• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

Rüyada gölet görmek

Huzur Yolcusu

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Haziran 2014
Mesajlar
587
Tepkime puanı
3
Rüyada göletler görmek rüyada gölet görmek
Selamün aleyküm, sabah namaza uyanmadan evvel bir rüya gördüm Allah hayırlara getirsin inşallah.

Rüyamda küçük küçük göletlerin olduğu bir arazi gibi yerdeyim, sonra orda elbiseci dükkanına benzeyen bir yer var hep birbirine benzeyen penyeler pantolonlar falan var hiç bişeyi beğenmeyip çıkıyorum. Sanki birilerinden de kaçıyorum bir anda o küçük göletlerden birine atlıyorum ve suyun dibine inip yukarı çıkıyorum. Sonra oraya bi minibüs geliyor sanki ambulans yada polis minibüsü tam hatırlayamıyorum ona biniyorum. Ve kaçmam lazım deyip arka kapağı açıp sağa sola baklıyorum nasıl atlayabilirim diye sonra bir anda atlamış mı oluyorum yoksa inmiş mi görmedim. Ve kaçmaya devam ediyorum sonra müstakil bir evde oturuyoruz sanki eve gidiyorum. Kız kardeşim kapıda karşılıyor daha önceden de kullandığı üzerinde gri bir pardesü ve eşarp var şunları bana ver diyorum. Veriyor ve onları üzerime giyiyorum sonra kim var diyorum kimse yok diyor tamam diyorum. Evin bahçesindeyim 2 eniştem kapıdan giriyorlar beni böyle görmesinler deyip eve girerken uyandım.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ve Aleykümselam, rüyaniz hayr olsun
Rüyada gölet görmek;
fırtınalı ve çalkantılı zor bir döneme yorumlanir..

Rüyanizin bâtını yorumu;
Tuz ve gölet
Vaktiyle bir ustanın hayli tembel, her şeyden şikayet eden bir çırağı varmış. Çırak öylesine sabırsızmış ki ustasının her dediğini mızmızlanarak yapıyormuş.
Usta bu duruma bir son vermek istiyormuş. Bir gün dükkandayken çırağa seslenmiş:
-Oğlum şu raftan bir bardak al ve içini suyla doldur. Sonra içine bir kaşık tuz koyup karıştır.
-Çocuk denileni yapar ve içi tuzlu su dolu bardakla ustasının yanına gelir. Usta çıraktan bu suyu içmesini söyler. Çocuk şikayetçi bir ses tonuyla:
-“Usta tadı acıdır bunun, içilmez ya” der.

Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün,gölettin kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp,
gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:

- 'Tadı nasıl?' 'Ferahlatıcı' diye cevap verdi genç çırak.
- 'Tuzun tadını aldın mı?' diye sordu yaşlı adam, 'Hayır' diye cevapladı çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
- 'Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır.
Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir.
Onun için sen de artık gölet olmayı bırak!! da derya olmaya çalış...'

kaçmak ,Kovalanma rüyaları ;
genellikle günlük yaşam tarzınız içindeki endişe duygularından kaynaklanır.
Günlük hayatımız içindeki endişe ve baskılara tepki verme şeklimiz genellikle kaçma rüyaları şeklinde ortaya çıkar....

Koşmak, kaçmak, saklanmak çevremizdeki fiziki tehlikelere karşı içgüdüsel olarak verdiğimiz bir tepki ve reaksiyondur!
kaçmak rüyaları günlük hayatınızdaki korkularınız, stres ve benzeri durumlarla başa çıkma yönteminizi temsil eder...
Kaçarak,Sorunlarınızı çözemezsiniz. ..
Rüyalarınızda sizi kovalayan şey aynı zamanda kişiliğinizin bir parçasını niteliyor da olabilir...

Ömrünüz uzun yolunuz açık olsun! İyi hayat, uzunca süren bir yolculuktur. Sabır ister, Sevgi, ilgi, dikkat, özen, adanmışlık dürüstlük,samimiyet ister,Selametle..

acilangul1
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bardağı Yere Bırakın Bügün...
Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. Herkesin göreceği bir şekilde tutuyordu ve ardından sordu :
“Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?”
'100gm!' ... '125gm!'...
“Bu bardağı bu şekilde birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?”

‘Hiçbir şey' .
“1 saat boyunca tutsaydım?”
“Kolunuz ağrımaya başlardı efendim” diye öğrencilerden biri cevapladı
“Haklısın, peki şimdi ben bu bardağı 6 saat boyunca tutsam ne olurdu?”

Gülüşmeler içinde her kafadan bir ses çıktı: “Kas spazmı geçirirdiniz", "Hastanelik olurdunuz”, "Bunu yapamazdınız"
“Çok iyi" dedi profesör, "peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?”
“Hayır”
“Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?”diye tekrar profesör sordu.

“Çok basit. Bardağı bırakın” diye cevapladı öğrencilerden biri gülümseyerek.

“Kesinlikle!” dedi profesör, “Hayatta karşılaştığınız sorunlar da bu bardak gibidir.
Onları kafanızda birkaç saat tutarsınız, çözüm ararsınız. Bir sorun yokmuş gibi görünür. Süre günlere yayıldıkça başınız ağrımaya başlar.
İpin ucunu kaçırırsanız o sorun sizi yemeye başlar. Üstelik sırf onları aklınızda tuttuğunuz için çözüme kavuşmak bir yana, azalmaz da.

Meselelerinizi çözmek için elbette kafa yorun. Ama hemen çözülmüyorsa onu zamana bırakın, yani bardağı yere bırakın ve çözüm için Allah'a dua edin, gelen çözüme de tevekkül edin
.
 
Üst Alt