- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
TA'YÎN (Tâyin):
1Bir malın cinsini, miktârını, yerini belli etmek
Alış-verişte bir mal ta'yin edilirse, teayyün eder yâni ta'yin edilen malın kendisini vermek, teslim etmek lâzımdır Benzerini, hattâ iyisini alması için müşteri zorlanamaz (Ali Haydar Efendi)
2 Me'mur etmek, vazîfelendirmek
Hazret-i Ömer halîfeliği zamânında devleti idârî bakımdan bölgelere ayırdıBu bölgelerin herbirinin başına bir vâli tâyin etti Tâyin ettiği vâlilere; "Sizi insanlara tahakküm etmek, saltanat sürmek, zorbalık yapmak için tâyin etmedim Siz hidâyet, d oğru yola götüren rehber olacaksınız Müslümanlar size uyacaktırBunun için müslümanların hukûkunu gözetiniz Müslümanları dövmeyiniz ki, zillete dücâr olmasınlar Onları haksız yere medhetmeyiniz ki şımarmasınlar, kapılarınızı yüzlerine kapatmayınız ki, kuvvetliler zayıfları ezmesinler Kendinizi müslümanlardan üstün görmeyiniz ki, zulme uğramasınlar" diye nasîhat ederdi (İbn-i Sa'd-İbn-i Cevzî)
TAYY-İ MEKÂN:
Mekânı, mesâfeyi katetme, geçme, mesâfelerin dürülmesi Allahü teâlânın izniyle az zamanda çok uzak yerlere gitme
Şeytanın bir anda şarktan garba ulaşması gibi Allahü teâlânın velî kulları da tayy-i mekân ile uzak mesâfeleri bir anda geçip yer değiştirebilirler (Muhammed Üftâde)
TAYY-İ ZEMÂN:
Zamânın dürülmesi Allahü teâlânın izniyle uzun zamanda yapılacak bir işi çok az zamanda yapma
Tayy-i zemân, evliyâda görülen hârikulâde (olağanüstü) hâllerdendir (Abdülazîz ed-Debba')