Çocukların ileriye yönelik kendi şahsiyetlerinde oturmuş ahlak, haya, edep ve ibadet eksenli kimliğin oluşturulması elbet ailede başlar ve ailede verilir. Bunda bir sorun yoktur.
Sevgili Peygamberimiz de çocuklarda 7 yaşlarına dikkat çekmiş namaz gibi diğer ibadetleri yerine getirmeleri noktasında o ibadetlerle ilgili bilgi ve malumatın 4, 5, 6 yaşlarında verilmesi gerektiği üzerinde durmuş ve aynı zamanda, ahlak, haya, edep eksenli o yaştaki çocukların anlayacağı bir fiil ve kavil üzerinden de donanımlı hale gelmeleri noktasında baba ve anneleri uyarmıştır. Dolayısıyla müslüman anne ve babalar buna titizlikle riayet etmek durumundadırlar.
Diyelim onlar buna riayet ettiler ve anne ve babalar çocuklarını bu eksende yetiştirdiler. Bu eğitim aileye yönelik bir durumdur.
Bir de devletin alacağı görev de vardır, o da şudur:
Aile efradının İslam eksenli yetiştirdikleri çocukları, ahlak, haya, edep, ibadet, kulluk, Kur'an ve Hadis güzelliği noktasında, kısacası iman ve İslam eksenli, koruma ve kollama görevidir.
Devlet caddeye egemense, sokağa egemense, okula, eğitim kurumlarına, iş sahalarına yani kendi bünyesinde bulunduğu her alana egemense o alanlar içersinde ailelerin İslam ahlakı ekseninde güzelleştirdikleri çocuklarını koruyup kollayacak her türlü tedbiri alacaktır.
Buradaki tedbir erkek ile kadınlar arasına örülecek kalın duvarlardır.
Kur'an bu hususu "yaklaşmayınız!" şeklinde emir buyurmuş ve yasaklamış, Peygamberimiz de uygulamada, erkeklerle kadınların; kadınlarla erkeklerin iç içe olmamaları gerektiği üzerinde durmuş ve onları bundan men etmiş ve kendisi de kadınlarla iç içe olmadığı gibi, evinde dahi gözleri görmeyen erkek sahabilerin huzuruna hanımlarının çıkmamaları gereği üzerinde durmuş ve bunu harfiyyen uygulamıştır.
İşte devlet dediğimiz makenizmada bu bağlamda ailelerin İslam eksenli yetiştirdikleri çocuklarına sahip çıkacak onları ahlaksızdan koruyacaktır.
Eğitimini, okullarını, iş yerlerini, kurumlarını, çalışma sahalarını, kısacası bulunduğu her alan ve noktayı genel olarak erkeklerle tanzim edecek, özel olarak da kadınları bir amele mesabesinde, aylıkçı ya da günlükçü çalışan kadın mesabesinde değil, fisebilillah merkezli bazı yerlerde istihdam edecek o alanlarda da kadınları erkeklerden tamamen ayıracaktır.
Sevgili Peygamberimiz bunu ikame etmiş, diğer halifeler de Peygamberimiz'in izini takip etmiş hatta Hz Ömer bazı fitnelere dikkat çekmiş hiçbir kadının tanınır halde sokağa ve caddesine çıkmasına müsade etmemiştir.
Bir de şu vardır, İslam yabancı bir erkekle yabancı bir kadının, hiçbir meşru gereklilik yokken konuşmasını da "aklen" sorgulamış, böyle bir şeyin icrasının da "israf" olduğunu ifade etmiş ve arkasından da, "Ve enkihu..." (nikahlanınız, nikahlayınız!!) emrini vermiş ve bu ameliyeyi de bir anlamda farz kılmıştır.
Olabilir, bir erkek bir kadınla beraber olmak ister; bir kadın da bir erkekle beraber olmak ister, bunlar fıtridir, normaldir, işte İslam da tam burada "nikahlanmayı" emir buyurmuş zaten farz olarak da hükme bağlamıştır.
Yani İslam, akli olarak akil olan insana akil gerekçe sunar ve bir anlamda şunu ifade eder:
"Sen neden haram olanı işliyorsun? Sana zaten emrettim evlenmeyi, evlen ve helal olarak değil gezmeyi tozmayı, giriniz odanıza, bir yatağı da paylaşınız ölünceye dek, isteğinizi, arzunuzu helal yoldan ikame ediniz..!"
İşte İslam böyle bir emrinden dolayı da yabancı erkeklerle yabancı kadınların bir araya gelmelerini, buluşmalarını, parkta, bahçede, sokak ve caddede beraberce dolaşmalarını yasaklamış, haram kılmış, büyük günah saymış ve hukuk olarak da dünyada da bu ameliyeyi yasaklamıştır. Gördüğü takdirde İslam erkeğe de kadına ceza verir ve şiddet uygular. Asla müsade etmez.
İşte işin bu alanı devletindir. Devlet bu hali İslam'ın güzide evlatlarına en güzeliyle arzedecektir.
Toparlayacak olursak, İslam,
Aileye çocuklarla ilgili sorumluluğunu emreder..! O görevini ikmal edince,
Devlete de, bu çocukları caddende, sokağında, okulunda ve sorumlu olduğun her bir alanda koru ve kolla erkeklerle aralarına kalın duvarlar ör... Bunu da devlete emir buyurur...
Yine devlete, kadınları ve erkekleri öyle bir sistem kur ki, onlar erken yaşlarda (gerektiğinde, 15, 16, 17, 18 vs.) evlenebilsinler. Aile saadeti kurabilsinler... Onlara bu hali hazırla sana emrediyorum, der...
Sonra da İslam, sen devlet olarak görevini yaptın ama halan birileri günah işliyorsa onları değerlerimle cezalandır, der...
Böyle güzel bir ortamda illaki, gene de hayasızlıklar olabilir ama, bu hal istisna bir hal olur.
Yani böyle bir ortamda 100 kişiden 5'i hayasızlık yaparsa,
Hayasızlığa kapı aralayan bir sistem de ise, 100 kişiden 5'i temiz kalır 95'i de hayasızlık içersinde boğulur gider...
İşte günümüzdeki devlet İslam'ın bu hassasiyetinden fersah fersah uzaktır.
Gözleriniz ne görüyor..? Ben ifade etmiyeyim...
Netice:
Böyle sistemi kurmak bütün müslümanlara bir emirdir. Her bir müslüman bu görevinin bedelini Allah'a arzedecektir.
Dualarımla...