- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
VÂRİS:
1 Mîrasçı, akrabâlık veya başka yolla, vefât eden kimsenin bıraktığı mîrâs denen maldan almaya hak kazanan
Bir kimse maraz-ı mevtte (ölüm hastalığında), vârislere veya başkasına hediye verse, ölünce, alacaklıları geri alıp paylaşırlar (Hacı Reşîd Paşa)
2 İlim ve ma'rifette mîrasçı
Âlimler peygamberlerin vârisleridir (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)
***************************************************
VASÎ:
Bir kimsenin, mallarında veya çocuklarının işlerinde tasarruf etmek üzere tâyin ettiği kimse
Ölüm hastası, küçük çocuğuna bırakacağı malını, bu çocuğun ihtiyâçlarına sarf etmesi için birini vasî tâyin edince, çocuk âkıl (akıllı), bâliğ (ergenlik, evlenme yaşına gelmiş) olduğunda, reşîd olduğu (malını, dînin ve aklın beğendiği yerlerde kullan dığı) görülmedikçe vasîden malları alamaz (İbn-i Âbidîn)
Emîn (güvenilir) olmayan, fâsık (açıkça haram işleyen) veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş) vasî yapılırsa, kâdı (hâkim) bunları değiştirir (Kâdıhan)
Vasî muhtâc olunca, yetimin malından yiyebilir Kimseye hibe edemez Helâk (telef)ederse, azl olunur (vasîlikten alınır) (Kâdıhan)
*****************************************************
VÂSİ' (El-Vâsi'):
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden) Rahmeti, ilmi, kudreti, ihsânı ve nîmetleri her şeyi kuşatan ve her şeye kâfi olan, kudretinin ve ilminin nihâyeti olmayan
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ mülkün sâhibidir Mülkünü dilediğine verir Allah Vâsi'dir, her şeyi bilir (Bekara sûresi: 247)
El-Vâsi' ism-i şerîfini söyliyen, fakirlik sıkıntısına düşmez Hırs, gayz ve hasedden kurtulur (Yûsuf Nebhânî)
1 Mîrasçı, akrabâlık veya başka yolla, vefât eden kimsenin bıraktığı mîrâs denen maldan almaya hak kazanan
Bir kimse maraz-ı mevtte (ölüm hastalığında), vârislere veya başkasına hediye verse, ölünce, alacaklıları geri alıp paylaşırlar (Hacı Reşîd Paşa)
2 İlim ve ma'rifette mîrasçı
Âlimler peygamberlerin vârisleridir (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)
***************************************************
VASÎ:
Bir kimsenin, mallarında veya çocuklarının işlerinde tasarruf etmek üzere tâyin ettiği kimse
Ölüm hastası, küçük çocuğuna bırakacağı malını, bu çocuğun ihtiyâçlarına sarf etmesi için birini vasî tâyin edince, çocuk âkıl (akıllı), bâliğ (ergenlik, evlenme yaşına gelmiş) olduğunda, reşîd olduğu (malını, dînin ve aklın beğendiği yerlerde kullan dığı) görülmedikçe vasîden malları alamaz (İbn-i Âbidîn)
Emîn (güvenilir) olmayan, fâsık (açıkça haram işleyen) veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş) vasî yapılırsa, kâdı (hâkim) bunları değiştirir (Kâdıhan)
Vasî muhtâc olunca, yetimin malından yiyebilir Kimseye hibe edemez Helâk (telef)ederse, azl olunur (vasîlikten alınır) (Kâdıhan)
*****************************************************
VÂSİ' (El-Vâsi'):
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden) Rahmeti, ilmi, kudreti, ihsânı ve nîmetleri her şeyi kuşatan ve her şeye kâfi olan, kudretinin ve ilminin nihâyeti olmayan
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ mülkün sâhibidir Mülkünü dilediğine verir Allah Vâsi'dir, her şeyi bilir (Bekara sûresi: 247)
El-Vâsi' ism-i şerîfini söyliyen, fakirlik sıkıntısına düşmez Hırs, gayz ve hasedden kurtulur (Yûsuf Nebhânî)