsal bilincimizde önemli gedikler açmaktadır. Bütün bu olumsuz gelişmeler Hz. Peygamber ve sahabenin hayatı bağlamında yaşantımızı, bireysel ve toplumsal ilişkilerimizi, beklentilerimizi ve ahiretimizi yeniden düşünüp kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimizi yeniden hayata dahil etmeyi gerekli kılmaktadır.

okisareti.gif
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
islamda kardeşlik

kardeşlik hukuku, islamda kardeşlik hukuku, islamiyette kardeşlik, müslümanlıkda kardeşlik hukuku

İslam’da kardeşlik hukuku; soy, sop, hısım birlikteliğinden çok akide temeline dayanır. İnsanların renkleri, dilleri, ırkları ve yaşadığı bölgeler farklı olsa da aynı dinî inanca sahip oldukları sürece kardeş olarak kabul edilmişlerdir. ALLAH (c.c), Kuran-i Kerim'de şöyle buyurmaktadır "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve ALLAH'tan korkup sakının umulur ki onun merhametine nail olasınız" (Hucurat:10)

ALLAH’ın emri gereği, ancak akide bağıyla bir araya gelenler gerçek manada kardeş kabul edilmektedir. Çünkü ALLAH (c.c) Hz Nuh’un eşini ve oğlunu, Hz. Lut’un eşini tevhit akidesini kabul etmemelerinden ötürü onları peygamberlerin ailelerinden saymamıştır

Şüphesiz ALLAH’ın müminlere bahşettiği en güzel nimet iman ve takva ekseninden kaynaklanan kardeşlik bağıdır. İslam’da kardeşlik hukuku Kuranî kaidelere dayanır. Bu yüzden, Müslümanların arasını bozacak her türlü yapay ihtilaflar ve kibirlenme yasaklanmıştır. İslam insanları; renk, ırk, soy-sop, cins vb. türden cahilî kavramlar yerine takva kriteri getirerek islami temele dayalı kardeşlik bağının günümüze kadar bozulmadan gelmesini sağlamıştır.

"Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, kavimlere ayırdık. Hiç kuskusuz, ALLAH katında en değerli olanınız, takvaca en üstün olanınızdır."(Hucurat:13).

Yine ilim şehrinin kapısı Hz. Ali (r.a) söyle buyurmuştur: "Senin hakiki kardeşin seninle beraber olan sana menfaat versin diye, kendi nefsine zarar vermeye razı olan, zamanın felaketleri kapını çaldığı vakit, senin dağınık durumunu derlemek için kendi derli toplu öz durumunu dağıtandır.

Müminlerin din kardeş ilan edilmesi, kardeşleşenlerin üzerlerine bazı sorumluluklar yükler. Kardeş olmak demek; sevinçte ve kederde birlikte olmayı göze almak demektir. Muhabbet beslemek, bir birini saymak, eline-diline itimat etmek, merhamet etmek, yardımlaşma ve dayanışmayı göze almak demektir. Bunlar olmadan İslam kardeşliği iddiasının bir anlamı olmaz. Kuran’ın öngördüğü kardeşlik, bütün bunları içeren bir muhtevaya sahiptir. İslâm’daki kardeşlik bir yaşam biçimidir. Din kardeşliğinin en güzel pratiği “Asr-ı Saadet” döneminde Peygamberle birlikte yaşayan seçkin sahabeler tarafından yaşanmıştır.

Yüce Allah (c.c) Kuran-ı Kerim’de Medine de İslam kardeşliğini oluşturan seçkin sahabeyi şöyle övmüştür:
"Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da içlerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerin de bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, iste onlar, felah bulanlardır." (Haşr: 9).
Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulüm ve kötülük yapmaz, onu tehlikeye atmaz. Bir kimse kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’ın bir sıkıntısını giderirse Allah da buna karşılık ondan kıyamet gününün sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman, kardeşinin bir ayıbını örterse kıyamet günü Allah da onun bir ayıbını örter." (Müslim, Birr,58).

Yukarıdaki Ayet ve hadislerin ışığında İslam toplumunda akide bağıyla bağlı olanların oluşturmuş oldukları kardeşlik projesinde Müslümanların uyması gereken kuralları özetleyecek olursak

1.Kardeşini ALLAH rızası için kendi nefsi gibi sevmek.

2.Sevinç ve tasasını paylaşmak.

3.Maddi ve manevi desteğini esirgememek.

4.Renginden ve ırkından dolayı hor görmemek.

5.Dili, eli ve davranışlarıyla kardeşine sıkıntı vermemek.

6.Hata ve yanlışlarını görmezden gelmek

7.Kardeşine vefakâr olmak.

8.Gördüğünde kardeşine selam vermek

9.Öldüğünde gerekli vecibeleri yerine getirmek
 
Üst Alt