• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

Rüyada Rahman Sûresini okumak.

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,319
Tepkime puanı
118
İbn-i Sîrîn'in yorumuna göre: Bir kişinin rüyasında Rahman Sûresini okuduğunu veya okuyan birisinden dinlediğini görmesi; o kimsenin yalan söylemekten korktuğuna, sözüne sadık olduğuna, doğru yolu seçip ve o yolda yürüdüğüne, Kur'an-ı Kerîm'i ezberleyeceğine ve herkese iyilik yapma niyetinde olduğuna işaret eder.
 

ottoman67

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Ağustos 2014
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Rüyada Rahman suresini okumak

Selamunaleykum arkadaşlar.
Yorumlayan arkadaşımızdan Allah razı olsun.
Ruyamda hiç tanımadıgım temiz yuzlu, hafif temiz siyah sakallı, 40-45 yaşlarında bir kişi ile karşılık Rahman suresının 17.ayeti olan Rabbul Meşrikayni ve rabbül mağribeyni ayetini ilk o, sonra ben okudum. Bunu nasıl yorumlayabilirsiniz? Selametle kalın
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ve Aleykümselam Rüyaniz Hayr olsun
Rabbul meşrikayni ve rabbul magribeyn (magribeyni) O, iki doğunun ve iki batının (insanlara göre doğu ve batının ve de cinlere göre doğu ve batının) Rabbidir.
(Rahmân 55/17)

Burdaki Rabbu’l- Meşrikayni bütün Kâinâtın nâmütenahi görünür görünmez Âlem-i Şahadenin tek Rabbıdır O.

Rahman sûresi, Mekke’de nâzil olmuş, Rabbimizin biz kullarına sayısız nimetlerinin gündeme geldiği 78 âyetlik bir sûredir.

Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?” buyurularak düşünmeye, kulluğa, kendisine teşekküre dâvet edildiğimiz bir sûre.
“Değilse, siz bilirsiniz, eğer Rabbinize itaate, Rabbinize kulluğa yönelmez, bu dünyada O’nun istediği bir kulluk hayatını yaşamazsanız, kesinlikle bilesiniz ki dayanılmaz bir Cehennem azabı sizi beklemektedir,” denilerek cehennemin de vasfedildiği bir sûredir.

Rüyasında rahman suresini okuduğunu gören
kişinin kendi karakterinin öz güveni olarak nitelendirilir.Size verilmiş olan nimetleri idrak edip,Nimetlerin farkına varmak..
Yüce Allah cc., bu nimetlere karşı şükretmek gerektiğinize yorumlanir..
Bu rüyanın her hali ile kişinin manevi zenginliğinin kudretine işaret eder.

Gözleri görmeyen, ayakları yürümeyen bir adam yol kenarında oturduğu ağacın gölgesinde ellerini açmış büyük bir mutlululuk içinde Rabb'ine dua ederek diyor ki:
-Ey birçok zengine vermediği nimetleri bana veren Rabb'im, ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!..

Oradan geçmekte olan İsa aleyhisselam bu duayı yapan adamın, gözleri görmeyen, ayakları yürümeyen kötürüm biri olduğunu görünce yaklaşıp sorar:
-Ey Allah'ın kulu, senin üzerinde ne nimetler vardır ki 'bir çok zengine vermediği nimeti bana veren Rabb'im...' diye dua ediyorsun?

Kapalı gözleriyle sesin geldiği tarafa yönelen adam mutluluk içinde anlatır:
-Rabb'im bana öyle bir kalp vermiştir ki, o kalple O'nu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiştir ki o dille de O'na şükrediyorum.
O'nu tanımaktan daha büyük nimet, O'na şükretmekten daha büyük mutluluk olur mu?
Halbuki, nice zenginler var ki kalbinde O'nu tanıma sevinci, dilinde de O'na şükretme mutluluğu yoktur. Ama ayakları topal, gözleri kör bu kötürüm adama Rabb'im, nimetin farkına varmayı nasip eylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor da:

-Nice zenginlere vermediği nimetini bana veren Rabb'im, Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun.. diye feryat etmekten kendimi alamıyorum.
Kafa gözü kapalı; ama kalp gözü açık olan bu adamın önünde diz çöken İsa aleyhisselam, omuzlarından tutar, dudaklarını yapıştırdığı gözlerinden sevgi ile öper.
Peygamberin dudakları değen gözler anında cam gibi açılır. Şaşıran adam tebessümle baktığı İsa aleyhisselama, 'Sen, der şu ölüleri diriltip hastalara şifalar veren mucizelerin sahibi yüce Peygamber olmayasın?'der.

İsa aleyhisselam: 'Belli olmuyor mu?' deyince 'Gözlerimden belli oldu; ama ayaklarımdan henüz belli değil.' cevabını verir. Bunun üzerine 'Silkinip kalk bakalım, belki ayaklarından da belli olur.' der. Hemen silkinip kalkan adam ayaklarının da düzeldiğini anlayınca ilk sözü şu olur:

-Ey Allah'ın Nebisi, izin ver de sahip olduğum şu eşsiz nimetlerin şükrünü geç kalmadan hemen yapayım, diyerek yere iner ve secdeye kapanarak der ki:
-Ey Rabb'aim, Seni tanıyan bir kalple şükreden bir dil nimetinin şükründen acizken şimdi gören bir çift göz, yürüyen iki tane de ayak ihsan ettin, bu nimetlerin şükrünü nasıl ödeyeceğim ben?..

Bu sırada toplanan halk, İsa aleyhisselamın elini öpmek ister. Ancak Allah'ın Nebisi yerde şükür secdesindeki adamı işaret ederek der ki:
-Eli öpülecek insan, sahip olduğu nimetlerin farkına varan işte şu şükür secdesindeki insandır. Onun elini öpün!.. Derler ki,
- Onu secdeye indiren nimetlere bizler doğuştan sahibiz, ama hiç şükretme duygusuna girmedik. İsa aleyhisselamın tarihî cevabı tek cümleden ibaret olur:

- Düşünen insan sahip olduğu nimetlerin farkına varır, düşünmeyen insan da kendini nimetlerden mahrum sanır!.
- Ne dersiniz? Biz de düşünüyor nimetlerin farkına varıyor muyuz, yoksa düşünmüyor, kendimizi nimetlerden mahrum mu sanıyoruz?
Kıssadan Hissemizi inşaAllah aliriz..
 
Üst Alt