- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Selamun aleyküm Birbirlerini görmeyen ve duymayan insanlar arasında yazı ile bir iletişim mümkündür ..
Noktalar ,Virgüler sadece yazılarimizda değil hayatımızda da her zaman vardır...ve daima olacaktir..
Bazen artık bitti dediğimiz bir olay karşısında nokta.yı ekleriz Hiç düşünmeden gerisini.
yeniden başlamayı akıl edebilmek için en dipte olmalısın kederinden ayakların hayat havuzunun dibine vurmalı ki; güç alıp yüzeye çıkabilesin
ve hayata yeniden başlayabilmek icin Nokta koyup hayatta daha büyük ,tecrube ile başlamaya hazır olmalisin..
Bazen söyleyeceklerimizi ayrımak isteriz farklı duygular ile belirtmek isteriz kendimizi ,virgül ekler hayattimiza bir molla veririz..
bu dinlenme molla sirasinda olaylari daha iyi idrak edebiliriz..!!
Ara vermeksizin çalınan gönül kapısının kırık-dökük tokmağı, aşınır ya dokunulmaktan ;Kısa bir soluk almak hiç bir şeyi düşünmeden ve çoğu kez unutmak lazımdır başa gelen pişmanlıkları, çocukluk hataları, kötülükleri ve kısa da olsa dinlenmek gerektirir ya hayat...ve Bir Virgül ile bir gül koyariz..
ve anlariz ki Her gülün bir dikeni vardır!!Virgül koy hayatının kuru baharına… Döneceğin zaman umutlarına yeşili bağlarsın yine...
Bazen ise karşıdaki kişiye cevap vermek zorunda kalırız ;(noktalı virgül)kulanırız aklımızda bir soru kalır düşüncelerimizin vede zihnimizin derinliklerinde ?(soru)işratini ekleriz yüregimizden.
Bazende evet bazende söylenecek çok şeyimizin oldugunu haykırmak isteriz yada bir serzenişte bulunmak isteriz, o zaman tutulursa kalemimiz ve yüreğimiz!!
yazmaz olursa kalemimiz son bir gayretle kıprıdatırız kalemimizi ...(nokta)yı ekleriz.
üç nokta çok şey anlatır anlamasını bilene!!Tamamlanmamış cümlelerim var benim...
1-Nokta ve virgül işaretlerini kullanmadan yazanlar:
iç dünyalari karışık ! yaşadıklari olaylari akillarinda ve yüreklerinde bitirip .nokta koyamiyan,
virgül işareti koyup rahat bir molla nefes alamiyan kendi kendini yipratan ve illa geçmişi, değiştirmeye çalışan insanlardir...
Bugünümüzü çalan iki hırsız var: Birisi, geçmişe ilişkin pişmanlıklarımız; diğeri ise, geleceğe ilişkin kaygılarımız.
Bunlar,bugünümüzü alıp götürür.
2-çok uzun yazı yazanlar:
yoğun duygular içerisinde bulunmalari ve psikolojiye bağlı bir durumdur, duygularının baskın olduğu anlarda,
durumu özetleyemez kendilerini ifade edemeyen insanlardir..
Sen kendini anlamaz iken ben Seni nasil anlatabileyim ki...anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır ...
insan kendi için önemli bir şeyi birine anlatırken dikkatli olmalı, kendisini (olabildiğince) anlayan birine anlatmalı ve duygu ve düşüncelerinin
aktarım sırasında kaybedeceği değere razı olmalıdır, razı değilse de kendine saklamalıdır...
3-yazı yazarken benim gibi resim ekliyenler:
bazen anlatmak istediklerime kelimeler yetersiz geliyor.Ben her ne kadar düşünebilsem de ,ruyalari cozebilsem de karşımdakine
bazen anlatmak istediklerimi anlatamayinca resim ekliyorum..
Rüyanı söyle sana kim olduğunu ve içinde bulunduğun ruh halini söyleyeyim...
Rüyalar geleceği haber vermiyor ama ‘şimdi’ "ANI" ilgili önemli ipuçları içeriyor.
Hiç bir rüya yaşanılan ortamdan bağımsız bir sekilde yorumlanamaz.
Şimdi’ nerde oldugunu ve hareket ettigini bilen anlayan nereye varacağını ve geleceğini de tahmin edebilir..
Geçmiş şimdi ve gelecek aslında aynı zamandır... İnsan üç zaman boyutunda birden yaşıyor..
İNSANLARIN SİZE KARŞI OLMALARI DİYE BİR ŞEY YOKTUR. ONLAR KENDİLERİNDEN YANADIRLAR, O KADAR..
İNSANLARA YAPILACAK EN BÜYÜK İYİLİK, ONLARA AKILLARINI KULLANMAYI ÖĞRETMEKTİR. ..
BUNUN MEKANI DA..
https://www.islamiforumlar.net/