- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 101
- Tepkime puanı
- 6
Güller diyarına kırmızı bir gül de benden ulaşsın kuşların kanadıyla
Gözyaşları nehrine bir damla da benden ulaşsın yagmurların damlasıyla
Aşıklar yurduna bir sevda da benden ulaşsın bülbüllerin hoş sadasıyla
Vuslat kapısına bir bâd-ı saba da benden ulaşsın “Selam Ey Yâr” nidasıyla..
Konuşulanlar kalpten çıkarsa kalbe kadar girer ama dilden çıkarsa kulağı aşamaz."
''Sükûn" Elbisesi...
SIKINTILI SÜREÇLER duaları sıklıkla sürdürmemiz gereken zamanlardır.
Daraldıkça dualar genişler, musibet kalınlaştıkça ruh incelir.
Harici olduğu kadar dâhili sarsıntılarda sarsılmamak “sabır sadır” taşımakla mümkündür.
Eleklerden elenmeme garantisi kimsede yok, her birimizin içinde nefis olduğu gibi,
şeytan hepimize musallat oluyor. İnsi ve cinni parmaklar da dolaşmaya devam ediyor.
Hele bir de ahir zamanın deccalist ve süfyanist fırtınaları kavuruyorsa,
kalbi istikameti bulmak ve onda kalmak kolay mı?
Dua mahsulüdür nurlar… Nurları dua diye okumayı nefsimiz âmin diyebiliyorsa
kalbimiz kolay yolun yolcusu demektir.
Tesbihle başlayıp kusurunu itirafla biten bahislerin bize söylediği, söyleyeceği çok şeyler var…
Sükût zamanlardayız… Kelimelerin kifayet etmediği hatta kor gibi
yaktığı demlerde en iyisi sükût elbisesini giymek…
Sahabelerin yaptığını yapmak, ya hayır söylemek ya susmak...
Pazarda karşılaşan ashabın Asr suresini okuyarak ayrılması gibi birbirinden ayrılmak
ve yenileriyle bu şekilde buluşmak…
Dolduruluşa gelmemek ve dolmuşa binmemek gıybet girdabına girmemekle mümkün.
Vehmin üflediği zanlardan kaçınmak bizi kor kelam etmekten koruyacaktır.
Yılanların, akreplerin hücumunda sinek bahanelerle sadırları yaralamak kime ne fayda?
Uyuyan fitne duyguları uyandırmanın maslahatı ne?
Hizmet şiarımız tenkidi terk, şevke teşvik olmalı değil mi? Tenkit etmemek faziletse,
tenkidi göğüslemek ayrı bir fazilet sayılmaz mı? Tenkit edeni tenkit ediyor demek de bir tenkit değil mi?
Niyetlerin ruhu yoksa ameller ne işe yarar? Ney nefessizse neyleyeyim neyi…
İhlâsı tarif eden ariflerden birisi der ki;
“Övüldüğünde ve yerildiğinde değişmeyen, ihlâs sahibidir.”
Rüzgârlarda sakin bir duruş sergilemek köklü bir iman göstergesi olsa gerek.
Arif inceliği ile herkes kendini ölçebilir.
Kâinattan kopuk, ölümden ayrı hayatlar sığlıkta boğulmaya yakındır.
Hayatı ölümle soluyan hikmet bahçesinin gülleriyle güler.
Dikenler batsa da bilir ki, asıl olan gül güzelliğidir.
Kardeşine gülerken dikenine dikkat etmez.
Batsa da, goncanın Yusuf güzelliğiyle kendinden geçmiştir çünkü…
Birbirimize Yusuf yüzler hasretiyle bakamıyorsak bıçakların kestiği parmak
acısından çok ağlayacağız demektir.
Her on beş günde bir okunması tavsiye edilen bahsin sonu ne güzel bir dua ile son bulur:
Allah“(celle celalüh)ım, İhlâs suresinin hürmetine kendi iradesiyle ihlâslı olan ve
Senin ihlâslı kıldığın kullarından eyle”
İncelmiş bir ruh haliyle bu duayı on beş günü beklemeden her gün,
her saat okuyabilirsek sıkıntılardan sıyrıklarla kurtulabiliriz.
Fırtınalı zamanda sükûn elbisesini giyen Yusuf bahçesinde bir gül kalabilir.
Değilse de, sonu nefessiz neyin sonundan farklı olmaz.
Hüseyin Eren
"Hayra niyet edince acele et ki, nefsin seni yenip niyetinden caydırmasın...
Hazreti ALİ Aleyhisselam
(RadyaAllahu Teala Anh.-KeremAllahi Veche Hu...)
"Zikir kalbin gıdasıdır; gıdasını almayan kalp zayıflar sonra da ölür.
Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir, tatlanır, manen hayat bulur…
Seyyid Abdülbâki el-Hüseynî (ks)
"Ey evlat! Önce nefsine öğüt ver.
Onu yola getir, sonra başkalarını,Senin henüz ıslaha muhtaç hallerin var.
Gözlerin bir adım ötesini görmüyor.
Körleri neyinle yola getirmek sevdasındasın…
Eş-Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylânî Kuddise Sirruhu....
Gözyaşları nehrine bir damla da benden ulaşsın yagmurların damlasıyla
Aşıklar yurduna bir sevda da benden ulaşsın bülbüllerin hoş sadasıyla
Vuslat kapısına bir bâd-ı saba da benden ulaşsın “Selam Ey Yâr” nidasıyla..
Konuşulanlar kalpten çıkarsa kalbe kadar girer ama dilden çıkarsa kulağı aşamaz."
''Sükûn" Elbisesi...
SIKINTILI SÜREÇLER duaları sıklıkla sürdürmemiz gereken zamanlardır.
Daraldıkça dualar genişler, musibet kalınlaştıkça ruh incelir.
Harici olduğu kadar dâhili sarsıntılarda sarsılmamak “sabır sadır” taşımakla mümkündür.
Eleklerden elenmeme garantisi kimsede yok, her birimizin içinde nefis olduğu gibi,
şeytan hepimize musallat oluyor. İnsi ve cinni parmaklar da dolaşmaya devam ediyor.
Hele bir de ahir zamanın deccalist ve süfyanist fırtınaları kavuruyorsa,
kalbi istikameti bulmak ve onda kalmak kolay mı?
Dua mahsulüdür nurlar… Nurları dua diye okumayı nefsimiz âmin diyebiliyorsa
kalbimiz kolay yolun yolcusu demektir.
Tesbihle başlayıp kusurunu itirafla biten bahislerin bize söylediği, söyleyeceği çok şeyler var…
Sükût zamanlardayız… Kelimelerin kifayet etmediği hatta kor gibi
yaktığı demlerde en iyisi sükût elbisesini giymek…
Sahabelerin yaptığını yapmak, ya hayır söylemek ya susmak...
Pazarda karşılaşan ashabın Asr suresini okuyarak ayrılması gibi birbirinden ayrılmak
ve yenileriyle bu şekilde buluşmak…
Dolduruluşa gelmemek ve dolmuşa binmemek gıybet girdabına girmemekle mümkün.
Vehmin üflediği zanlardan kaçınmak bizi kor kelam etmekten koruyacaktır.
Yılanların, akreplerin hücumunda sinek bahanelerle sadırları yaralamak kime ne fayda?
Uyuyan fitne duyguları uyandırmanın maslahatı ne?
Hizmet şiarımız tenkidi terk, şevke teşvik olmalı değil mi? Tenkit etmemek faziletse,
tenkidi göğüslemek ayrı bir fazilet sayılmaz mı? Tenkit edeni tenkit ediyor demek de bir tenkit değil mi?
Niyetlerin ruhu yoksa ameller ne işe yarar? Ney nefessizse neyleyeyim neyi…
İhlâsı tarif eden ariflerden birisi der ki;
“Övüldüğünde ve yerildiğinde değişmeyen, ihlâs sahibidir.”
Rüzgârlarda sakin bir duruş sergilemek köklü bir iman göstergesi olsa gerek.
Arif inceliği ile herkes kendini ölçebilir.
Kâinattan kopuk, ölümden ayrı hayatlar sığlıkta boğulmaya yakındır.
Hayatı ölümle soluyan hikmet bahçesinin gülleriyle güler.
Dikenler batsa da bilir ki, asıl olan gül güzelliğidir.
Kardeşine gülerken dikenine dikkat etmez.
Batsa da, goncanın Yusuf güzelliğiyle kendinden geçmiştir çünkü…
Birbirimize Yusuf yüzler hasretiyle bakamıyorsak bıçakların kestiği parmak
acısından çok ağlayacağız demektir.
Her on beş günde bir okunması tavsiye edilen bahsin sonu ne güzel bir dua ile son bulur:
Allah“(celle celalüh)ım, İhlâs suresinin hürmetine kendi iradesiyle ihlâslı olan ve
Senin ihlâslı kıldığın kullarından eyle”
İncelmiş bir ruh haliyle bu duayı on beş günü beklemeden her gün,
her saat okuyabilirsek sıkıntılardan sıyrıklarla kurtulabiliriz.
Fırtınalı zamanda sükûn elbisesini giyen Yusuf bahçesinde bir gül kalabilir.
Değilse de, sonu nefessiz neyin sonundan farklı olmaz.
Hüseyin Eren
"Hayra niyet edince acele et ki, nefsin seni yenip niyetinden caydırmasın...
Hazreti ALİ Aleyhisselam
(RadyaAllahu Teala Anh.-KeremAllahi Veche Hu...)
"Zikir kalbin gıdasıdır; gıdasını almayan kalp zayıflar sonra da ölür.
Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir, tatlanır, manen hayat bulur…
Seyyid Abdülbâki el-Hüseynî (ks)
"Ey evlat! Önce nefsine öğüt ver.
Onu yola getir, sonra başkalarını,Senin henüz ıslaha muhtaç hallerin var.
Gözlerin bir adım ötesini görmüyor.
Körleri neyinle yola getirmek sevdasındasın…
Eş-Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylânî Kuddise Sirruhu....