şakk-ı sadr:

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
ŞAKK-I SADR:
Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâmın mübârek göğsünün yarılması hâdisesi
Şakk-ı sadr hâdisesi iki defâ vukû bulmuştur
Birincisi, Peygamber efendimiz küçük yaşta ve süt annesi Halîme Hâtun'un yanında iken, ikincisi Mîrâca çıkarken Kur'ân-ı kerîmde meâlen; "(Habîbim) göğsünü (kalbini) senin için (açıp da) genişletmedik mi?" buyruldu (İnşirâh sûresi: 1)
Muhammed aleyhisselâm, süt annesinin yanında bulunduğu sırada çocuklarla birlikte iken, Cebrâil aleyhisselâm gelip, onu arkası üstü yatırdı
Göğsünü açıp kalbini yardı Kalbinden bir parça et çıkarıp attı ve; "Senin v ücûdunda şeytânın nasîbi bu idi Çıkarıp attık Ey Allahü teâlânın habîbi (sevgilisi), seni vesveseden ve şeytânın hîlesinden emîn ettik" dedi
Sonra bir leğen içerisinde zemzem suyu ile kalbini yıkadı ve göğsünü kapatıp ayağa kaldırdı
Bu hâli gören çocuklar koşup durumu Halîme Hâtun'a haber verdiler
Yanına geldiklerinde ayağa kalkmış ve benzi sararmış vaziyette idi Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik (ranh) "Ben Resûlullah'ın göğsünde bu yarılmanın izini gördüm" demiştir
İkinci Şakk-ı Sadr ise, Mîrâc gecesi vukû bulmuştur
Bu gece, Cebrâil aleyhisselâm gelip Resûlullah'ın mübârek göğsünü yardı
Zemzem suyu ile yıkadıktan sonra, içi hikmet ve îmân dolu altın bir leğen getirdi Resûlullah'ın mübârek kalbine boşalttı ve göğsünü kapattı
Peygamber efendimiz hadîs-i şerîfte şöyle buyurdu: "Cebrâil gelip göğsümü yardı Zemzem suyu ile yıkadıktan sonra, içi hikmet ve îmân dolu altın bir tas getirip göğsümü boşalttı, sonra kapattı"
Bu hadîs-i şerîf, Sahîh-i Buhârî ve Müslim'de zikredilmiştir
Yine bu iki kitabda Enes bin Mâlik'ten şöyle rivâyet edilmiştir
Resûlullah sallü aleyhi ve sellem buyurdu ki: "İşte şuradan şurama kadar yâni boğazın altındaki çukurdan göğüste kıl biten yere kadar yardı
Kalbimi çıkardı, içi îmân dolu altın bir tas getirdi
Kalbimi yıkadı sonra da iç organlarımı yıkadı
Sonra kapattı" (Senâullah-ı Pânî Pûtî, Abdülhâk-ı Dehlevî)
 
Üst Alt