- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Sevgili…
Pusluydu her taraf… Göz gözü görmüyordu. Karanlık her tarafa yayılmış, suyun üzerindeki köpüğe aldanan insancıklarla doluydu. Kuyular Yusuf, kundaklar Musa, cemreler İbrahim, kâinat seni bekliyordu… Sendin kâinatın özü, yağmur damlalarının üzerlerine yarış yaptığı sevgili sendin…
Ve teşrif ettin âleme… Dağlar yerlerinden oynarcasına titriyor, bulutlar dayanamayıp ağlıyordu… Rahmet iniyordu gökten; sular taşarcasına akıyor, her taraf gül kokunla yıkanıyordu… Gülistana çevirdin süveydaları, kurumuş
göz pınarlarına memba oldun ey Nur-u Muhammed…
Sevgili…
Sendin baharı muştulayan; zifiri karanlıkları nurunla parlatan, tufana hazır bekleyen, sevgiyi mavera katrelerde damıtıp kirpiklerinden süzen sendin…
Başak tanesinin sana olan aşkını kaybetmekten korkup titremesi senin içindi… Senin içindi sevgili, yaprağın toprağa düşerken “ah” nidalarıyla hasretini bağrına basması ve kumruların muştularını iletmesi… Veysel Karani hırkana gözyaşlarını akıtıp hıçkırıyor, elem şerbetini tadan Mecnunlar feryatlarında seni anıyor, Zümrüdüanka kuşu gözünde senin şebnemini taşıyor
ey Nur-u Muhammed…
Sevgili…
Güller bir başka açtı seninle, çöllerde bir başka esti meltem… Senin aşkınla dalgalar rahatsız etmedi sedefleri, sedefler inciler akıttı makberlere ey Nur-u Muhammed…
Sevgili, kaskatı kesilmiş gönülleri yumuşattın sevginle… Dimağları arındırdın isyan pençelerinden, ruhları aydınlattın…
Sevgili, zemheri yağmurlar yağdı, sevda okları okşadı ölüm türkülerini… Tutsak bırakıldığımız zindanlardan çıkıp, hür nağmeler yaktık yüreklerimizde seninle…
Sevgili, daha bu dünyadan göçmeden göçeceğini anlayan kâinat, kıyama durdu… Kuşlar kıyama durdu… Kanatlanıp, göğü üryan çığlıklarıyla doldurdu. Ahuzar yakarışlar özlemleri dağladı sevgili…
Ve Refik-i Ala’ya yükseldin… Bilal ezan okuyamaz oldu… Dağlar, taşlar feryat ettiler gidişine, ay hilâle büründü… Üstüne çıkıp hutbe okuduğun kütük, dayanamayıp hicran eyledi, göçtü gitti… Yıldızlar nurundan ayrı kaldı, güneş seni göremeyince doğmadı bir daha hüznün şâhikasına… Ömer gidişini kabullenemedi… Seni göremeyen kardeşlerin, bağrına kara taşlar bastı sevgili…
Taş kesildi kalplerimiz, öfkemiz katılaştı… Sevgili, şefkatinle yoğur yüreklerimizi, merhametinle aşkına dûçar et gönüllerimizi…
Özümüzden ayrıldık, nefsimize boyun eğdik; getirdiğin vahyi hayatımızda ikame edemedik… Ey Rabbimiz, gönüllerimizi rahmetinden esirgeme, Habibinin sevgisini esirgeme bizden… Esirgeme ki lebi derya kurumasın, aksın kalplerimize sevgilisi olduğunun sevgisi…
Sendin âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili… Sendin yüreğinde sürgün yaşayıp, insanların gönüllerini şefkat huzmesiyle aydınlatan… Sendin sevgili, “benden sonra beni görmeden sevecek, itaat edecek kardeşlerim gelecek” diyen. Bizlere kardeşim diye hitap eden sendin…
Aydınlat bizleri nurunla ey sevgililer sevgilisi…
Ya Rab; Habibine yakın eyle kalplerimizi, cennetinde bizi habibine komşu eyle, cemalullaha habibinle varmamızı nasip ey Rabbimiz…
Habibinin yolunda yolcu, habibinin davasını kendine dert edinenlerden eyle ya Rab…