Oruç ve aç durmak

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
Oruç ve aç durmak

Sual: Bazıları aç ve susuz durmanın ne faydası olur ki diyorlar Oruç tutmaktan maksat nedir?
CEVAP
Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir Bir hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz Orucun, sabır, şükür, nefs terbiyesi gibi diğer ibadetlerle irtibatı vardır Onun için hadis-i şerifte, (Her şeyin bir kapısı vardır İbadetlerin kapısı ise oruçtur) buyuruldu(İbni Mübarek)

Sinir sistemimizin vücuttaki yeri çok mühimdir Dil sinirleri felç olan konuşamaz Bacaktaki sinirler felç olursa, insan yürüyemez Sinirimizin bozulması nispetinde hayatımız, az veya çok tehlike içindedir Siniri bozuk kimse, huzursuz olur, sabredemez Cemiyetteki kavgaların, cinayetlerin çoğu sinirli olmaktan, sabredememekten ileri gelmektedir Hadis-i şerifte, (Oruç sabrın, sabır da imanın yarısıdır) buyuruldu (Ebu Nuaym)

Böylece orucun imandan olduğu görülmektedir İmanlı olan da, imanının kuvvetine göre suç ve günah işlemez Sinirine hakim olur Her şeyin bir zekatı vardır Vücudun zekatı ise açlıktır Oruç tutarak aç kalanın arzuları kırıldığı için sabretmesi kolay olur Oruç tutan aç durur Aç durmak iyidir: Aç duranın basireti açılır Anlayış kabiliyeti artar Hadis-i şeriflerde, (Aç duranın idraki artar, zekası açılır) ve (Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemek ise tamamıdır) buyuruldu (İ Gazali)
Çok yiyen çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçmiş olur Çok yiyen sarhoş gibi olur, dimağı yorgunlaşır Zekası, zihni dumura uğrar Açlık, kalbde incelik doğurur Hadis-i şerifte, (Az yiyenin içi nurla dolar ve ALLAHü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever) buyuruldu (Deylemi)

Açlıkta arzular kırılır, nefsimiz uysallaşır, serkeşliği kalkar Çok yemek, gafleti doğurur Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle azan nefsi zaptetmek de zordur Açlıkla terbiyesi kolaylaşır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsan kalbi tarladaki ekin, yemek ise yağmur gibidir Fazla su ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda da kalbi öldürür) [İGazali]

Her zaman tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur Tok, acın hâlini bilmez Çok yiyen sert ve katı kalbli olur Hadis-i şerifte, (Çok yiyip içmekle kalbinizi öldürmeyin!) buyuruldu (İmam-ı Gazali)

Sinirlerine hakim olan kimse huzurlu olur Açlık, günah işleme arzusunu kırar, kötülük etmeye mani olur Hadis-i şerifte, (Açlık ve susuzlukla nefsle cihad etmek, ALLAH yolunda cihad gibidir) buyuruldu (İmam-ı Gazali)

Çok yiyen çok su içer Çok su içen çok uyur Çok uyuyanın ömrü uyku ile geçtiği için dünya ve ahiret kazancına mani olur Demek ki açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar Fazla tokluk ahmaklığa yol açar Okuduğunu ezberlemesi ve hatırında tutması zor olur Hadis-i şerifte, (Her gün bir defa yemek yenmesi itidaldir) buyuruldu (Beyheki)

İki günde üç defa yemek yemenin normal olduğu bildirilmiştir (Teshil-ül-menafi)

Hastalıkların çoğu çok yemekten ileri gelir Hadis-i şerifte, (Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır) buyuruldu (Dare Kutni)

Az yiyenin vücudu sıhhatli olur Hadis-i şerifte, (Oruç tutan sağlıklı olur) buyuruldu (Taberani)

Çok yiyende acıma hissi azalır Arzuları artar, harama dalar Gayri meşru arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir Açlık şeytanın yolunu tıkar Hadis-i şerifte, (Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlık ile yolunu daraltın) buyuruldu (İhya)
 

baryam_54

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
28 Nisan 2011
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Geleneksel Oruç:
1-Oruç tutan insanların tutmayanları dinsizlik veya saygısızlık yapıyorlar gibi görmelerine,onlara kinli bir tavırla yan bakmalarına hatta zaman zaman onları dövüp sövmelerine sebep olduğu için bu tür bir aç kalmanın toplumun birliğine ve kardeşliğine de zarar verdiğini düşündürmüyor mu?
2-insanlar ramazanda aç kaldıkları için haliyle iş gücü de düşüyor,çoğu insan zaten öğleye kadar ancak çalışabiliyor bu durumda ülkenin iktisadi durumuna zarar verilmiş olmuyor mu?
3-Zaten çok zengin olmayan ve aç olan bir arap toplumunu Allah niye aç bırakmaya çalışmış olabilir ki?
4-Allah,bir topluma zarar verebilecek şeyleri emretmeyeceğine göre bütün bunlar muvacehesinde aynen salat kelimesinin çarpıtıldığı gibi oruç(svm)kelimesi de çarpıtılmış ve amacından uzaklaştırılmış olamaz mı?.
Kur'andaki savm:
Kıymetli Arkadaşlar,savm'ın ne olduğunu Cenabı Allah Kur'anında Meryemin ifadesiyle tarifini yapmıştır,ancak her şeye şekilcilik penceresinden bakıp bunu gösteriye veya gösterişe dönüştürme heveslileri gelenekçi atalar dininin mensupları tarafından bu kavram amacından saptırılmış ve çarpıtılmıştır.Delil mi istiyorsunuz işte Kur'andan delili:
Meryem26:''Ye iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan 'Ben Rahman için oruç adadım, bugün hiçbir insanla konuşmayacağım' de.''buyurulmuştur.
Kanımca buradaki konuşmama Meryemin İsa'ya nasıl hamile kaldığı olayıdır.Bunu o an istese de toplumuna anlatamazdı.Allah'ta olayı gündem etmemesini zamana bırakmasını istemiştir.Yoksa ''hiç kimseyle hiçbir şey konuşmamak değildir'' istenen.Buna benzer olayları zaman zaman bizlerde yaşarız.O an için anlatamayacağımız bazı hadiseleri konu edinmeyiz/edinmememiz de gerekir.
Bu ayette şu hususlar belirgindir
1-Ayette bizzat savm kelimesi geçer
2-ayette açıkça zikredildiği üzere oruç tutarak yiyip içmek mümkündür,hatta teşvik edilmiştir.
3-insanlarla konuşmamak oruçtur.
4-Savm kelimesinin lugat anlamları:geri durma,kendini tutma,kendini alıkoyma,tutukluluk hali
Buradaki''ne tür veya hangi şartlarda oluşan konuşmamak veya kendini gizlemek savm olur? meselesi ise araştırılmaya açık bir konudur''.
bence savm şunlar olabilir:
1-üzgün veya yorgun olduğunda kendini dinlendirmek için bir müddet inzivaya çekilmek.
2-seni üzmesini tahmin ettiğin insanlarla konuşmamak ve onlardan bir müddet uzak durmak,
3-konuşmalarını çarpıtacağını düşündüğün insanlarla konuşmamak,
4-saklanması gerekli olan şahsi sırlarını saklamak.
5-yaşadığın ülkenin gizli olması gereken sırlarını saklamak.
6-günahkar toplulukların şerlerinden uzaklaşmak için bir müddet gizlenmek.
veya bunların hepsi.
Selamlar,sevgiler.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
dfgtndfgtnkardeşim sen bu foruma komiklik yapmaya mı geldin islamın sencesimi olur sen kimsin ki sen ister tut ister bırak orucunu. 1400 yıllık islam tarihi senin bozuk fikirlerine mi kaldı yürü de git....başka yerlerde kus fitneni.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
Oruç nedir? Niçin oruç tutuyoruz?

Orucun Arap dilindeki karşılığı “savm” kelimesi olup, bu kelime “bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına gelmektedir Terim olarak ise, “tan yerinin ağarmasından güneşin batma vaktine kadar, bir gaye uğruna bilinçli bir şekilde yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durup nefsi dizginlemek” demektir
Pek çok hüküm gibi oruç da, İslâm’ın ilk yıllarında değil de Medine döneminde farz kılınmıştır Orucun farz kılınması tarih olarak hicretin ikinci yılının Şaban ayına rastlamıştır

ORUCUN FARZ OLUŞU KUR’AN VE SÜNNET’LE SABİTTİR

“Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı Böylece umulur ki korunursunuz” (Bakara, 2/183) ayeti ile “O sayılı günler, Ramazan ayıdır O Ramazan ayı ki insanlığa bir Rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indirildi Artık sizden kim Ramazan ayının hilâlini görürse, o gün oruç tutsun Hasta veya yolcu olan, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez Oruç günlerini tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü Allah’ı tazim etmenizi ister Şükredesiniz diye bu kolaylığı gösterir” (Bakara 2/185) ayeti orucun İslam dininde farz olduğunu anlatmaktadır
Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:
“İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah bulunmadığına ve Peygamber Efendimiz’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik etmek, namazı kılmak, zekât vermek, Ramazan orucu tutmak, gücü yetenler için Beytullah’ı ziyaret etmek” (Buharî, İman 1; Müslim, İman 20; Tirmizi, İman 3)

***

Orucun farz olduğunu bildiren diğer bir rivayet de şudur:
“Saçı başı dağınık bir adam Peygamber Efendimiz’e gelerek: “Ya Resûlallah! Bana Allah’ın üzerime oruç olarak neyi farz kıldığını haber verir misin?” dedi Peygamber Efendimiz bunun üzerine şöyle buyurdu: “Ramazan ayını (orucunu) farz kıldı” Adam: “Benim üzerimde bundan başka bir borç var mıdır?” diye sorunca, Peygamber Efendimiz: “Hayır, ancak kendiliğinden nafile olarak yaparsan bu müstesnâ” buyurdu Adam, bundan sonra sorularına devam ederek: “Allah’ın bana farz kıldığı zekâttan haber ver” dedi Peygamber Efendimiz ona İslâm’ın gösterdiği yolları ve esasları anlattı Bundan sonra adam şöyle dedi: “Sana ikramda bulunan Allah’a yemin olsun ki, bu söylenenlerden ne fazla ne de eksik yaparım” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: “Eğer doğru söylüyorsa, bu adam kurtulmuştur, (yahut başka bir rivayette de) cennete gidecektir” buyurdu (Buharî, İman 3; Savm 1; Müslim, İman 8, 9; Ebu Davud, Salat 1; Nesâi, Salat 4)

***

Niçin oruç tutmalıyız?
Mümin, herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil yalnız Allah’ın emri olduğu için ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruç tutmalıdır Orucunu bedene, topluma kazandırdığı hususların bulunması ile beraber, insan orucu bunlar için değil sadece Allah emrettiği için tutmalıdır
Hz Ali (radıyallâhu anh) diyor ki:
- Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretçinin ibadetidir
- Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir
- Allah’ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet, hür olan kimsenin ibadetidir (Ali el-Kârî, Mirkâtü’l-Mefâtih, 2/135)
Makbul olan ibadet, Hz Ali’nin de belirttiği gibi Allah’ın nimetlerine karşı şükran borcunu yerine getirerek onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılan ibadettir
Allah, ancak böyle samimi bir düşünce ile yapılan ibadetleri kabul eder

***

Önce iftar mı edelim, namaz mı kılalım?
Bazen şöyle sorular gelebiliyor: “Oruç tutulan akşamlarda öncelikle iftar yemeğini mi yemeli? Yoksa akşam namazını mı kılmalı?”
Akşam vaktinin girdiği kesin olarak biliniyorsa, önce hurma, su gibi birşey ile oruç açılır, sonra namaz kılınabilir
Yemeği acele olarak yiyip, sonra namaz kılmak da uygundur Ancak iftar sofrasında çeşitli yemekler olduğu için, akşam namazı gecikebilir Namazı ilk vaktinde kılmak en güzelidir Bu bakımdan orucu açtıktan, iftar ettikten sonra namazı kılmak iyi olur Bununla beraber yemek hazırken namaz kılmanın mekruh olduğu şeklinde bir görüş de vardır Bundan maksat namaz kılarken aklın yemekte olması dolayısıyla namazı hakkıyla eda edememek neticesini vereceğidir Yemek yemek namazın vaktini fazlasıyla ertelemeyecekse bu yolu izlemek mümkündür Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi orucu Efendimiz’in tavsiyeleri doğrultusunda ezanla birlikte açtıktan sonra da namazı çok geciktirmemek için onu edâ etmek, daha sonra da iftarımızı yapmak en uygun görüş olmaktadır Böylece oruç Efendimiz’in tavsiyesi doğrultusunda erken açılmış, namaz da erken kılınmış olur


İFTÂR DUÂSI NASILDIR?
İftârda dua etmek Efendimiz’in sünnetlerindendir Birkaç iftâr duâsı vardır Meşhur olanlarından bazıları şunlardır:
“Zehebe'z-zameu vebtelleti'l-urûku ve sebete'l-ecru inşâallâhu teâlâ”
Manası: Susuzluk gitti, damarlar ıslandı ve inşaallah mükâfat gerçekleşti
Bir başka iftâr duâsı da şöyledir:
“Eftara indekümü's-sâimûne ve ekele taâmekümü'l-ebrâru ve sallet aleykümü'l-melâiketü”
Manası: Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin ve melekler size dua etsin


ORUÇ TUTMAK KİMLERE FARZDIR?

İslâm, emir ve yasakların yapılmasını istediği kimselerde bir takım şartlar arar Bu anlamda diğer ibadetlerde olduğu gibi, oruç ibadetinde de belli başlı özelliklere sahip olan kimseler mükellef tutulmuştur Bunları şu şekilde sıralamamız mümkündür:

1 Müslüman olmak:
Oruç ibadetinin bir kimseye farz olması için, o kişinin Müslümanlığı kabul etmiş olması gerekir Müslüman olmayan kimseler, böyle bir ibadeti yapmaya zorlanamaz

2 Ergenlik çağında ve akıllı olmak:
İbadetlerin farz olması için bulunması gerekli olan şarlardan biri de o kimsenin ergenlik çağında ve aynı zamanda akıllı olmasıdır Zira henüz belli bir yaşa (ergenlik) gelmemiş kimseler İslâm’da mükellef kabul edilmemişlerdir Bu anlamda çocuklar ve ergenlik yaşına ulaştığı halde akıldan mahrum olanlar, bu ibadetten muaf tutulmuşlardır Bu hususu Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şu beyanlarıyla bildirmişlerdir: “Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır: Buluğ çağına erinceye kadar çocuktan, aklı yerine gelinceye kadar deliden, uyanıncaya kadar uyuyandan” (Buhârî, Hudûd 22)

3 Oruç tutmaya güç yetmek ve yolcu olmamak:
Orucun farz olması için, mükellefin beden itibariyle sağlıklı olması, hasta olmaması ve mukim olması gerekir Bedenen oruç tutmaya muktedir olmayanların, hastaların ve seferde olan kimselerin oruç tutmaları farz değildir Ancak bu kimseler yine de oruç tutacak olsalar, tutmuş oldukları oruç geçerlidir Şayet kendilerine verilen bu ruhsatı kullanır da tutmazlarsa, o zaman da tutmadıkları gün sayısı kadar daha sonra tutarlar Bu hususla ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
“Oruç sayılı günlerdedir Sizden her kim o günlerde hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutar Oruç tutamayanlara fidye gerekir Fidye bir fakiri doyuracak miktardır Her kim de, kendi hayrına olarak fidye miktarını artırırsa bu, kendisi hakkında elbette daha hayırlıdır Bununla beraber, eğer işin gerçeğini bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır” (Bakara 2/184)
Aynı zamanda hayız, hâmile ve emzikli kadınlar da, oruçtan muaf tutulmuş olup, bunlar, mazeretleri sona erince, tutamadıkları gün sayısınca oruçlarını kaza ederler

ORUÇ TUTMANIN FARZ OLMADIĞI DURUMLAR

Yolculuk:
İslâm, insanlara üstesinden gelemeyecekleri mükellefiyetleri yüklemez Emirler takat ölçüsündedir Yolculuk ise, zaman zaman meşakkat ve sıkıntıların olduğu bir durumdur Böyle bir durumdaki Müslüman yolculuğun vereceği meşakkat karşısında oruç tutmada zorlanabilir Bundan dolayıdır ki Cenab-ı Hakk, Bakara suresinin 184 âyetinde bu durumdaki kimselere oruç tutmama noktasında ruhsat vermiştir Seferde iken oruç tutmayan daha sonra kaza eder Ancak dileyen kimseler, yolcu oldukları halde bu orucu tutabilirler

Hastalık: Yüce Yaratıcı, oruç tutamayacak kadar hasta olan kimselere de ruhsat vermiş, oruç mükellefiyetinden onları istisna etmiştir Bunlar iyileştikten sonra tutamadıkları orucu kaza ederler Burada hastalığı tam olarak tarif etmek gerekir Hastalık, insanın hayatî fonksiyonlarının muntazam şekilde seyir etmemesi veya etraftan gelen uyarılara cevap verilmeme hali olarak tarif edilebilir Hastalık, oldukça ciddi ve tedavi gerektiren bir durum olabileceği gibi basit bir rahatsızlık da olabilir Bu ayırımı yapmayı yani oruç tutup tutmaması gereken kimseleri ayırmayı İslâm, Tabib-i Müslim-i Hâzık’a, (müslüman mütehassıs hekime) bırakmıştır Tabiatıyle rastgele bir kimseye danışarak oruç tutmamak Allah katında o şahsa manevî mesuliyet yükler

Gebelik ve çocuk emzirmek: Gebe olan ya da çocuğunu emzirme durumunda olan kadınlar, gerek kendilerine, gerekse çocuklarına bir zarar gelmemesi için, oruç tutmama noktasındaki ruhsata dahildirler ve daha sonra müsait olduklarında kaza ederler (Bkz: İbn Mâce, Sıyâm 3)

Yaşlılık: İslâm, oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimselere ruhsat tanımış, tutamadıkları her gün için bir fakir doyurmak suretiyle bu onları bu ibadetten muaf tutmuştur

Aşırı açlık ve susuzluk: Oruçlu olan bir kimse, aşırı açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalsa, orucun, onun beden ve ruh sağlığını ciddi boyutta etkileyeceğinden endişe etse yahut doktor bu hususta kendisine tutmaması noktasında rapor vermiş olsa, bu kimse de oruçtan muaf tutulmuş olup, sağlığına kavuştuğunda, tutamadığı günler kadar tutmak suretiyle bu ibadeti yerine getirmiş olur

İkrah: Yani zorla oruç tutturulmamak halidir Birisi oruç tutana, “Orucunu bozmazsan seni öldürürüm veya bir uzvunu keserim” diye tehdit etmişse, dediğini yapmaya gücü yetiyorsa, oruçlunun orucunu bozması mübah olur

ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER NELER?

* Unutarak yemek içmek ve cinsî münasebette bulunmak Unutarak yapılan bu işler orucu bozmaz Ancak oruçlu olduğunu hatırladığı anda, bu işleri yapmayı bırakması gerekir

* Birinin unutarak yiyip içtiği görülürse, eğer yiyip içen adam, güçsüz, zayıf ve ihtiyar birisi ise hatırlatmamak daha iyidir Zira bu, Allah’ın, o kimseye, güçsüzlüğüne merhameten orucunu unutturmak suretiyle ikram ettiği bir rızıktır Unutarak yiyip içen kimse güçlü, kuvvetli biri ise hemen hatırlatılmalıdır

* Uyurken ihtilâm olmak

* Hanımını öpmek, elle tutmak, okşamak Bu durumda meni gelmedikçe oruç bozulmaz

* Kadına el sürmeden sadece bakmak veya şehevî konuları düşünmek sebebiyle tahrik olup meninin gelmesi

* Geceden cünüp olan kimsenin, yıkanmayı sahurdan sonraya, oruçlu vaktine bırakması

* Ağza gelen balgamı yutmak

* Kafasından burnun içine gelen akıntıyı çekip yutmak

* Denize, yahut başka bir suya dalınca, kulağa su kaçması

* İstek dışı olarak boğaza sigara dumanı gibi keyif verici bir duman girmesi

* Boğazına toz veya sinek kaçmak Gözyaşı veya yüz teri ağza girecek olsa, eğer bir-iki damla kadarsa orucu bozmaz Ancak tuzluluğu bütün ağız içinde hissedilecek kadar çok olup oruç hatırda iken yutulursa orucu bozar

* Sahurdan dişleri arasında kalmış nohut tanesinden küçük bir şeyi yutmak Nohut tanesinden büyük olursa orucu bozar

* Hariçten susam veya buğday tanesi kadar bir şeyi ağzına alıp yavaş yavaş ve tadı boğazına varmayacak şekilde çiğneyip yok etmek

* Kendiliğinden gelen kusuntu, yine kendiliğinden geriye gitse, ağız dolusu bile olsa orucu bozmaz Kusma isteğiyle ağza getirilen az miktardaki kusmuk ise kendiliğinden içeri gitse orucu bozmaz Fakat miktarı ağız dolusu ise orucu bozar

* Kan aldırmak

* Göze sürme çekmek

* Derideki gözeneklerden içeri giren şeyler orucu bozmaz Buna binaen, vücuda sürülen yağ veya yıkanılıp soğukluğu içeri nüfuz eden su, orucu bozmaz Çünkü bunlar yoluyla içeri girerler

* Baş veya karındaki bir yaraya konulan ilâç, vücuttan içeri girmedikçe oruç bozulmaz

AŞI VE İĞNELER ORUCU BOZAR MI?

İnsan vücudunda gıdalanmaya esas olan kanal ve yollar iki kısımdır:

a Burun, kulak, ön ve arka yollar gibi tabiî ve aslî kanallar Bunların herhangi bir yerinden vücudun iç kısmına geçecek olan maddeler ittifakla orucu bozarlar İç kısma ulaşmayanlar ise, orucu bozmazlar

b İkinci kısım yollar ise, sonradan meydana gelen ârızî kanal ve yollardır Vücuddaki bir kesik, yara, vs gibi Bu yollardan içeri geçiş kesinlik kazandığı takdirde orucun bozulacağında yine ittifak vardır Ancak iç kısma geçiş şüpheli durumlarda ise İmam Ebu Yusuf ve Muhammed’e (İmameyn) göre oruç bozulmaz, İmam-ı A’zam Hazretlerine göre ise oruç bozulur
Görüldüğü gibi İmam-ı A’zam ile iki talebesi arasındaki ihtilâf esasta değil, keyfiyet üzerindedir Yani içe nüfuz katiyet kazandığı zaman, onlara göre de oruç bozulmuş olmaktadır
Bu genel kaideler ışığında iğne ve aşıları incelediğimizde şu durum ortaya çıkmaktadır: Çiçek aşısı gibi deri üzerinden yapılan aşı ve ilâçlamalar orucu bozmaz Çünkü deri vücudun dış kısmını teşkil eder Bunun dışında kalan iğne ve aşılar, genel olarak damardan, kaba etten ve deri altından yapılmaktadır Her üç halde de ilâç verilmeksizin vücudun derinliğine batırılan iğnenin bir tarafı dışta kaldığı için, yalnız batırmakla oruç bozulmaz Ancak içeri ilâç, su gibi maddeler enjekte edilirse oruç bozulur Çünkü bu maddeler vücud içinde kararlaşıp yerleşir Damardan verilen ilâçlar ise, doğrudan doğruya kana intikal eder Oradan organlara dağılır Kaba et ve deri altındaki ilâçlar da yine içeriye nüfuz etmiş sayılır Bu itibarla vücuda ilâç zerketmek için yapılan aşı ve iğneler, orucu bozarlar Ancak kefaret icap etmez Yalnızca kaza kâfi gelir
Önemli hastalığı olanlar, zaten oruçlarını bozabilirler Bunlara oruçlu halde yapılan iğne ile oruçları bozulur Sağlık durumları düzeldiğinde oruçlarını kazâ ederler Bu gibi kimselerin mümkünse iğneyi geciktirerek iftardan sonra yaptırmaları daha iyidir

* Vücuda dışardan kan almak, ilâç almak gibidir Orucu bozar Fakat kan vermek orucu bozmaz

* Abdestte ağza su verip geri boşalttıktan sonra, arta kalan yaşlığın tükürük ile beraber yutulması orucu bozmaz

* Dişlerin arasından çıkan kan, az olup tükürük içinde kaybolmakta ise bu kanın yutulması oruca zarar vermez Ancak kan tükürüğe galebe çalacak çoğunlukta ise bunu yutmakla oruç bozulur


ORUCU BOZUP YALNIZ KAZÂYI GEREKTİREN DURUMLAR


* Yenilip içilmesi normal, alışılmış olmayan ve insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozar ve sadece kazayı gerektirir Taş, toprak, çiğ pirinç, çiğ hamur, un gibi insanların normalde yemediği şeyleri yemek orucu bozar ve sadece kazayı gerektirir

* Henüz içi olmamış yeşil cevizi yemek Veya bademi, fındığı ve kuru fıstığı kabuğuyla birlikte çiğnemeden yutmak

* Arka yola fitil koymak, ilâç akıtmak

* Burna ilâç çekmek

* Kulağın içine yağ damlatmak

* Boğaza huni ile bir şey akıtmak

* Karında veya başta bulunan herhangi bir yaraya sürülen ilâcın vücuttan içeri nüfuz etmesi

* Boğaza kaçan yağmur, kar veya doluyu istemeyerek yutmak

* Abdest alırken boğazına veya burna su çekerken genzine hata ile suyun kaçması

* İsteyerek boğazına veya burnuna duman çekmek Sigara, anber gibi lezzet ve keyif verici bir duman olursa kefaret de gerekir

* Ramazan günü zor kullanmak suretiyle yapılan cinsel ilişkiden dolayı, bu işe zorlanan kimseye sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez Zor kullanmak, can almak, bir organı kesmek veya bunlardan birine sebebiyet verecek şekilde dövmekle yapılan zorlamadır Üzüntü ve acı verecek derecede olan dövmek veya sadece hapsetmek suretiyle yapılan bir zorlamadan dolayı Ramazan orucunu bozmak kaza ile birlikte kefareti de gerektirir

* Dişleri arasında kalan nohut tanesi kadar olan bir şeyi yemek

* Kendi isteğiyle dışarı kusmak Bu kusma ağız dolusundan az da olsa orucu bozar

* Ağız dolusu kendiliğinden gelen veya isteyerek getirilen kusmuğu mideye çevirmek

* Sahur vakti geçtiği halde, geçmedi zannıyla sahur yemek

* Güneş battı, iftar oldu zannıyla oruç bozmak

* Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak İsterse kasden olsun

* Hanımını öpmek, okşamak, sarılma, vs sebebiyle erkekten ve kadından meninin gelmesi Şehvetle sadece mezinin gelmesi ile oruç bozulmaz

* Ramazan orucunu tutmaya niyet etmeden gündüz yiyip içmek de sadece kazâyı gerektirir Kefaret icab etmez Çünkü kefaret oruç tutmamanın değil, tutulan orucu bozmanın cezasıdır Fakat böyle bir şey günahtır Tevbe etmek gerekir

* El ile meni getirmek (istimna’ - elle tatmin)

* Kan yutmak Çoğunluğunu tükürük teşkil eden ağızdaki az kanı yutmak orucu bozmaz

Resulullah aleyhissalatu vesselam, iftar ettiği zaman şu duayı okurdu: “Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartü (Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açıyorum)” Ebu Davud, Savm 22

***

“Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur’’ Buhari, Savm 2

***

“Oruç perdedir Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa “ben oruçluyum!’’ desin (ve ona bulaşmasın)’’ Buhari, Savm 2

***

“Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar” Tirmizi, Cihâd 3

***

Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resülü dedim, bana öyle bir amel emret ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükâfaatlandırsın’’ “Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur’’ Nesâi, Sıyam 43

***

“Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır Oradan sadece oruçlular girer Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez” Buhari, Savm 4

***

“Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz’’ Tirmizi, Savm 82

***

“Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur” Buhari, Savm 5


ALİ BUDAK, ALİ DEMİREL
Ailem Dergisi
Sayı:249
 

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
Rabbim sen bizleri senin emirlerine uyan kullarından eyle
Rabbim senin bizler icin istedigin her şey bizlerin menfati ve iyiligi icindir ..Rabbim inşallah bu sene tekrar nasip eyle ORUCUMUZU tutalım.
Aminnnnnnnnnnnnnn

 

Hasret

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
29 Mart 2011
Mesajlar
337
Tepkime puanı
16
Yuh yani bu bayram 54 denen beyinsiz başka dünyadamı yaşamış acaba bugün artık müslüman olmayanlar bile orucun ne olduğunu biliyorlar. Nekadar faydalı olduğunu dünya bile bilirken bu herhalde fitne fesat sokmaya çalışmış ama sizlerden şamarı yemiş herhalde
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Yuh yani bu bayram 54 denen beyinsiz başka dünyadamı yaşamış acaba bugün artık müslüman olmayanlar bile orucun ne olduğunu biliyorlar. Nekadar faydalı olduğunu dünya bile bilirken bu herhalde fitne fesat sokmaya çalışmış ama sizlerden şamarı yemiş herhalde
Hemde ne beyinsiz!
2:187 - Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar,sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.

Allah c.c imsak vaktine kadar yiyin, için, bundan sonra ertesi geceye yani, iftar vaktine kadar orucu tam tutun diyor! (Yani yeme içme dahil nefsinizi terbiye edin diyor) Senin kendi kendine uydurduğun gibi sadece aç kalın demiyor! Önce oruç ve orucun mahiyetini öğrenmen lazım! Oruç senin zannettiğin gibi sadece aç kalmak manasını taşımıyor!
 
Üst Alt