Sigaranın gençler üzerindeki etkileri

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
sigaranın zararları, sigara ve gençlik, gençlerde sigaranın etkisi, sigaradan kurtulmak için

SİGARA ve GENÇLİK
SİGARANIN GENÇLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Sigaranın gençler üzerinde kısa vadede yaptığı etkiler, genellikle solunum yollarında yoğunlaşmaktadır. Ergenlik çağındaki sigara bağımlılarında ortaya çıkan nefes darlığı önemli bir problemdir.
Ayrıca, sigara diğer uyuşturuculara bir basamak olmaktadır. Sigara kullanan gençlerin büyük bir kısmı içki de içmeye başlamaktadırlar. Sigara içmeyen gençlere göre sekiz kat daha fazla uyuşturucu kullanma riski taşımaktadırlar. Sigara içen gençlerde davranış bozukluğu da görülmektedir, bunlar; kavgacılık, belli bir çeteye girme yada dikkatsiz ve tedbirsiz cinsel ilişkiler olarak ortaya çıkmaktadır. Sigaraya alışan gençler, başka bir uyuşturucu kullanmasa bile, sigara bağımlısı yetişkinler haline gelmekte ve sağlıklarını tehdit eden kimyasal maddelere bir ömür boyu maruz kalmaktadırlar.
Sigara içen kişilerin akciğerleri görevlerini tam olarak yapamazlar. Sigaraya ne kadar erken başlanırsa, akciğerler o kadar çabuk fonksiyon kaybına uğrayacaktır, akciğer kanseri riski de aynı oranda artacaktır. Kişi sigara içmeye ne kadar devam ederse, kansere yakalanma riski o kadar artar.
Yetişkinlerde sigara kullanımı, kalp hastalıklarına ve felce yol açmaktadır ama bu durum gençlerde zaman zaman görülmektedir.
Sigara enerjisinin ve sağlığının zirvesinde olan bir genç insanın fiziksel kondisyonunu giderek düşürecektir. Spor yapan bir genç, nefes nefese kalıp, giderek hareketsizleşecektir.
SİGARA ALIŞKANLIĞI VE ANNE BABA TUTUMU


İnsan yaşamında, doğumdan önce başlayan ve hayatın sonuna kadar etkisini sürdüren bir kurum olarak aile, fizyolojik olduğu kadar ekonomik, kültürel ve toplumsal yönleriyle de kişinin ruhsal gelişimini, davranışlarını biçimlendirip yönlendirir . Aile, çocuğun ruhsal gelişiminde en önemli ortam ve toplumsal kurumdur. Aynı zamanda, aile ciddi duygusal rahatsızlıkların, gerilim ve çatışmaların da kaynağı olabilir. Aile içi çatışmalar ve şiddet , kötü muamele gören çocuklar, yatma ve yeme ile sınırlandırılmış ilişkiler, engellenme ve başarısızlıklar, duygusal yada diğer doyumsuzluklar da aile yaşamında karşılaşılabilen sorunlardır. Aile, tüm yönleriyle incelenmesi son derece güç bir yaşama ortamıdır. Gencin kendini tanıması, kişiliğini kazanması ve uyum sağlamasında anne-baba tutumlarının yeri çok önemlidir. Gencin ruh sağlığı ve sağlıksızlığını belirleyici en temel etkenlerden biri, kötü alışkanlıklar edinip edinmemesidir.
Çocuk gelişiminde anne baba tutumunun etkisi

Bebek, çocukluğa doğru geliştikçe yeni beceriler kazanmaya, davranışlarını kendi denetimi altına almaya başlar. Bu dönemde ailenin rehberliği çocuğun gelişimi üzerinde çok etkili olur.Hatalı anne baba tutumu ve bozuk aile yapısı, sağlıksız bir gelişimin ve uyumsuzlukların başlıca kaynağı olabilir. Anne-baba, bazen çocuğa çok şey vererek onun kendi gelişimine yön vermesini engeller.Bazen de çok az şey vererek ona gerekli desteği sağlayamaz ve uygunsuz davranış örüntülerinin gelişimine neden olur .
Anne ve babaların kendi değer ve inançlarına göre değişik tutumları vardır. Anne baba tutumları, sevgi, hoşgörü ve kabul etmeyi içine alan “demokratik tutum” ve sevginin gösterilmediği hoşgörünün olmadığı, reddetmeyi içine alan otoriter tutum olmak üzere iki genel başlıkta toplanabilir. Demokratik anne-baba, çocuğun arzu ve ihtiyaçlarına karşı ilgilidir. Çocuğun davranışlarını ilgi ve anlayışla izler. Onun iradesine ve sağlıklı uyumuna değer verir. Çocukları yaşına göre kendisi ile ilgili bazı kararlar almaya teşvik eder. Önemli konularda alınan kararların nedenlerini çocukla tartışır. Onun görüşlerine değer verir. Dil alışverişine olanak sağlar. Hemen her konuda çocuğa iyi bir rehber olmaya çalışır .
Otoriter anne-baba ise, çocuğa olan sevgisini bile çocuğu istenilen şekilde davrandıkça (şartlı) gösterir. Sevgiyi bir pekiştireç olarak kullanır. İstenen davranışlar da çoğunlukla gelenek ve daha üst otoritelerce saptanmış kurallara uygun davranışlardır. Anne baba, kendisini toplumsal otoritenin temsilcisi olarak görür. Mutlak itaat bekler. Kendisi otoriter kişiliğin temel nitelikleri olan dogmatik düşünce tarzına yatkın olduğundan, çocukla dil alışverişinde bulunmaz. İstek ve emirlerin tartışmasız yerine getirilmesini ister. Aksi halde, cezaya başvurur . Baskı altında büyüyen çocuk, çekingen, başkalarının etkisinde kolayca kalabilen, aşırı hassas bir kişilik yapısına sahip olabilir. Anne babanın aşırı koruması, çocuğa gerekenden fazla kontrol ve özen göstermesi sonucu çocuk, genellikle diğer kimselere bağımlı, özgüveni olmayan bir birey olarak yetişir.
Aşırı hoşgörü ve dürüstlük, çocuğun bencil olmasına ve zayıf sosyal çevre uyumuna neden olur. Çocuğuna boyun eğici davranış gösteren anne-babaların çocuk üzerinde gerektiğinde otorite sağlamaları mümkün olmaz. Çocuk, doğumundan itibaren var olan ben merkezcil tavrını, bu aşırı boyun eğici tavır nedeniyle, zamanla sosyal normlara uygun şekilde değiştiremez, uyumsuzlaşır, Anne-babasına saygısı azalır.Onları yönetmeyi ister.
Sık görülen olumsuz anne baba davranışlarından biri de çocuğun aynı davranışına karşı farklı zamanlarda farklı tutumların sergilenmesidir. Böyle bir tutum, çocuğun davranışlarına rehberlik edecek dengeli değer yargılarının oluşumunu engeller.Bu çocukların, daha tutarlı bir disiplinle yetiştirilmiş çocuklara oranla, cezaya daha çok direnç gösterdikleri ve saldırgan davranışlarının kolayca ortadan kaldırılamadığı gözlemlenmiştir.Saldırgan davranış gösterme ile sigara kullanımı arası ilişki de gösterilmiştir.
Öztürk, anne-babasını otoriter olarak algılayan çocukların, kendini suçlama ve saldırganlık düzeylerini, demokratik olarak algılayanlardan daha yüksek buldu. Akbaba , ilgisiz ve otoriter anne baba tutumunun birbirleri ile yakından ilişkili olduğunu, buna karşılık demokratik anne-baba tutumunun bu iki tutumdan farklı olduğunu öne sürmüştür. Aynı araştırmacı, demokratik tutumla yüksek benlik saygısı arasında, ilgisiz ve otoriter tutumla düşük benlik saygısı arasında paralel ilişki bildirmiştir.
Demokratik, hoşgörülü ve kabul edici tavrın benimsendiği evlerde, çocuklar aktif, bağımsız kararlar alabilen, yaratıcı, toplumsal bireyler olarak yetişirler. Yaşıtları arasında yüksek düzeyde kabul görürler. Bu tarzda yetiştirilen çocuklar, kolay egemenlik kurulamayan, başarılı, yapıcı, özel merakları olan bireyler olur, öte yandan otoriter tutumun benimsendiği evlerdeki çocuklarda, kavgacılık, işbirliğine yanaşmama, engel olunamayan ve tekrar eden saygısız davranışlar tespit edilmiştir.
Özetlemek gerekirse, çocuğa karşı aşırı korumacı ve hoşgörülü, düşkünce tutumlar; reddedici, baskıcı ya da boyun eğici veya ayırımcı; cezayı gerektiğinde de uygulamayan ya da aşırı uygulayan anne baba tutumları, çocuk için sosyal uyumu önleyen, bencil, çekingen, şiddete yöneltici, özgüven oluşumunu, dahası sosyalleşmeyi engelleyen, aile içi ilişkileri bozan tavırlardır .
Hoşgörülü, gerekli bazı kısıtlamalar dışında çocuğun kendi başına karar almasını destekleyen, kendini ailenin diğerleri kadar önemli bir elemanı olarak algılamasını sağlayan, işbirliğine açık, ödüllendirme ve gerekirse beklediği armağanın verilmeyişi, gezi programının ertelenmesi gibi cezalandırmalarla (ancak dövmeyi içermeyen) sağlanan ilişkinin, çocukta yüksek benlik saygısına, ve hemen bütün ruhsal fonksiyonlarda ileri derecede uyuma yol açtığı belirtilmektedir .
Anne-baba tutumu ile kötü alışkanlıklar arasındaki ilişki
Birey, gelişim süreci içinde ortalama 15 yaş civarında bağımlılıktan kurtulup, bağımsız birey olma;Çocukluktan çıkıp yetişkin döneme geçme eğilimi gösterir. Bu dönemde, bireylerde toplumsal kimliğini kazanma, yetişkin insan gibi olma ve toplumda rol alma arzusu çok fazladır. Ailelerinin kendilerini çocuk olarak görme eğiliminden rahatsız olurlar. Ailenin, gencin bağımsızlaşma eğilimlerine karşı tutumunda değişiklik olmazsa, bireyde büyüdüğünü ispatlama veya çocuk gibi davranılmasına tepki olarak sigara kullanma davranışı görülebilir. Bu yolun seçilmesinin sebeplerinden biri, sigaranın yetişkin davranışı olarak sunulmasıdır.Gençlerin sigaraya başlamalarının bir başka nedeni de, sigara kullanımını otoriteye başkaldırı sembolü olarak algılamalarıdır . Anne babalarını otoriter olarak algılayan gençlerin, demokrat olarak algılayanlara göre daha çok sigara kullandığı bildirilmektedir Yüksek benlik saygısının da kişileri kötü alışkanlıklardan koruyucu özelliği bulunmaktadır . Sigara kullanma davranışında ailenin rolü iyi bilinmektedir. Anne baba veya kardeşleri sigara içen bireylerin anne baba veya kardeşleri sigara içmeyen bireylere oranla daha çok sigara kullandıkları bildirilmektedir . Bir çalışmada bu oranın dört misline kadar çıktığı bulunmuştur. Kişilik gelişiminin erken yaşta başlaması, bu dönemde kazanılan bir takım davranış kalıpları, bireyin ilerdeki alışkanlıklarını doğrudan etkiler. Bu durum, sigara kullanma davranışında ailenin önemini daha da artırmaktadır . Gençlerde, sigara içen ebeveyn ya da kardeşe karşı duyulan hayranlık hissi sonucunda gelişen özdeşleştirme (identifikasyonla) sigara kullanma davranışı görülebilir Başlangıçta ister merak, ister benzeşme, ister başkaldırı sembolü olarak görülüp başlanılan sigara, birkaç yıl içinde kullananların %50’sinde bağımlılık yapar.
Hansen ve ark, ile Sieber ve angst. gençler arasında sigara, içki ve marihuana kullanımında aile ve akran etkileri üzerine yaptıkları çalışmada, sigara,alkol ve marihuana kullanımının tek bir olgu gibi alınması gerektiğini ve ard arda gelen davranışlar olduğu bulmuştur. Çocuğun erken gençlikte alkol, sigara, madde kullanıp kullanmaması ile annenin (tam gün-yarım gün) çalışması ilişki bulunmamıştır . Anne-babanın her ikisinin ya da herhangi birinin eksik olmasının ise, kötü alışkanlıklara meyil oluşturduğu gösterilmiştir .
Hops ve ark, anne ve babanın alkol ve sigara kullanmasının çocukların alkol ve sigara kullanması üzerinde etkili olduğunu gösterdiler. Green ve ark, bu sonucu destekleyen sonuçlara ulaştılar. Boşanmış ailelerden anne yanında kalan batı İskoçyalı 967 genç ve anneleri ile yapılan çalışmada, gençlerin anneleriyle birlikte kalmalarının sigara alışkanlığına meyil oluşturmadığı bulunmuştur . Reimers ve ark, İngiltere’de yaptıkları bir çalışmada ise anne-baba tutumunun sigarayı denemede değil de sürdürmede etkili olduğunu buldular.
Britanya’da yapılan bir çalışmada ise, ortaokuldaki sigara kullananların erkeklerin, akran baskısından ve anne babanın sigara konusundaki kontrolünden etkilendikleri gösterildi Bir diğer çalışmada, bozuk akran ilişkisinin, kullanımı artırıcı etki yaptığı ve çocuğun sigara kullanımında asıl belirleyicinin babanın tavrı olduğu bulunmuştur .
Cohen ve ark, sigara içme ve ebeveyn davranışları arasındaki ilişkiyi araştırmış, sigara ve alkol kullanan çocukların anne-babalarının, çocuklarına daha fazla vakit ayırıp, iletişimlerini artırmaları sonucunda, bu çocukların son bir ay içinde içki ve sigara kullanma düzeylerinin düştüğünü bulmuşlardır. Aynı araştırmacılar, yakın aile ilişkilerinin çocuğun madde kullanan arkadaşlardan kaçınmasında etkili olduğunu; yıkıcı tutumların ise, gençlerde son ayda alkol kullanımını yaklaşık 2 katına, sigara kullanımını ise yaklaşık 4 katına çıkardığını buldular Zayıf ebeveyn gözetimi, bozuk akran ilişkisi ve kolay elde edilebilir olma özelliğinin sigara alkol ve uyuşturucu kullanımı için risk oluşturduğu bildirilmektedir.
Sonuç olarak, anne-baba tutumu, kötü alışkanlıklara başlamada, sürdürmede ve sonlandırmada özellikle ergenlik döneminde belirleyici rol oynamaktadır.Önleme programlarında birey ailesi ile beraber değerlendirilip ailenin tamamı hedef alınmalı,özellikle yatılı okullarda ebeveyn yerini tutan öğretmen ve okul personeli eğitim programlarına dahil edilmeli, görsel ve yazılı medyada sigara kullanmada model olabilecek özendirmelere yer verilmemeli, örnek alınan toplum önderlerinin, özendirici tarzda toplum önünde sigara kullanmaları önlenmelidir. Anne-babalar, otoriter-ilgisiz, sevgilerini şarta bağlayıcı, çocuklarına boyun eğici tutumları ile yatkınlaştırıcı olabilecekleri gibi davranışlarında tutarlı, sevecen, kabul edici,çocukların düşüncelerine değer veren tutumları ile sigara kullanımının başlamasında ve bırakılmasında çok önemli bir yere sahiptirler.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
EVDE İÇİLEN SİGARA’NIN ÇOCUK SAĞLIĞINA ETKİSİ

Nedir?

Kullanılmış sigara dumanı, yanan bir sigaradan çıkan ve sigara içenin dışarı verdiği dumanın bir karışımıdır. Çevresel Sigara Dumanı (ÇSD) olarak da bilinir ve kendisine has kokusuyla kolaylıkla tanınır. ÇSD havayı kirletir ve elbiseler, perdeler ve mobilya üzerine siner. Çoğu kişi ÇSD yi nahoş, rahatsız edici ve gözlerle burnu tahriş edici bulur. Daha önemlisi tehlikeli bir sağlık tehdididir. ÇSD içinde 4000 in üzerinde farklı kimyasal madde tespit edilmiştir ve bunların en az 43 tanesi kansere sebep olur.
Çevresel Sigara Dumanına Maruz Kalma Sık mıdır?

Amerika Birleşik Devletlerinde yetişkinlerin yaklaşık %26 ‘sı sigara içicisidir ve beş yaş altındaki çocukların %50 si ila %67 si en az bir yetişkin sigara içicisinin oturduğu evlerde yaşamaktadırlar. Bu rakam ülkemizde daha fazladır.
Kim Risk Altında?

ÇSD herkes için tehlikeli olmasına rağmen, fetuslar, bebekler ve çocuklar üzerinde daha büyük bir etkisi vardır. Bu olay ÇSD’nin; akciğer, beyin gibi gelişmekte olan organlara zarar vermesiyle gerçekleşir.
Etkileri

Cenin ve yeni doğanda

Anne, cenin ve plasentada kan akımı, hamile her sigara içtiğinde değişir. Ne var ki uzun dönemde bu değişikliklerin sağlık üzerine olan etkileri bilinmemektir. Bazı çalışmalar hamilelik sırasında sigara içiminin yarık damak-dudak gibi doğumsal bozukluklara sebep olduğunu göstermiştir.
Sigara içen anneler daha az süt üretir ve bebeklerin doğum ağırlığı daha düşüktür. Annelerin sigara içmesi 1 ay- 1 yaş arasındaki ölümlerin ana sebebi olan ani bebek ölümü sendromuyla ilişkilidir.
Çocuk akciğer ve solunum yolları

ÇSD ye maruz kalma tüm yaşlarda çocuk akciğer verimi ve fonksiyonunu bozar. Çocukluk astımının hem sıklığını hem de şiddetini arttırır. Kullanılmış sigara dumanı sinüzit, rinit (nezle), kistik fibroz, öksürük ve geniz akıntısı problemlerini alevlendirir. Çocuklarda soğuk algınlığı ve boğaz ağrısı sıklığını da arttırır.
İki yaş altındaki çocuklarda ÇSD bronşit ve zatürre olasılığını arttırır. Gerçekten, ABD’de Çevre Koruma Ajansının 1992 deki bir çalışması, ÇSD’nin 18 ay altındaki çocuk ve bebeklerde her yıl 150. 000 ila 300. 000 alt solunum yolu enfeksiyonuna sebep olduğunu söylemektedir. Bu hastalıklar 15. 000 hastane yatışı ile sonuçlanıyor. Yarım paket ve daha fazla sigara içen ebeveynlerin çocuklarının solunum yolu hastalığı nedeniyle hastaneye yatma riski neredeyse iki katına çıkar.
Kulaklar

ÇSD ye maruz kalma çocuklarda hem kulak enfeksiyonu sayısını hem de hastalık süresini arttırır. Solunan duman burun arkasını orta kulağa bağlıyan östaki borusunu tahriş eder. Bu orta kulaktaki basıncın eşitlenmesini bozan şişme ve tıkanıklığa ve sonuçta ağrı, sıvı birikimi ve enfeksiyona yol açar. Kulak enfeksiyonları çocuk işitme kayıplarının en sık sebebidir. İlaç tedavisine yanıt vermediğinde kulağa tüp takılması gerekir.
Beyin

Hamilelik sırasında ve sonrasında sigara içmiş annelerin çocuklarının sigara içmeyenlerin çocuklarına göre hiperaktivite gibi davranış bozuklukları olması daha olasıdır. Okul performansında ve entellektüel başarıda orta dereceli bir bozulma gösterilmiştir.
Kullanılmış sigara dumanı kansere sebep olur.

Çocuğunuzun gelişmesinde ÇSD’nin nasıl zarar verdiğini okudunuz ama ÇSD nedeniyle gelişme riskinin ev dışı kanser sebebi kirlilik nedenlerine göre yaklaşık 100. 000 kat daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? ÇSD’nin her yıl 3. 000 den fazla sigara içmeyenin akciğer kanserinden ölmesine neden olduğunu biliyor muydunuz? Bu gerçekler herkes için oldukça alarm vericiyken çocuğunuzun kullanılmış sigara dumanına maruz kalmasını şimdi durdurabilirsiniz.
Ne Yapabilirsiniz?

  • Sigara içiyorsanız, bırakın. Gerekirse doktorunuza danışın . Bırakmanıza yardımcı olacak bir çok farmakolojik ürün mevcuttur.
  • Ev sakinlerinden içen varsa bırakmasına yardım edin. Eğer bırakamıyorlarsa onlar ve ziyaretçilerden evin dışında içmelerini rica edin.
  • Arabanızda sigara içilmesine izin vermeyin.
  • Çocuğunuzun okul ve kreş ortamlarının dumansız olduğundan emin olun.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
BAĞIMLILIĞINIZI GÖZDEN GEÇİRİN
Sigara Tiryakilerinin En Çok Duyduğu Cümleler Ve Sorular Ve Verdikleri Cevaplar:

Hiç sigara içip de aşağıdaki soruları yada uyarıları duymayan var mıdır?
  • “Eğer sigarayı bırakırsan daha iyi tat alırsın”
Belki olabilir. Ama ben gene de tat alabiliyorum. Ayrıca lokantalarda her tabaktan sonra sigara içenlere bakılırsa tek tat alabilen ben değilim.
  • “Sabah kalkar kalkmaz sigara içme”
İyi de niye? En güzel sigara ilk sigaradır. İçmezsem uyanamıyorum.
  • “Sigara çok pahalı, parayı ona vereceğine biriktirsene”
Hayatta bir bu zevkim var? Başka ne yapıyorum ki? Bana zevk veren bir şeye niye para harcamayacakmışım?
  • “Sigara sağlığın için çok zararlı”
Ben o kadar uzun zamandır içmiyorum ki, risk yaşlanınca çıkar ortaya. Ayrıca sağlığa zararlı bir sürü şey var. Hayat nasıl olsa bitecek.
  • “Çok kötü bir alışkanlık”
Sigara içmeyen birine öyle geliyor olabilir. Ama bana göre çok güzel bir alışkanlık.
  • “Çok fazla sigara içiyorsun”
Ne var yani? Bir sürü aşırı yemek yiyen, çok fazla alkol alan ya da çok konuşan insan var. Ben onlara bir şey diyor muyum?
Bunları okuduktan sonra, mutlaka yüzünüzde bir gülümseme oluşmuştur. Hepsi de çok iyi bildiğiniz ve sıklıkla karşılaştığınız cümleler hatta duymaktan en nefret ettiğiniz cümleler. Hepsine artık düşünmeden cevap veriyorsunuz, bir kulağınızdan giriyor ötekinden çıkıyor. Biz size başka şeyler soracağız:
  • Gece yarısı sigaranız bitip hiç açık bakkal aradınız mı? Bunu yaparken kendinize hiç kızdınız mı?
  • Sigaranız bitince, kül tablasından sönük bir izmarit alıp tekrar yaktınız mı? Tadı nasıldı?
  • Kaç kere daha günün yarısı geçmeden ikinci paketi açtığınızı fark ettiniz?
  • Sigarayı bırakırsanız, hani o sigara içemediğiniz zamanlarda geçirdiğiniz korkunç krizleri özleyecek misiniz?
  • Sigara için harcadığınız ve zaman zaman alt alta yazıp topladığınızda gördüğünüz rakam sizi rahatsız etti mi?
  • Sigara filtresi yandığında çıkan kokuyu hiç duydunuz mu? Bırakınca özleyecek misiniz?
  • Hiç araba kullanırken, sigaranızın közü üstünüze ya da uzanamadığınız bir yere düştü mü? Bir taraftan araba kullanırken, diğer taraftan onu aramak ne zevkliydi değil mi? Sonra onu bulunca, koru parmaklarınızda hissetmek… Ama gene de sigarayı dudaklarınızdan ayırmamak…
  • Hiç artık hafif sigara içeyim diyip de, bu da ne hafifmiş diyip, filtreyi kırdınız mı?
  • Dudağınıza yapışan bir sigarayı çektiğinizde, kalkan derinin verdiği acıyı tattınız mı?
  • Gece iki paket sigara içip, sabah uyandığınızda ağzınızda nasıl bir tat hissettiniz? Diş macununun tadını alamadığınız hiç oldu mu?
  • İki kat merdiven çıkıp, kalbinizin atışlarını duydunuz mu? Ciğerleriniz sızladı mı?
  • Gülerken öksürük krizi geçirdiniz mi?
  • Temiz havada nefes alamadığınızı hissettiniz mi?
  • Bu yaşadıklarınıza ne güzeldi diyebiliyor musunuz? Peki sigarayı bırakırsanız, “ah ne hoş hatıralar keşke geri dönsem diye düşünecek misiniz?” (1)
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
KENDİNİZİ KANDIRMAYIN!
Sigarayı bırakmaya karar verirken, şunları göz önüne alın:

  • Hayatınız boyunca pek çok problemle karşılaştınız ve bunları kendi iradenizle çözdünüz.
  • Her gün pek çok şeye göğüs geriyorsunuz ve başarıyorsunuz.
  • Kendi kararlarınızı kendiniz veriyorsunuz, amaçlarınızı kendiniz belirliyorsunuz. Sigaraya da kendiniz başladınız, unuttunuz mu?
  • Sizin zayıf karakterli bir insan değilsiniz. Eğer öyle olsaydı, geçmişteki pek çok olaya dayanamazdınız. Sigarayı da işte böyle bırakabilirsiniz.
  • Hayatınız boyunca pek çok insana yardım ettiniz, destek oldunuz. Arkadaşlarınız hep size güvendi. Siz sorumluluk sahibi bir insansınız.
  • Sigara içmek yada içememek tamamen sizin kendi seçiminiz. Eğer gerçekten istemiyorsanız, başaramazsınız.
  • İlk seferde başaramadınız diyelim, ne olacak, bir daha denersiniz.

Belki çok sigara içtiğiniz bir gecenin ardından sabah hasta kalktınız ve bir daha sigara içmemeye karar verdiniz. Ama öğlene doğru kendinizi iyi hissedip yeniden başladınız. Akşam yemeğine kadarsa bir paket sigara içtiniz ve sabah verdiğiniz kararı tamamen unuttunuz. Kendi kendinize asla bırakamayacağınızı söylüyorsunuz. Kesinlikle dürüst davranmıyorsunuz, çünkü yapabileceğinizi biliyorsunuz. UNUTMAYIN! YAPABİLİRSİNİZ!

SİGARAYI BIRAKIN

  • Sigarayı bırakmak mı istiyorsunuz?
  • Sigarayı bırakmak için yirmi adım
  • Kilo almadan sigarayı bırakın
  • Sigarayı sevdiğiniz halde bırakabilirsiniz
  • Etrafınızdaki herkes sigara içerken siz bırakabilirsiniz
  • Sigarayı asla bırakmamanın beş yolu
SİGARAYI BIRAKMAK MI İSTİYORSUNUZ?
Bırakmak için çok sebebiniz var… ve bırakmak için çok ciddi sebepleriniz var:
Internet’te sigarayı bırakırken yalnızsınız!

Sigarayı bırakma kararıyla tüm hayatınız değişecek. Sigarayı bırakmak kolay olmayacak. Pek çok kişi başarmak için desteğe ve motivasyona ihtiyaç duymakta. Ama bırakabilirsiniz. Her gün binlerce sigara tiryakisi sigarayı bırakıyor. Başaranlar insanlarda en az sizin kadar tiryaki.
Araştırmalara göre sigara tiryakilerinin %70’i sigarayı bırakmak istiyor. Bırakmak isteyenlere için öneriler:
  1. Bir doktora başvurarak yardım istebilirsiniz.
  2. Sigara karşıtı sivil toplum kuruluşlarına başvurabilir ve yardım alabilirsiniz.
Sigarayla Savaşanlar Derneği: https://www.ssv.org.tr
e-mail: [email protected]
Tel: 0 216 216 26 24 (İstanbul-Merkez)

  1. Kesin kararlı iseniz kendi iradenizle başarabilirsiniz. Bunun için bazı öneriler:

  • Başkalarıyla sigara alışkanlığınız hakkında konuşun. Sigara içmeyenlerin içenlere nasıl tepki gösterdiklerini araştırın. Sigara içmenin kötü yönlerini değerlendirin.
  • Sigarayı bırakma konusunda bilgi toplayın. Bunun en iyi yolu, sigarayı bırakmış kişilerle konuşmaktır. Nasıl başardıklarını sorun. Canınız sigara istediğinde, yakmadan önce bir dakika bekleyin. Kendinize, gerçekten isteyip, istemediğinizi sorun.
  • Sigara bağımlılığınızı azaltın. (sürekli değişik markalar için, yarım içip söndürün, daha az katranlı sigaraları tercih edin)
Kendinize mutlaka yeni bir faaliyet bulun. Spora başlayın, yeni bir şey öğrenin. Sigarayı aklınızdan çıkaracak ya da içmenizi engelleyecek bir uğraş edinin.
  • Bırakmaya karar verin ancak tarihine karar vermeyin.
İçtiğiniz sigara miktarını her gün biraz daha azaltın. Kesinlikle kartonla sigara almayı bırakın. Dişlerinizi eskisinden daha sık fırçalayın. Sigarayı bırakmak isteme nedenlerinizi yazın. Her hafta yeni bir marka için. Sigara içme isteğinizi erteleyin. Ailenizden ve arkadaşlarınızdan yardım alın.
  • Bırakmak için bir gün belirleyin.
Kendi kendinizle sigarayı bırakmak üzere bir kontrat yapın. Gittiğiniz her yerde sigara içilmeyen bölümde oturun. Alkol almayın. Mutlaka egzersiz yapın.
  • 24 saat boyunca hiç sigara içmeyin.
Yürüyüş yapın, jimnastik yapın, futbol oynayın. Dişleriniz temizletin, sık sık fırçalayın. En sevdiğiniz elbiselerinizi kuru temizlemeye yollayın ya da yıkayın. Tüm kül tablalarını temizleyin.
  • 24 saat içmemeyi başardıktan sonra, bir hafta boyunca hiç içememeye karar verin.
Sigara ve içki içilen tüm ortamlardan uzak durun. Yediğiniz şeylerden daha iyi tat almaya başlayacaksınız bunu hissedin.
  • Bir hafta içmemeyi başardınız, şimdi bir ay içmemeye karar verin.
Düzenli olarak spor yapın. Her hafta daha önce hiç yapmadığınız bir şey yapın.
İlk üç ayınızı tamamlayın.
  • Sürekli egzersizlerinizi arttırın. Hafta sonları yürüyüş yapın. Sigaraya verdiğiniz parayı biriktirip, kendinize küçük ödüller alın, sevdiklerinize küçük sürprizler yapın.
  • Bir yılınızı tamamlayınca kendinizi ödüllendirin. Yakınlarınızla başarınızı kutlayın. (1)
 
Üst Alt