Simit hangi sorunlara neden oluyor?

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
simitres.jpg

Ne zaman simit yesem, ellerim kaşınmaya başlıyor. 'Bu neden olabilir?' falan diyorum, sorguluyorum, notlarıma bakıyorum, ne zaman ne yedim bakıyorum.

Bir iki ay içerisinde sorunu çözdüm. Peki simit hangi soruna neden oluyor?


Prof. Dr. ibrahim Saraçoğlu, simitin en önemli maddesi olan susam nedeniyle yaşanabilecek sıkıntıya dikkat çekti.

Bir süre önce ellerinin kaşınmaya başladığını ve bu durumu araştırdığını belirten Saraçoğlu, günlük olarak yediği herşeyi not ettiğini ve bir süre sonra bu olayın sebebini bulduğunu belirtti.


ibrahim Saraçoğlu, simitteki susamın insanda neden alerjik reaksiyona yol açabileceğini ve ürtikeri olanlarda hastalığı tetikleyebileceğini şöyle aktardı: "Son yıllarda ürtiker (kurdeşen) denilen rahatsızlık, fazlasıyla artmaya başladı. Aynı şey benim başıma geldi.


Vaka ürtiker olarak değil, ellerim ve diz kapağımdan alt tarafım kaşınmaya başlıyordu. Özellikle de öğleden sonraları.

Ben günlük yediğim herşeyi, ne yeyip içersem yazıyorum. Çünkü kendime de kür uyguluyorum.


Simitler satılıyor biliyorsunuz.
Ne zaman simit yesem, bu tamam. Çünkü yaklaşık olarak en geç 4 saat içinde etkisini gösteriyor. Ellerim kaşınmaya başlıyor.

'Bu neden olabilir?' falan diyorum, sorguluyorum, notlarıma bakıyorum, ne zaman ne yedim bakıyorum. Bir iki ay içerisinde bunu çözdüm. Simitten kaynaklanıyor. Susamdan.

Bunlar ithal susamdır. Kırık genli susamlar. Genleriyle oynanmış demiyorum. Kırık genli. Dolayısıyla alerji bu tür bir reaksiyon veriyor.

Bu konuda çok sayıda şikayeti olan insanlar var.

Ürtikeri olan insanların da ürtikerini tetikliyor." Prof. Dr. Saraçoğlu, daha önceki dönemlerde simitle ilgili böyle bir sorunun olmadığını ifade ederek "Eskiden de simit vardı ama susam doğal susamdı. şimdikiler maalesef böyle değil" diye konuştu.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
simit.jpg

Türkiye'de obezite hızla artıyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de obezite yaygınlığı 18 yaş ve üzeri toplumda yüzde 10,7 ile yüzde 32,1 arasında değişiyor. Artışın devam etmesi halinde 2020 yılında obezite sıklığı erkeklerde yüzde 32.3, kadınlarda ise yüzde 48,2 oranında olacağı ön görülüyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çağın en büyük sorunu haline gelen obezite beslenme alışkanlıklarımızı tartışmaya açtı.

Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, toplumda sadece fast food ürünlerinin obeziteye yol açtığına yönelik yanlış bir kanı oluştuğunu söyledi. Türkiye Obezite Araştırma Derneği tarafından 12 ilde, 15 yaş üstü, bin 563 kişi üzerinde yapılan "Türkiye'de Beslenme Alışkanlıkları ve Fiziksel Hareketlilik Düzeyi Saptama Araştırması"nın sonuçlarını paylaşan Bağrıaçık, "Özellikle çocuk ve gençlerin hep hamburger tükettiği için kilo aldığını düşünüyorduk, ancak araştırmamazı bu tezi çürüttü" dedi.

MİLLİ GIDAMIZ SİMİT VE TOST

Prof. Dr. Bağrıaçık, Türk toplumunda fast food'dan ziyade simit, tost, lahmacun, döner ve böreğin daha çok tüketildiğini belirtti. Toplumun yüzde 34'ü tost, yüzde 26'sı simit, yüzde 26'sının da sandviçi tercih ettiğini ifade eden Bağrıaçık hamburger gibi fast food tüketim oranının yüzde 5 olduğunu anlattı. Bağrıaçık şunları kaydetti: "Dolayısıyla sadece hamburger üzerine değil, sık tükettiğimiz bu gıdalar üzerinde yoğunlaşmamızda fayda var. Ayrıca ara öğünler tüketip, içerisinde yağ, karbon hidrat olmayan gıdaları tercih etmeliyiz. Yanında da bir beyaz peynir veya salata yemek doğru olacak. Bunun yanı sıra cips ve çerez yerine yoğurt yemeyi tercih etmeliyiz."

Günde en az 4-5 öğün tüketmeliyiz

Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, Türkiye'de ara öğün tüketme alışkanlığının yüzde 4 gibi düşük bir oranda olduğunu kaydetti. Toplumun ara öğün tüketmeye alışması gerektiğine vurgu yapan Bağrıaçık, "Günde en az 4-5 öğün yemek faydalı olacak. Günlük alınacak 2000 kaloriyi bu öğünlere bölmeliyiz. İçinde yağ ve tuz bulunan gıdalardan kaçınmalıyız" diye konuştu

Obezlerde kanser riski yüksek

Obezitenin kanserle yakın ilişki içinde olduğu ortaya çıktı. Ege Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı, obez bireylerin meme, rahim, kolon ve prostat gibi kanserlere yakalanma oranlarının, zayıf insanlara göre çok daha fazla olduğunu söyledi. Prof. Dr. Füsun Saygılı, zayıflamanın riskleri azalttığına dikkati çekerek “Gerçekten de kilo vermekle, meme kanserine yakalanma oranında yüzde 20-40 arasında azalma olduğu kanıtlandı. Bir başka durum da egzersiz. Haftada 3-4 saat egzersiz yapan kişilerde meme ve kolon kanserinin azaldığını oransal olarak görüyoruz" dedi.

Haber Kaynağı: Samanyolu Haber
 
Üst Alt