- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
TİMÂR:
Osmanlı Devleti'nin geçimlerine ve hizmetlerine âit masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memurlara, muayyen bölgelerde kendi nâm ve hesaplarına tahsîl selâhiyeti ile birlikte tahsîs etmiş olduğu vergi kaynaklarına verilen isim. Dirlik.
Arâzi, timar verilen kimsenin mülkü değildir. Timar sâhibi arâziyi, reâyâya (vergi vermekle mükellef olan vatandaşa) işletmek üzere verir, mahsûlden ve reâyânın şahsından devletin alacağı vergileri toplar. (Osmanlı Târihi Ansiklopedisi)
TİMSÂL:
Kumaşa, kâğıda, duvara ve başka yerlere yapılmış canlı resimler.
Saneme (odundan, altından, gümüşten yapılan insan heykeline), vesene (taştan yapılan insan heykeline), sûrete ve timsâle tapınmak, onların fayda ve zarar yapacaklarına inanmak, şirk (Allahü teâlâya ortak koşma) çeşitlerinden biri olup, böyle tapınanl ara putperest ve müşrik denir. (Tahtâvî)
Üzerinde timsâl bulunan elbise ile namaz kılmak tahrîmen mekruhtur. Cansız resimleri bulunursa, mekrûh olmaz. (İbn-i Âbidîn)
Namazda giymese de üzerinde timsâl bulunan elbise giymek her zaman mekrûhtur. (Abdülganî Nablüsî, Tahtâvî)
Osmanlı Devleti'nin geçimlerine ve hizmetlerine âit masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memurlara, muayyen bölgelerde kendi nâm ve hesaplarına tahsîl selâhiyeti ile birlikte tahsîs etmiş olduğu vergi kaynaklarına verilen isim. Dirlik.
Arâzi, timar verilen kimsenin mülkü değildir. Timar sâhibi arâziyi, reâyâya (vergi vermekle mükellef olan vatandaşa) işletmek üzere verir, mahsûlden ve reâyânın şahsından devletin alacağı vergileri toplar. (Osmanlı Târihi Ansiklopedisi)
TİMSÂL:
Kumaşa, kâğıda, duvara ve başka yerlere yapılmış canlı resimler.
Saneme (odundan, altından, gümüşten yapılan insan heykeline), vesene (taştan yapılan insan heykeline), sûrete ve timsâle tapınmak, onların fayda ve zarar yapacaklarına inanmak, şirk (Allahü teâlâya ortak koşma) çeşitlerinden biri olup, böyle tapınanl ara putperest ve müşrik denir. (Tahtâvî)
Üzerinde timsâl bulunan elbise ile namaz kılmak tahrîmen mekruhtur. Cansız resimleri bulunursa, mekrûh olmaz. (İbn-i Âbidîn)
Namazda giymese de üzerinde timsâl bulunan elbise giymek her zaman mekrûhtur. (Abdülganî Nablüsî, Tahtâvî)