- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

İmtihana tabi olan insan, öyle bir ince elekten geçiyor ki, insanın 'keşke' demesi bile başlı başına bir sorun teşkil ediyor.
Peygamberimiz sav.insanları uyarıyor: Sakın! 'Keşke' demeyin!
Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor
“Kuvvetli (iman, azim, teşebbüs kabiliyeti bakımından güçlü) mümin, zayıf müminden ALLAHA daha sevimlidir.
Her birinde hayır vardır.
Senin için (her iki dünyada) faydalı olan şeylere rağbet et; ALLAH-dan yardım iste, âcizlik/tembellik gösterme!
Şayet başına bir musibet gelirse; “eğer şöyle yapsaydım, şöyle şöyle olurdu (veya; keşke şöyle yapsaydım, o zaman şöyle şöyle olurdu)” şeklinde bir şey söyleme!
Bilakis şöyle de; “Bu ALLAHın takdiridir, o neyi isterse onu yapar.
” Çünkü, “LEV” (eğer, şayet, keşke) kelimesi şeytanın işine yarar/iş yapmasına kapı açar.”
(Müslim, kader, 34; İbn Mace, Mukaddime, 10; Ahmed b. Hanbel, 2/366, 370)
Bu hadisin ifadesinden de anlaşılacağı gibi, şeytana iş yapma imkânı veren “LEV=eğer, şayet, keşke” kelimesinin ifade ettiği hususun kaderle yakın ilişkisi vardır.
Geçmişe ait olaylar birer vukuattır. Vukuat ise birer mukadderattır, kaderin birer yansımasıdır.
Bu gerçeğe rağmen, şayet kişi “eğer şöyle yapılsaydı böyle olmazdı” veya “keşke şöyle yapılsaydı o zaman bunlar başımıza gelmezdi” diye bir zihinsel hayıflanmaya başlarsa, şeytan zihnini bütün bütün karıştırır, içine vesvese verir.
Adam mutezile gibi–kaderi inkâr edercesine–işin vukuunu tamamen sebeplere bağlar. Bu husus, itikadî yönden zararlı olduğu gibi, işin sonucunu değiştirebilecek bir fırsatı kaçırmanın teessüfünden bir moral çöküntüsü de yaşar.
Zaten şeytanın yapmak istediği de budur...