Öyle Bir Dost Seçmeliyim Ki

eMeKLi uYuSS

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Haziran 2011
Mesajlar
420
Tepkime puanı
5
Yaş
38
İnsan, kendisine, dünya ve ahiret zararlarından koruyacak iyi bir arkadaş, dost seçmelidir. Böyle bir dost bulunca da, onun kıymetini bilmeli, edeblerine dikkat etmeli, ona saygılı davranmalıdır. Aybını görmemeli ve hiç kimseye söylememeli, hatta unutmalıdır! Onunla tartışmamalı, kalbini kırmamalıdır. Ancak herkesle de dost olmamalı, emin olanlarla arkadaş olmalıdır. Emin olanlar, Allahü teâlâdan korkanlardır.

İmam-ı Muhammed Bakır hazretleri, oğlu Cafer-i Sadık hazretlerine hitaben; Ey evladım! Fasıklarla arkadaşlıktan çok sakın. Böyle insanlar seni bir lokmaya değişebilir. Cimrilerle dost olmaktan da sakın. Zira çok ihtiyacın olduğu bir zamanda az bir şey vermekten çekinirler. Yalancılarla dost olma, sana dost görünüp konuşur, ayrılınca hali değişir. Ahmaklarla dostluk, arkadaşlık kurma, onlar, sana iyilik yapıyorum zannederek kötülük yaparlar. Akrabayı ziyareti terk edenle de dost olma. Çünkü, Kuran-ı kerimin üç yerinde böyle kimseyi lanetlenmiş gördüm� buyurmuştur.

Süfyan-ı Sevri hazretleri buyuruyor ki:
Bir kimsenin, dua ederken yalnız kendisine dua edip, ana-babasına ve diğer Müslümanlara dua etmemesi, Kuran-ı kerim okumayı bildiği halde her gün en azından yüz âyet okumaması, camiye girdiği halde iki rekat olsun namaz kılmadan çıkması, kabristandan geçtiği halde mevtalara selam vermemesi, bir yerde yalnız olarak yaşıyorsa, cuma günü şehre geldiği halde cuma namazı kılmaması, bulunduğu beldeye bir alim geldiği halde, onun ilminden hiç istifade edememesi, bir kişi ile dost olduğu halde ismini öğrenmeden ayrılması, bir tanıdığı kendisini davet ettiği halde davetine gitmemesi, gençlik çağı büyük bir fırsat olduğu halde o zamanını boşa geçirmesi, kendisi tok ve komşusunun aç olduğunu bildiği halde, ona bir şeyler vermemesi o kimsenin gafletindendir.

Yahya bin Muaz-ı Razi hazretleri; Senden meydana gelen bir hata sebebiyle seni özür dilemeye mecbur eden, beraber olduğunuzda kendisine müdara etmen icabeden ve kendisine, Allahü teâlâya dua ettiğinde beni de hatırla demeye ihtiyaç duyduğun kimse, hakiki dost olamaz buyurmuştur.

Bekir bin Abdullah el-Müzeni hazretleri bir talebesine şöyle nasihat eder:
Biri ile arkadaş olduğun zaman bazı hususları yerine getirmen gerekir. Beraber olduğunuzda, şayet onun ayakkabısının ipi kopar ve o bunları düzeltip bağlayıncaya kadar sen onu beklemezsen, sen arkadaşlık hukukuna riayet etmemiş olursun. Çünkü sen, bu halinle dost olamazsın. Yine, senin arkadaşın bir ihtiyaç için bir yerde oturduğunda, o işini bitirinceye kadar onu beklemezsen, yine hakiki dost sayılmazsın.

Din kardeşlerinden bir cefa görürsen, bil ki bu, yaptığın bir hatadan dolayıdır. Derhal Allahü teâlâya dön ve tövbe et. Ayrıca, bir sevgi görecek olursan, Allahü teâlâya olan taattan ve Allahü teâlânın beğendiği işleri yapmaktan hasıl olduğunu bil ve şükret.

Netice olarak, sadık dost, arkadaş aramalı, böyle bir dost bulunca da ona gereken hürmeti, saygıyı göstermeli, kıymetini bilmeli, hizmette kusur etmemelidir. Çünkü sadık olan dost, insanı tehlikelerden, korkulardan muhafaza eder. Gerçi böyle bir arkadaş, böyle bir dost bulmak çok zor ise de, bulunmaz demek değildir. Hatim-i Esam hazretlerinin, hocası Şakik-i Belhi hazretlerine arz ettiği gibi:
İnsanlara baktım, herkes, bir şeyi seçmiş gördüm ve bu sevgililerin çoğu, onlara ölüm yatağına kadar, bazıları öldüğü vakte kadar, bazıları da, mezara girinceye kadar, arkadaşlık ediyor ve sonra onları yalnız ve zavallı olarak bırakıp ayrılıyorlar, gördüm. Onunla beraber kimse mezara girmiyor, dert ortağı olmuyor. Bu hali görünce, düşündüm ve kendime dedim ki, dünyada öyle bir dost seçmeliyim ki, mezara benimle gelsin, bana orada arkadaşlık etsin. Aradım, taradım, Allahü teâlâya yapılan ibadetlerden başka böyle sadık bir sevgili bulunmadığını gördüm. Dost olarak onları seçtim ve onlara sarıldım...
 
Üst Alt