Söylentiler Karşısında İslam'ın Tutumu

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Söylentiler Karşısında İslam'ın Tutumu

Şeyh Abdurrahman es-Südeys

17.08.1422 hicri

Her ilahlık ve rabblik iddiasında bulunandan daha büyük ve çok yüce olan Allah'a hamdolsun. O, her şeyin rabbi, meliki ve mevlasıdır. Ve O, yücelerin yücesidir. Şehadet ederim ki O'ndan başka ilah yoktur. O, tektir ve ortağı yoktur. Gizli ve saklıyı bilendir. Her musibetin ve her zorluğun kaldırılması kendisinden beklenendir. O'na hamdederek, O'nu her türlü eksiklikten tenzih ederim. Kainatta O'ndan başka dua edilmeye layık rabb yoktur. O'ndan başka kendisinden beklenecek bir ilah yoktur. O'ndan başka şikayetlerin iletileceği bir hakem yoktur. Ve şehadet ederim ki peygamberimiz ve önderimiz Muhammed b. Abdullah O'nun kulu ve seçilmiş elçisidir. O, Rabbinin risaletini tebliğ etmiştir. Sapmamış ve doğru yoldan ayrılmamıştır. Allah O'na, ailesine, sahabilerine ve Kıyamet Günü'ne kadar O'nun seçkin yolundan yürüyenlere salat ve çokça selam eylesin.

Bundan sonra...

Ey Allah'ın kulları! Öğütlerin en hayırlısı insanların Rabbi Allah'ın öğüdüdür. (Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size "Allah'dan korkun" diye öğütte bulunduk.) (4/en-Nisâ/131) Allah'dan hakkıyla korkun! Allah'dan hakkıyla korkmakta fitnelerden korunma ve musibetlerden kurtuluş vardır. Kays b. Habib rahimehullah şöyle der: "Takva ile fitnelerden sakının."

Ey müslümanlar!.. Allah insanoğlunu yarattığından beri kuvvetler arasında kavga vardır. İnsanlığın derinliklerini hedefleyen ve insanlığın tabiatını etkileyen bir kavga... Savaşların ve krizlerin, felaketlerin ve sıkıntıların öldürücü silahlarıyla insan bedenini hedef almasının yanında olaylar ve felaketler arasında üreyen, değişim ve farklılaşma zamanlarında çoğalan gizli bir savaş vardır. Bu savaş daha zararlı ve daha öldürücüdür. Çünkü insanın iç dünyasını, değerlerini ve gelişimini hedef alır. Bu çirkin savaşın ne olduğunu biliyor musunuz? Bu savaş söylenti savaşıdır.

Söylentiler, manevi savaşların en tehlikelisidir. Hatta en yıkıcı ve en etkilisidir. Toplumlar için tehlikeli olan bu savaş, uluslararası ve toplumsal bir tehlike sayılsa mübalağa olmaz. Bu sorun mutlaka teşhis edilmeli ve çözülmelidir. Ona karşı çıkılmalı, kökünden kazınması için gereken önem verilmeli, ondan sakındırılmalı, nedenlerini ona yol açan faktörleri ortadan kaldırmak için dayanışma içinde olunmalıdır. Böyle yapılmalıdır ki bu savaş fertlerin kurtuluşunun, toplumların güvenliği ve istikrarının, halkların ve uygarlıkların temelini ve esasını oluşturan ümmetin maneviyatını yoketmesin.

Ey müslümanlar! İnsanlık tarihini inceleyenler, söylentilerin insanın varlığıyla birlikte bulunduğunu görür. Hatta söylentiler, tarih boyunca uygarlıklar içerisinde yaşamış ve artmıştır. Söylenti, her toplum ve çevre için toplum yapısını ve gelişmeyi tehdit eden bir kaynaktır. İslam geldiğinde, söylentilere ve söylentileri yayanlara karşı toplumun fertleri arasındaki toplumsal dayanışmaya zarar veren söylentileri yaydıkları için kesin bir tavır almıştır. Hatta İslam bunu; güzel ahlaka ve değerli sıfatlara ters düşen rezil bir davranış saymıştır. Bu davranış; yüce şeriatımızın getirdiği ve teşvik ettiği birliğe, sevgi ve kardeşliğe, yardımlaşmaya ve hoşgörüye de ters düşmektedir. Söylenti; bu değerlerin yıkılmasından başka bir şey değildir.

İslam, gıybetten ve ırzlar hakkında konuşmaktan, yalandan ve iftiradan, insanlar arasında laf taşımaktan da sakındırmıştır. Söylenti, bunlardan başka bir şey değildir. İslam; dilin muhafaza edilmesini emretmiş ve sözün tehlikesine dikkat çekmiştir. İftirayı haram kılmış, söylentileri yayanları acı verici bir azapla tehdit etmiştir. (İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de acı bir azap vardır.) (24/en-Nûr/19)

İslam, haberlerin nakledilmesinde doğruluğunun araştırılmasına ve doğruluğundan emin olunmasına teşvik etmiştir.

Allah Subhanehu şöyle buyurur: (Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın.Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.)
 
Üst Alt