Tesettürlüyüm ve açılmak istiyorum…

Ben yedinci sınıftan beri kapalıyım ve kendi isteğimle kapandım. Ortaokulu da liseyi de imamhatipte okudum ancak son zamanlarda beş altı aydır açılma düşüncesi var zihnimde. Her ne kadar dile getirmesem de böyle bir durum var.

bunun temelinde sanırım dışlanmak istememem var. Bir ortama giriyorsun üniversitede istenmiyorsun zaten hemen etiketleniyorsun sen x partisindensin diye. Direkt kezban muamelesi görüyorsun. Bir de hukuk öğrencisiyim dışlanma seviyemi tahmin edemezsiniz. İleriki meslek yaşantımı düşündüğümde de bürolara bakıyorum kapalı birini işe hiç almadıklarını görüyorum. Uluslarası işler yapmak istesem bile ne kadar networking yeteneğim olsa da dil bilsem de başörtümden dolayı ilerleyemeceğim. İnsanlar hep önyargılı davranacaklar biliyorum. En çok bu yüzden açılma düşüncesi aklımı kurcaladı. Yoksa ben açılmak çok isteyen biri değilim. Tesettürlü olmak bana rahat hissettiriyor.

+erkekler de kapalı kadın istemiyorlar beğenmiyorlar isteyenlerin amacı ise sadece farklılık olsun diye.

kafam çok karışık

Bisorusupcikicam' Alıntı:

Ben yedinci sınıftan beri kapalıyım ve kendi isteğimle kapandım. Ortaokulu da liseyi de imamhatipte okudum ancak son zamanlarda beş altı aydır açılma düşüncesi var zihnimde. Her ne kadar dile getirmesem de böyle bir durum var.

bunun temelinde sanırım dışlanmak istememem var. Bir ortama giriyorsun üniversitede istenmiyorsun zaten hemen etiketleniyorsun sen x partisindensin diye. Direkt kezban muamelesi görüyorsun. Bir de hukuk öğrencisiyim dışlanma seviyemi tahmin edemezsiniz. İleriki meslek yaşantımı düşündüğümde de bürolara bakıyorum kapalı birini işe hiç almadıklarını görüyorum. Uluslarası işler yapmak istesem bile ne kadar networking yeteneğim olsa da dil bilsem de başörtümden dolayı ilerleyemeceğim. İnsanlar hep önyargılı davranacaklar biliyorum. En çok bu yüzden açılma düşüncesi aklımı kurcaladı. Yoksa ben açılmak çok isteyen biri değilim. Tesettürlü olmak bana rahat hissettiriyor.

+erkekler de kapalı kadın istemiyorlar beğenmiyorlar isteyenlerin amacı ise sadece farklılık olsun diye.

kafam çok karışık

Genişletmek için tıkla ...

Selamün Aleyküm güzel kardeşim. bu sahip oldukların hep vesvese. Şeytan seni iş hayatına girememekle, evlenememekle korkutuyor. Senin gibi tesettürlü birçok bayan bu vesveye sahiptir.
Öncelikle, tesettürlü olduğun için seni işe almayacak yerlerde zaten çalışmamalısın, oradaki şeytanların buyruğu altına girmek senin için daha hayırsız olur. Ve seni tesettürlüsün diye beğenmeyecek erkek de bilinçsiz bir erkektir, öyle bir adamdan zaten hayır gelmez. Seni dışlayanlar da gerçek müminler değillerdir, öyle insanlara aldırış etmemelisin, ne dediğini bilmez kimselerle muhattap bile olma. Ve kendin için en hayırlı iş neyse onu seç, dine aykırı olmayan yerlerde çalış. Gerçekten hukuk okumayı istiyor musun? Avukat, savcı veya hakim olursam bu gerçekten hayırlı bir meslek mi? Bunları da düşünmelisin, helal para kazanmak her şeyden daha önemlidir. İnsanların önyargılarından korkma, ve tesettürü hakkıyla yaşa.
Allah'a emanet ol kardeşim.

Öncelikle bir karar vermen gerekiyor. Dünyayı mı yoksa ahireti mi istiyorsun..

Eğer dünyayı istiyorsan evet bu dediklerin senin önüne bir engel olarak çıkacaktır. O zaman ahiretini düşünmeden dünyan için çabalayabilirsin. Eğer böyle yapacak olursan ahiret için hiç bir beklenti içerisinde olmamalısın.

Eğer ki ahireti istiyorsan, rızkı verenin Allah olduğunu bil ve ona göre hareket et. Zira önüne çıkacak olan engelleri ancak imanınla aşabilirsin.

Kısacık bir dünya menfaati için kişi sonsuz bir ahiret hayatını ziyan etmemelidir.

Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar…”(Nur 31) emri, Mehmedin, Recebin ya da babanızın ya da annenizin size verdiği bir emir değildir. Burada sizinle muhatab olan bizzat Allah'tır. O'na teslim olmak lazım!

İslam teslim olmaktan gelir.
Her gün taradığınız ve şekil vermeye çalıştığınız o saçlarınızı, size ücretsiz olarak verene teslim olmak lazım! Aynanın karşısına her geçtiğinizde, saçlarınızı görmeye yarayan gözlerinizi size verene teslim olmak lazım! Size bu satırları yazarken, düşünmenizi sağlayan ve kelimeleri yan yana dizdiren, size hukukçu olabileceğiniz aklınızı, sağlığı, imkanı verene teslim olmak lazım! Elbette ki nefs itaatsizliği emreder. Emir dinlemek ona çok ağır gelir. Ama bizi nefs yaratmadı ki hakkımızda söz sahibi olsun ve emir versin. El, ayak, göz, kulak gibi ve sayamayacağımız daha bir çok nimetleri bize kim verdiyse, ona itaat etmeliyiz.

İyi biliniz ki, Allah'a teslim olan, her şeyin efendisi olur. O'na teslim olmayansa, her şeyin kölesi olur.
En başta nefsinin, hevasının, şehvetinin, insanların, mesleğinin, patronunun kısacası dünyanın. Açıl der açılırsın, haram işle der işlersin. İş bulamazsın der doğru dersin. Seni beğenmezler der haklı bulursun. Sonunda hadi cehenneme der sende evet demekten başka çaren kalmaz. Başı açık herkes cehenneme gidecek demiyoruz, biz kendimize ne olacak bilmiyoruz ama kişi hakkın hatırı yerine halkın hatırını gözetirse sonuç sizin içinde bizim içinde pişmanlıktan, ateşten başka bir şey olmayacaktır,

Başınızı açınca dünyanız mamur olacak daha güzel işlere imkanlara sahip olabileceksiniz, sizi Allahtan uzak insanlar beğenecek veya dışlamayacak doğru ama ahiretten bir nasibi olmayacak kişinin. Rabbimiz Teala Şura Suresi 20.Ayetinde mealen buyurur ki:

"Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur."

Bu birazda izzeti, şerefi, üstünlüğü nerede aradığımız ile ilgilidir.

Biz izzeti, şerefi, üstünlüğü nerede arıyoruz bunu sormak lazım kendimize…Hz. Ömer (r.a.) Şam'a gelince, Ebû Ubeyde b. Cerrâh hazretleri, emrinde olanlarla birlikte onu karşıladı. Halife Ömer devesinden indi. Yerine kölesini bindirdi. Çünkü kölesi ile nöbetleşe biniyorlardı. O saat, binme sırası köleye gelmişti. Kendisi yuları tuttu, su kenarından geçerken mestlerini çıkardı. Ayaklarını suya soktu. Şam ordusunun kumandanı olan Ebû Ubeyde, “Yâ halife! Böyle ne yapıyorsun? Bütün Şamlılar, bilhassa Rumlar, müslümanların halifesini görmek için toplandılar. Sana bakıyorlar. Bu yaptığını beğenmeyecekler” deyince Hz. Ömer; Yâ Ebû Ubeyde! Senin bu sözün, burada toplananlar için çok zararlıdır. İşitenler insanın şerefini, vasıtaya binmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Şerefin, müslüman olmakta ve ibadet yapmakla olduğunu anlamayacaklar. Bizler bir zamanlar düşük insanlardık. Allah Teâlâ müslüman yapmakla bizleri şereflendirdi. Cenâb-ı Hakk'ın verdiği bu lezzetten, bu şereften başka şeref ararsak, Hak Teâlâ yine bizi zelil eder, her şeyden aşağı eder. İzzet İslâm'dadır. İslâm'ın ahkâmına uyan aziz olur. Bu ahkâmı beğenmeyip izzeti, huzuru, saadeti başka şeylerde arayan zelil olur dedi….

Acaba biri de durup şöyle düşündü mü acaba Allah bu konu hakkında ne diyor. Rızık sadece diploma ile mi geliyor kadının yeri saraylarda erkeklerin karşısında durup güzel güzel beylik laflar mı yapması gerekir. Yoksa bu sistemin kadını soyup meta olarak kullandığı gibi bu sistemin bir parçası mı olmak.
Tesettür diyince gerçekten Allah'ın istediği bir tesettür mu? Sistemin kadını ağına almış olduğu moda haline getirmiş olduğu bir tesettür mu eğer Allah'ın istediği tesettür değil ise zaten Allah bundan razı değil..

Aşağıda konuya ilişkin olduğu düşündüğüm için bir kesit bırakıyorum belki kimsiniz sever kiminiz sevmez. Ama hakikatler var