- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 7,019
- Tepkime puanı
- 425
Biz Allah'ı (cc) Cuma günleri mescide sığdırmaya çalışıyoruz. Belki cuma gecesine, yüce kitabımızın birkaç sayfasına, çok nadiren kalkılabilirse, yatağın sıcaklığından feragat edilebilirse de Sabah namazlarına....
Belki TV programındaki islami bir söyleşiye.
Ama hastalıklarımız, zayıflıklarımızda, doğal afetlerde, kısaca zorda ve çaresiz kaldığımızda hemen etrafımızda olsun istiyoruz.... ve, hiç şüphesiz, en çok da ölümün hatırlandığı cenazelerde.
Maalesef, biz Allah'tan (cc) bunları beklerken, Allah (cc) için işimizde, oyunumuzda, hayatımızın neredeyse tamamında hiç yer ayırmıyoruz. Çünkü... Diğer zamanlar işlerimizi kendimiz halledebiliriz düşüncesi hayatımıza girmiş. Ya da açıkça söylersek o zamanlar Allah'a (cc) ihtiyacımız yok gibi yaşıyoruz sanki.
O'nun hayatımızda ilk sırada olması gerekmez mi? Her zaman O'nun bizim için yaptıklarını hatırlayacak zamanımız olmalı değilmi?
Evet, Allah'ı (cc) çok seviyoruz. O bizim var olma ve kurtulma kaynağımız. O daima yaratma halinde. O'ndan başka sığınılacak kapımız yok..Biz ondan "Sevdiğimiz birini kırmaktan korkar gibi" korkuyoruz. Diyebiliyormuyuz?
Bunun için çok basit bir test yapalım. Eğer Allah' ı seviyorsanız . Haydi namaza kalkın. Bunun için zamanınız varmı? Kolay zora karşı.. Gerçekleri söylemek neden bu kadar zor. Aynı zamanda yalanları söylemek de bu kadar kolay?
Neden namazda uykuluyuz da bitince aniden uyanıveririz? Ne gariptir, Allah'a (cc) inandığını söyleyip de şeytanın peşinden gitmek . Ne gariptir, fıkraları çılgınca paylaşırız, mesajlar havalarda uçuşur da iş İslamiyetle ilgili bir mesajın iletilmesine geldiğinde iki defa düşünürüz. Hadi bu mesajı sevdiğiniz arkadaşlarınızla paylaşın. O hergün girip saatler harcadığınız sosyal paylaşım sitelerinde paylaşın. Yoksa ne tepki verileceğini bilmediğinizden ya da emin olmadığınızdan göndermeyecek misiniz?
Allah'ın bizim için ne düşündüğünden çok insanların bizim için ne düşündüğüne önem vermemiz adalet terazisinde ne kadar adil görünüyor? Herşeyden önemlisi ne kadar daha nekadar yaşayacağız ki?
Belki TV programındaki islami bir söyleşiye.
Ama hastalıklarımız, zayıflıklarımızda, doğal afetlerde, kısaca zorda ve çaresiz kaldığımızda hemen etrafımızda olsun istiyoruz.... ve, hiç şüphesiz, en çok da ölümün hatırlandığı cenazelerde.
Maalesef, biz Allah'tan (cc) bunları beklerken, Allah (cc) için işimizde, oyunumuzda, hayatımızın neredeyse tamamında hiç yer ayırmıyoruz. Çünkü... Diğer zamanlar işlerimizi kendimiz halledebiliriz düşüncesi hayatımıza girmiş. Ya da açıkça söylersek o zamanlar Allah'a (cc) ihtiyacımız yok gibi yaşıyoruz sanki.
O'nun hayatımızda ilk sırada olması gerekmez mi? Her zaman O'nun bizim için yaptıklarını hatırlayacak zamanımız olmalı değilmi?
Evet, Allah'ı (cc) çok seviyoruz. O bizim var olma ve kurtulma kaynağımız. O daima yaratma halinde. O'ndan başka sığınılacak kapımız yok..Biz ondan "Sevdiğimiz birini kırmaktan korkar gibi" korkuyoruz. Diyebiliyormuyuz?
Bunun için çok basit bir test yapalım. Eğer Allah' ı seviyorsanız . Haydi namaza kalkın. Bunun için zamanınız varmı? Kolay zora karşı.. Gerçekleri söylemek neden bu kadar zor. Aynı zamanda yalanları söylemek de bu kadar kolay?
Neden namazda uykuluyuz da bitince aniden uyanıveririz? Ne gariptir, Allah'a (cc) inandığını söyleyip de şeytanın peşinden gitmek . Ne gariptir, fıkraları çılgınca paylaşırız, mesajlar havalarda uçuşur da iş İslamiyetle ilgili bir mesajın iletilmesine geldiğinde iki defa düşünürüz. Hadi bu mesajı sevdiğiniz arkadaşlarınızla paylaşın. O hergün girip saatler harcadığınız sosyal paylaşım sitelerinde paylaşın. Yoksa ne tepki verileceğini bilmediğinizden ya da emin olmadığınızdan göndermeyecek misiniz?
Allah'ın bizim için ne düşündüğünden çok insanların bizim için ne düşündüğüne önem vermemiz adalet terazisinde ne kadar adil görünüyor? Herşeyden önemlisi ne kadar daha nekadar yaşayacağız ki?