- Katılım
- 28 Mart 2011
- Mesajlar
- 2,123
- Tepkime puanı
- 26
Temel kadar olmasa da ben de bütün mezarlıkların girişine şu yazıyı asmak İsterdim: "Burada yatan herkesin ertesi gün işi vardı" yada "Hepsinin acelesi vardı." Dünya üzerinde hiç kimse "e artık çocukları evlendirdim,dünyalıklarını Yaptım, ben de bunca yıl gezdim gördüm yaşadım kimseye bir borcumda yok Artık ölebilirim" demedi.Çünkü herkesin yarına dair planı vardı. Ödenecek fatura, tamir edilecek Musluk, gidilecek sinema, alınacak koltuk, bitmeyen toplantılar, yetişmesi Gereken dosyalar vs; vs;
Ama ölüm bizi bu yoğunluğumuz arasında yaşımıza, yaşamımıza konumumuza Bakmadan çekip alacak.
Benim bu yazıyı yazmamla sizin okumanız arasında gecen şu kısa zaman içinde Dünya üzerinde binlerce insan ölecek. Belki bu yazımı ben de okuyamayacağım;
Þair dostum Ali Ulurasba ile sohbet ederken dedi ki "Dünya da yaşarken öleceğini bilen tek varlık insan" buz kestiğimi hatırlıyor ve ekliyorum. Üstelik 'hem öleceğini hem de hesap vereceğini' biliyor. Öyle ya 'ölüm kuşun kanadında', desek de hangi kuş bilir öleceğini yada hangi çiçek balık.
'Sordum sarı çiçeğe annen baban var mıdır,
Çiçek eydür Derviş Baba, annem babam topraktır.'
Bilseydi kurbanlık hayvanlar sizce arife günü öyle serile serile yatabilirler miydi?
"Ölü ebedi canlı, ölüm hayatın başı.
Sonu meçhul alemin,
Kapısı mezar taşı.''
NFK.
Oysa ölümden sonra hayat için var diyende biliyor öleceğini yok diyen de.. 'Türkiye deprem ülkesi!' diyoruz, deprem on-binlerce ölü, 'Trafik kuralları' diyoruz, kaza binlerce ölü… Soba gazı, şofben gazı, maganda kurşunu, bombalı eylem, istedim vermediler; İntiharları vs; vs; Bunu istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Ama dikkat edin sürekli ölüyoruz, seviniyoruz öldürüyoruz, üzülüyoruz ölüyoruz; sonra bütün bunlara rağmen yaşıyorsak, bu sefer bütün bunları kanıksamış olmamıza kızıyor, alınmış sinirlerimize sinirleniyor kahrımızdan ölüyoruz.
Biz ne kadar kolay ölüyoruz!
Ne ettik ne gördük bu dünyada kötülükten gayrı,
Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz.
Þöhretmiş,kadınmış,para hırsıymış, hepsini unuturuz...
Orhan Veli Kanık.
Mevlana 'şeb-i aruz' diyor ona yani 'düğün gecesi' bir başkası 'toprak olmak', 'Kaybolmak' diyor yağmur öncesi… Doğduktan sonra beşikten mezara her adım ölüme doğru atılır ama bilemeyiz. Son adımın bizi nerede enseleyeceğini, içimiz ürperir okunan sala da yada. Önümüzde seyreden cenaze arabasına, rahmet okuruz adını bile bilmediğimiz, son beşik sandukaya.
İki kırmızı ışık sonrası unutur, devam ederiz kaldığımız yerden acele koşuşturmalarımıza. Sonra Nazım Hikmet'in 'en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm ağrısı', sözü takılır kalır, paslı dudaklarımız.Ölenlerimizi zamanla unutuyor unutmanın ne büyük nimet olduğunu anlıyoruz. Ölenleri görüyor yaşama dair hala elimizde fırsat olduğunu anlıyor, yaşamdan, bir derin nefes alıyoruz.
Herkesin öldüğü araçtan sağ kurtuluyor, yaşamanın dayanılmaz ağırlığını, taşıyamaz oluyoruz.
'Ölünce nasıl masumiyet çökerse ölünün çehresine, Ve nasıl anlamsız bir merhamet çökerse anlamsız yüreklere,
Öyle mahzun bakmalı ölen de öldüğüne,
Hatta yaşarken gözleri çürümüş ölülere,
Bitmişse,
Kızıllığını avuç avuç içtiğimiz şafaklar
Öğleler, ikindiler çoktan geçmişse
Bir akşamüstü garipliği
Sarmışsa her yeri
Güneş devrilmiş
Renkler solmuş
Sesler kesilmişse
Son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan
Ve çiçekler
Bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın
Bil ki ölüm saati gelmiştir.
Ümit Yaşar
Bazen kurtuluştur ölüm, dermansız bir hastalıkta arzulanan. Bazen yıkılıştır ölüm en verimli çağda gelip ansızın kurşunlanan. Bazen diriliştir ölüm, peşi sıra binlerce çiçek açtıran. Bazen şehitliktir ölüm vatan toprağında bayrak gibi sallanan.Bazen yok oluştur ölüm, yaşarken ölümde ki sırrı anlamayan.
Her şair-edip-yazar mutlaka yazmış ölüm üzerine, her canlı konuşmuş üstüne. Başlı başına kitaplar yazılmış yüz-binlerce, internette beş milyona yakın sonuç takılmış klavyenin kalemine.Þimdi bütün bunlara ne eklesin garip Bedirhan Gökçe?
Bu yüzden kimseye akıl verecek değilim; 'bak ölüm var şöyle yapın böyle yapın, yetim hakkı devlet malı hesap kitap, mezar toprak.' Ben sadece 'öleceğiz' diyorum, 'Öleceğiz işte'.
Bu yazıyı okuyup burun kıvıran, sen de, ben de;
Sevgimle
Bedirhan Gökçe