İHLAS SÛRESİNİN İSİMLERİ
Fâtiha Sûresi gibi, bu sûreye de pek çok isim verilmiştir. İsimlerinin fazla olması, faziletlerinin de çokluğuna işarettir. Zira isimler, onun çeşitli özelliklerine işaret etmektedir.
Biz kısa kısa târifleriyle bu isimlerini hatırlatalım:
Tevhid: İslâm'ın tevhid akîdesi özetlenmiştir. Anlayarak bu sûreye îman eden kimse, Allâh'ın izniyle şirkten kurtulmuş demektir.
Tecrid: Dünya alakalarını kesip kalbi Allâh'a yöneltir.
Tefrid: Dünya alaka ve meşguliyetlerinden uzaklaştırıp ibadet ve taate sevk eder.
İhlâs: Allah Teâlâ'nın celâl ve azamet sıfatları olan selbî sıfatlar zikredilmiştir. Aksi mânâları Allah için düşünülemeyen bu sıfatlara kim hakkıyla îman etmiş olursa, ihlâs üzere îman etmiş olur.
Necât: Allâh'a âit sıfatların zikredilmesiyle kul, Allâh'ı lâyık olmadığı bir şeye benzetmekten (teşbih), O'na ortak koşmaktan (şirk) ve O'nu inkâr etmekten kurtulmuş olur. Bu hâliyle îman edip yaşayan kimse de cehennem azabından necat bulmuş (kurtulmuş) demektir.
Velâyât: İnanıp bu sûreyi okumaya devam eden, Allâh'ın velîlerinden (dostlarından) biri olur. Bu sûrede anlatıldığı şekilde Allâh'ı bilip tanıyan kimsede Cenâb-ı Hakk'a karşı muhabbet (sevgi) ve yakınlık peydâ olur.
Mârifet: Mârifetullâh'a (Allâh'ı bilme ve tanımaya) ancak bu sûreyi tam bilmekle ulaşılabilir. Peygamber Efendimiz de namazda ihlâs sûresini okuyan bir sahabîyi işitince, "Şüphesiz bu (kimse), Rabbini bilen bir kuldur." buyurmuştur.
Cemâl: Peygamber Efendimiz, "Allah cemîldir (güzeldir) ve cemâli (güzelliği) sever." buyurduğunda, kendisine cemâl'in ne olduğu sorulmuştur. O da İhlâs Sûresi'nde geçen ifadelerle şu cevabı vermiştir:
"O tektir, sameddir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Çünkü o tek ve benzersiz olmasaydı, benzerinin O'nun yerini tutması câiz olurdu."
Mukaşkışa (Tedavi eden): Hastayı tedâvi etme mânâsına gelen bu kelime, insanın gönül âlemindeki şirk ve nifak hastalıklarını tedavi etmesi sebebiyle bu sûreye de ad olarak verilmiştir. Daha önce de ifade edildiği üzere, Kâfirûn Sûresi'nin bu sûreyle anlam bütünlüğü sebebiyle, ikisine birden "İhlâseyn" ve "Mukaşkışateyn" isimleri verilmiştir.
el-Muavvize: Peygamber Efendimiz, Osman b. Maz'un -radıyallâhu anh-'la görüştüğü bir esnada, ona İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini okumuş ve onu, Allâh'ın korumasına havale etmiştir. Ardından da ona şu tavsiyede bulunmuştur:
"Bu sûrelerle Allâh'a sığın. Çünkü bunlardan daha hayırlısı ile sığınamazsın." (Nesâî, İstiâze, 1)
Samed: Sûre, başlı başına sadece Allah Teâlâ'dan bahsettiği için bu isim verilmiştir.
el-Esas: Temel demektir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Yedi (kat) gökler ve yedi (kat) yer, «Kul hüvallhu ehad» temeli üzerine kurulmuştur." (Feyzu'l-Kadir, I/506)
Bir âyet-i kerîmede, insanların Allah hakkında tevhid akîdesine aykırı sözleri sebebiyle neredeyse göklerin çatlayacağı, yerlerin yarılacağı ve dağların yıkılıp dağılacağı ifade edilmiştir. (Bkz: Meryem, 90) İşte İhlâs Sûresi'nde yer alan tevhid akîdesi ve bunun kullar tarafından tekrarlanması da kâinâtın îmar olma sebebidir.
Bu sayılanların dışında, Allâh'ı anlattığı için "Nisbet", kabir azabına ve cehennem ateşine engel olması yüzünden "Mânia", bu sûre okunurken meleklerin hazır bulunması sebebiyle "Muhdar", şeytanı korkutup kaçırdığı için "Müneffire", insanı şirkten arındırıp uzaklaştırdığı için "Berâe", insana tevhidin özünü ve Allâh Teâlâ'yı hatırlattığı için "Müzekkire", insanın içini aydınlattığı ve Kur'ân-ı Kerim'in nûru kabul edildiği için "Nûr", tevhid akîdesini kabul edenlerin Allah tarafından güvende kabul edilmeleri müjdesine ulaştırdığı için "el-Eman" isimleri de verilmiştir.
İhlas ne demektir?
-İhlas; samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak, esaslarını sırf Allah rızası için uygulamak demektir.
Kul hüve allahü ehad.Ey Habibim de ki; Allah birdir. Ne demektir?
-Kul: Bu cümle nübüvvete değildir. Zira iman ve teklif nübüvvetle sübut bulur. Bu sebeple yüce Allah peygamberimize hitap ederek 'İnsanlara tevhidi ders ver' emreder. Teklifin irsal-i reul ile olduğuna delil de yüce Allah'ın göndermediğimiz kavme azap etmeyiz.
-Hüve: Bu kelime "havas' tabakasına "tevhid' ifade ile Allah'ın birliğini ispat eder. "Hü' kelimesi "hava, toprak ve su' aleminde cereyan eden "Tevhid-i Efalin' tüm mertebelerini izhar ile "Emir ve İradenin, ilim ve hikmetin birer arşı olan bu alemlerdeki "Esma-i İlahiyenin' tasarrufunu görerek Allah'ın birliğine inanmayı ve her nevi şirkten uzak durmayı ifade eder.
-Allah: " Tevhid- i zati' ifade eder. Tüm Esma-i İlahiyenin membaı ve mercii, alem-i zat olan müsemmay-ı ilahi olan "ism-i zat' tır.
-Ehad: " Tevhid-i Esma ve Sıfat'ı ifade eder. Bütün esma-i ilahiyenin ve tecelliyat-ı rabbaniyenin ehadiyetten kaynaklandığını ve ilam eder.
Allahüssamed. Allah samettir. Ne demektir?
-Samed, Allah'ın samediyetinin unvanıdır. Ebu Hureyre (ra) Samediyeti " Her şeyden müstağni, her şey ona muhtaç' şeklinde izah etmiştir.
Lem yelid ve lem yüled. Kendisi doğmamış ve doğrulmamıştır. Ne demektir?
-Allah bu ayet ile, bütün şirk nevilerini ret ve nefyeder. Yüce Allah'ın doğmaması demek "ezeli' olması, doğurmaması da "ebedi' olması anlamına gelmektedir.
Ve lem yekün lehü küfüven ehad. Hiçbirşey ona benzer, küfüv ve denk değildir. Ne demektir?
-Yüce Allah'ın zatı, sıfatları, isimleri ve fiilleri benzersizdir. Hiçbir fani varlık Allah'ın işlerinin benzerini yapamadığı gibi yaptıklarını nasıl yaptığını da anlayamaz. Yüce Allah Kuran-ı Kerimde "Allah'ın kadrini hakkı ile takdir edemediler. Kıyamet günü arz kabzasında, gökler de yemininde dürülmüş olan Allah'ı tesbih ederiz ki o, müşriklerin her nevi şirkinden münezzehtir.'