- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
SIRÂT KÖPRÜSÜ:
Cennet'e geçilmek üzere, Cehennem üzerine kurulmuş, mâhiyeti kesin bilinmeyen köprü Buna, yalnız sırât da denir
Herkesten önce ben ve benim ümmetim Sırat köprüsünden geçeriz Sırat üzerinden geçerken peygamberlerden başkası birşey söyliyemez Onlar da; "Yâ Rabbî! Ümmetlerimize (bize îmân edenlere) selâmet (kurtuluş) ihsân eyle (ver) " derler (Hadîs-i şerîf-Tezkire)
Büyük kurban alınız ve kesiniz! Çünkü kurbanlarınız, sırât üzerinde sizin bineklerinizdir (Hadîs-i şerîf-Riyâd-un-Nâsihîn)
Sırât köprüsü, Allahü teâlânın emri ile, Cehennem'in üstünde kurulacaktır Herkese, bu köprüden geçmesi emr olunacaktır O gün bütün peygamberler; "Yâ Rabbî! Selâmet (kurtuluş) ver!" diye yalvaracaklardır Cennetlik olanlar, köprüden kolayca geçerek, Cennet'e gideceklerdir Bunlardan bâzısı şimşek gibi, bâzısı rüzgâr gibi, bâzısı koşan at gibi geçecektir Sırât köprüsü, kıldan ince, kılıçtan keskindir Dünyâda iken İslâmiyet'e uyanlar, nefislerine hâkim olanlar, Sırât'ı kolay ve rahat geçecektir Nefislerine düşkün olanlar, Cehennemlik olanlar, Sırât'tan geçemeyip, Cehennem'e düşeceklerdir (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimizin ve O'nun sohbetinde yetişmiş Sahâbe'nin yolunda olan mübârek insanlar), İslâmî bilgilerden hiçbirine, akıl ermediği için, karşı gelmediler Böylece, kabir azâbına, kabirde Münker ve Nekir denilen iki mele ğin suâl soracaklarına, sırât köprüsüne, kıyâmetteki terâziye hemen inandılar Akıl ermediği için olmaz demediler Çünkü bu büyükler, Kur'ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uydular Aklı bu iki temel kaynağa bağladılar Anlıyabildiklerini anlattılar Anlıyamadıklarına öylece inandılar Anlayamadıklarına, aklımız ermediği için anlıyamadık dediler (Ahmed Fârûkî)
Cennet'e geçilmek üzere, Cehennem üzerine kurulmuş, mâhiyeti kesin bilinmeyen köprü Buna, yalnız sırât da denir
Herkesten önce ben ve benim ümmetim Sırat köprüsünden geçeriz Sırat üzerinden geçerken peygamberlerden başkası birşey söyliyemez Onlar da; "Yâ Rabbî! Ümmetlerimize (bize îmân edenlere) selâmet (kurtuluş) ihsân eyle (ver) " derler (Hadîs-i şerîf-Tezkire)
Büyük kurban alınız ve kesiniz! Çünkü kurbanlarınız, sırât üzerinde sizin bineklerinizdir (Hadîs-i şerîf-Riyâd-un-Nâsihîn)
Sırât köprüsü, Allahü teâlânın emri ile, Cehennem'in üstünde kurulacaktır Herkese, bu köprüden geçmesi emr olunacaktır O gün bütün peygamberler; "Yâ Rabbî! Selâmet (kurtuluş) ver!" diye yalvaracaklardır Cennetlik olanlar, köprüden kolayca geçerek, Cennet'e gideceklerdir Bunlardan bâzısı şimşek gibi, bâzısı rüzgâr gibi, bâzısı koşan at gibi geçecektir Sırât köprüsü, kıldan ince, kılıçtan keskindir Dünyâda iken İslâmiyet'e uyanlar, nefislerine hâkim olanlar, Sırât'ı kolay ve rahat geçecektir Nefislerine düşkün olanlar, Cehennemlik olanlar, Sırât'tan geçemeyip, Cehennem'e düşeceklerdir (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimizin ve O'nun sohbetinde yetişmiş Sahâbe'nin yolunda olan mübârek insanlar), İslâmî bilgilerden hiçbirine, akıl ermediği için, karşı gelmediler Böylece, kabir azâbına, kabirde Münker ve Nekir denilen iki mele ğin suâl soracaklarına, sırât köprüsüne, kıyâmetteki terâziye hemen inandılar Akıl ermediği için olmaz demediler Çünkü bu büyükler, Kur'ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uydular Aklı bu iki temel kaynağa bağladılar Anlıyabildiklerini anlattılar Anlıyamadıklarına öylece inandılar Anlayamadıklarına, aklımız ermediği için anlıyamadık dediler (Ahmed Fârûkî)