- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

“Üç şey verildi bize dostlar; Zihin, beden ve ruh!
Her üçü de sürekli değişimi barındırır içinde. Bu üç şeyi geliştiremeyenler körelir, geliştirenler ise bu üç şeydeki atıl bırakılmış potansiyeli idrak edip de şaşırır…”
Bu üç şeyden ne de az istifade ediyoruz!
Bu üç şeyi ne de çok ihmal ediyoruz!
Zihin, beden ve ruh!
Her biri kendi içinde müthiş bir potansiyel barındırmakta…
Daha önemlisi her birini olabildiğince geliştirmek mümkün…
Bu üç şeyi beraber ele almalı, beraber harekete geçirmeli…
Bu üç şeyi beraber beslemeli, beraber geliştirmeli…
“Uzman körlüğü”nü bu üç şeyde de yaşıyoruz!
Kimi sadece bedenine odaklanmış, fikirsiz ve ruhsuz…
Kimi sadece zihnine odaklanmış, fiziksiz ve ruhsuz…
Kimi sadece ruhuna odaklanmış, fikirsiz ve çürümüş…
Zihin, beden ve ruh!
Bu üç şeyi beraber işlemeli, İslam’ın hayata bütüncül bakışı da bunu gerektirir...
Bunun içindir ki fizik ve metafiziğin eşgüdümünden bahsedilir…
Ve bunun içindir ki bilgi ve eylemin ayrılmazlığından bahsedilir…
Tam da bu bağlamda ruhunu ihmal etmiş rasyonalist bir Müslüman düşünemiyorum…
Yine bu bağlamda ruha dalmış ama aklı işlemeyen bir Müslüman düşünemiyorum…
Ve yine bu bağlamda hantal/hareketsiz/göbekli bir Müslüman düşünemiyorum…
Zihin, beden ve ruh!
Zihnin ilacı düşünce, bedenin ilacı hareket, ruhun ilacı ise manadır…
Her seherde uyanıp ruhumuzu açalım; namazla, zikirle dolduralım…
Her seherde uyanıp zihnimizi açalım; tefekkürle, okumayla canlandıralım…
Her seherde uyanıp yola koyulalım; yürüyerek, koşarak bedenimize can katalım…
Bu üç şeyin kadrini bilelim dostlar!
Bu üç şeyi paralel yürütelim dostlar!
Ve bu üç şeyi her gün her an işletelim dostlar!Unutmayalım ki;
“İki günü eşit olan ziyandadır!”
Halit Sarıcan