Psikolojinin konusu

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
psikolojinin konusu nedir, psikolojinin konusu amaçları ve araştırma yöntemleri, psikolojinin konusu forum, sosyal psikolojinin konusu nedir, sosyal psikolojinin konusu, psikolojinin amaçları, psikolojinin tanımı, psikolojinin tarihçesi

sosyalpsikoloji.jpg


Psikoloji sözcüğü,Yunanca da “ruh” anlamına gelen “psyke” ile bilgi, bilim anlamlarına gelen”logos”sözcüğünden oluşmuştur.
En genel anlamıyla Psikoloji;Organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilimdir.
Psikolojinin kavram olarak ruhbilim anlamına gelmesi nedeniyle psikoloji denilince akla hep ruh gelmiştir.

Oysa Psikoloji ruhu incelemez.”ruh var mıdır,ölümsüz müdür? gibi sorulara karşılık aramaz.
Çünkü bu tür sorular bilimi değil felsefeyi ilgilendirir.

psikoloji;iç yaşam olaylarının bilimi,zihinsel yaşam olaylarının bilimi şeklinde tanımlanmıştır.
Psikolojiye konu olarak insanın iç dünyası gösterilmiştir.
Bu tarz düşünen psikologlara göre her insanın duygular, hayaller,eğilimler,düşler ve düşüncelerden oluşan canlı bir iç dünyası vardır.
Bu dünya kişiye özgü ve başkalarına kapalıdır.
Bu psikologlara göre; hoşlanmak,kıskanmak,sevinmek,düşünmek gibi iç yaşam olayları arastiran bir ilim dalidir!

İÇE-BAKIŞ(İÇ-GÖZLEM)YÖNTEMİ:
Psikolojide bir insanın kendi kendini incelemesine,bir olay yada etki karşısında duydukları,düşündüklerini açıklamasına iç-gözlem(içe-bakış) denir.İçebakış yönteminde inceleyen ve incelenen aynı varlıktır.


BİLİM: Bir alanda belli yöntemlerle toplanmış düzenli bilgilere bilim denir.Bu bilgiler olayların gözlenmesi, ölçülmesi ve deneyler yoluyla toplanır.
Bilim gerçeği arar,olaylar arasında değişmez ilişkiler bulmaya çalışır.Elde ettiği sonuçlar nesnel, geçerli ve evrenseldir.

ORGANİZMA:İnsan, hayvan ve bitkilerin canlı bedeni anlamına gelir.Her canlı bir organizmadır.Psikolojinin asıl amacı insan organizmasını incelemektir.Ancak, deney aracı olarak ,insan davranışlarıyla karşılaştırmak amacıyla hayvanlarda Psikolojinin konusu olmuştur.

DAVRANIŞ:Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen,ölçülebilen her türlü etkinliğidir.davranışın or- taya çıkması için insanın zihninden bir şeylerin(düşünme,problem çözme,duygulanma,anlama,algılama v.b)geçmesi gerekir.

Rüya görmek,öğrenmek,hayal kurmak,düşünmek,duygulanmak gibi bazı davranışlarda dolaylı olarak gözlenebilir.
Rüyanın anlatılması,düşüncenin konuşmayla ifade edilmesi gibi..bunlar hep bilinc alti duygu ve dusuncelerdir..

Psikoloji doğrudan gözlenebilen (hareket türü) davranışlardan çok dolaylı olarak gözlenebilen yani zihin oluşumu olan davranışları konu edinir.
Üzülmek,sevinmek,öfkelenmek gibi zihinde oluşan iç yaşantılar,bedene yansıyan yanları ile dolaylı olarak gözlenebilir.
Üzülen biri durgunlaşır,ağlayabilir.Psikoloji sadece dıştan kolayca gözleyebileceğimiz davranışları değil,bu davranışların ortaya çıkmasında rol oynayan zihinsel oluşumları da inceler.
DAVRANIŞLARI FARKLI ÖLÇÜLERE GÖRE ŞU ŞEKİLDE SINIFLANDIRABİLİRİZ:
1-Fizyolojik davranışlar:Terleme,kızarma,sararma v.b
2-Fiziksel davranışlar(hareket) :Yürüme,koşma v.b.
3-Psikolojik davranışlar,düşünme,korkma v.b.
4-Bilinçli davranışlar:Konuşma v.b
5-Bilinçsiz davranışlar:İrkilme v.b.
6-Normal davranışlar:Çoğunluğun benimsediği ve toplumun normlarına ve beklentilerine uygun olan davranışlar.
7-Anormal davranışlar:Normalden beklenmedik olumsuz yönde sapmalar.toplum normlarına uymayan


PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI:
1-İnsan davranışlarını inceleyerek davranışlar arasındaki neden-sonuç ilişkisini bulmaya çalışmak.
2-Psikolojinin temel kavramları ve süreçleri hakkında bilgi vererek,bireyin kendi duygu,düşünce ve davranışlarının altında yatan nedenleri daha iyi anlamasına yardım etmek.
3-Bireyin kendi sorunlarına bilimsel açıdan yaklaşabilmesini sağlamak.
4-Kaygı sıkıntı gibi Psikolojik nedenlerden kaynaklanan rahatsızlıkları önleyerek bireysel ve toplumsal ruh sağlığını korumak.


Psikoloji Sözlüğümüz

Mizac:
Kişinin yaratılıştan getirdiği potansiyeller meyiller ve programlardır.
Bir anlamda kişinin fabrika ayarlarıdır.Kişinin mizacından gelen özellikler mutlak anlamda iyi ya da kötü değildir.
İyiliği ya da kötülüğü belirleyen onların nasıl ve ne şekilde kullanıldığıdır.

Fıtrat:
Mizac ile eş anlamlıdır.

Kişilik:
Kişinin mizacının çevre ile etkileşimi sonucu ortaya çıkan kişiye özgü düşünüş davranış ve hissediş motifleridir.
Kişilik duruma göre mizac ile uyumlu ve kişinin dışarıya karşı gösterdiği yüzü olabileceği gibi kişinin özünü örten ve savunma mekanizmalarından oluşan bir maske de olabilir. Kısaca kişilik iyi bir karakter eğitimi ile şeffaflaşırsa özü gösterir tersi durumda ise özü örten bir maskedir.

Kişilik Hapishanesi:
Kişinin kendi kalıplarının yaşam stratejilerinin ve savunma mekanizmalarının esiri olduğu durumdur.
Kişi bir anlamda kendi paradigmalarının ve hayata bakış açısının mahkumudur. Yapılması gereken kişinin kendini tanıma yolculuğuna çıkıp benlik hapishanesinden kurtulmasıdır.

Karakter:
Kişinin mizacında var olan potansiyellerin ortaya çıktıktan sonra geldiği duruma/seviyeye ve potansiyellerin ifade ediliş tarzına karakter denir.
Örneğin kişinin mizacında öfke baskın bir özellik olabilir fakat kişi aldığı karakter eğitimi sonucu öfkesini sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenmiştir.
İşte karakter öfkenin ve genel anlamı ile insanın mizacındaki potansiyellerin davranış olarak nasıl ortaya çıktığını ve nasıl ifade edildiğini gösteren durumdur.

Potansiyel:
Kişinin mizacında var olan potansiyellerin ortaya çıktıktan sonra geldiği duruma/seviyeye ve potansiyellerin ifade ediliş tarzına karakter denir.
Örneğin kişinin mizacında öfke baskın bir özellik olabilir fakat kişi aldığı karakter eğitimi sonucu öfkesini sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenmiştir.
İşte karakter öfkenin ve genel anlamı ile insanın mizacındaki potansiyellerin davranış olarak nasıl ortaya çıktığını ve nasıl ifade edildiğini gösteren durumdur.

İnsanda çekirdek olarak yaratılıştan gelen ortaya çıkmamış veya henüz çıkmamış yetenek meyil ve güdülerdir. Potansiyeller kendilerini ortaya çıkarak bir durum/olayla karşılaşmadığı sürece inkişaf etmezler.

Sıfır:
Sıfır başlangıç noktasıdır. Sıfır sonsuzluktur. Sıfır içe doğru yönelmektir. Sıfır girişimcinin cesaret anıdır. Sıfır prizmadan yansıyan renk değil ışığın kendisidir.

Ahlak:
Kişinin neyi nerede nasıl niçin yaptığına dair bilgi davranış ve hislerin tümüne ahlak denir. Kişinin mizacı ve yaratılıştan gelen özellikleri nötrdür iyiye ya da kötüye yönlendirilebilir. Yönelişi sağlayan ise ahlaktır. Bu noktada karakter ve ahlak eğitimi hayati öneme sahiptir.
İki farklı ahlak vardır:
1-Yaratılıştan gelen mizacla şekillenen ahlak.
2-Kişinin sonradan kazandığı ve edindiği ahlak
Bu iki ahlak birbirlerinden bağımsız olarak düşünülemez. Aralarındaki ilişki kaotik ve non-lineerdir.
Ahlak meselesinde en önemli noktalardan birisi referans olarak hangi ahlakın alındığıdır.

Yetenek:
İnsanın güçlü yönlerinin neticesinde potansiyel olarak varolan varolduğu kişiyi diğer insanlardan farklı kılan düşünüş hissediş ve davranışa ait özelliklerdir.

Beceri:
Ortaya çıkmış yeteneğe beceri denir. Halk arasında meşhur olan ‘yeteneği var ama kullanmıyor’ sözü beceriye dönüştürülememiş yeteneği anlatır. Yeteneğin eğitim ile kullanılabilir bir şekilde ortaya çıkarılması hayati bir önem taşımaktadır.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Psikoloji konusunda egitim alir iken bu konu ilgimi cekmisti...Sisedeki Adam hikayesini anlatiyordu hocamiz...
ve Bati egitimi ile Dini bilgileride bu konuda arastirmis!vardigim sonuc sasirtici idi ..
demek ki bu psikoloji zaten Kur`an-i kerim de vardi...da bizim haberimiz yokmus...

Kişilik Hapishanesi:
Kişinin kendi kalıplarının yaşam stratejilerinin ve savunma mekanizmalarının esiri olduğu durumdur.
Kişi bir anlamda kendi paradigmalarının ve hayata bakış açısının mahkumudur.
Yapılması gereken kişinin kendini tanıma yolculuğuna çıkıp benlik hapishanesinden kurtulmasıdır...
yani Ruhumuzu su beden kafesinden ,Kendi benligimizden kurtarabilme de anca nefsin ve benliğin terbiyesiyle mümkündür.
ifrat ve tefrite düşmemek için, kalbî hayatı; akıl, mantık ve adaletle dengelemek gerekir.
Kişi, bu nefis terbiyesini,Kur`an okumak ,ilim ile az konuşma, az yeme, az uyuma! zikir, fikir ve şükürle Allah-in izni ile basarabilir..
İslâm'da nefis, terbiye edildikten sonra,ancak benlik hapishanesinden çıkılır...cunku terbiye edilmeyen nefis bizi kendine kul kole yaptigin farkindamiyiz?
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185



Herşey kötü gidebilir...Herkes bizi üzebilir...
Kalbimiz kırılmış,İçimiz ezilmiş!stresse de girmis olabiliriz..
Çok fazla hata yapmış olsak da...
Umudumuz bitmedikçe Allah-in izni ile herşey çok daha güzel olabilir!
Hadi silkin ve ayaklan...Tevbeye gel Tevbeye
nefsini terbiye etmesi icin Rabbinden yardim dile!
İyi bir kul olmak için dua edelim...
Başka çaremiz baska gidecek Kapimiz mi var sanki?
ilac ve Terrapi ve yalanlarla mi uyutsunlar Seni..?
uyutup uyustururlarsa nasil Rabbinin kapisina gidebilirsin ki?
Kendine gel! Kendine......
 
Üst Alt