- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
Jeolojik Yapısı
Yerkabuğunu oluşturan kayaçların oluşumları ve geçirdikleri evreler jeolojik zamanlarla belirtildiği için Tokat'ın jeolojik yapısı;Birinci zaman (Paleozoik) , ikinci zaman (Mezozoik), üçüncü zaman (Neozoik), dördüncü zaman (Kuaterner) jeolojik dönemlere göre şöyle açıklanmaktadır.
BİRİNCİ ZAMAN (PALEOZOİK) :
Tokat ve çevresindeki en eski kayaçların oluşumu bu dönemlerdedir. Bu dönemdeki oluşumlar: Çekerek ve yöresi kuzey ve kuzeydoğuya doğru Turhal-Zile-Tokat yöresi ile Kelkit ve Tozanlı havzası arasındaki dağlar boyunca Reşadiye'ye kadar uzanır. İl içerisinde Paleozoik formasyonları, killi şistler, kısmen metornorfizmaya uğramış (mermerleşmiş) kalkerler, serpantin ve diyabazlardan oluşmuştur. Zile ovasının kuzey ve batı sırtlarında Paleozoik formasyonlar yeşil şistler ve koyu renkli mermerlerden oluşmuştur.
İKİNCİ ZAMAN (MEZOZOİK)
Bu dönemde genel olarak kalker- marngre - konglomera ve fil işlerden oluşan kayaçlara, Kelkit vadisinde Erbaa-Niksar-Reşadiye yörelerinde rastlanır.Zile'nin kuzeyindeki killi şist mermer serisi üzerinde beyaz renkli, bazen kaba ve zoojen yapıda olan kalkerler bulunmaktadır, İkinci Jeolojik zamanda Zile-Turhal bölgesinde önemli mostralar (doğal yarmalar) şunlardır:
1) Kazancı ve Kelkit köyleri arasında Doğu-Batı doğrultusunda kalkerler 2) Eski köy ile Çivril arasında lambolar. 3) Çayır ve Yünlü köyü kalkerleri.
Bu kalkerler bazen tipik breşler halinde bulunurlar. Kazancı ve Kelkit arasındaki kalkerler bölgenin serpantin heyelanlarından etkilendiğinden bazen serpantin serisi içerisinde gibi görünürler.
Kervansaray ile Tekke Elik arasındaki kalkerler tamamen zoojendir. Grinoides ve echinid parçaları ile belemitesleri içerirler. Belemitcslerin bulunuşu bunların mezozoik devre ait olduğunun kesin kanıtıdır.
Zile ovasında tek tek olarak sıralanmış Zile kalesi, Güvercinlik, Hüseyin Gazi, Akbaba, Çal tepeleri mezozoik kalkerlerden oluşmuş, etrafı faylarla sınırlı hostlardır.Zile çukurunun kenarındaki konglomeraların çimentosunda orbitoides, marnlı kalkerlerin içerisinde inorceramus, belemitella ve Turhal civarında mostralarda anachytes, Tekneli yöresinde inoceramus ve orbitoidesler bulunmuştur. Bunlar bize kretansen'in varlığını kesin olarak göstermektedir. Zile ovasının güney ve güney batısında bulunan merkeze bağlı Fatih ve Süleymaniye köylerinden itibaren geniş bir saha üst kretase konglomeraları vardır. Bunların üzerinde bir marn tabakası bulunmaktadır. Konglomeranın çimentosunda ve marnlardaki mikrofosiller konglomeranın üst kratesiye ait olduğunu gösªtermektedir. Bu tabakalar genel olarak kuzey eğilimlidir.
Yeşilırmak havzasında mezozoik'in jıırasik devrine ait Haz katı Kelkit Çayı kuzeyindeki granitik masifleri saran sahralarda görülmektedir. Bunlar Sinemurien'den itibaren zengin ve çeşitli fosilleri içerirler. Lias'ın özelliği kalınlığı'nın az (100 metre) ve litoloji bakımından somut (homojen) olmasıdır. Burada lias ile alt kretase arasında büyük bir lakün (Stratigrafik boşluk) vardır.
Kelkit çayı güneyinde az çok beyaz renkli yumuşak ve marnlı kalkerlerden oluşan alt kretase vardır. Liasın hemen üzerinde bu alt kratesenin bulunması burada strafik boşluğun olduğunu göstermektedir.Kelkit Çayı havzasında üst kretaseye de rastlanmaktadır. Burada rastlanan üst kretase boz – beyaz ve pembe kalker şeritleri bulunan yeşilimsi renkli bir filişten oluşmuştur.
ÜÇÜNCÜ ZAMAN (NEOZOİK)
Almus-Erbaa-Niksar yörelerinde rastlanan filiş, kalker, marnlı kalker ve konglomeralar, bu zamana ait oluşumlardır. Eosen filisin önemli mostralarına Zile-Çeltek'in kuzeyinde rastlanır.
Yine yerel olarak da Zile-Tokat bölgesinde bu devir arazisine rastlanmaktadır. Bu bölgede eosen genel olarak volkanik ve filiş fasiyesine (dış görünüşüne) ayrılır. Volkanik formasyonlar esas olarak da kalker çakıllarını içerir. Filişlerde konglomera gre, marn ve bazende kalker mercekleri vardır.
Tokat-Çamlıbel yöresinde Behram köyü sırtlarında konglomera ve Grc'lerdc küçük nümmilitler bulunmuştur. Kalkerlerde ostrcs gigantica, natica vvillemeti, turritella cmbricalaria, assilina, spira, nummilites laevigatus vardır ve bunlar eosen döneminin tabakalar dizisinin (formasyonlarının) varlığını gösterir.
Zile, alüvyon bölgesinin güney sırtlarında alüvyonların bitip, serpantinlerin veya üst krate-se konglomeraların başladığı yerde açık renkli ve çoğunlukla yatay tabakalardan oluşan gre, konglomera ve marnlar görülmektedir. Bunlar çok yenidir. Üzerleri alüvyonlarla örtülüdür. Bu formasyon içinde hiçbir fosil bulunmamasına rağmen diğer benzerlerine göre neojen olması muhtemeldir.
Zile'de Olukman ve Kireçli köyleri arasında neojenin tabanında iri elemanlı kumlarla çimentolaşmış çakılların özellikle kuartz, şist, radyolorit ve mermer parçalarından oluşan konglomeralar bulunmaktadır. Aynı konlomera ve kumtaşlar Kireçli Köyünün Kuzeyindeki versanlar da (aklanlarda) güney batıya 15-20 derece eğimlidir.
Zile ovasının güney kenarında Süleymaniye-Fatih Belpınar çevresinde neojeni kaba taneli kum taşları ve marnlı üst kretase onglomeralarını örtmektedir. Neojen ovanın merkezinde ve derelerin yataklarında kalın bir alüvyon örtü bulunmaktadır.
Derelerin getirdiği alüvyon ve diğer matelyaller olduğu gibi gevşek çimentolu neojen konglomeraların dağılması ile oluştukları için bir çok yerlerde neojenin kalınlığı ova ve tek tek oluşan tepelerin kenarlarında biraz uzaklarında 150-200 metre kadar tahmin edilmektedir.
DÖRDÜNCÜ ZAMAN ARAZÎSİ (Kuaterner)
İl dahilinde dördüncü zaman arazilerine, Artova-Erbaa-Niksar-Turhal ve Zile ilçeleri ile Kazova-Omala(Gözova) ve Kelkit Ovalarında rastlanır. Bu devir arazilerini kum, çakıl, kil, travertenli topraklar oluşturmaktadır. İl dahilinde mağmatik kayaçlar genellikle Turhal ovasında, Tokat'ın kuzeydoğusunda Almus'tan, Erbaa'nın kuzeyinde Ayvacık'a kadar olan bölgenin doğusunda kalan alanın yaklaşık yarısını kaplamaktadır.İl dahilinde iki ayrı kayaç "heyelan" grubu ayırt edilir.
1- Granitlerden kuvarslı dioritlere kadar kayaçlar.
2- Adi dioritlerden itibaren bazik kayaçlar.
Tektonik Yapı
A-) KIVRIMLAR :
İl dahilinde Zile ve Tokat dolaylarında eski şistlerde şiddetli kıvrımlar Hersinyen Orojenezine atittir. Kretase ile eosen arasındaki lakün ve diskordanslar laramiyen fazandan (evresinden) sakin geçmediğini gösterir.Asıl paraksismal hareketler pirene fazına (evresine) aittir. Çünkü oligosene ait jipsli seri geniş dalga ile kıvrımlı olduğu halde eosen, kratese ve paleozoik anormal durumlar meydana getiren hareketlere uğramıştır. Bu hareketler esnasında Turhal doğusunda Eğertepe'de, Tokat Merkez ile Tekneli Köyü arasında Kızıliniş'te ve Çamlıbel'in güney versanında (aklanında) paleozoik kreatese veya eosen üzerine sürüklenmiştir.Mezazoik kalkerleri nümilitikten önce önemli kırılma ve kıvrılmalara uğramıştır. Bu esnada Kelkit depresyonu ve çeşitli dislokasyonlar meydana gelmiştir.Tersiyer başında şiddetli olan hareketler neojende hemen hızını kaybetmiştir. Genç tabakaların yatay durumları bunun başlıca kanıtlarıdır.
B-) FAYLAR (Kırıklar) :
Batıda Saros Körfezi'nden doğuda Araş vadisine kadar uzanan ve uzunluğu 1500 km den fazla olan bir fay ve tektonik havza sistemi ilimiz dahilinde Yeşilırmak-Kelkit bölgesinden geçmektedir. Bu stürüktürün genel doğrultusu; Batı-Doğu ile Batı-Kuzeybatı, Doğu - Güneydoğu arasındadır.
C-) DEPREMLER :
Yeşilırmak havzasının en etkin tektonik stürüktürü Havza'dan-Erzincan'a kadar uzanmaktadır. Buna ilaveten Amasya civarandaki çukurluklar ile Tokat-Almus - Zile çukurluğu da etkin olan strüktürlerdir. Teknonik strüktürler boyunca sık sık hafif depremler olmaktadır. Sismik zonlarda bulunan Niksar-Tokat-Zile gibi şehirlerimiz Roma devrinden beri önemli yerleşme alanlarıdır. Buralarda o zamandan günümüze kadar birçok zararlı depremler olmuştur.En son önemli zarar veren depremler 1939'da doğuda Erzincan'dan, batıda Amasya'ya ve güneyde Sivas'tan, kuzeyde Karadeniz'e kadar olan sahada etkili olmuş ve çok ağır hasarlara neden olmuş ve 40.000 (Kırkbin) kişi ölmüştür.
1942 Aralık ayında Erbaa-Niksar yörelerinde şiddetli bir deprem olmuş ve 500 kişi ölmüştür. İl dahilinde de zaman zaman bazı stürüktürler boyunca şiddetli depremler meydana gelmiştir. Diğer hatlarda ise hafif sarsıntılar gözlenmiştir. Genellikle bölgede etkili olan şiddetli depremler, dünya ölçüsünde çok şiddetli depremler arasında yer almaktadır.
Yerkabuğunu oluşturan kayaçların oluşumları ve geçirdikleri evreler jeolojik zamanlarla belirtildiği için Tokat'ın jeolojik yapısı;Birinci zaman (Paleozoik) , ikinci zaman (Mezozoik), üçüncü zaman (Neozoik), dördüncü zaman (Kuaterner) jeolojik dönemlere göre şöyle açıklanmaktadır.
BİRİNCİ ZAMAN (PALEOZOİK) :
Tokat ve çevresindeki en eski kayaçların oluşumu bu dönemlerdedir. Bu dönemdeki oluşumlar: Çekerek ve yöresi kuzey ve kuzeydoğuya doğru Turhal-Zile-Tokat yöresi ile Kelkit ve Tozanlı havzası arasındaki dağlar boyunca Reşadiye'ye kadar uzanır. İl içerisinde Paleozoik formasyonları, killi şistler, kısmen metornorfizmaya uğramış (mermerleşmiş) kalkerler, serpantin ve diyabazlardan oluşmuştur. Zile ovasının kuzey ve batı sırtlarında Paleozoik formasyonlar yeşil şistler ve koyu renkli mermerlerden oluşmuştur.
İKİNCİ ZAMAN (MEZOZOİK)
Bu dönemde genel olarak kalker- marngre - konglomera ve fil işlerden oluşan kayaçlara, Kelkit vadisinde Erbaa-Niksar-Reşadiye yörelerinde rastlanır.Zile'nin kuzeyindeki killi şist mermer serisi üzerinde beyaz renkli, bazen kaba ve zoojen yapıda olan kalkerler bulunmaktadır, İkinci Jeolojik zamanda Zile-Turhal bölgesinde önemli mostralar (doğal yarmalar) şunlardır:
1) Kazancı ve Kelkit köyleri arasında Doğu-Batı doğrultusunda kalkerler 2) Eski köy ile Çivril arasında lambolar. 3) Çayır ve Yünlü köyü kalkerleri.
Bu kalkerler bazen tipik breşler halinde bulunurlar. Kazancı ve Kelkit arasındaki kalkerler bölgenin serpantin heyelanlarından etkilendiğinden bazen serpantin serisi içerisinde gibi görünürler.
Kervansaray ile Tekke Elik arasındaki kalkerler tamamen zoojendir. Grinoides ve echinid parçaları ile belemitesleri içerirler. Belemitcslerin bulunuşu bunların mezozoik devre ait olduğunun kesin kanıtıdır.
Zile ovasında tek tek olarak sıralanmış Zile kalesi, Güvercinlik, Hüseyin Gazi, Akbaba, Çal tepeleri mezozoik kalkerlerden oluşmuş, etrafı faylarla sınırlı hostlardır.Zile çukurunun kenarındaki konglomeraların çimentosunda orbitoides, marnlı kalkerlerin içerisinde inorceramus, belemitella ve Turhal civarında mostralarda anachytes, Tekneli yöresinde inoceramus ve orbitoidesler bulunmuştur. Bunlar bize kretansen'in varlığını kesin olarak göstermektedir. Zile ovasının güney ve güney batısında bulunan merkeze bağlı Fatih ve Süleymaniye köylerinden itibaren geniş bir saha üst kretase konglomeraları vardır. Bunların üzerinde bir marn tabakası bulunmaktadır. Konglomeranın çimentosunda ve marnlardaki mikrofosiller konglomeranın üst kratesiye ait olduğunu gösªtermektedir. Bu tabakalar genel olarak kuzey eğilimlidir.
Yeşilırmak havzasında mezozoik'in jıırasik devrine ait Haz katı Kelkit Çayı kuzeyindeki granitik masifleri saran sahralarda görülmektedir. Bunlar Sinemurien'den itibaren zengin ve çeşitli fosilleri içerirler. Lias'ın özelliği kalınlığı'nın az (100 metre) ve litoloji bakımından somut (homojen) olmasıdır. Burada lias ile alt kretase arasında büyük bir lakün (Stratigrafik boşluk) vardır.
Kelkit çayı güneyinde az çok beyaz renkli yumuşak ve marnlı kalkerlerden oluşan alt kretase vardır. Liasın hemen üzerinde bu alt kratesenin bulunması burada strafik boşluğun olduğunu göstermektedir.Kelkit Çayı havzasında üst kretaseye de rastlanmaktadır. Burada rastlanan üst kretase boz – beyaz ve pembe kalker şeritleri bulunan yeşilimsi renkli bir filişten oluşmuştur.
ÜÇÜNCÜ ZAMAN (NEOZOİK)
Almus-Erbaa-Niksar yörelerinde rastlanan filiş, kalker, marnlı kalker ve konglomeralar, bu zamana ait oluşumlardır. Eosen filisin önemli mostralarına Zile-Çeltek'in kuzeyinde rastlanır.
Yine yerel olarak da Zile-Tokat bölgesinde bu devir arazisine rastlanmaktadır. Bu bölgede eosen genel olarak volkanik ve filiş fasiyesine (dış görünüşüne) ayrılır. Volkanik formasyonlar esas olarak da kalker çakıllarını içerir. Filişlerde konglomera gre, marn ve bazende kalker mercekleri vardır.
Tokat-Çamlıbel yöresinde Behram köyü sırtlarında konglomera ve Grc'lerdc küçük nümmilitler bulunmuştur. Kalkerlerde ostrcs gigantica, natica vvillemeti, turritella cmbricalaria, assilina, spira, nummilites laevigatus vardır ve bunlar eosen döneminin tabakalar dizisinin (formasyonlarının) varlığını gösterir.
Zile, alüvyon bölgesinin güney sırtlarında alüvyonların bitip, serpantinlerin veya üst krate-se konglomeraların başladığı yerde açık renkli ve çoğunlukla yatay tabakalardan oluşan gre, konglomera ve marnlar görülmektedir. Bunlar çok yenidir. Üzerleri alüvyonlarla örtülüdür. Bu formasyon içinde hiçbir fosil bulunmamasına rağmen diğer benzerlerine göre neojen olması muhtemeldir.
Zile'de Olukman ve Kireçli köyleri arasında neojenin tabanında iri elemanlı kumlarla çimentolaşmış çakılların özellikle kuartz, şist, radyolorit ve mermer parçalarından oluşan konglomeralar bulunmaktadır. Aynı konlomera ve kumtaşlar Kireçli Köyünün Kuzeyindeki versanlar da (aklanlarda) güney batıya 15-20 derece eğimlidir.
Zile ovasının güney kenarında Süleymaniye-Fatih Belpınar çevresinde neojeni kaba taneli kum taşları ve marnlı üst kretase onglomeralarını örtmektedir. Neojen ovanın merkezinde ve derelerin yataklarında kalın bir alüvyon örtü bulunmaktadır.
Derelerin getirdiği alüvyon ve diğer matelyaller olduğu gibi gevşek çimentolu neojen konglomeraların dağılması ile oluştukları için bir çok yerlerde neojenin kalınlığı ova ve tek tek oluşan tepelerin kenarlarında biraz uzaklarında 150-200 metre kadar tahmin edilmektedir.
DÖRDÜNCÜ ZAMAN ARAZÎSİ (Kuaterner)
İl dahilinde dördüncü zaman arazilerine, Artova-Erbaa-Niksar-Turhal ve Zile ilçeleri ile Kazova-Omala(Gözova) ve Kelkit Ovalarında rastlanır. Bu devir arazilerini kum, çakıl, kil, travertenli topraklar oluşturmaktadır. İl dahilinde mağmatik kayaçlar genellikle Turhal ovasında, Tokat'ın kuzeydoğusunda Almus'tan, Erbaa'nın kuzeyinde Ayvacık'a kadar olan bölgenin doğusunda kalan alanın yaklaşık yarısını kaplamaktadır.İl dahilinde iki ayrı kayaç "heyelan" grubu ayırt edilir.
1- Granitlerden kuvarslı dioritlere kadar kayaçlar.
2- Adi dioritlerden itibaren bazik kayaçlar.
Tektonik Yapı
A-) KIVRIMLAR :
İl dahilinde Zile ve Tokat dolaylarında eski şistlerde şiddetli kıvrımlar Hersinyen Orojenezine atittir. Kretase ile eosen arasındaki lakün ve diskordanslar laramiyen fazandan (evresinden) sakin geçmediğini gösterir.Asıl paraksismal hareketler pirene fazına (evresine) aittir. Çünkü oligosene ait jipsli seri geniş dalga ile kıvrımlı olduğu halde eosen, kratese ve paleozoik anormal durumlar meydana getiren hareketlere uğramıştır. Bu hareketler esnasında Turhal doğusunda Eğertepe'de, Tokat Merkez ile Tekneli Köyü arasında Kızıliniş'te ve Çamlıbel'in güney versanında (aklanında) paleozoik kreatese veya eosen üzerine sürüklenmiştir.Mezazoik kalkerleri nümilitikten önce önemli kırılma ve kıvrılmalara uğramıştır. Bu esnada Kelkit depresyonu ve çeşitli dislokasyonlar meydana gelmiştir.Tersiyer başında şiddetli olan hareketler neojende hemen hızını kaybetmiştir. Genç tabakaların yatay durumları bunun başlıca kanıtlarıdır.
B-) FAYLAR (Kırıklar) :
Batıda Saros Körfezi'nden doğuda Araş vadisine kadar uzanan ve uzunluğu 1500 km den fazla olan bir fay ve tektonik havza sistemi ilimiz dahilinde Yeşilırmak-Kelkit bölgesinden geçmektedir. Bu stürüktürün genel doğrultusu; Batı-Doğu ile Batı-Kuzeybatı, Doğu - Güneydoğu arasındadır.
C-) DEPREMLER :
Yeşilırmak havzasının en etkin tektonik stürüktürü Havza'dan-Erzincan'a kadar uzanmaktadır. Buna ilaveten Amasya civarandaki çukurluklar ile Tokat-Almus - Zile çukurluğu da etkin olan strüktürlerdir. Teknonik strüktürler boyunca sık sık hafif depremler olmaktadır. Sismik zonlarda bulunan Niksar-Tokat-Zile gibi şehirlerimiz Roma devrinden beri önemli yerleşme alanlarıdır. Buralarda o zamandan günümüze kadar birçok zararlı depremler olmuştur.En son önemli zarar veren depremler 1939'da doğuda Erzincan'dan, batıda Amasya'ya ve güneyde Sivas'tan, kuzeyde Karadeniz'e kadar olan sahada etkili olmuş ve çok ağır hasarlara neden olmuş ve 40.000 (Kırkbin) kişi ölmüştür.
1942 Aralık ayında Erbaa-Niksar yörelerinde şiddetli bir deprem olmuş ve 500 kişi ölmüştür. İl dahilinde de zaman zaman bazı stürüktürler boyunca şiddetli depremler meydana gelmiştir. Diğer hatlarda ise hafif sarsıntılar gözlenmiştir. Genellikle bölgede etkili olan şiddetli depremler, dünya ölçüsünde çok şiddetli depremler arasında yer almaktadır.