İnsan Niçin Yazar: Kalem ve Kelâm

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
dolmakalem.jpg


İnsan Niçin yazar? Kim için yazar?
Yazar, ilk aklımıza geldiği şekliyle, varlık üzerinde düşünen ve düşündüklerini yazıya dökme uğraşı içinde olan kalem ve kelam insanıdır.
Kalem mukaddes bir mevhumdur ve üzerine yemin edilen bir olgu ve O’nun yarattığı ilk şey kalem idi..

KALEM SURESİ BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun. (1)

Kelâmın gücü kılıcın gücünden daha güçlüdür.
Kalemin gücü kelâmın gücünden ileri gelir.

İnsanın hilafetinde kelam ve kalem vardır. Diğer varlıklara karşı kelamıyla ve kalemiyle ön plana çıkmıştır.
İnsan Allah’a kelâmıyla ve kalemiyle muhatap olmuştur.
Bir anlık alemden kelâm ile kalemi çıkardığınız zaman her şey çökecektir.
Devletler kalem üzerine ayakta durmaktadır.
Eğitim kelâm ile sürdürülmektedir.

İnsani; kelâm ve kalem anca ifade edebilir...
İnsanın iç dünyasının dışa açılan kapısı ve penceresidir.
İnsanın kendisini ifade etme aracıdır...

Kimisi zevk için, hobi olarak yazabilir, kimisi kelimelerden bir dünya inşa etmek için yazabilir,
kimisi sırf edebiyat olsun babında yazabilir, kimisi geçim maksadıyla yazabilir,
kimisi de derdi, davası olduğu için yani insanlık için yazabilir.
kimisi de gurbetteki yanlizligini ve bazi yaşadiklarini unutabilmek icin yazar...
Bu herkesin kendi bileceği iştir...

Ama, muhakak ki bir sekilde icindeki dolup taşan duygu, fikir ve dusuncelerini yazar..
Yazmak için dolmak şarttır. Çünkü dolmadan boşalınmaz. Ancak dolan şey, dışarıya sızdırma yapabilir.
Taştı Rahmet Deryası misali... Dertsiz adam, ney gibi inlemez.
Bu yüzden yazmak, çok büyük emek, zaman, feraset, idrak FARKLILIK, ter ve yaş, tecrube,
okumak, araştırmak, tetkik ve tahlil etmek ister.
Aslinda YAZAN insan en cok da kendisine faydasi vardir..
Bir yaziyi yazmak icin binbir kitap ve kaynak okuyup araştırmak, tetkik ve tahlil etmek gerekir...
İnsan beyni ve duygularinin gelistirmek kapasiteyi cogaltmak demek... her an hem öğrenci hem de öğreticidir...
Bu nimeti, sadece ücret olarak düşünmemek gerekir...
Zira her şey ücret demek değildir.
Ücret için yapılanların, alınan ücret kadar değeri olur.
Varlığını adadığın şeyin, kıymeti kadar kıymetlenirsin.
Hiçbir yapı temeli; sevgi, emek, ter ve yaş akıtılarak atılan yapıların temeli kadar sağlam olamaz.

Yazılanlar bazen, hayat gibi karışık, sıkıntılı, hikmetli ve SIR-li olur. Hayat, nasıl çelişki ve SIR-lar üzerine bina edilmişse; insan da öyledir..
Hayat çok karışık ve sıkıntılı diye yaşamaktan vazgeçiyor musunuz?
Okumaya, yazmaya ihtiyacımiz var... insanlari, kendimizi Gönül dilimizi anlamaya... kendimizi gelistirmeye Kalem ve Kelâmi birakirsak kendimizi kaybederiz...

Kendi yüreğinin dilini çözersen, âlemdeki bütün dilleri anadilin gibi konuşur ve anlarsın.
Kavga, anlayamamanın ve anlaşılmamanın çocuğu. Kendi yürek dillerini çözemeyenler, hatta böyle bir dilin varlığından bile habersiz olanlar, dünya barışından söz ediyorlar...
Ahh cehalet... kör cehalet... okumuyor, araştırmiyor... AKIL nimettimizi kullanmiyor, aklimizdan istifa etmis..
Kendi karanlığımızda, cehalettimizde, boğuluyoruz...

‘‘Her insan bir kitaptır.’’ Hacı Bektaşi Veli

Sürgün duygular, sürgün düşünceler taşırım ben.
Kaybettiklerim vardır, koşarım durmam peşinden.
Muhacir çocuğuyum ben...
İnsanın kendinden söz etmesi de kolay olmuyor.

Yazılarımda, ruhumun, vicdanimiz, insanligimin fotoğraflarını vermeye çalışıyorum.
Yazmak; ruhta yanan ateşin külüdür kanımca. Asıl yangın hep yazarın ruhunda başlar ve biter. Kendinde o yangının benzerini yaşayanlardır ki onu bir derece sezebilirler.
Hamdım, Piştim, Yandım ve Yazmaya başladim...

İşte Böyle: Konu olarak kendime hep “insan”ı seçtim, hep onu anlamaya ve anlatmaya çalıştım.
Bunu yaparken de kendimden yola çıktım, çünkü en yakınımdaki insan bendim.

Dil'im eleştirdi, kalbim sus dedi. Kalb'im eleştirdi, dilim sus dedi
Bilmem ki Mütefekkir; nasıl edeceğiz, ikisini bir
ikisini de Yaradana Eyvallah...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
sudamlasi.jpg


Harflerin üç mertebesi vardır der üstad İbni Arabi; Düşünsel, Lafzi ve Yazılı olanlar.
Dolayısı ile düşüncelerimizin ifade edildiği sözler, nefes ile göğüsten çıkıp, dudaklarımızdan dökülene kadar değişime uğrar.
Sözün aslı, ilk çıkış mercii olan göğüsteki yeridir.
Dudağımıza gelene kadar ya yeni manalar eklenir ya da eksilir.
Dudağımızdan çıktığı hali, karşıdakinin duymasını istediğimiz halidir.

Ancak yazı mertebesinde durum biraz farklıdır.
Yazanın değil, okuyanın içsel ve görsel algılamasına göre mana değişimine uğrar.
Herkes idrakinca, kadarinca, kederince nasibince payını alır... okur ve idrak edebilir ancak...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
kalemkagit.jpg


Birini etkilemek için yazmak,konuşmak yada bir işi yapmak gibi bir hesap içinde olmak benim harçımda yok...gönlüme eseni ,estirileni yazarım...
Etkilenirsem,içimden coş-AR ,içime kendimi sığdıramam!! yazar,konuşur ve Gurbetteki Yetimliğim ile kelamdan manayi alip satırlarima Nakış nakış işlerken
Ya Allah ,Ya Nasip, Ya kısmet diyenlerdenim...
söyleyende söyletene bak,yazanda,Yazdirana bak!! kelamdan manayı al geç gönül...
Efkâr'dan Kelâm'a,Kelâm'dan Kaleme..Adem-den âleme..
Nerde olursan ol..Ne yaparsan yap...Ömürden ve kendinden bir şeyler eksiliyor hep...
Her An bir adım daha, ebediyete doğru yaklaşıyor insan...

Her vakit bir değil...Gecesi bir başka güzel,
Gündüzü bir başka…insani bir başka ,imani bir başka güzel,
Yetişene aşkolsun hani...bari kelama An-a katmaliyim diyorum..

Kimi güler şu dünyada, kimi ağlar...Pişmanlık desen katar katar...
Tövbeler de olmasa, ömür baştanbaşa karalar dolu karalar...
Bu günahlar, bu karalar, hem kalbi hem ruhu yaralar…
Tövbeler de olmasa…
Ya Rahman, Ya Rahim,Ya Gufran, Ya Afüv, Ya Erhamerrahimîn...
Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Rasûlallah…
Kalemi Yazdıran YÜREKTİR Yüreği Dile Getiren Rahman ve Rahim olan Allah cc. dir...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
17811635-duygusal-destek-ve-tedavi-bir-kavram-olarak-bir-kalem-bir-insan-yafa-zafa-kadar-yaka-a-n-bir-gafa-zy.jpg


İnsan Niçin yazar? bilmiyorum herhalde herkes kendince, kendi sebebince yazar!!ama Ben neden yazdığımı biliyorum!
Kimi zama yalnızlığımı alıyor... Kimi zaman sıkıntıma merhem oluyor... Kimi zaman ilham veriyor...bazen de stressimi atiyorum..
Ama her şeyden önce beni Türkiye'ye, Türkçe'ye ve Türk insanına Ana vatanima yakın kılıyor!

Kimi zaman resimlerle, kimi zaman Rüyalarla kimi zaman hatiralarla , kimi zamanda sadece bir kelime ile beni alıııııp Türkiye'ye taşıyor!
Biliyorsunuz özlüyorum oraları! Türkiye'nin sesini, kokusunu,insanını,camilerini, ezanini, simid ,cekirdek, lahmacun ve Çayını,
doğduğum yerleri ve masmavi denizin sesini ve dalgalarini galiba ben her şeyini özlüyorum...
İki ülke, iki kültür,iki Din,iki Kita arasında sıkışıp kalmış insanlarız Daima özlemeye, daima eksik kalmaya mahkum muhaciriz işte...

Dediğim şu ki, islamiforumlar.net ailesinde çok güzel insanlarla tanıştım...birbirinden özel insanlarla tanışma imkanı buldum.
Yüz yüze olamasada. Ama kim bilir oda olur bir gün!Allah büyük!
Gönül Dostlarim ile yalnızlığım bir nebze hafifledi!Allah cümlenizden razı olsun inşallah
Allah gönlünüze göre versin dostunun sevgisi gönlünüze dolsun vesselam.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Hani bir söz vardır ya kötü söz sahibine aittir diye işte bu da ona benzer bir şey insan kendine yakışanı yapar. Davranışları, sözleri kişinin içi dünyasının aynasıdır.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Neyden yükselen nağmelerdeki hüzün.,aslında Ney-i üfleyenin kalbindeki acıdır...
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Ne için yazarız? ya da ne için yazdırır mevla'm?
çok sebebi var.. en başta kendi yüreğinin içindeki fırtınaları dizginlemek için.. ben kimim? nerdeyim? nereye doğru gidiyorum? bu yolun sonunda karşılaşacaklarım neler?
hayatta kendime yön verirken daima iki seçenek sunarım;
ya kendini yenip rabbinin sevdiği kul olacaksın, emrine riayet edeceksin,
yahut kendini dinleyip kendine acıyıp hep kaybedeceksin.. başka bir tabirle;
ya nefsini yenip alim olacaksın
ya da nefsine uyup zalim olacaksın..

Aslında her şey insanın kendi elinde değil mi abla? ayağın takılır düşersin ama her düşüşünde yeniden güçlenerek yenilmiycem diyerek kalkmalı insan..
benliğimizi kendimize acımayı bırakmak lazım.. kendi kendine acımak insanı daha acınacak hale getiriyormuş anladım..
senin benim ve eşim için ettiğin tavsiyelerine uyuyorum ve çok şükür sonuçları iyi gidiyor maşallah..
bazen çok tökezliyorum abla çok afallıyorum bu durumda yapabileceğim bir dua var mı? o hale gelince kendi kendimden bile nefret ediyorum aklıma hiç düşünmek istemediğim bir şekilde ya nefsimden veya şeytanın vesvesesinden bir ok geldiğinde çok sıkılıyorum, kendimden bile nefret ediyorum ..iyi insan iyi Müslüman olmak için, nefsimi yenip peygamberimizin ahlakıyla ahlaklanmak istiyorum bunun için gerekten çabalıyorum..
la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.. bunu çok okuyorum başka önerebileceğin bir dua var mı? selametle Allah'a emanet ol ablacım..
 

Huzur Yolcusu

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Haziran 2014
Mesajlar
587
Tepkime puanı
3
Hayatım boyunca pek çok kez düştüm; insanız ya kimi zaman gafletten, kimi zaman nasihat dinlememekten, kimi zaman vicdanım yüzünden, kimi zaman da güvendiğim için hep düştüm. Gafletten düştüm nefsime yenildim kendime geldiğimde ardımda pek çok günah olduğunu gördüm. Nasihat dinlememekten düştüm benim göremediğimi gören insanların nasihatlerini dinlemedim. Bedelini çok ağır ödedim. Vicdanım yüzünden düştüm ama bu yüzden düştüğüme pişman değilim yine olsa yine aynı şeyleri yapardım. En önemlisi de bu sanırım güvendiğim için düştüm her güvendiğim beni sırtımdan vurdu. Ama düşmemde yetmedi bu insanlara üzerime basıp geçtiler. Kendime geldiğimde acaba bir kaza mı geçirdim yada başka birşey yüzünden hastanede miyim? Rüyamı görüyorum? Acaba bunlar gerçek değil mi diye düşündüm? İnanamadım yada inanmak istemedim kendimce inkar etmeye çalışıyordum belki de. En sonunda her zaman ki gibi ayağa kalktım. Hayat işte bir çocuğun gözünden görmek gibi değil çocukken düştüğümde elim dizim acırdı. Büyüdükçe insan daha farklı düşüyormuş ama bu kez acıyan yerim elim yada dizim değildi. Bu kez kalbim acıyordu, içimden birşeyler kopuyordu. İçimde bitmek bilmeyen bir fırtına ve o fırtınada alabora olmuş bir gemi vardı. Vurulduğum yer sırtımken kanayan yer gönlümdü içimdeki sızıydı. Çocukluğumda bir hayalim vardı göl başında küçük bir bahçesi olan evim olsa bahçede ördekler tavuklar gökyüzünde güvercinler ve köpeğim insanlardan ve şehirden uzak yaşasam. Şimdi ben, ben yine öyle bir yere gitmek istiyorum. İnsanlardan uzağa şehriniz, yalanlarınız, riyalarınız, gösterişiniz, güvenilmezliğiniz, sevgisizliğiniz, merhametsizliğiniz sizin olsun deyip sadece seccademi tesbihimi Kuran-ımı ailemi alıp çekip gitmek istiyorum. Sessizliğe boğulmak kaybolmak herşeyden herkesden uzağa gitmek belki sonuma belki yeni bir başlangıca ama sadece gitmek istiyorum.

Bazen sırlar vardır anlatılmaz konuşulmaz herkesle paylaşılmaz. Ve yine öyle sırlar vardır ki taşıması ağır anlatsan ferahlayacaksın belki ama ona da fırsat vermeyen insanlar alay eder gibi konuşanlar ve hata yapsanda yapmasanda kırarak nasihat vermeye çalışanlar boşuna kafana takıyorsun diyenler sonra buda yetmezmiş gibi sonra onu kullananlar vs. sadece dinlesen olmaz mı deyince de kırılan... Sonu yok bu yüzden ben hayalimdeki gibi olmasa da tabi buda bir hayal ama gitmek istiyorum.

İnsan niçin yazar?

Ben hiç bir zaman iyi bir konuşmacı olmadım, ama hep iyi bir dinleyici oldum anlatan değil dinleyen olmak hep huzur verdi. Velhasıl hiç anlatmadım hep yazdım o kadar çok şey yazdım ki; insanlara anlatmaktansa sadece yazdım o anda içimden sadece yazmak geldi. Yazdıklarımı hiç okumadım hep içimden ne geldiyse yazdım. İnsan bence anlatamadıklarını yazar sevinçlerini yazar hüzünlerini yazar konuşamadıklarını yazar bana sorarsanız konuşmaktan çok yazmayı severim.

Ve şimdi ben; bu siteyi samimiyetinizi sizleri tanıyıncaya kadar hiç anlatmadım. Bu yüzden laf olsun diye değil hepinizi gerçekten seviyorum. Hoş yüz yüze gelsek burda yazdıklarımı anlatabilir miydim malesef hiç zannetmiyorum. Yanlış anlamayın bu sizlerle alakalı değil. Çünkü ben konuşan değil hep dinleyenim ve sadece yazabilirim. Fazla uzun yazdım hakkınızı helal edin...
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Ben hiç bir zaman iyi bir konuşmacı olmadım, ama hep iyi bir dinleyici oldum anlatan değil dinleyen olmak hep huzur verdi. Velhasıl hiç anlatmadım hep yazdım o kadar çok şey yazdım ki; insanlara anlatmaktansa sadece yazdım o anda içimden sadece yazmak geldi. Yazdıklarımı hiç okumadım hep içimden ne geldiyse yazdım. İnsan bence anlatamadıklarını yazar sevinçlerini yazar hüzünlerini yazar konuşamadıklarını yazar bana sorarsanız konuşmaktan çok yazmayı severim.

Ve şimdi ben; bu siteyi samimiyetinizi sizleri tanıyıncaya kadar hiç anlatmadım. Bu yüzden laf olsun diye değil hepinizi gerçekten seviyorum. Hoş yüz yüze gelsek burda yazdıklarımı anlatabilir miydim malesef hiç zannetmiyorum. Yanlış anlamayın bu sizlerle alakalı değil. Çünkü ben konuşan değil hep dinleyenim ve sadece yazabilirim. Fazla uzun yazdım hakkınızı helal edin


Selamun aleyküm kardeşim, hakkım varsa helal olsun..
iyi güzel söylemişsin lakin herkesin karakteri düşünceleri farklı.. ben de aklıma bir şey takıldı mı illa sorup öğrenip, sevdiğim insanların görüşlerini alırım mutlaka... bir yerlerde yanlışım hatam varsa düzeltmek için..
bazen insan ister istemez tökezliyor düşüyor önemli olan düşmek değil kendi küllerimizden yeniden yeşermek..
üzerimizdeki ağırlığı, kaba tabirle ölü toprağını atmak.. gaflet uykusundan uyanmak lazım.. sorar öğrenirim ama gerçekten samimiyetine, tecrübesine, yaşanmışlığına inandığım güvendiğim insanlara sadece..
yazmak insanı bir nebze olsun rahatlatıyor ama konuşmak daha başka.. her insanın yapısı farklı sen dinleyerek rahatlarsın ben derdimi anlatarak içimi dostlarıma dökerek...
ama konuşmayı dene güvendiğin insanlara emin ol çok daha rahat hissedersin kendini... benim bir arkadaşım var dı okulda kardeşten bile öteydik.. şimdi çok özlüyorum onu bazen diyorum keşke yanımda olsaydı da eski günlerdeki gibi dertleşebilseydim..:(
 

Huzur Yolcusu

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Haziran 2014
Mesajlar
587
Tepkime puanı
3
Ben hiç bir zaman iyi bir konuşmacı olmadım, ama hep iyi bir dinleyici oldum anlatan değil dinleyen olmak hep huzur verdi. Velhasıl hiç anlatmadım hep yazdım o kadar çok şey yazdım ki; insanlara anlatmaktansa sadece yazdım o anda içimden sadece yazmak geldi. Yazdıklarımı hiç okumadım hep içimden ne geldiyse yazdım. İnsan bence anlatamadıklarını yazar sevinçlerini yazar hüzünlerini yazar konuşamadıklarını yazar bana sorarsanız konuşmaktan çok yazmayı severim.

Ve şimdi ben; bu siteyi samimiyetinizi sizleri tanıyıncaya kadar hiç anlatmadım. Bu yüzden laf olsun diye değil hepinizi gerçekten seviyorum. Hoş yüz yüze gelsek burda yazdıklarımı anlatabilir miydim malesef hiç zannetmiyorum. Yanlış anlamayın bu sizlerle alakalı değil. Çünkü ben konuşan değil hep dinleyenim ve sadece yazabilirim. Fazla uzun yazdım hakkınızı helal edin


Selamun aleyküm kardeşim, hakkım varsa helal olsun..
iyi güzel söylemişsin lakin herkesin karakteri düşünceleri farklı.. ben de aklıma bir şey takıldı mı illa sorup öğrenip, sevdiğim insanların görüşlerini alırım mutlaka... bir yerlerde yanlışım hatam varsa düzeltmek için..
bazen insan ister istemez tökezliyor düşüyor önemli olan düşmek değil kendi küllerimizden yeniden yeşermek..
üzerimizdeki ağırlığı, kaba tabirle ölü toprağını atmak.. gaflet uykusundan uyanmak lazım.. sorar öğrenirim ama gerçekten samimiyetine, tecrübesine, yaşanmışlığına inandığım güvendiğim insanlara sadece..
yazmak insanı bir nebze olsun rahatlatıyor ama konuşmak daha başka.. her insanın yapısı farklı sen dinleyerek rahatlarsın ben derdimi anlatarak içimi dostlarıma dökerek...
ama konuşmayı dene güvendiğin insanlara emin ol çok daha rahat hissedersin kendini... benim bir arkadaşım var dı okulda kardeşten bile öteydik.. şimdi çok özlüyorum onu bazen diyorum keşke yanımda olsaydı da eski günlerdeki gibi dertleşebilseydim..:(

Aleyküm selam kardeşim; Allah(c.c) senden razı olsun.

iyi güzel söylemişsin lakin herkesin karakteri düşünceleri farklı.. ben de aklıma bir şey takıldı mı illa sorup öğrenip, sevdiğim insanların görüşlerini alırım mutlaka... bir yerlerde yanlışım hatam varsa düzeltmek için..

Kardeşim bu yazdığında haklısın ama bu yazdığın farklı bir durum fikir almak nasihat almak bunu bende yaparım ve hatam varsa düzeltirim. Bazı sırlar herkese anlatılmıyor ki şu anda en büyük sırdaşım dert ortağım annem ama yeri geliyor onunla bile paylaşamadığım şeyler oluyor. Arkadaş desen daha önce de yazmıştım burda kime güvendiysem kimi sevdiysem kaybettim. Bu yüzden de benim pek anlatmam mümkün olmuyor ki ben hayatım boyun tek bir kişi ile dertleştim en iyi arkadaşımdı kardeş gibiydik kelimesi bile az kalır dert ortağımdı. İş gereği şehir dışına gitti, hani derler ya gözden ırak olan gönülden de ırak olur diye, bu benim için değil ama arkadaşım için geçerli oldu. Sonra evlendi çocuğu oldu başkalarından duydum çocuğu olduğunu onunla beraber görüştüğümüz arkadaşlarımız vardı. Askerde arayıp sormuyorlar diye ağladı bende başından beri belliydi ben onlardan hayır gelmez dedim anlamadın dedim. Şimdi ne oldu benim dışımda hepsi ile görüşüyor ve burda sizler yüzümü bile görmeden mahkeme mi sordunuz destek oldunuz. O 1 kere arayıpta ne yaptın demedi canı sağolsun. Velhasıl güvenebileceğim beni anlayabilecek kimse yok bu site ile karşılaşmasaydım çok daha kötü olurdu herşey. Ben kendimi bildim bileli çok fazla sırlarımı paylaşmadım ama bu kez anlatamasaydım ya katildim yada psikolojik tedavi için hastanedeydim. Ama olsun şükürler olsun sizler varsınız yalnız değilim. Allah(c.c) herkesin gönlüne göre versin.

Sen bana bakma anlatacak kimsen varsa anlat ferahla ben alıştım böylesine benim için en iyisi yazmak. Çünkü ben kaybetmemek için kimseyi sevip güvenmiyorum böyle yalnız daha iyiyim. Allah'a emanet ol kardeşim...
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Selamun aleyküm kardeşim, hepimiz her bir sevdiğimiz insanla ayrı ayrı imtihan ediliyoruz, artık bu duruma böyle inanmaya başladım.. yaşadıkların kolay değil insan gerçekten bir dost eline, dost desteğine ihtiyaç duyuyor.. ne diyeyim bilemedim ama; gönlün nasıl rahat ediyorsa öyle davran, öyle yaşa önemli olan insanın iç huzurudur...

Annelerimiz en büyük yardımcı, sırdaş, dert ortağıdır onlardan güzel dert ortağı hayatta bulunmaz ama çoğu şeyleri sırf onları üzmemek için, içimizde saklıyoruz.. olsun her karanlığın bir aydınlığı vardır... Allah yeter be kardeşim.. Allah de ötesini bırak...
 

Huzur Yolcusu

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Haziran 2014
Mesajlar
587
Tepkime puanı
3
Selamun aleyküm kardeşim, hepimiz her bir sevdiğimiz insanla ayrı ayrı imtihan ediliyoruz, artık bu duruma böyle inanmaya başladım.. yaşadıkların kolay değil insan gerçekten bir dost eline, dost desteğine ihtiyaç duyuyor.. ne diyeyim bilemedim ama; gönlün nasıl rahat ediyorsa öyle davran, öyle yaşa önemli olan insanın iç huzurudur...

Annelerimiz en büyük yardımcı, sırdaş, dert ortağıdır onlardan güzel dert ortağı hayatta bulunmaz ama çoğu şeyleri sırf onları üzmemek için, içimizde saklıyoruz.. olsun her karanlığın bir aydınlığı vardır... Allah yeter be kardeşim.. Allah de ötesini bırak...

Aleyküm selam kardeşim aslında söylenecek çokta birşey yok imtihan dünyasındayız. Herşey bir gün bitecek kefenle kabre gireceğiz toprağın içinde bedenimiz gibi oda çürüyüp gidecek. Elimizde iyi yada kötü amellerimiz dışında ne kalacak bu yüzden herşey boş ve anlamsız Rabbim imtihanlarımıza Eyyüp Peygamberin sabrını nasip eylesin aynen o mübarek gibi imtihanlarımızda muaffak olabilmemizi nasip eylesin...

Annelerimiz nede güzel ve doğru anlatmışsın kardeşim. İşte herşeyi anlatamamanın sebebi üzülmemeleri yaşları itibarıyla onlarda pek çok imtihandan geçtiler ve bizim çektiğimiz sıkıntılarda zaten üzülüyorlar birde anlatıpta üzmenin ne anlamı var. Üzülmesinler annelerimiz Allah(c.c) onlara uzun ömür versin başlarımızdan eksik etmesin bu zaten yeter bizlere. Aynen kardeşim her karalığın bir aydınlığı var buna ne şüphe veren Allah(c.c) alan Allah(c.c) feryat etmek boşuna her şeyin sahibi Allah(c.c) o bize yeter o ne güzel vekildir Elhamdülillah. Rabbim cümlemizin sabrını daim ve şeytanın tuzaklarından emin eylesin...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
forest+road.jpg


Yazmak ,Konuşmak ve bazen sadece susmak daha da bir anlamlıdır. Üstelik zor bir iştir. Çünkü susmak bir iç konuşma ve kendini kendin ile muhasebe etmendir...
Susma vakitlerini iyi değerlendirmelidir. Çünkü bu vakitler, Rabbimiz ile olduğumuz zamanlardır.

Böyle vakitlerde her şeyin bittiği bir yerde, aslında hep var olan bir şey başlar..........
Susma vakitleri birer muhasebe fırsatlarıdır. Önemli olan kalbimizin Dua dilli ile konuşması değilmidir...?

Dil susmazsa,kendimizi, kainatı duyamıyor , gönül ,kalp dilli de konuşmuyor. Oysa gönlümüzü de konuşturmalı, asıl onun konuşmalarına fark ve idrak etmeliyiz...

Susan dil, yüreği ile Rabbine konuşuyor demektir....Dilim susuyor, kalbim konuşuyor bugün..........
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Aslında yazdıkça haksız olduğumu suçlu ararken ve bir şeyleri sorgularken aslında suçlu da ben, sıkıntının da ,sorunun da bende olduğunu ve değişmek için asla geç olmadığını yazdıkça daha iyi anlıyorum..

Ben kendime gelemiyorum. Sen beni bana getir Ya Rab.
Ya Rabbi yazdıklarımı yapmayı,yaptıklarımı yazmayı nasip et.Sana hakkı ile bir mümin ve sadece insan olmayı nasip et.Amin.

De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım, daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.”)
7/A'RÂF-188:
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Her kelamın içimde yer ediyor, her sözünde bir uyarı, her duanda sanki kalbin de var!
Belki bu cümleleri içimde hissediyor, lakin adını koyup dillendiremiyordum...
Sen yüreğimin sesi oluyorsun iyi ki varsın abla...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Yazmak sanattır, yazdığını yaşamak ise aşk...
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Yazabildiğini yaşayabilmek; ilahi aşk, takdir-i ilahi, en önemlisi ilahi lütuf tur....

Ne mutlu, yazdıkları hakikatin gölgesinde yaşamaya gayret gösterenlere.......
 
Üst Alt