Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Mevlana Celaleddin Rumi Hz.
sema ve şekilsel ibadet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="hiclik" data-source="post: 96206" data-attributes="member: 9476"><p>Hz. Hanzala, Hz. Peygamber (a.s.m)in yanında iken bulunduğu ruh haliyle, ondan ayrı olduğu zamanki ruh halinin farklı olmasından rahatsızlık duyar, bu durumun bir münafıklık alameti olabileceğinden endişe eder. Böyle bir halet-i ruhiye içerisinde evinden dışarı çıkıp Hz. Ebu Bekir (ra) ile karşılaşır ve ona Hanzala münafık oldu. demeye başlar. Konuyu açıklayınca da, Hz. Ebu Bekir aynı şeylerin kendisi için de söz konusu olduğunu söyler. Nihayet Hz. Peygamber (a.s.m)in huzuruna gider ve aynı şeyleri orda da tekrarlar. Gerekçe olarak da</p><p></p><p>- Ya Resulallah! Sizin huzurunuzda olduğumuz zaman bize cennet ve cehennemi hatırlatıyorsunuz, biz de her şeyi gözle görür gibi oluyoruz. Yanınızdan çıkıp gittiğimizde, çoluk çocuğa, dünyaya karışır da çok şeyleri unutuveririz. der. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m):</p><p></p><p>- Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, eğer yanımda iken içinde bulunduğunuz ruh haletinizi ve zikri dışarıda da devam ettirseydiniz, muhakkak ki, melekler yataklarınızda ve yollarınızda sizinle musafaha ederlerdi buyurur.(bk. Müslim, Tevbe, 12-13).sizin de yolunuz buradan geçtiyse bilirsiniz ki sema ruh ile olmalıdır nefs ile değil kişinin kendinden geçtiği bu ruh hali ile yaptığı hareketler anormal bir hareket olabilir ruh, bu ilahi güzellikler ile kendisinden geçer bu hal dönerek de olur oturarak da olur hiç de olmayabilir hadislere baktığımızda Hz. Ali, Hz. Cafer, Hz. Zeyd bu coşkunluk halini dönerek yaşamışlar o zaman aykırı bir durum olmuyor önemli olan kısım şurada sizin ruhunuz coşkulu vaziyette değilse vecd halini yaşayamazsınız ruhun kendinden geçmesi olarak söylenen vecd halini yaşayabilmeniz için adı üstünde ruhun da kendinden geçmesi lazım ruh kendinden geçerse bu durum farklı olarak eyleme dönüşebilir mevlana'da bu durum sema ederek kendisini göstermiş bugün bazı yerlerde yapılan folklorik değeri olan hareketlerin vecd hali ile bir alakası yok görsel şölen olarak değerlendirmeliyiz gerçekten bu hali yaşayan var mı? var hadislerde dönmek var mı kuran'da dönmek var mı? bu sorunun cevabı basittir bir vecd halidir ki yukarıda verdiğim hadislerden bakabilirsiniz coşku halidir sizde o coşku yoksa dönmezsiniz eğer ruhunuzda bu coşku varsa namazda da olur, ilahide de olur, dönersiniz, sallanırsınız her zaman hissedebilirsiniz bu daha değişik bir eylemde de olabilir o yüzden Mevlana her ikisinde de Hak'ı çağırdığını söylüyor bu da her şeyde Allah'ı görmekle olur tabii ama günümüzdeki folklor gibi dönmek görsel şölenden başka bir şey değil</p><p></p><p>Yemin ederim, Allah Teâlâ, Kur'an okuyan güzel sesli bir kişiyi, cariyesinin tegannisine meftun olan bir kimsenin cariyesini dinlemesinden daha istekli bir şekilde dinler</p><p></p><p>"Doğrusu biz akşam sabah onunla (Davud Aleyhisselam) beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir." (Sâd; 18-19) Bir sonraki ayet-i kerimede de; "Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik" denilmektedir. Diğer bir ayet-i kerimede ise "Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin, dedik. Ona demiri yumuşattık." (Sebe'; 10) denilmektedir.</p><p></p><p>çalgının caiz olduğu yerler var caiz olmadığı yerler var içkili bir cemaatin müzik çaldırmasından veya herhangi boş maksat bahsetiyorum ameller niyetlere göredir ilahi bir ortamdan g</p><p></p><p>Kalbde helal olan şeyin sevgisi [mesela Allah sevgisi] varsa, sima [ilahi, kaside gibi nağmeli sesler] onu artırıyorsa o kimsenin teganni dinlemesi helal olur. Kalbinde, dinimizin yasak ettiği bir şey olanın teganni dinlemesi günah olur. (K. Saadet s.322)</p><p></p><p>Bayramlarda ve arada bir olursa [Hazret-i Âişe validemizin seyrettiği zenci cariyelerinki] oyunlar, teganniler ve bunları seyretmek haram değildir. (K. Saadet s.322) [Cariyelerin saçını başını açmaları günah olmadığı gibi nağmeli sesleri de haram değildir.]</p><p></p><p>Düğünlerde def çalmak ve teganni etmek mubahtır. (K. Saadet s.323)</p><p></p><p>Teganni, raks, def çalmak, kılıç ve kalkan oyunları ve neşeli günlerde zencilerin oyunlarını seyretmek mubahtır. (İhya 2/695)</p><p></p><p>Bayram günü zenci cariyelerin oyunlarını Resul-i ekrem efendimiz kapı üzerinden Hazret-i Âişeye seyrettirmiş ve ikisi beraber bakmışlardır. (İhya 2/827)</p><p></p><p>Kusurları, azapları bildiren [çalgısız] kasideleri, ilahileri dinleyerek üzülmek, ağlamak sevaptır. Ancak Allahü teâlânın kaza ve kaderini beğenmeyip, ona üzülüp, üzüntüsünün artması haramdır. (K. Saadet s.324)</p><p></p><p>Hacca gidenin, Kâbe, hac, Mekke, Medine şiirleri, ilahileri, kasideleri dinlemesi ve bunları güzel sesle okuyup para kazanması helaldir. (K. Saadet s.323-324)</p><p></p><p>Hacıları uğurlarken Kâbe, zemzem ve diğer mübarek makamları öven ve Arab çölünü anlatan şiirlerde nefesli ve telli çalgılar yoksa, bunların hepsi caizdir. (İhya 2/690)</p><p></p><p>Düşmanlarla savaşmayı ve Allah sevgisi uğruna canını feda etmeyi kuvvetlendiren kahramanlık şarkılarını [mehter marşlarını] dinlemek mubah olur. (K. Saadet s.324)</p><p></p><p>Düğün, ziyafet ve sefer dönüşü gibi sevinmek gereken yerlerde, bayram günlerinde nağmeli seslerle, teganni ile neşelenmek caizdir. (K. Saadet s.324)</p><p></p><p>Düğün ve benzeri yerlerde davul, def çalmak haram değildir. Hacılar ve askerlerin davul, bando çalması caizdir. Ahlakı bozuk gençlerin davul çalması da haramdır. (K. Saadet s.326)</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="hiclik, post: 96206, member: 9476"] Hz. Hanzala, Hz. Peygamber (a.s.m)in yanında iken bulunduğu ruh haliyle, ondan ayrı olduğu zamanki ruh halinin farklı olmasından rahatsızlık duyar, bu durumun bir münafıklık alameti olabileceğinden endişe eder. Böyle bir halet-i ruhiye içerisinde evinden dışarı çıkıp Hz. Ebu Bekir (ra) ile karşılaşır ve ona Hanzala münafık oldu. demeye başlar. Konuyu açıklayınca da, Hz. Ebu Bekir aynı şeylerin kendisi için de söz konusu olduğunu söyler. Nihayet Hz. Peygamber (a.s.m)in huzuruna gider ve aynı şeyleri orda da tekrarlar. Gerekçe olarak da - Ya Resulallah! Sizin huzurunuzda olduğumuz zaman bize cennet ve cehennemi hatırlatıyorsunuz, biz de her şeyi gözle görür gibi oluyoruz. Yanınızdan çıkıp gittiğimizde, çoluk çocuğa, dünyaya karışır da çok şeyleri unutuveririz. der. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m): - Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, eğer yanımda iken içinde bulunduğunuz ruh haletinizi ve zikri dışarıda da devam ettirseydiniz, muhakkak ki, melekler yataklarınızda ve yollarınızda sizinle musafaha ederlerdi buyurur.(bk. Müslim, Tevbe, 12-13).sizin de yolunuz buradan geçtiyse bilirsiniz ki sema ruh ile olmalıdır nefs ile değil kişinin kendinden geçtiği bu ruh hali ile yaptığı hareketler anormal bir hareket olabilir ruh, bu ilahi güzellikler ile kendisinden geçer bu hal dönerek de olur oturarak da olur hiç de olmayabilir hadislere baktığımızda Hz. Ali, Hz. Cafer, Hz. Zeyd bu coşkunluk halini dönerek yaşamışlar o zaman aykırı bir durum olmuyor önemli olan kısım şurada sizin ruhunuz coşkulu vaziyette değilse vecd halini yaşayamazsınız ruhun kendinden geçmesi olarak söylenen vecd halini yaşayabilmeniz için adı üstünde ruhun da kendinden geçmesi lazım ruh kendinden geçerse bu durum farklı olarak eyleme dönüşebilir mevlana'da bu durum sema ederek kendisini göstermiş bugün bazı yerlerde yapılan folklorik değeri olan hareketlerin vecd hali ile bir alakası yok görsel şölen olarak değerlendirmeliyiz gerçekten bu hali yaşayan var mı? var hadislerde dönmek var mı kuran'da dönmek var mı? bu sorunun cevabı basittir bir vecd halidir ki yukarıda verdiğim hadislerden bakabilirsiniz coşku halidir sizde o coşku yoksa dönmezsiniz eğer ruhunuzda bu coşku varsa namazda da olur, ilahide de olur, dönersiniz, sallanırsınız her zaman hissedebilirsiniz bu daha değişik bir eylemde de olabilir o yüzden Mevlana her ikisinde de Hak'ı çağırdığını söylüyor bu da her şeyde Allah'ı görmekle olur tabii ama günümüzdeki folklor gibi dönmek görsel şölenden başka bir şey değil Yemin ederim, Allah Teâlâ, Kur'an okuyan güzel sesli bir kişiyi, cariyesinin tegannisine meftun olan bir kimsenin cariyesini dinlemesinden daha istekli bir şekilde dinler "Doğrusu biz akşam sabah onunla (Davud Aleyhisselam) beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir." (Sâd; 18-19) Bir sonraki ayet-i kerimede de; "Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik" denilmektedir. Diğer bir ayet-i kerimede ise "Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin, dedik. Ona demiri yumuşattık." (Sebe'; 10) denilmektedir. çalgının caiz olduğu yerler var caiz olmadığı yerler var içkili bir cemaatin müzik çaldırmasından veya herhangi boş maksat bahsetiyorum ameller niyetlere göredir ilahi bir ortamdan g Kalbde helal olan şeyin sevgisi [mesela Allah sevgisi] varsa, sima [ilahi, kaside gibi nağmeli sesler] onu artırıyorsa o kimsenin teganni dinlemesi helal olur. Kalbinde, dinimizin yasak ettiği bir şey olanın teganni dinlemesi günah olur. (K. Saadet s.322) Bayramlarda ve arada bir olursa [Hazret-i Âişe validemizin seyrettiği zenci cariyelerinki] oyunlar, teganniler ve bunları seyretmek haram değildir. (K. Saadet s.322) [Cariyelerin saçını başını açmaları günah olmadığı gibi nağmeli sesleri de haram değildir.] Düğünlerde def çalmak ve teganni etmek mubahtır. (K. Saadet s.323) Teganni, raks, def çalmak, kılıç ve kalkan oyunları ve neşeli günlerde zencilerin oyunlarını seyretmek mubahtır. (İhya 2/695) Bayram günü zenci cariyelerin oyunlarını Resul-i ekrem efendimiz kapı üzerinden Hazret-i Âişeye seyrettirmiş ve ikisi beraber bakmışlardır. (İhya 2/827) Kusurları, azapları bildiren [çalgısız] kasideleri, ilahileri dinleyerek üzülmek, ağlamak sevaptır. Ancak Allahü teâlânın kaza ve kaderini beğenmeyip, ona üzülüp, üzüntüsünün artması haramdır. (K. Saadet s.324) Hacca gidenin, Kâbe, hac, Mekke, Medine şiirleri, ilahileri, kasideleri dinlemesi ve bunları güzel sesle okuyup para kazanması helaldir. (K. Saadet s.323-324) Hacıları uğurlarken Kâbe, zemzem ve diğer mübarek makamları öven ve Arab çölünü anlatan şiirlerde nefesli ve telli çalgılar yoksa, bunların hepsi caizdir. (İhya 2/690) Düşmanlarla savaşmayı ve Allah sevgisi uğruna canını feda etmeyi kuvvetlendiren kahramanlık şarkılarını [mehter marşlarını] dinlemek mubah olur. (K. Saadet s.324) Düğün, ziyafet ve sefer dönüşü gibi sevinmek gereken yerlerde, bayram günlerinde nağmeli seslerle, teganni ile neşelenmek caizdir. (K. Saadet s.324) Düğün ve benzeri yerlerde davul, def çalmak haram değildir. Hacılar ve askerlerin davul, bando çalması caizdir. Ahlakı bozuk gençlerin davul çalması da haramdır. (K. Saadet s.326) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Mevlana Celaleddin Rumi Hz.
sema ve şekilsel ibadet
Üst
Alt