- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 7,012
- Tepkime puanı
- 419
islamda kardeşlik hukuku, dinde kardeşlik hukuku, kardeşlik hukuku, kardeşlerin hakları, islamda kardeş hakkı, dinde kardeşlik hakkı islam kardeşliğinin sorumlulukları, islam kardeşliğinin bizlere yüklediği sorumluluklar, islam kardeşliği neleri gerektirir
Kardeşlik Hukuku
Müminlerin kardeş olması, ALLAH’ın emri, Peygamberin sünnetidir. Bu yüzden ayet ve hadislerde bu kardeşliğin nasıl kurulacağı, nasıl devam ettirileceği, kardeşlerin birbirlerinin üzerinde ne gibi haklarının
olduğu izah buyurulmuştur.
Bazılarını hatırlayalım:
• Müslüman müslümana zulmetmez, haset etmez, sırtını dönmez, büyüklenmez.
• Müslümanlar birbiriyle alay etmez, birbirini hor ve hakir görmez.
• Fâsıkın getirdiği haberlere itibar ederek kardeşi hakkında kötü zan beslemez.
• Onunla çekişip tartışmaz. Müslümanlar arasındaki ihtilaflarda arayı bulur.
• Arar, sorar, ihtiyaç duyduğu anda kardeşinin yardımına koşar ama kendisi ona yük olmamaya, külfet getirmemeye çalışır.
• Hatalarını bağışlar, kusurlarını araştırmaz, sırrını saklar.
• Selamlaşır, hediyeleşir, hayır duada bulunur, her fırsatta onu sevdiğini belli eder.
• Mümin müminin aynasıdır. Emir ve yasaklara uymada birbirlerini güzellikle ikaz ederler.
• Ayrı coğrafyalarda, ayrı tâbiyetler altında yaşıyor olsalar bile sevgi, şefkat ve merhamette bir beden gibidirler. Birinin yaşadığı bir sıkıntıyı öteki de hisseder.
• Müslümanın kardeşlik hukuku o kadar incedir ki bir hadis-i şerifte buyurulduğu gibi “Eziyet veren, incitici bir bakışla bir müslümana işaret etmesi (bile), diğer müslüman için helâl olmaz.”
Akabe’deki Kardeşlik Sözü
Akabe, Efendimiz s.a.v.’in evrensel müjdesinin en önemli eşiklerindendir. Rasul-i Ekrem s.a.v., nübüvvetin on birinci yılında (620) Mekke’ye gelen Yesrib (Medine) halkından bir grubu Akabe denilen yerde İslâm’la tanıştırır. Hazreç kabilesine mensup bu grup, Medine’de İslâm’ı yaymaya çalışır.
Ertesi yıl on Hazreçli ve iki Evsli Mekke’ye gelip Akabe’de Efendimiz s.a.v. ile buluşarak “Hiçbir şeyi ALLAH’a eş koşmayacaklarına, hırsızlık ve zina yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine,
birbirlerine iftira etmeyeceklerine, emirlerine uyacaklarına” dair Peygamber s.a.v. Efendimiz’e söz verir, biat ederler.
Birinci Akabe Biatı olarak anılan bu hadiseden bir yıl sonra, ikisi kadın yetmiş Medineli Mekke’ye giderek Efendimiz s.a.v. ile yine Akabe’de gizlice bir araya gelir. ALLAH Rasulü s.a.v. onları, hicret
ettiği takdirde “Canlarını, mallarını, çocuklarını ve kadınlarını korudukları gibi kendisini koruyacaklarına, rahat günlerde de sıkıntılı anlarda da O’na itaat edeceklerine, bollukta da darlıkta da gerekli
yardımları yapacaklarına, iyiliği emredip kötülüğe engel olacaklarına, hiç kimseden çekinmeden hak üzerine bulunacaklarına dair” söz vermeye davet eder. İkinci biat, her bir Medineli’nin söz vermesiyle
gerçekleşmiş olur.
Akabe’de verilen İslâm ve kardeşlik yemini, Hazreç ve Evs kabilesi arasında uzun yıllar süren savaş ve düşmanlığı ortadan kaldıracak, birlik ve beraberliği kuracak bir ümit, bir müjde olmuştur.
Hucurat Suresi Ne Diyor?
Medine döneminin son yıllarında inen Hucurat suresi, ismini 4. ayette geçen ve “hücre” kelimesinin çoğulu olan “hucurat”tan alıyor. Hücre ifadesi ile Mescid-i Nebevî’nin yanındaki Hz. Peygamber s.a.v. ve ailesine ait odalar kastedilir.
Sure, İslâmî edep ve ahlâka dair önemli ilkeleri içeriyor. Toplumların hukuk ve ahlâk ilkelerine dayanması gereğinin altını çiziyor. Ayrıca, bütün inananların kardeş sayıldığını, bundan dolayı kardeşlerin arasını bulmanın da onlara düşen bir görev olduğunu bildiriyor.
Hucurat suresinin bazı ayetlerinin meali şöyle:
• Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, ALLAH’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki ALLAH âdil davrananları sever. (9. ayet)
• Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve ALLAH’tan korkun ki esirgenesiniz. (10. ayet)
• Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de (böyle yapıp) tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir. (11. ayet)
• Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki ALLAH yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok çekineninizdir. Şüphesiz ALLAH bilendir, her şeyden haberdardır. (13. ayet)
Kardeşlik Hukuku
Müminlerin kardeş olması, ALLAH’ın emri, Peygamberin sünnetidir. Bu yüzden ayet ve hadislerde bu kardeşliğin nasıl kurulacağı, nasıl devam ettirileceği, kardeşlerin birbirlerinin üzerinde ne gibi haklarının
olduğu izah buyurulmuştur.
Bazılarını hatırlayalım:
• Müslüman müslümana zulmetmez, haset etmez, sırtını dönmez, büyüklenmez.
• Müslümanlar birbiriyle alay etmez, birbirini hor ve hakir görmez.
• Fâsıkın getirdiği haberlere itibar ederek kardeşi hakkında kötü zan beslemez.
• Onunla çekişip tartışmaz. Müslümanlar arasındaki ihtilaflarda arayı bulur.
• Arar, sorar, ihtiyaç duyduğu anda kardeşinin yardımına koşar ama kendisi ona yük olmamaya, külfet getirmemeye çalışır.
• Hatalarını bağışlar, kusurlarını araştırmaz, sırrını saklar.
• Selamlaşır, hediyeleşir, hayır duada bulunur, her fırsatta onu sevdiğini belli eder.
• Mümin müminin aynasıdır. Emir ve yasaklara uymada birbirlerini güzellikle ikaz ederler.
• Ayrı coğrafyalarda, ayrı tâbiyetler altında yaşıyor olsalar bile sevgi, şefkat ve merhamette bir beden gibidirler. Birinin yaşadığı bir sıkıntıyı öteki de hisseder.
• Müslümanın kardeşlik hukuku o kadar incedir ki bir hadis-i şerifte buyurulduğu gibi “Eziyet veren, incitici bir bakışla bir müslümana işaret etmesi (bile), diğer müslüman için helâl olmaz.”
Akabe’deki Kardeşlik Sözü
Akabe, Efendimiz s.a.v.’in evrensel müjdesinin en önemli eşiklerindendir. Rasul-i Ekrem s.a.v., nübüvvetin on birinci yılında (620) Mekke’ye gelen Yesrib (Medine) halkından bir grubu Akabe denilen yerde İslâm’la tanıştırır. Hazreç kabilesine mensup bu grup, Medine’de İslâm’ı yaymaya çalışır.
Ertesi yıl on Hazreçli ve iki Evsli Mekke’ye gelip Akabe’de Efendimiz s.a.v. ile buluşarak “Hiçbir şeyi ALLAH’a eş koşmayacaklarına, hırsızlık ve zina yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine,
birbirlerine iftira etmeyeceklerine, emirlerine uyacaklarına” dair Peygamber s.a.v. Efendimiz’e söz verir, biat ederler.
Birinci Akabe Biatı olarak anılan bu hadiseden bir yıl sonra, ikisi kadın yetmiş Medineli Mekke’ye giderek Efendimiz s.a.v. ile yine Akabe’de gizlice bir araya gelir. ALLAH Rasulü s.a.v. onları, hicret
ettiği takdirde “Canlarını, mallarını, çocuklarını ve kadınlarını korudukları gibi kendisini koruyacaklarına, rahat günlerde de sıkıntılı anlarda da O’na itaat edeceklerine, bollukta da darlıkta da gerekli
yardımları yapacaklarına, iyiliği emredip kötülüğe engel olacaklarına, hiç kimseden çekinmeden hak üzerine bulunacaklarına dair” söz vermeye davet eder. İkinci biat, her bir Medineli’nin söz vermesiyle
gerçekleşmiş olur.
Akabe’de verilen İslâm ve kardeşlik yemini, Hazreç ve Evs kabilesi arasında uzun yıllar süren savaş ve düşmanlığı ortadan kaldıracak, birlik ve beraberliği kuracak bir ümit, bir müjde olmuştur.
Hucurat Suresi Ne Diyor?
Medine döneminin son yıllarında inen Hucurat suresi, ismini 4. ayette geçen ve “hücre” kelimesinin çoğulu olan “hucurat”tan alıyor. Hücre ifadesi ile Mescid-i Nebevî’nin yanındaki Hz. Peygamber s.a.v. ve ailesine ait odalar kastedilir.
Sure, İslâmî edep ve ahlâka dair önemli ilkeleri içeriyor. Toplumların hukuk ve ahlâk ilkelerine dayanması gereğinin altını çiziyor. Ayrıca, bütün inananların kardeş sayıldığını, bundan dolayı kardeşlerin arasını bulmanın da onlara düşen bir görev olduğunu bildiriyor.
Hucurat suresinin bazı ayetlerinin meali şöyle:
• Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, ALLAH’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki ALLAH âdil davrananları sever. (9. ayet)
• Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve ALLAH’tan korkun ki esirgenesiniz. (10. ayet)
• Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de (böyle yapıp) tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir. (11. ayet)
• Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki ALLAH yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok çekineninizdir. Şüphesiz ALLAH bilendir, her şeyden haberdardır. (13. ayet)
