Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
şeytanı ağlatan ve kızdıran ayet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13763" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">O kimselerki: </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bir kötülük işledikleri, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar; günahlarının bağışlanmasını isterler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Bir de onlar, günah üzerinde bile bile ısrar etmezler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunlara rablerinden mağfiret vardır; altından ırmaklar akan cennetler vardır. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Orada ebedî kalırlar. Böyle yapanların mükâfatı, ne kadar güzeldir. " (Âl-i İmrân sûresi, âyet: 135-136). </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Tevbe Fakih anlatıyor: -Rahmetlik babam (senedi saydıktan sonra) Hz. Ali b. Ebî Talib (r.a.) şöyle dediğini anlattı: Resûlüllah (s.a.v), müslümanlar arasında kardeşlik bağı kurdu. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu çeşitten olmak üzere , Said b. Abdullah ile Sa'lebe Ensarî arasında bir kardeşlik bağı kurdu. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu sırada , Resûlüllah(s.a.v.) , Tebük gazasına çıkmıştı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Said b. Abdullah gaza niyeti ile yola çıktı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Yerine kardeşi Sa'lebe'yi çoluk çocuğunun işi için vekîl bıraktı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sa'lebe odun taşıyor; su getiriyor. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bütün bunları yaparken , sevabını Allahu Tealadan diliyordu. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bir gün dönüşünde eve girdi. İçeri girince ona iblis geldi: Şu perdenin arkasına bak, deyince , Sa'lebe, perdeyi kaldırdı ve kardeşinin güzel hanımını gördü. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Dayanamadı; yanına girdi onu okşadı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Kadın şöyle dedi: - Ey Sa'lebe! Allah yolundaki kardeşinin bizim için sana bıraktığı hakkı koruyamadın. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine Sa'lebe : - Eyvah, mahvoldum! Diye bağırıp yola düştü. Bir dağa çıktı. Yüksek sesle şöyle yalvarıyordu: İlahi Sen Sen'sin: ben de benim. </span></span></strong><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sen mağfiretle karşılayansın. </span></span></strong><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Ben ise, günahlarla, hatalarla huzuruna geldim... </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.) gazadan döndükleri zaman, herkes kardeşini karşılamaya geldi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Ama, Said'in kardeşliği gelmedi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Said evine gitti; hanımına sordu: Allah yolunda kardeş olduğumuz Sa'lebe nerede? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Kadın şöyle anlattı: O kendini hatalar denizine attı; dağa doğru çıkıp gitti. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Said kardeşini aramak üzere yola çıktı; gidip buldu. Sa'lebe yüzüstü düşmüştü. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Başını iki eli arasına almıştı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Yüksek sesle şöyle diyordu: Zillet makamım ne kadar düşük! Rabbine âsi olan kimsenin makamı nasılsa öyle... </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Said ona şöyle dedi: Kalk ey kardeşim, bu gördüğüm hâl nedir? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sa'lebe şöyle dedi: Seninle gelemem. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Ancak, şu şekilde gelebilirim: Elimi boynuma bağlamalısın. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Zelil bir kul, efendisinin kapısına nasıl götürülürse öyle götürmelisin. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Said onun dediğini yaptı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sa'lebe'nin Hamsane adında bir kızı vardı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Gelip babasını aldı; Hz. Ömer (r.a)'in kapısına götürdü. Evden içeri girdiler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sa'lebe , Hz. Ömer(r.a.)'e şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Benim için tevbe yolu varmı? Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi: Git yanımdan, saçlarından tutup seni ezmek istiyorum. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Buradan çık, git; benim yanımda sana yer yok. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Buradan çıkınca , Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in yanına gitti; şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hz. Ebû Bekir (r.a.) şöyle dedi: Git buradan ; benide kendi ateşini yakma; Bana göre , senin için hiçbir tevbe yoktur. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Oradan çıktı; Hz. Ali (r.a.)'nin kapısına gitti. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. </span></span></strong><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Benim için tevbe yolu varmı? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hz. Ali (r.a.) şöyle dedi: Çık git buradan. Bence, senin için bir tevbe yoktur. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Buradan çıkınca, şöyle dedi: Ey kardeşim! Ey kızım! bu üç kişi beni ümitsiz bıraktı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Ümidim o ki, Resûlüllah (s.a.v.) beni ümitsiz bırakmaz. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine kızı, onu Resûlüllah (s.a.v.)'ın yanına götürdü. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.) onu görür görmez şöyle dedi: " Cehennemin zicirlerini ve bukağılarını, bana hatırlattın." </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.)'a şöyle dedi: Yâ Nebiyyallah! Allah yolunda gazi kardeşimin karısına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Çık buradan ; bana göre hiçbir şekilde senin tevben yoktur." </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Oradan böyle çıktıktan sonra kızı ona şöyle dedi: Ey baba, Muhammed (s.a.v.) ve ashabı senden razı oluncaya kadar; sen benim babam değilsin; ben de senin kızın değilim.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine Sa'lebe yüksek sesle: Yâ Rabbi! Ömer'in kapısına gittim; beni dövmek istedi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hz. Ebû Bekir'e gittim; beni azarladı, tahkir etti. Hz. Ali'nin yanına gittim; beni kovdu. Peygambere gittim; beni ümitsiz bıraktı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Ey Mevlam! Benim için sen ne yapmayı istiyorsun. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu duâma "evet" diyecekmisin? yoksa cevabın "hayır" şeklinde mi olacaktır? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine semadan bir melek geldi; Resûlüllah (s.a.v.)'a şöyle dedi: Allahu Teala soruyor: Halkı sen mi yarattın, yoksa ben mi? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.), Allahu Teala'yı murad edip, şu cevabı verdi: "Sen, ey efendim!" </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine melek şöyle dedi: Allahu Tealâ şöyle buyuruyor: Kuluma müjdele; onu bağışladım. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) ashabına sordu: - "Sa'lebe'yi kim bana getirecek?" Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.) kalktılar: Biz getiririz, Yâ Resûlallah! Dediler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hz. Ali (r.a.) ve Selman (r.a.) da kalktılar: Ya Resûlallah! Biz getiririz, dediler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ve Selman (r.a.)'a izin verdi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sa'lebe'nin yolunu tutup gittiler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Yolda Medine çobanlarından birine rastladılar. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hz. Ali (r.a.) ona sordu: Resûlullah'ın ashabından birini gördünmü? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Çoban şöyle dedi: Galiba siz cehennemden kaçan birini arıyorsunuz? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Evet,i onu arıyoruz. Bizi onun yanına götür, deyince çoban şöyle dedi: Gece basınca, şu dereye gelir gider, şu ağacın altına oturur. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sonra Yüksek sesle şöyle der: Rabbine âsi olanın makamı ne kadar düşüktür! </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Orada beklediler. Gece olunca Sa'lebe geldi; o ağacın altına gidip oturdu. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sonra ağlayarak secdeye kapandı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Selman onun ağlamasını duyunca, ona doğru yürüdü ve şöyle dedi: Yâ Sa'lebe kalk. Âlemlerin Rabbi seni bağışladı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu sesi duyunca sordu: Habîbim Muhammed nasıldır? Allah'ı ve seni seviyor, dediler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bilâl namaza kalktığı zaman, Sa'lebe'yi mescide getirdiler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Safın son kısmında durdular. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.) namazda : "Çoklukla övünmek sizi oyaladı" (Tekâsür sûresi, âyet:1) âyetini okuduğu zaman, bir bağırış bağırdı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"O kadar ki; kabirleri ziyaret ettiniz" (Tekâsür sûresi, âyet:2) âyetini okuyunca bir daha bağırdı; dünyadan ayrıldı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.) namazı bitirince Sa'lebe'nin yanına geldi. " Ey Selman, onun üzerine su serp.</span></span></strong><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">" </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Selman: Yâ Resûllallah, o dünyadan ayrıldı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sonra kızı geldi; Resûlüllah'a şöyle dedi: Yâ Resûlallah, babam nerede? Ona hasret kaldım. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlüllah (s.a.v.) ona: " Mescide gir " dedi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Mescide girince, babasını ölmüş buldu. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Elini başına götürdü. Ah perişan halim, ah babacığım, senden sonra bana kim bakacak? demeye başladı. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Onun bu halini gören Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ey Hamsane! İstermisin: Ben, senin baban olayım; Fatımada kardeşin?" </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Buna karşılık şöyle dedi: Olur Yâ Resûlallah! </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlullah (s.a.v.) Sa'lebe'nin cenazesine gitti. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Kabrin kenarına geldiği zaman, parmak uçlarına basarak yürüdüğü görüldü. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Döndükleri zaman, Hz. Ömer (r.a.) şöyle sordu: Yâ Resûlallah! Kabrin başında parmak uçlarına basarak yürüyordun; nedendir? </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Yâ Ömer! Meleklerin çokluğundan, ayağımın tabanını basacak yer bulamadım."</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">FAKİH der ki: - Yukarıdaki hikâye çeşitli lafızlarla anlatılmıştır. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Söylendiğine göre şu âyet-i kerime o sahabe hakkında nâzil olmuştur. " O kimselerki: Bir kötülük işledikleri, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar; günahlarının bağışlanmasını isterler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Bir de onlar, günah üzerinde bile bile ısrar etmezler. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunlara rablerinden mağfiret vardır; altından ırmaklar akan cennetler vardır. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Orada ebedî kalırlar. Böyle yapanların mükâfatı, ne kadar güzeldir. " </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">(Âl-i İmrân sûresi, âyet: 135-136) </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13763, member: 3"] [INDENT][B][SIZE=3][FONT=Arial]O kimselerki: [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bir kötülük işledikleri, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar; günahlarının bağışlanmasını isterler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Bir de onlar, günah üzerinde bile bile ısrar etmezler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunlara rablerinden mağfiret vardır; altından ırmaklar akan cennetler vardır. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Orada ebedî kalırlar. Böyle yapanların mükâfatı, ne kadar güzeldir. " (Âl-i İmrân sûresi, âyet: 135-136). [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Tevbe Fakih anlatıyor: -Rahmetlik babam (senedi saydıktan sonra) Hz. Ali b. Ebî Talib (r.a.) şöyle dediğini anlattı: Resûlüllah (s.a.v), müslümanlar arasında kardeşlik bağı kurdu. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bu çeşitten olmak üzere , Said b. Abdullah ile Sa'lebe Ensarî arasında bir kardeşlik bağı kurdu. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bu sırada , Resûlüllah(s.a.v.) , Tebük gazasına çıkmıştı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Said b. Abdullah gaza niyeti ile yola çıktı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Yerine kardeşi Sa'lebe'yi çoluk çocuğunun işi için vekîl bıraktı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sa'lebe odun taşıyor; su getiriyor. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bütün bunları yaparken , sevabını Allahu Tealadan diliyordu. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bir gün dönüşünde eve girdi. İçeri girince ona iblis geldi: Şu perdenin arkasına bak, deyince , Sa'lebe, perdeyi kaldırdı ve kardeşinin güzel hanımını gördü. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Dayanamadı; yanına girdi onu okşadı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Kadın şöyle dedi: - Ey Sa'lebe! Allah yolundaki kardeşinin bizim için sana bıraktığı hakkı koruyamadın. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunun üzerine Sa'lebe : - Eyvah, mahvoldum! Diye bağırıp yola düştü. Bir dağa çıktı. Yüksek sesle şöyle yalvarıyordu: İlahi Sen Sen'sin: ben de benim. [/FONT][/SIZE][/B][B][SIZE=3][FONT=Arial]Sen mağfiretle karşılayansın. [/FONT][/SIZE][/B][B][SIZE=3][FONT=Arial]Ben ise, günahlarla, hatalarla huzuruna geldim... [/FONT][/SIZE][/B] [B][FONT=Arial][SIZE=3][/SIZE][/FONT][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.) gazadan döndükleri zaman, herkes kardeşini karşılamaya geldi. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Ama, Said'in kardeşliği gelmedi. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Said evine gitti; hanımına sordu: Allah yolunda kardeş olduğumuz Sa'lebe nerede? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Kadın şöyle anlattı: O kendini hatalar denizine attı; dağa doğru çıkıp gitti. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Said kardeşini aramak üzere yola çıktı; gidip buldu. Sa'lebe yüzüstü düşmüştü. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Başını iki eli arasına almıştı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Yüksek sesle şöyle diyordu: Zillet makamım ne kadar düşük! Rabbine âsi olan kimsenin makamı nasılsa öyle... [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Said ona şöyle dedi: Kalk ey kardeşim, bu gördüğüm hâl nedir? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sa'lebe şöyle dedi: Seninle gelemem. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Ancak, şu şekilde gelebilirim: Elimi boynuma bağlamalısın. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Zelil bir kul, efendisinin kapısına nasıl götürülürse öyle götürmelisin. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Said onun dediğini yaptı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sa'lebe'nin Hamsane adında bir kızı vardı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Gelip babasını aldı; Hz. Ömer (r.a)'in kapısına götürdü. Evden içeri girdiler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sa'lebe , Hz. Ömer(r.a.)'e şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Benim için tevbe yolu varmı? Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi: Git yanımdan, saçlarından tutup seni ezmek istiyorum. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Buradan çık, git; benim yanımda sana yer yok. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Buradan çıkınca , Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in yanına gitti; şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Hz. Ebû Bekir (r.a.) şöyle dedi: Git buradan ; benide kendi ateşini yakma; Bana göre , senin için hiçbir tevbe yoktur. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Oradan çıktı; Hz. Ali (r.a.)'nin kapısına gitti. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Şöyle dedi: Allah yolunda gazaya çıkan kardeşimin hanımına dokundum. [/FONT][/SIZE][/B][B][SIZE=3][FONT=Arial]Benim için tevbe yolu varmı? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Hz. Ali (r.a.) şöyle dedi: Çık git buradan. Bence, senin için bir tevbe yoktur. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Buradan çıkınca, şöyle dedi: Ey kardeşim! Ey kızım! bu üç kişi beni ümitsiz bıraktı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Ümidim o ki, Resûlüllah (s.a.v.) beni ümitsiz bırakmaz. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunun üzerine kızı, onu Resûlüllah (s.a.v.)'ın yanına götürdü. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.) onu görür görmez şöyle dedi: " Cehennemin zicirlerini ve bukağılarını, bana hatırlattın." [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.)'a şöyle dedi: Yâ Nebiyyallah! Allah yolunda gazi kardeşimin karısına dokundum. Benim için tevbe yolu varmı? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Çık buradan ; bana göre hiçbir şekilde senin tevben yoktur." [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Oradan böyle çıktıktan sonra kızı ona şöyle dedi: Ey baba, Muhammed (s.a.v.) ve ashabı senden razı oluncaya kadar; sen benim babam değilsin; ben de senin kızın değilim.[/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunun üzerine Sa'lebe yüksek sesle: Yâ Rabbi! Ömer'in kapısına gittim; beni dövmek istedi. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Hz. Ebû Bekir'e gittim; beni azarladı, tahkir etti. Hz. Ali'nin yanına gittim; beni kovdu. Peygambere gittim; beni ümitsiz bıraktı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Ey Mevlam! Benim için sen ne yapmayı istiyorsun. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bu duâma "evet" diyecekmisin? yoksa cevabın "hayır" şeklinde mi olacaktır? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunun üzerine semadan bir melek geldi; Resûlüllah (s.a.v.)'a şöyle dedi: Allahu Teala soruyor: Halkı sen mi yarattın, yoksa ben mi? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.), Allahu Teala'yı murad edip, şu cevabı verdi: "Sen, ey efendim!" [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunun üzerine melek şöyle dedi: Allahu Tealâ şöyle buyuruyor: Kuluma müjdele; onu bağışladım. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) ashabına sordu: - "Sa'lebe'yi kim bana getirecek?" Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve Ömer (r.a.) kalktılar: Biz getiririz, Yâ Resûlallah! Dediler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Hz. Ali (r.a.) ve Selman (r.a.) da kalktılar: Ya Resûlallah! Biz getiririz, dediler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ve Selman (r.a.)'a izin verdi. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sa'lebe'nin yolunu tutup gittiler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Yolda Medine çobanlarından birine rastladılar. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Hz. Ali (r.a.) ona sordu: Resûlullah'ın ashabından birini gördünmü? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Çoban şöyle dedi: Galiba siz cehennemden kaçan birini arıyorsunuz? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Evet,i onu arıyoruz. Bizi onun yanına götür, deyince çoban şöyle dedi: Gece basınca, şu dereye gelir gider, şu ağacın altına oturur. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sonra Yüksek sesle şöyle der: Rabbine âsi olanın makamı ne kadar düşüktür! [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Orada beklediler. Gece olunca Sa'lebe geldi; o ağacın altına gidip oturdu. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sonra ağlayarak secdeye kapandı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Selman onun ağlamasını duyunca, ona doğru yürüdü ve şöyle dedi: Yâ Sa'lebe kalk. Âlemlerin Rabbi seni bağışladı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bu sesi duyunca sordu: Habîbim Muhammed nasıldır? Allah'ı ve seni seviyor, dediler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bilâl namaza kalktığı zaman, Sa'lebe'yi mescide getirdiler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Safın son kısmında durdular. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.) namazda : "Çoklukla övünmek sizi oyaladı" (Tekâsür sûresi, âyet:1) âyetini okuduğu zaman, bir bağırış bağırdı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]"O kadar ki; kabirleri ziyaret ettiniz" (Tekâsür sûresi, âyet:2) âyetini okuyunca bir daha bağırdı; dünyadan ayrıldı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.) namazı bitirince Sa'lebe'nin yanına geldi. " Ey Selman, onun üzerine su serp.[/FONT][/SIZE][/B][B][SIZE=3][FONT=Arial]" [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Selman: Yâ Resûllallah, o dünyadan ayrıldı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Sonra kızı geldi; Resûlüllah'a şöyle dedi: Yâ Resûlallah, babam nerede? Ona hasret kaldım. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlüllah (s.a.v.) ona: " Mescide gir " dedi. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Mescide girince, babasını ölmüş buldu. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Elini başına götürdü. Ah perişan halim, ah babacığım, senden sonra bana kim bakacak? demeye başladı. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Onun bu halini gören Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ey Hamsane! İstermisin: Ben, senin baban olayım; Fatımada kardeşin?" [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Buna karşılık şöyle dedi: Olur Yâ Resûlallah! [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlullah (s.a.v.) Sa'lebe'nin cenazesine gitti. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Kabrin kenarına geldiği zaman, parmak uçlarına basarak yürüdüğü görüldü. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Döndükleri zaman, Hz. Ömer (r.a.) şöyle sordu: Yâ Resûlallah! Kabrin başında parmak uçlarına basarak yürüyordun; nedendir? [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Yâ Ömer! Meleklerin çokluğundan, ayağımın tabanını basacak yer bulamadım."[/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial] [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]FAKİH der ki: - Yukarıdaki hikâye çeşitli lafızlarla anlatılmıştır. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Söylendiğine göre şu âyet-i kerime o sahabe hakkında nâzil olmuştur. " O kimselerki: Bir kötülük işledikleri, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı anarlar; günahlarının bağışlanmasını isterler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir? Bir de onlar, günah üzerinde bile bile ısrar etmezler. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Bunlara rablerinden mağfiret vardır; altından ırmaklar akan cennetler vardır. [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial]Orada ebedî kalırlar. Böyle yapanların mükâfatı, ne kadar güzeldir. " [/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Arial](Âl-i İmrân sûresi, âyet: 135-136) [/FONT][/SIZE][/B] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
şeytanı ağlatan ve kızdıran ayet
Üst
Alt