- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Haremeyn'de Ramazanı şerifi yaşamanın binbir gece masallarından farksız olmadığını söyliyebilirim..İftar saatine 15-20 dakika kala doldurulan zemzem bardakları ve dağıtılan ekmeklerle sofralar tamamlanıyor birden bire ortalık ziyafet sofrasına dönüşüyor...
Akşam ezanı okunmaya başlayınca Kabe-i Muazzama ve Mescid-i Nebi`nin dış avlusunda muşambalar seriliyor, sofra sahipleri güler yüzle önünüzü keserek,
"Soframıza buyurmaz mısınız ?" diyor. Eğer lütfederseniz seviniyorlar en iri her çeşitli hurmaları önünüze koyuyorlar.
Bal ki yiyiyorsunuz hurma mi diye fark edemiyorsunuz ağzınızda eriyor tadı damağınızda kalıyor...
Havasindan mi Suyundan mi mekanindan mi bilemiyorum orada her şey başka bir lezzetli... Farza kalkana kadar ikram edilen çaylar ya da kahvelerde keyfin bir başka boyutu...
Gönül Ne Kahve İster Nede Kahvehane Gönül Muhabbet ,Dost ister İster Kahve Bahane..
Mevsim itibariyle sıcağın yaşandığı mübarek beldelerde bir bardak zemzem hiçbir şeye değişilmiyor. haremin içinde sofralar bunlardan oluşurken dışarıda pilavlar,
dönerler,Ayran ve yoğurt meyve suları, etler sofraları süslüyor...
aslında Bizim kaldığımız Hotelimizin restaurantı zengin ve açık büfesi vardı ama ben bu tip yemekler istese idim Kuzey Amerikadan buraya hiç gelmezdim!
ama ben umduğumu değil,bulduğumu Nasip,Kısmet ve kendimi Bulmak İçin buraya gelmiş idim...
Bir Deli, divane derviş gibi Allah'a tevekkül ederek yaşamak istiyordum..Ne kimim ne de kimliğim olmadan bir Ben-i adem...bir Abdullah elinde bir yetim ile Mekke sokaklarinda
gezerken ne idiğü belirsiz ,acayip biri vesselam yanıma Yaklaşarak;
-Mâşâ-Allâh. Subhânallah. Bârakellâh, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh bu ne güzel Bir çocuk dedi..
-Bende şükren jazakumullahu khairan dedim (Allah cc. Size İyilik, güzellik, hayır versin...)
-güzel çocuk Senin adın ne? diye sordu.
-Yusuf
-Kendin gibi Adın da güzelmiş..
-bu güzel Adı Sana kim verdi..?
-beni göstererek Annem!! dedi...
-anneni çok mu seviyorsun diye sordu..
-evet annemi çok seviyorum dedi...
Neyse Ben de bu acaip insana aslen nerelisiniz diye sordum..?
-Allah'ın mülkünden diye cevap verdi..
Kendi kendime dedim ki;Çattık bir deliye daha!! zaten ne zaman bir Akıllı beni buldu ki..?Hmm yoksa her insan da biraz delilik mi var..?
iftar vakti girdi bizi Sofrasina davet etti..kabul ettim..zaten bu saate başka bir yer de bulamazdim...
yemekleride kendisi gibi acaip sebze, meyve, hurma ,zeytin bal, süt kabak ve neyden olduğunu bilmediğim çekirdek içi her şey Çok Lezzetli...
neyse ilk yemeği ilk tabaği çocuk olması nedeni ile Yusuf'a uzattı,Yusuf da bana uzattı.
- Teşekkür ederim anneciğim! Allah razı olsun ama ben sıramı beklerim..Sen çocuksun ilk Sen yemelisin!!
-Yusuf ısrarla lütfen pleaseee al!!Sen bütün gün oruç tuttun !benden daha çok açsın deyince..çok duygulandim..
-Rabbim seni Rasulullah Efendimize sav. komşu ve Salihlerden eylesin Ben senden razıyım, Rabbim de senden razı olsun diye iftar vakti Ona dua ettim...
neyse Yusuf'un Hatırını kıramayip aldim ve iftar Yemeğimize başladık.
-etrafina bir bak ne görüyorsun ? diye sordu
-mahşeri kalabalık her yer ,Her taraf da insanlar görüyorum ..
-insanlar, insanlar ...Burada Herkesin kendine göre ,burada bulunmasinin bir sebebi vardır.. Niyetini ,sebebini ;sağlam, samimi, temiz tut diyerek tebessüm etti
neyse İftardan sonra Yusuf'a sarıldı ve dediki
-gözlerini açtığın, andan Gözlerini kapatana dek Allah'a çokça şükret! Rabb'in sana bir çok lütuf ve ihsan verdi...
Çoğu zaman insan kendi kaderini kendi cümleleriyle yazar hiç farkında olmadan!!söz ve davranışlarına dikkat et,Büyük sıkıntılarını hep Rabbine şikayet et.
ama asla Rabbini şikayet edip sorgulama yoksa daha ağır bir olay ile imtihan edilirsin..
-Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir...Unutma bunlari...
Seni bir daha görene kadar hep Senin için dua edeceğim...
diyerek müsade isteyerek ayrıldı...
-hmm desene yarın akşama kadar diye içimden mırıldandım...!ama yanıldım O ilginç , tuhaf ,acaip İnsanı bir daha hiç göremedik !bulamadik!!