Allah'ın İpi (2)

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
2. ip farklı bir iptir; insanlardan bir ip... Al-i İmran Suresinin 112. âyet-i kerimesine göre Allah’ın ipine sımsıkı sarılanlardan ve insanlardan bir ipe sarılanlar, üzerlerine zillet damgası vurulmaktan kurtulanlardır. Üzerlerindeki zillet damgası silinenlerdir. Dalâletten kurtulanlardır.
Allah’ın ipine sımsıkı sarılmadıkça insanlardan bir ipe sarılamazsınız, ulaşamazsınız.
İnsanlardan bir ip, mürşiddir.
Onların dalâlette kalması konusunda iki ayrı sebep vardır:
1- Haddi aşmış olmaları.
2- Allah’a isyan etmeleri.
Allah’a ulaşmayı dilemeyenler, Allah’a isyan edenlerdir.
Allah’ın ipi, Allah’a ulaşmayı dilediğiniz anda sizi Allah’a kadar ulaştıracak olan bir iptir. Bu ip Sıratı Mustakîm’dir.

1. Sıratı Mustakîm, Allah’a ulaşmayı dilediğiniz noktada (3. basamak) ulaştığınız iptir. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse o, Allah’tan kopması mümkün olmayan bir kulba sımsıkı yapışır. İşte o kulp, Allah’ın ipidir.
Allahû Tealâ buyuruyor:
2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. Andolsun ki; irşad (hidayet yolu; Allah’a ulaştıran yol), gayy (dalâlet yolu; şeytana, cehenneme ulaştıran yol)dan açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. O zaman; kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olursa) (Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), artık andolsun ki; o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan (sağlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürşidin eline) (tutunup) yapışmıştır. Allah SEMÎ’un ALÎM’dir.

Bu urvetül vuska (kulp), Allah’a ulaştıran irşad yolunun ipidir. İrşad yolu kendisi bir yoldur, Sıratı Mustakîm’dir. Zaten Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesi bir seçimi ifade ediyor. İrşad yolunu ve gayy yolunu kişi mukayese ediyor birbiriyle; ya gayy yolunu ya da irşad yolunu (rüşd yolu) seçiyor.
Burada yapışılacak olan kulp, hem Allah’a ulaştıran ip hem de insanlardan bir iptir.
Bakara Suresinin 257. âyet-i kerimesinde sonucunu görüyoruz (syf-29).

Eğer herhangibir sebeple bu kişi Allah’ın yolundan düşerse, Allah’a ulaşmayı dileyip Allah’a ulaştıktan sonra insan ve cin şeytanlar o kişiyi kandırırsa, kişinin ibadetleri yavaş yavaş aşağı doğru inmeye başlar ve kalbindeki bütün nurları Allahû Tealâ geri alır. Kalbindeki “îmân” kelimesini alır, kalbinin kapısını tekrar mühürler. Bu kişi hidayetten tekrar dalâlete geri dönmüştür.

Dikkat edin: 1. Sıratı Mustakîm, Allah’a ulaşmayı dilediğiniz noktadan (3. basamaktan) itibaren 7. basamağa kadar gelen kesimdir.

Sonra Allah’a yönelmiş durumdasınız. Allahû Tealâ size yardımlarını çok net bir şekilde ulaştırır. Allah’a ulaşmayı dilediğiniz an, artık herşey sizindir. Bu dileğin hemen arkasından Allahû Tealâ 7 tane furkan verir. Görmeyen, işitmeyen, idrak etmeyen bir insan iken (bir ölü iken) Allah sizi canlandırır: Gören, işiten bir hüviyet kazanırsınız.

Onlar ki, Allahû Tealâ kalplerine ulaşmıştır, kalplerini Allah’a döndürmüştür, göğüslerinden kalplerine nur yolu açmıştır. Ve huşû sahibi olduktan sonra hacet namazını kılmışlardır, Allah onlara mürşidlerini göstermiştir ve mürşidlerine ulaşmışlardır. Allah’ın ipine sarılanlar mürşidlerine ulaştıktan sonra, gene Allah’ın ipini bırakmadan Allah’ın Zat’ına Allahû Tealâ tarafından ulaştırılırlar. 7 gök katını aşan ruh Allah’ın Zat’ına ulaşır. Allah’ın Zat’ında yok olur.

Demek ki, Allah’a ulaşmayı dilediğimiz zaman bu noktadan itibaren Allah’ın ipine sımsıkı sarılmış oluruz. Bu ip bizi önce Allah’a ulaştırıyor ama orada herşey bitmiyor. Allah’ın ipi Allah’ın Kendisine düşen görevi gerçekleştireceğinin kesin bir işaretidir. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse Allahû Tealâ söz vermiş, onu mutlaka Kendisine ulaştıracak; ulaştırıyor. Allah’a ulaşmayı dilediğimiz an 3. ve 7. basamaklar arasındakı 1. Sıratı Mustakîm üzerindeyiz (Allah’a ulaşmayı dileme Sıratı Mustakîm’i).

7. Basamaktan mürşidimize ulaştığımız 14. basamağa kadar yolun 2. kademesindeyiz. Bu, 2. Sıratı Mustakîm’dir (Allah’a yönelme Sıratı Mustakîm’i).

Mürşidimize ulaştığımız noktada ruhumuzun Allah’a ulaştırıldığı Sıratı Mustakîm, 3. Sıratı Mustakîm başlar. Bu Sıratı Mustakîm, Allah’ın ipinin 3. safhasıdır. 4 sebîlden oluşur:
1. sebîl, yatay sebîldir. Tâbî olunan dergâhtan ana dergâha kadar bir yatay sebîl.
2. sebîl, dikey sebîldir. Adı Tarıkî Mustakîm’dir. Ana dergâhtan altın kapıdan başlayıp, 7. gök katına kadar ulaşır. 7 tane gök katını birbirine bağlayan en büyük yol! 7 tane gök katını aşan bir yol!
3. sebîl, bir yatay sebîldir. 7. katta soldan sağa 7 tane âlemi aşan 3. Sıratı Mustakîm’dir.
4. sebîl, dikey sebîldir; Sidretül Münteha’dan Allah’a ulaştıran sebîldir.
Böylece sebîller tamamlanır. Allahû Tealâ’nın dizaynında bu sebîller bir bütünü ifade ve ihata eder. 4 sebîl, bir Sıratı Mustakîm ifade eder. Bu Sıratı Mustakîm, aksiyonel Sıratı Mustakîm’dir. Allah’a ruhun fizik standartlarına göre (ruh 7 tane gök katını aşarak), Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm söz konusudur.
Fizik vücudumuzun Allah’a teslimini oluşturan Sıratı Mustakîm, 4. Sıratı Mustakîm’dir.
Nefsimizin Allah’a teslimini gerçekleştiren Sıratı Mustakîm, 5. Sıratı Mustakîm’dir.
İrşada ulaştıran Sıratı Mustakîm, 6. Sıratı Mustakîm’dir.

İrademizi Allah’a teslim etmemize bizi ulaştıran Sıratı Mustakîm, 7. Sıratı Mustakîm’dir.
7 tane Sıratı Mustakîm söz konusudur. Ve Allah’ın ipi 1., 2. ve 3. Sıratı Mustakîm’i kapsayan bir iptir ki, Allah’ın Zat’ına ulaştırır.
Öyleyse Allah’ın ipinin muhtevasında 3 tane Sıratı Mustakîm oluşur ve 3 tane de hidayet şekillenir. 3. hidayette ruhumuz Allahû Tealâ’ya ulaşıp Allah’ın Zat’ında yok olur. Allah’a ulaştıran ip burada sona erer.
64/TEGABUN-11: Mâ esâbe min musîbetin illâ bi iznillâh(bi iznillâhi), ve men yu’min billâhi yehdi kalbeh(kalbehu), vallâhu bikulli şey’in alîm(alîmun).
Allah izin vermedikçe, kimseye bir musîbet isabet etmez. Kim Allah’a âmenû olursa, Allah onun kalbine ulaşır. Ve Allah, herşeyi bilir.

Kalbe ulaşan Allahû Tealâ kalbe hidayet koyuyor, kalbin nur kapısını Allah’a çeviriyor. Kişinin göğsünden kalbine bir nur yolu açıyor. Kişi zikir yapıyor, Allah’tan gelen rahmetle fazl kişinin göğsüne geliyor, göğsünden kalbine ulaşıyor. Rahmet nurları kalbe giriyor ve fazıllar kalpte çekici güç olmadığı için kalbe giremiyorlar. Bu noktadan sonra kalbe giren %2 nispetindeki rahmet nuru o kişinin kalbinin huşûya ulaşmasını sağlıyor. Ve huşûya ulaşan kişi hacet namazını kılıp Allah’tan mürşidini soruyor. Allah ona mutlaka mürşidini gösteriyor. Çünkü mürşidini görmek huşû sahiplerine verilmiş bir haktır: Hacet namazını kılacak ve Allahû Tealâ’dan soracak!

Kalbe Allah’ın ulaşmasından itibaren geçen (8, 9, 10, 11, 12, 13, 14.) basamaklar 2. Sıratı Mustakîm’i kapsar. Burası 2. hidayetin ipidir. Allah’ın ipinin 2. bölümünü oluşturur.
Ne zaman ki irşad makamına ulaşırız, tâbiiyetimiz gerçekleşir; o ana kadar aldığımız 12 tane ihsanın ötesinde Allahû Tealâ’dan 7 tane de ni’met almamız söz konusudur. Burada Allah’ın ipinin 3. ve son bölümüne adım atıyoruz.

İrşad makamı Allah’ın bir farz emridir; kişi yerine getiriyor. Hacet namazını kılıyor, huşûya ulaşmışsa mutlaka Allahû Tealâ o kişiye mürşidini gösteriyor. Ve kişi Allah’ın gösterdiği o mürşide ulaşıyor. Tâbiiyetini gerçekleştiriyor. Ve kalbinin içine “îmân” yazılıyor. Aynı zamanda da gönderilen devrin imamının ruhu kişinin başının üzerinde yer alıyor. Sonra Allahû Tealâ o kişiye o güne kadar 1’e 10 verirken o günden itibaren 1’e 100 vermeye başlıyor. Ve bunu ruh Allah’a doğru gök katlarında yolculuğunu (seyri sülûk) artırdıkça 1’e 700’e kadar da çıkaracaktır. Allahû Tealâ o kişinin bütün günahlarını sevaba çeviriyor:
25/FURKAN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihanfe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah, seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafûr’dur (günahları sevaba çeviren), Rahîm’dir (rahmet gönderen).
Kişi, nefs tezkiyesine başlıyor. Fizik vücut nefs tezkiyesi boyunca güçleniyor, nefsin afetleriyle mücâdele kaabiliyeti kazanıyor. Ruh kişinin vücudundan ayrılıp Allah’a doğru yola çıkıyor. Böyle bir dizaynda Allahû Tealâ’nın kişiye herşeyin en güzelini nasip ettiğini görüyoruz. Ve ruh Allah’a doğru yaptığı yolculuğunu devam ettiriyor. Allah ile olan ilişkimizde bu müesseseye baktığımız zaman, burada Allah’ın emaneti olan ruhun Allah’a ulaştırılıp teslimi söz konusu oluyor. Ne zaman ruh, Allah’ın Zat’ına ulaşır da Allah’ın Zat’ında yok olursa Allah’ın ipi tamamlanmıştır. Allah’ın ipine sımsıkı sarılan kişi, Allah’ın ipine sarılarak o ipin ulaştıracağı makama (Allah’ın Zat’ına) ulaşmıştır. Emanet sahibine iade ve teslim edilmiştir. Allah’ın ipinin fonksiyonu burada bitmiştir. Burası 3. hidayeti ifade eder.

Allah ile olan ilişkilere baktığımız zaman Allah’ın ipinin insan hayatında son derece önemli bir yeri olduğunu görürüz. Bizi Allah’a ulaştıran ip, Allah’ın ipidir ve 3 tane Sıratı Mustakîm’den oluşur. Ruhun Allah’ın Zat’ına ulaşmasıyla 3. Sıratı Mustakîm de tamamlanır, ruh Allah’ın Zat’ında yok olur.
Allahû Tealâ: “Kim Allah’a ulaşmayı dilerse Allah onları Sıratı Mustakîm’e ulaştırır.” diyor.
Öyleyse Allahû Tealâ’nın sözüne dikkat edin: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ki, hidayete eresiniz.” Hidayette olmak başka şeydir, hidayete ermek başka şeydir:
1. Sıratı Mustakîm, kişiyi hidayet üzere kılar.
2. Sıratı Mustakîm, kişiyi hidayet üzere kılar, hidayette kılar.
3. Sıratı Mustakim, hidayete erdirir.
Üçünün toplamı Allah’ın ipinin bütününü ifade eder.

Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Allahû Tealâ’nın hepinizi hem cennet saadetine hem dünya saadetine ulaştırmasını Yüce Rabbimizden dileyerek yazımızı inşaallah burada tamamlıyoruz.
 
Üst Alt