- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

İnsan Niçin yazar? Kim için yazar?
Yazar, ilk aklımıza geldiği şekliyle, varlık üzerinde düşünen ve düşündüklerini yazıya dökme uğraşı içinde olan kalem ve kelam insanıdır.
Kalem mukaddes bir mevhumdur ve üzerine yemin edilen bir olgu ve Onun yarattığı ilk şey kalem idi..
KALEM SURESİ BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. (1)
Kelâmın gücü kılıcın gücünden daha güçlüdür.
Kalemin gücü kelâmın gücünden ileri gelir.
İnsanın hilafetinde kelam ve kalem vardır. Diğer varlıklara karşı kelamıyla ve kalemiyle ön plana çıkmıştır.
İnsan Allaha kelâmıyla ve kalemiyle muhatap olmuştur.
Bir anlık alemden kelâm ile kalemi çıkardığınız zaman her şey çökecektir.
Devletler kalem üzerine ayakta durmaktadır.
Eğitim kelâm ile sürdürülmektedir.
İnsani; kelâm ve kalem anca ifade edebilir...
İnsanın iç dünyasının dışa açılan kapısı ve penceresidir.
İnsanın kendisini ifade etme aracıdır...
Kimisi zevk için, hobi olarak yazabilir, kimisi kelimelerden bir dünya inşa etmek için yazabilir,
kimisi sırf edebiyat olsun babında yazabilir, kimisi geçim maksadıyla yazabilir,
kimisi de derdi, davası olduğu için yani insanlık için yazabilir.
kimisi de gurbetteki yanlizligini ve bazi yaşadiklarini unutabilmek icin yazar...
Bu herkesin kendi bileceği iştir...
Ama, muhakak ki bir sekilde icindeki dolup taşan duygu, fikir ve dusuncelerini yazar..
Yazmak için dolmak şarttır. Çünkü dolmadan boşalınmaz. Ancak dolan şey, dışarıya sızdırma yapabilir.
Taştı Rahmet Deryası misali... Dertsiz adam, ney gibi inlemez.
Bu yüzden yazmak, çok büyük emek, zaman, feraset, idrak FARKLILIK, ter ve yaş, tecrube,
okumak, araştırmak, tetkik ve tahlil etmek ister.
Aslinda YAZAN insan en cok da kendisine faydasi vardir..
Bir yaziyi yazmak icin binbir kitap ve kaynak okuyup araştırmak, tetkik ve tahlil etmek gerekir...
İnsan beyni ve duygularinin gelistirmek kapasiteyi cogaltmak demek... her an hem öğrenci hem de öğreticidir...
Bu nimeti, sadece ücret olarak düşünmemek gerekir...
Zira her şey ücret demek değildir.
Ücret için yapılanların, alınan ücret kadar değeri olur.
Varlığını adadığın şeyin, kıymeti kadar kıymetlenirsin.
Hiçbir yapı temeli; sevgi, emek, ter ve yaş akıtılarak atılan yapıların temeli kadar sağlam olamaz.
Yazılanlar bazen, hayat gibi karışık, sıkıntılı, hikmetli ve SIR-li olur. Hayat, nasıl çelişki ve SIR-lar üzerine bina edilmişse; insan da öyledir..
Hayat çok karışık ve sıkıntılı diye yaşamaktan vazgeçiyor musunuz?
Okumaya, yazmaya ihtiyacımiz var... insanlari, kendimizi Gönül dilimizi anlamaya... kendimizi gelistirmeye Kalem ve Kelâmi birakirsak kendimizi kaybederiz...
Kendi yüreğinin dilini çözersen, âlemdeki bütün dilleri anadilin gibi konuşur ve anlarsın.
Kavga, anlayamamanın ve anlaşılmamanın çocuğu. Kendi yürek dillerini çözemeyenler, hatta böyle bir dilin varlığından bile habersiz olanlar, dünya barışından söz ediyorlar...
Ahh cehalet... kör cehalet... okumuyor, araştırmiyor... AKIL nimettimizi kullanmiyor, aklimizdan istifa etmis..
Kendi karanlığımızda, cehalettimizde, boğuluyoruz...
Her insan bir kitaptır. Hacı Bektaşi Veli
Sürgün duygular, sürgün düşünceler taşırım ben.
Kaybettiklerim vardır, koşarım durmam peşinden.
Muhacir çocuğuyum ben...
İnsanın kendinden söz etmesi de kolay olmuyor.
Yazılarımda, ruhumun, vicdanimiz, insanligimin fotoğraflarını vermeye çalışıyorum.
Yazmak; ruhta yanan ateşin külüdür kanımca. Asıl yangın hep yazarın ruhunda başlar ve biter. Kendinde o yangının benzerini yaşayanlardır ki onu bir derece sezebilirler.
Hamdım, Piştim, Yandım ve Yazmaya başladim...
İşte Böyle: Konu olarak kendime hep insanı seçtim, hep onu anlamaya ve anlatmaya çalıştım.
Bunu yaparken de kendimden yola çıktım, çünkü en yakınımdaki insan bendim.
Dil'im eleştirdi, kalbim sus dedi. Kalb'im eleştirdi, dilim sus dedi
Bilmem ki Mütefekkir; nasıl edeceğiz, ikisini bir
ikisini de Yaradana Eyvallah...