- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
TAKVÂ:
Allahü teâlâdan korkarak, haramlardan (yasaklardan, günâhlardan) sakınmak Harama düşmemek için, şüphelilerden (haram veya helâl olduğu belli olmayan şeylerden) sakınmaya ise verâ denir Bu bakımdan, haramlardan daha çok sakınma derecesi olan verâ da takvânın mânâsı altına girer (Bkz Verâ)
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ o takvâ sâhiplerini sever (Âl-i İmrân sûresi: 76)
Peygamber efendimiz sallü aleyhi ve sellem; "Yâ Rabbî! Bana ilim, hilm, takvâ ve âfiyet ihsân eyle" duâsını çok söylerdi Duâda geçen ilimden maksad fâideli ilim, yâni îmân, ibâdet, amel ve ahlâk bilgileridir Hilm ise, yumuşaklık demektir Âfiy etten murâd; dînin ve îtikâdın, bozuk inançlardan, işlerden, nefsin isteklerinden, kalbin vesvese ve şüphelerinden, bedenin hastalıklarından kurtulmasıdır (Berîka-Muhammed Hâdimî)
Bütün iyiliklerin temeli takvâdır (Hâdimî)
Dünyâda felâketlerden, âhirette Cehennem'den, ateşte yanmaktan kurtulmak için iki şey lâzımdır: Emirlere sarılmak, yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü, daha lüzumlusu, yasaklardan sakınmak yâni verâ ve takvâdır (İmâm-ı Rabbânî)
Verâ ve takvâyı tam yapabilmek için, mübahları lâzım olduğu kadar kullanmalı, zarûret miktârını aşmamalıdır Bu kadarını kullanırken de, kulluk vazîfelerini yapabilmek için kullanmaya niyyet etmelidir Bir insan, mübah, yâni dînin izin verdiği şeyler den, her istediğini yapar, mübahları aşırı derecede işlerse, şüpheli şeyleri yapmağa başlar Şüpheliler ise, haram olanlara yakındır İnsan, bir gün harama düşebilir (İmâm-ı Rabbânî)
Takvâ Ehli:
Takvâ sâhibi Allahü teâlâdan korkarak haramlardan sakınanlar
Hâli ile sana fayda vermeyen kimseyle arkadaş olma Takvâ ehlinin, haramlardan kaçanın kölesi, hizmetçisi ol Onu sev
Belki Allahü teâlâ bu vesîle ile seni onların arasına katar (Alvân Hamevî)
Allahü teâlâdan korkarak, haramlardan (yasaklardan, günâhlardan) sakınmak Harama düşmemek için, şüphelilerden (haram veya helâl olduğu belli olmayan şeylerden) sakınmaya ise verâ denir Bu bakımdan, haramlardan daha çok sakınma derecesi olan verâ da takvânın mânâsı altına girer (Bkz Verâ)
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ o takvâ sâhiplerini sever (Âl-i İmrân sûresi: 76)
Peygamber efendimiz sallü aleyhi ve sellem; "Yâ Rabbî! Bana ilim, hilm, takvâ ve âfiyet ihsân eyle" duâsını çok söylerdi Duâda geçen ilimden maksad fâideli ilim, yâni îmân, ibâdet, amel ve ahlâk bilgileridir Hilm ise, yumuşaklık demektir Âfiy etten murâd; dînin ve îtikâdın, bozuk inançlardan, işlerden, nefsin isteklerinden, kalbin vesvese ve şüphelerinden, bedenin hastalıklarından kurtulmasıdır (Berîka-Muhammed Hâdimî)
Bütün iyiliklerin temeli takvâdır (Hâdimî)
Dünyâda felâketlerden, âhirette Cehennem'den, ateşte yanmaktan kurtulmak için iki şey lâzımdır: Emirlere sarılmak, yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü, daha lüzumlusu, yasaklardan sakınmak yâni verâ ve takvâdır (İmâm-ı Rabbânî)
Verâ ve takvâyı tam yapabilmek için, mübahları lâzım olduğu kadar kullanmalı, zarûret miktârını aşmamalıdır Bu kadarını kullanırken de, kulluk vazîfelerini yapabilmek için kullanmaya niyyet etmelidir Bir insan, mübah, yâni dînin izin verdiği şeyler den, her istediğini yapar, mübahları aşırı derecede işlerse, şüpheli şeyleri yapmağa başlar Şüpheliler ise, haram olanlara yakındır İnsan, bir gün harama düşebilir (İmâm-ı Rabbânî)
Takvâ Ehli:
Takvâ sâhibi Allahü teâlâdan korkarak haramlardan sakınanlar
Hâli ile sana fayda vermeyen kimseyle arkadaş olma Takvâ ehlinin, haramlardan kaçanın kölesi, hizmetçisi ol Onu sev
Belki Allahü teâlâ bu vesîle ile seni onların arasına katar (Alvân Hamevî)