Temizliğin sağlığımız üzerindeki etkileri

sevgisiz olmaz

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
306
Tepkime puanı
10
Temizliğin önemi, temizliğin sağlığımız üzerindeki faydaları, temizliğin yararları

Sağlıklı bir toplumun sağlıklı kişilerden meydana geldiğini biliyorsunuz. Verimliliği sağlayan kişisel sağlığın öncelikli kuralı nedir ?

Kişisel sağlık denilince ilk akla gelen, kişisel temizlik olmalıdır. Bunun için vücuttaki mikropların ve kirlerin bekletilmeden uzaklaşırılması gerekir. Dışarıdan gelen mikrop ve gereksiz maddelerle vücudun oluşturduğu atık ve artık maddelerin uzaklaştırılma işlemine temizlik denir. Kişinin kendine güven duymasında ve toplum tarafından benimsenmesinde temizlik çok etkilidir.

Sağlıklı bir yaşam için temizlik (hijyen) kurallarına uymamız gerekiyor. Mikroplar gözle görülmeyen küçük canlılardır. Mikropları gözle göremediğimiz için elimizi şüpheli sayılabilecek bir nesneye değdirdiğimizde hemen yıkamalıyız.

Özellikle çocuklara tuvalet temizliği öğretilmeli ve mutlaka tuvalet sonrası ellerin bol sabunlu suyla yıkanması öğütlenmelidir. Zira hem insan dışkısında milyonlarca bakteri ve virüs bulunur. Bizler tuvalet sonrası elimizi yeteri kadar yıkamazsak bu mikrop ve bakteriler el yoluyla mutlaka ağıza-buruna oradan da tüm vucuda yayılır.

Tüm bunların dışında yaşadığımız ortamların temizliğine (hijyen) azami dikkat göstermeliyiz. Tabi yaşanan ortamlarının en önemlisi “mutfaktır” mutfak temizliği çok çok önemli olup yeme içme gibi fiillerin gercekleştiği yer olduğu için mutfakta ihmal edilen temizlik bize hastalık geri döneceğini unutmamalıyız.

İSLAM DİNİ’NİN TEMİZLİĞE VERDİĞİ ÖNEM
İslam Dini’nin temizliğe verdiği önem çok fazladır. İbadetler edilirken temiz olunması şarttır. Namazın dışındaki şartlar içerisinde temizlik vardır. Aynı zamanda bu temizlik normal abdest şeklinde olmayıp, cünup insanların boy abdesti almasını da gerektirmektedir. Güzel güzel olana deyip misvağın kullanımı da Dini’mizin istediği şeyler içerisinde yer almıştır. İnsanların diş temizliğini bilmedikleri bir dönem içerisinde misvağın kullanımı önemli bir gelişmedir. Şu anki teknolojik çalışmalarda göstermiştir ki, misvak ağızdaki zararlı bakterileri yok edip, faydalı bakterilere zarar vermemektedir.

Dini’miz her yeri ibadethane olarak görüp çevre temizliğine de önem vermiştir. Yere tükürmeyi hoş karşılamamıştır. Osmanlı zamanında yerdeki kirleri temizleyen görevliler mevcuttu. Her yerin ibadethane olduğunu ifade eden Dini’miz, herkesin buna dikkat etmesini istemiştir.

İdrar içerindeki zararlı maddeleri bizler biliyoruz, ama güzel olan bunun 1500 yıl önce Resulullah tarafından ifade edilmesidir. İdrar damlamış elbise ile ne namaz ne de abdest olmaz.

1500 yıl önce insanların mikrop kavramını bilmesi zordur. Peygamberimiz yağlı kapların yıkanması gerektiğini, açık bir şekilde kapların bırakılmaması gerektiğini ifade etmiştir.

Tırnak kesiminin önemini bizim Dini’miz çok güzel bir şekilde ifade etmiştir. Ayrıca koltuk altı ve kasıklardaki kılların temizliğine de önem vermiştir. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda tırnaklar uzadığı zaman buralarda bakterilerin çoğladığı görülmüştür. Koltuk altı ve kasıklardaki kıllarında bakteriler için iyi bir yuva olduğu tespit edilmiştir.

Dini’miz sadece dış temizliğe değil, aynı zamanda iç temizliğe de önem vermiştir. Kin, haset, kibir gibi duyguların yanlışlığı belirtilmiştir. İnsanların kardeşçe yaşamasını arzulamıştır.

Temizlik hakkındaki bazı hadisler şöyledir:

-Temizlik imandandır.

-Temizlik imanın yarısıdır.

-Yemekten evvel ve yemekten sonra ellerinizi yıkayınız Benim ümmetim kıyamet gününde yüzleri parlak, elleri ve ayakları nurlu olarak haşrolunacaktır.

-Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin, Zira cennete temizler girer.

-Misvak kullanarak kılınan namazın, misvaksız namaza üstünlüğü yetmiş kattır.

-Namazın anahtarı temizliktir. [Tirmizi]

-Ağzınızı temizleyin, ağzınız Kur`an-ı kerim yoludur. [Ebu Nuaym]

-Cuma günü yıkanın, misvak kullanın ve güzel koku sürünün. [Buhari]

Beden Temizliği Nasıl Olmalıdır? Beden temizliğini üç başlık altında inceleyebiliriz:

-Vücudun Dış Temizliği.
-Vücudun İç Temizliği.
-Elbise Temizliği.

Vücudun Dış Temizliği; çeşitli etkenlerle kirlenen bütün dış organlarımızı temiz tutmaktır. Bu temizlik devamlı ve periyodik olmalıdır. Örnek bir insan, çabuk kirlenen el, ayak, yüz ve burun gibi organlarını sabah, öğle ve akşam günde en az üç kez bol su ile yıkar. Yemeklerden sonra ve yatmadan önce ağzını temizler ve dişlerini mutlaka fırçalar. Haftada en az iki kez banyo yapar ve bütün vücudunu bol su ve sabun ile temizler. Tırnaklarını uzayınca keser. Saçlarını temiz tutacak kadar uzatır ve gerektiğinde hemen tıraş olur. Kolonya gibi fazla ağır olmayan güzel kokular kullanır ve mis gibi kokar.

Vücudun İç Temizliği; İç organlarımızı zararlı yiyecek ve maddelerden uzak tutmaktır. Örnek bir insan, düzenli yemek yer ve aşırı yemekten sakınır. Zararlı yiyecek ve içeceklerden uzaklaşır. Sigara ve içki gibi zararlı alışkanlıklardan kesinlikle kaçınır. Kahve ve oyun salonları gibi yerlerin kötü havasını teneffüs etmez. Sağlığını tehlikeye düşürecek davranışlara yanaşmaz.

Elbise Temizliği ise; giyeceklerimizi temiz tutmak, güzel kullanmak ve kirlenen giysilerimizi hemen değiştirip yıkatmaktır. Temiz elbise, yeni elbise demek değildir. Temiz ve ütülü olan bir elbise eski de olsa güzel görünür. Hor kullanılmayan bir giyecek, uzun ömürlü olur.

ÇEVRE TEMİZLİĞİ
İnsanlar ve canlılar, ancak temiz bir ortamda yaşar. Çevre Temizliği, günümüzde dünyanın en önemli sorunları arasındadır. Bu konuda önlemler alınmakta, bilimsel çalışmalar yapılmakta ve yeni teşkilatlar kurulmaktadır. Bütün bunların temel amacı, insanları çevre temizliği konusunda bilinçlendirmektedir.

Toprak, Hava ve Su, dünyamıza hayat veren üç temel unsurdur. Bunları temiz tuttuğumuz sürece, dünyamız temiz ve sağlıklı olur. Evimizin önü ve sokaklarımız temiz olursa toz, çamur, sinek gibi zararlı maddeler barınmaz. Bağ, bahçe ve ormanlarımız temiz olursa dünyamızı süsleyen bitkiler ve ağaçlar canlı ve yeşil olur. Deniz, göl ve ırmaklarımız temiz tutulursa, hem tabiat hem de canlılar hayat bulur. En önemlisi de hava temiz olduğu sürece insanlar ve canlılar bu dünyada yaşayabilir. Aksi halde, hem dünyanın hem de hayatın sonu yaklaşır. Vücudumuzu yaşatan besinlerdir. Dünyamızı yaşatan ise temiz su, hava ve topraktır.

Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan bir öğesidir. Sağlık genellikle kendiliğinden var olan bir durum olarak algılanır. Oysa sağlıklı olma uğrunda çaba gösterilmesi gerekir. Hatta bugünkü bilgilerimiz bize bu uğraşın daha doğum öncesi dönemde başlaması gerektiğini göstermektedir. Doğal olarak bu aşamada yapılması gerekenler, anne ve babalara düşmektedir.

Olaya nesillerin sağlığı olarak bakıldığında, sağlığın ve sağlıksızlığın nesiller boyunca aktarılabileceği görülür. Anne ve babalar genetik özelliklerinin yanı sıra kendi sağlıklarına gösterdikleri özenle bebeklerine sağlık aktarabileceklerini bilmelidirler.

Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük yaşamımızda uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur. Nerede olursa olsun günlük yaşamı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek uygulanması, sağlığın korunmasını ve diğer bireylerle paylaştığımız yaşamı kolaylaştırır.
Bu kurallardan en önemli bazıları temizlik, sağlıklı beslenme, bedensel ve zihinsel çalışma, düzenli yaşam, sigara, alkol, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden uzak durma, kazalardan korunma, sorunlarla başa çıkmada doğru ve uygun yöntemler kullanmadır.

Çoğunlukla günlük çabalarda hedefin mutluluk olduğu varsayılır. Oysa altta yatan asıl neden güvenlik duygusudur. Çünkü hayatta kalmayı sağlayan en ilkel dürtü korkudur ve güvenlik duygusu korkunun yatıştırılmasıyla ortaya çıkar. Kendimizi güvende hissedebilmemizin ilk koşulu ise bilmektir. Ancak bildiğimiz şeyi, bildiğimiz kadarı ile kontrol edebiliriz. İkinci basamaksa bilginin eyleme dökülmesidir. Bilgimizi davranışımıza yansıtamıyorsak bu bilgi bizim için huzursuzluk kaynağı olmaktan öteye geçemez.
Bir sonraki aşama ise paylaşarak çoğaltma, yandaş oluşturmadır. Bunun için bilgimize dayanan doğru bulduğumuz davranışı kurallaştırmaya çalışırız. Toplum içindeki pek çok kural bu yolla oluşmuştur.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İnsanın Çevreye Olumsuz Etkilerini Önleyecek Tedbirler Nelerdir?

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren insanlığı tehdit eden problemlerden birisi haline gelen çevre sorunları ve kirliliği kökü çok eskilere uzanmasına rağmen kendisini sanayileşmenin sonucunda hissedilir hale getirmiştir.

Önceleri sadece kirlenme olarak algılanan ve uluslar arası boyut kazanmadan yöresellik özelliği taşıyan çevre sorunları gün geçtikçe hızla çoğalmış yöresellikten kurtulup tüm dünyanın sorunu olmuştur. Bir ülke sınırları içindeki kirletici unsurun ortaya çıkardığı zararlı duman ve gazlar rüzgarın da etkisiyle başka ülkelere taşınarak o ülke için de kirletici faktör olabilmiştir. Çevre sorunları ve kirliliği toplumsal hayatın bütün alanlarını kapsamış ve etkilemiştir.

Çevrenin Tanımı

Çevrenin bilinen pek çok tanımı vardır. Toplum bilimcilerine göre çevre çok genel anlamıyla insanların bir arada yaşamasının sonucu olarak oluşan insan kümesini yani toplumu dolaylı veya dolaysız olarak etkileyen şartlar bütünüdür.
Sonuçta çevreyi; canlıların tüm sosyal fiziksel kimyasal ve biyolojik işlevlerini sürdürdükleri ortam olarak tanımlayabiliriz. Canlıların birbirleriyle olan bu ilişkilerini uyum içinde devam ettirmelerine de ‘’eko sistem’’ denir. Bu uyumun bozulması durumunda da ‘’çevre sorunları’’ ile karşı karşıya kalırız.

Çevre Sorunlarının Sebepleri

Hızlı Nüfus Artışı
Çevre sorunlarının ortaya çıkışında etkili olan en önemli faktörlerden birisi de nüfus artışıdır. Bu artış konutta sağlık hizmetlerinde besin ve enerji arzında iyileşme ve gelişme beklentilerini olanaksız kılmaktadır.
Hızlı nüfus artışının neden olduğu sonuçlar nüfus ve doğal kaynaklar planlamasının uzun vadeli olarak düşünülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu planlamanın sonucu olarak nüfus ve aile planlaması sağlık ve sosyal hizmetlerin bir dalı olarak gelişir. Doğum oranını düşürmek için planlama açısından yapılabilecek bazı şeyler vardır. Bunlar; bir miktar ekonomik kalkınma gençlerin ve özellikle kadınların eğitimi yaşlılara sosyal güvence sağlanması sağlık hizmetleri ülkenin her noktasına ulaşan ve halkın kabul edebileceği cinsten doğum kontrolü hizmetleri olarak sıralanabilir.

Şehirleşme-Kentleşme

Kentlerin büyümesini üç faktör belirlemektedir:

Göçler
Doğal nüfus artışı
kırsal bölgenin (şehirleşme olmayan) kentsel hale getirilmesi


Nüfusun büyük bir bölümünün köy ve kasabalardan ayrılarak şehirlerde yoğunlaşması sanayileşme ile de bu gelişmenin hız kazanması şehirlerin problem yumağı haline gelmesine neden olmuştur. Aşırı nüfus yoğunluğuna maruz kalan şehirlerin; suyu havası kirlenmekte yetersiz duruma düşmektedir. Aşırı nüfus yoğunluğunun gecekondu bölgelerinin çoğalmasına bütün bunların neticesinde sağlıksız çevre ortamının oluşmasına yol açtığı söylenebilir.

Sanayileşme Tehlikeli ve Katı Atıklar
Sanayileşme şehirleşme ve buna bağlı sorunlarında kaynağını oluşturmaktadır. İnsan sanayileşmenin getirdiği teknolojik imkan ve yetenekler ile mevcut olan çevrede değişiklikler yaparken yapay çevre yaratma çalışmalarına da hız vermiştir. Sanayileşme tarım topraklarının hızla yok olmasına neden olmaktadır. Peşinden sanayi ürünlerinin atıkları bu ürünlerin tüketimi üretimi su ve hava kirliliğini ortaya çıkarmıştır. Daha da kötüsü bu doğal kaynaklar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.
Tehlikeli atıklar son yıllarda ortaya çıkan bazı büyük olaylarla yer altı ve yüzeysel su kaynaklarının kirlenmesine neden olmuştur. Atık maddeler zaman zaman gizlice akarsulara ve denizlere atılmış kanalizasyon sistemimize verilmiştir. Tarımsal zararlarla mücadele ilaçları genellikle dikkatsizce ve ölçüsüzce kullanılmakta tamamen boşalmamış kaplar ortada bırakılmaktadır. Diğer taraftan kullanılmış yağ ve evlerde kullanılan piller ilaçlar ve diğer kimyasal maddeler gibi zararlı tüketim mallarının toplanması ve emniyetli biçimde ortadan kaldırılması için tesis yoktur.

Katı atıklar evsel ticari veya endüstriyel alanlardan oluşan; madencilik tarımsal işlemler ve su arıtım ünitelerinin de dahil olduğu gruplardan kaynaklanan yarı-katı çamurları da içeren hem ayrışabilen hem de ayrışma özelliği olmayan maddelerdir. Bunlar çöpler her türlü pil ve batarya ampuller pas gidericiler yağlar her türlü ilaç deodorant sprey tarım ve haşare ilaçları metal parçaları elektrik ve sıhhî tesisat malzemeleridir.

Katı atıkların yok edilmesi hem sağlık hem de estetik nedenlerle zorunludur. Katı atıklar sinekleri kemiricileri hamam böceklerini ayrıca başıboş kedi köpek gibi hayvanları çeker ve ayrışma sırasında pis koku oluşur.

Turizm
Turizmin temel öğesi olan insan; hayatı boyunca doğal ve fiziksel çevre ile zorunlu ve sürekli bir ilişki içindedir. Bu ilişki insanoğlunun daha iyi ve sağlıklı yaşamasının ön koşuludur. Turizmin en önemli kaynak kullanım alanı doğal varlıklardır. Turizmin sağladığı ekonomik değerlere karşılık turistik kentleşme nüfus yoğunluğu doğal çevrenin tahribi çevre kirlenmesi gibi yarattığı sorunlarla ön plana çıkmaktadır.
Turizmin hızlı ve plansız gelişmesi sonucu ortaya çıkan otel motel bunlarla ilgili turistik binalar ve alanlar yörelerin betonlaşmasına çöplerin en az para karşılığıyla yok edilmesi kapsamında da doğal çevrenin kirletilmesine yol açmıştır.
Turizmin çevreye olan olumsuz etkilerinden biri de turistik gelişmenin belirli bölgelerde nüfus yoğunluğuna sebep olması; bölgenin arazi su ve bitki örtüsü gibi ekolojik unsurlarının aşırı kullanılarak yörenin tahrip edilmesidir. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerde görülmekte telafisi olmayan doğal fiziksel ve kültürel çevre sorunları yaratmaktadır.

Zihniyet
Doğada bulunan her şeyi öğrenmeye çalışmak keşfetmek bunlardan faydalı olanları kendi istek ve arzuları dahilinde kullanmak insanın zihniyeti olmuştur. Böyle bir zihniyeti taşıyan insanoğlu alabildiğince sınırsız bir şekilde doğal çevreyi olumsuz olarak etkilemiştir. Bu etkilenme sanayileşmenin getirdiği kolaylıklar ve teknolojik yenilikler ile iyice yoğunlaşmıştır. Kendine yeni tarım alanları açarak daha çok üretmek daha büyük toprağa sahip olmak isteyen insanoğlu ormanı yok etmek için önceleri balta sallamış daha sonraları testere kullanarak biraz daha hızlanmış teknolojinin ürünü ağaç kesme motorlarının ortaya çıkmasıyla sanki bir yok edici olmuştur.
Bitmez tükenmez olarak bilinen ve de parasız olarak kullanılan hava toprak su gibi unsurları üretimlerinde kullanan üretim süreci zihniyeti devam ettiği sürece yarınların bitmesine az kalmıştır.
Çevre sorunlarının ve kirliliğin özellikle insan kaynaklı sorunların temelinde zihniyet vardır. Bu noktada ÇEVRE EĞİTİMİ gündeme gelmektedir. Zihniyetin çevre koruması olarak olumlu yöne kanalize edilmesi (yönlendirilmesi) eğitimle olabilecektir. Bu eğitim aynı zamanda da çevre psikolojisi de desteklenmelidir. Çevreyi fiziksel çevre ile sınırlandırmaktansa çevredeki sosyal kurumsal ve kültürel faktörleri göz ardı etmemek gerekir.

Kamuya Açık Yer ve Kuruluşlar
Umumi Yerler: Toplumun yiyip içmesine yatıp kalkmasına taranıp temizlenmesine eğlenmesine dinlenmesine mahsus (lokanta gazino kahvehane han otel hamam sinema bar dansing tiyatro vb gibi) yerler ile açık ve kapalı eğlence yerleridir.
Toplum bireylerinin çoğunluğunun yaralandığı bu yerler ve araçlar yeterli sağlık koşullarına sahip değilse oradan yararlanan kişilerin sağlıklarını tehlikeye düşürür. Bir takım bulaşıcı hastalık etkenlerinin toplumun diğer bireylerine taşınmasına yol açar.
Yasalar buraların denetimini yerel yönetimler dahil ilgili kuruluşlara vermekle birlikte toplumun tüm bireyleri buraların sağlık düzeyinin denetlenmesi ve niteliğinin sürdürülmesi için katkıda bulunmak zorundadır.
Otobüslerin içinin havalandırılması temizliğinin sağlanması sigara içilmesi ile ilgili önlemler bu açıdan çok önemlidir. Ayrıca otogarlar istasyonlar sinemalar Pazar yerleri parklarkamplar festival ve fuarlar hava limanı milyonlarca kişinin yararlandığı birimler olarak çok büyük önem taşımaktadır.

Çevre Sorunları ve Sonuçları

Hava Kirliliği
Hava kirlenmesi havanın yapısında bulunan esas maddelerin yüzde miktarının değişimi veya bu yapıya is duman aerosol halinde kimyasal maddelerin girmesidir. Bu kirleticilerle hava insan sağlığını bozacak hayvan bitki ve eşyaya zarar verecek derecede kirlenir.
Hava yanardağ patlaması yeraltında sıkışmış gazların bir yol bularak çevreye yayılması rüzgarla toprak ve kumların sürüklenmesi bataklık gazları ve yangınlar gibi tabii yollardan yabancı maddelerin atmosfere geçişiyle de kirlenir. Motorlu taşıtların hızla artması sanayileşme ve endüstriyel gelişmeye paralel olarak kentlerin büyümesi; toplum refahını arttırırken bunların sebep olduğu kirlenme doğal kirlenmenin çok üzerinde olmaktadır. Yakıt vb maddelerin yakılması birçok kimyasal maddenin üretimi ayrışması buharlaşması gibi işlemler sonucu başta kükürt di oksit gibi toksik gazlar ve bunların içinde küçük parçacıklar halinde bulunan kanserojen elementler çevreye ve atmosfere geçerek havayı kirletir.

Su Kirliliği
Yer yüzündeki sular güneşin sağladığı enerji ile sürekli bir döngü içinde bulunurlar. İnsanlar genel olarak da canlılar yaşamlarını sürdürmek için suyu bu döngüden alır ve kullandıktan sonra aynı döngüye tekrar verirler. Bu süreç içinde suya karışan maddeler suların fiziksel kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek su kirliliğini ortaya çıkarır. Bu değişim sırasında sularda yaşayan canlılar da olumsuz yönde etkilenir. Su kirliliği; ev ve sanayi atıklarının su ortamına arıtılmaksızın boşaltılmaları tarımda verimliliği arttırma amacıyla doğal ve yapay maddelerin su ortamlarına taşınmaları gibi sebeplerden ortaya çıkar.
Dünyanın büyük kesiminde su kaynakları fazlasıyla yıpratılmaktadır. Sanayi atıkları kanalizasyon suları tarımsal amaçlı kullanılan sular nehirleri gölleri kimyasal maddelerle ve atıklarla doldurmakta su kaynaklarını zehirlemektedir. Toprak kayması sebebiyle de barajlar ve nehirler dolmaktadır.
Denizler için en büyük kirletici tehlike özelliğini petrol taşımaktadır. Dünya petrollerinin bir çoğunun deniz üzerinden dev tankerlerle taşınıldığı düşünülürse bu tehlikenin önemi daha da anlaşılır. Ayrıca tankerlerin petrol tanklarını açık denizlerde yıkayıp boşaltması da büyük tehlikedir.
Gölleri kirleten en önemli kirletici kaynaklar ev ve sanayi atıkları mandıralar tavuk çiftlikleri tarım arazileri modern kuyular vb leridir.

Toprak Kirliliği
Toprak yer yüzünün dışını kaplayan kayaların ve organik maddelerin türlü ayrışma ürünlerinin karışımından meydana gelen içerisinde ve üzerinde geniş bir canlılar alemi barındıran bitkilere durak yeri ve besin kaynağı olan belirli oranlarda su ve hava içeren bir maddedir.
Toprakların katı sıvı radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulması toprak kirliliği olarak belirlenir. Bu kirleticiler yer altı ve yer üstü sularına karışarak insan sağlığını etkilediği gibi bitkilerin gelişmelerine de olumsuz etkileri olmaktadır.
Çevreye gelişi güzel bırakılan evsel ve küçük işletme atıkları ile tarımsal teknolojinin gelişmesi sonucu kullanılan tarımsal ilaç ve gübrelerin kullanımı sanayi atıklarının toprağa sızması toprağı kirletmektedir.
Toprak kirliliğinin önlenmesi için; endüstriyel atıkların toprağa gömülmesi kesinlikle önlenmelidir. Toprak kirlenmesi diğer çevre sorunlarının olduğu gibi doğanın yanlış ve hor kullanılması sonucu ortaya çıkmakta doğal dengenin bozulması ile birlikte giderek hız kazanmaktadır.
Kentleşme ve sanayileşme sonucu ortaya çıkan her türlü atık ve toprağa karışması toprak kirliliğini oluşturmakta ayrıca tarım alanlarının kentsel ve sanayi kullanımlarına açılması verimli toprakların kaybına neden olmaktadır. Aynı zamanda verimli tarım topraklarından tuğla kiremit gibi yapı malzemelerinin üretimi toprak kayıplarını çoğaltmaktadır. Diğer taraftan daha çok ürün almak için geliştirilen yeni tarım teknikleri bazı hallerde; erozyon tuzluluk ve yaşlık toprak kirlenmesine yol açabilmektedir.

Radon Kirlenmesi
Radon doğal olarak oluşan radyoaktif bir gazdır. Yer küre üzerinde herhangi bir yerde bulunabilir. Coğrafi bölgenin jeolojik yapısıyla yakından ilişkili olarak çevreye yayılma göstermektedir. Toprakta büyük oranda doğal radyoaktif radon bulunmaktadır. Çatlaklardan sızabilmekte çözünme özelliği nedeniyle suyla taşınabilmektedir. Evlerde bulunan radonun büyük çoğunluğu evin yapıldığı yerdeki topraktan gelmektedir. Eğer zemin topraksa radon kolayca geçiş yapmaktadır. Eğer zemin çimento ise radon zamanla oluşan çatlaklardan sızmaktadır.

Gürültü
Gürültü insanların işitme sağlığı ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen fizyolojik ve psikolojik dengeleri bozabilen işverimliliğini azaltan çevrenin hoşluğunu ve sakinliğini yok eden niteliğini değiştiren önemli bir çevre kirliliğidir.
Günümüzde diğer çevre kirlilikleri gibi çevrenin doğal özelliklerini bozarak geniş anlamda çevre kirliliğine katkıda bulunan ve özellikle nüfusun yoğun olduğu bölgelerde halk sağlığına olumsuz etkileriyle önem kazanan gürültü kirliliği; trafik sanayi ev ve toplum kökenli gürültüler olarak sınıflandırılabilir.

Gürültü:
Kişileri huzursuz eder.
Sözel iletişimi engeller.

Çalışma etkinliğini azaltır düşünmeyi engeller. Bellekle ilgili çalışmalar sözcük öğrenme amacıyla yapılan çalışmalar gürültüden etkilenmektedir.
Uykuda rahatsız eder uykuya dalmayı güçleştirir.
İşitme duyusu ve yollarında zararlara yol açar.
Davranış bozukluklarına neden olur (sinirlenme heyecanlanma gibi).
Karakter değişikliklerine neden olabilir.
Öğrenme yaşantılarının olumsuz etkilenmesi özellikle okullarda belirgindir. Gürültülü bölgelere yakın olan okullarda öğrenme etkinliğini azaltıcı etki yapmaktadır.
Seslerin arasındaki nitelik farklarının belirlenebilmesi güçleşir.
Problem çözme yeteneğinde azalma olur.

Kapalı Ortam Hava Kirlenmesi
Değişik iklim koşulları kişilerin rahat çalışabilmesini ve yaşayabilmesini engelleyebilir. Havadaki nem oranının yüksek olması aşırı soğuk ve sıcak etkisi yapay atmosfer koşullarını gerekli kılmaktadır. Yapay atmosfer koşullarının sağlandığı en önemli çevre öğelerinden birisi barınaklar ve işyerleridir. Yapılan çalışmalar insan yaşamının % 70’sinin kapalı ortamda geçtiğini göstermektedir. Burada kapalı ortam terimi konutları okulları resmi binaları taşıtları kapsamaktadır. Eğer işyeri de eklenecek olursa insan hayatının hemen hemen % 90 ı kapalı ortamda geçmektedir. Bunlardan özellikle barınakların sağlıklı koşulları yetersiz olduğunda insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Konutlar işyerleri resmi binalar okullar içerisindeki hava genel olarak kapalı ortam havası olarak adlandırılmaktadır. Barınaklar insanların fizik psikolojik ve temel sağlık gereksinimlerini yerine getirmek zorundadır. Fiziki koşullar arasında içinde yaşayanlar aşırı soğuk ve sıcak etkisinden koruması havasının temiz kalması nemin önlenmesi yeterli güneş ışığı alması uygun aydınlatılması günlük hayatın gereksinimlerini sağlayacak büyüklükte olması kolay temizlenebilmesi sayılabilir.
Psikolojik nitelikleri ise içinde yaşayanlara sağladığı güven yabancı gözlerden uzak olması aile içi ve aileler arası sosyal bağı sağlayacak olanakların olması toplumun ev standartlarına uygun olması gibi nitelikler oluşturmaktadır.

Toprak Erozyonu

Toprak erozyonu toprakların su rüzgar buz ve dalga gibi dış etkenlerle aşınması ve taşınmasıdır. Toprak erozyonunun yoğun bir şekilde görülmesi beraberinde çölleşmeyi getirmektedir. Aslında bağımsız iki olay olan toprak erozyonu ve çölleşme genellikle birisi diğerinin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Erozyonun temel sebepleri arasında yanlış arazi kullanımı aşırı hayvan otlatma orman yangınları topografya jeolojik yapı ve iklim faktörü ile birlikte bitki örtisi kaybı sayılabilir.

Bitki Örtüsünün Tahribi

Bitki örtüsünün tahribine hava toprak ve su kirliliği bilinçsiz şehirleşme orman yangınları ormandan bilinçsiz faydalanma aşırı otlatma gibi durumlar sebep olmaktadır. Bunların içinde süreklilik arz eden en önemlisi sanayileşmeden kaynaklanan toprak hava ve su kirliliğidir.

Silahlanma ve Savaşlar

Ekolojik dengenin bozulmasında tarih boyunca etkili olmuş faktörlerden birisi de savaşlardır. Sanayileşme ve teknolojik gelişme ile birlikte savaş metot ve tekniklerinde ortaya çıkan gelişmeler insanlığa büyük zararlar vermeye başlamıştır. Nükleer silahların kullanılması bilindiği gibi sadece insanların ölümüyle sonuçlanmamakta aynı zamanda ekonomik kaynakların ve diğer bazı maddelerin yok olmasını beraberinde getirmektedir. Ayrıca büyük ölçekli iklim değişikliklerine sebep olabilmektedirler.
 
Üst Alt