Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Oruç
Oruç diğer ümmetlere de farz kılınmıştı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="elifgibi" data-source="post: 3655" data-attributes="member: 149"><p><span style="font-size: 12px">Oruç, diğer ümmetlere de farz kılınmıştı...</span></p><p><span style="font-size: 12px">Rabbimize ne kadar şükretsek azdır; bizi tekrar rahmet ayı olan ramazan-ı şerîfe kavuşturdu...</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu mübarek ay gelince Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselâm) şöyle buyururdu: (Ramazan geldi. Bu ayda Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. Yazıklar olsun o adama ki; bu aya kavuşur, fakat Rabbimizin rahmetinin sağanak sağanak yağdığı bu ayda mağfirete kavuşamaz. Bu ayda kavuşamadıysa ne zaman kavuşacak?..)</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">NİMET ÜSTÜNE NİMET...</span></p><p><span style="font-size: 12px">Oruç ibadeti, yalnız bu ümmete değil, diğer ümmetlere de farz kılınmıştı. Fakat onların orucu başka günlerde ve başka aylarda idi. Bize ise ramazan ayında farz kılındı. Kurââ¬â¢ân-ı kerîmin nazil olduğu, içinde bin aydan daha kıymetli Kadir Gecesinin bulunduğu ramazan ayının tercih edilmesi, nimet üstüne nimet oldu bizim için...</span></p><p><span style="font-size: 12px">Allahü teala bize bir ay oruç tutmamızı farz kıldı. Bu ayın tesbitini bize bırakmadı, yoksa her millet kendine bir ay seçecekti. Hatta o ayın hangisi olacağı da görüş ayrılıklarına sebep olacaktı.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Dünyadaki bütün Müslümanların, aynı günde oruca başlamalarını ve aynı günde bayram yapmalarını, birlik ve beraberliğin temini için ayını da bizzat Rabbimiz seçti.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kamerî aylardan olması da büyük nimet. Kullanmakta olduğumuz Şemsî denilen aylardan olsaydı; her sene aynı mevsimde oruç tutmak zorunda kalacaktık. Bazı yerlerde günler çok uzun, onlar hep o uzun günlerde tutacaklardı oruçlarını ve hep zorlanacaklardı. Diğer bazı yerlerde ise kısa günlerde oruç tutulacaktı, onlar da fazla acıkmayacakları, susamayacakları için, nefisleri ile mücâdele ve Rabbimizin rızasını kazanmak için çekilen sıkıntıların zevkine varamayacaklardı.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Yine Şemsî takvimle olsaydı, diğer mevsimler bu mübarek ayı misâfir etme şerefine eremeyeceklerdi...</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ramazân-ı şerîf, her sene on veya on bir gün öne gelir. Otuz üç sene oruç tutan bir adam, senenin bütün mevsimlerinde, bütün aylarında ve günlerinde oruç tutmuş olur.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ramazan ayı, manevi ticaret mevsimidir. Mevsiminde yapılan ticaretin kârı bir başkadır; daha çok kazandırır. Hasat zamanında mahsul almazsanız, daha sonra alacağınızdan iyi bir netice elde edemezsiniz.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu ayda bizlere çok müjdeler var. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: (Ramazan ayını, oruç tutarak, ibadetlerle, haramlardan sakınarak, mükafatını Rabbinden bekleyerek geçiren müââ¬â¢minin bütün günahları affedilir. Annesinden yeni doğmuş gibi günahsız olur.)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Orucun diğer ibadetlerden farkı, onda gösteriş yoktur. O, kul ile Rabbi arasındadır, başkalarının haberi bile olmaz.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Meselâ; namaz kıldığımız zaman, bizim namazımızı beğensinler, takdir etsinler diye içimizden geçirebiliriz. Zekât verirken de aynı şeyleri düşünebiliriz. Hac, zaten topluca yapılan bir ibadettir, gizlenemez.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Oruç, gizli bir ibadettir, kimse fark edemez, ondan ancak Yaratıcımızın haberi olur.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir adam, bir yerde namaz kılıyormuş, tâdîl-i erkân ile. Bunu gören birisi demiş ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">-Ne kadar da mükemmel, üstelik namazın âdâbına da uygun, çok güzel namaz kılıyorsun, tebrik ederim seni.</span></p><p><span style="font-size: 12px">O da cevap vermiş:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Ben üstelik oruçluyum da!..</span></p><p><span style="font-size: 12px">Namazı belli ama, orucu belli değil. Belli olmadığı için "orucum" deme ihtiyacını hissetmiş.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">NEFSE EN ZOR GELEN ŞEY!..</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bunun içindir ki, Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Âdemoğlunun bütün amelleri kendisi içindir, oruç hariç. O, benim içindir. Yemesini içmesini, nefsâni arzularını benim için terk ediyor, onun karşılığını da ben vereceğim."</span></p><p><span style="font-size: 12px">Gösterişten, riyâdan uzak, Allah için yapılan ibadetler çok kıymetlidir. Nefse en zor gelen şey, ihlasla yapılan ibadetlerdir. Çünkü onda nefsin hiç payı yoktur.</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hanım evliyâlardan Rabia-i Adviyye hazretleri bir münâcatında diyor ki: "Ey Rabbim! Senin rızanı kazanabilseydim, bana kâfi idi. Başkaları razı olmuş, olmamış, beğenmiş, beğenmemiş hiç kıymet ifade etmez. Çünkü toprağın üzerinde ne varsa toprak olmaya mahkumdur..."</span></p><p><span style="font-size: 12px">Doğrusu da bu değil mi?..</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="elifgibi, post: 3655, member: 149"] [SIZE="3"]Oruç, diğer ümmetlere de farz kılınmıştı... Rabbimize ne kadar şükretsek azdır; bizi tekrar rahmet ayı olan ramazan-ı şerîfe kavuşturdu... Bu mübarek ay gelince Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselâm) şöyle buyururdu: (Ramazan geldi. Bu ayda Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. Yazıklar olsun o adama ki; bu aya kavuşur, fakat Rabbimizin rahmetinin sağanak sağanak yağdığı bu ayda mağfirete kavuşamaz. Bu ayda kavuşamadıysa ne zaman kavuşacak?..) NİMET ÜSTÜNE NİMET... Oruç ibadeti, yalnız bu ümmete değil, diğer ümmetlere de farz kılınmıştı. Fakat onların orucu başka günlerde ve başka aylarda idi. Bize ise ramazan ayında farz kılındı. Kurââ¬â¢ân-ı kerîmin nazil olduğu, içinde bin aydan daha kıymetli Kadir Gecesinin bulunduğu ramazan ayının tercih edilmesi, nimet üstüne nimet oldu bizim için... Allahü teala bize bir ay oruç tutmamızı farz kıldı. Bu ayın tesbitini bize bırakmadı, yoksa her millet kendine bir ay seçecekti. Hatta o ayın hangisi olacağı da görüş ayrılıklarına sebep olacaktı. Dünyadaki bütün Müslümanların, aynı günde oruca başlamalarını ve aynı günde bayram yapmalarını, birlik ve beraberliğin temini için ayını da bizzat Rabbimiz seçti. Kamerî aylardan olması da büyük nimet. Kullanmakta olduğumuz Şemsî denilen aylardan olsaydı; her sene aynı mevsimde oruç tutmak zorunda kalacaktık. Bazı yerlerde günler çok uzun, onlar hep o uzun günlerde tutacaklardı oruçlarını ve hep zorlanacaklardı. Diğer bazı yerlerde ise kısa günlerde oruç tutulacaktı, onlar da fazla acıkmayacakları, susamayacakları için, nefisleri ile mücâdele ve Rabbimizin rızasını kazanmak için çekilen sıkıntıların zevkine varamayacaklardı. Yine Şemsî takvimle olsaydı, diğer mevsimler bu mübarek ayı misâfir etme şerefine eremeyeceklerdi... Ramazân-ı şerîf, her sene on veya on bir gün öne gelir. Otuz üç sene oruç tutan bir adam, senenin bütün mevsimlerinde, bütün aylarında ve günlerinde oruç tutmuş olur. Ramazan ayı, manevi ticaret mevsimidir. Mevsiminde yapılan ticaretin kârı bir başkadır; daha çok kazandırır. Hasat zamanında mahsul almazsanız, daha sonra alacağınızdan iyi bir netice elde edemezsiniz. Bu ayda bizlere çok müjdeler var. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: (Ramazan ayını, oruç tutarak, ibadetlerle, haramlardan sakınarak, mükafatını Rabbinden bekleyerek geçiren müââ¬â¢minin bütün günahları affedilir. Annesinden yeni doğmuş gibi günahsız olur.) Orucun diğer ibadetlerden farkı, onda gösteriş yoktur. O, kul ile Rabbi arasındadır, başkalarının haberi bile olmaz. Meselâ; namaz kıldığımız zaman, bizim namazımızı beğensinler, takdir etsinler diye içimizden geçirebiliriz. Zekât verirken de aynı şeyleri düşünebiliriz. Hac, zaten topluca yapılan bir ibadettir, gizlenemez. Oruç, gizli bir ibadettir, kimse fark edemez, ondan ancak Yaratıcımızın haberi olur. Bir adam, bir yerde namaz kılıyormuş, tâdîl-i erkân ile. Bunu gören birisi demiş ki: -Ne kadar da mükemmel, üstelik namazın âdâbına da uygun, çok güzel namaz kılıyorsun, tebrik ederim seni. O da cevap vermiş: - Ben üstelik oruçluyum da!.. Namazı belli ama, orucu belli değil. Belli olmadığı için "orucum" deme ihtiyacını hissetmiş. NEFSE EN ZOR GELEN ŞEY!.. Bunun içindir ki, Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Âdemoğlunun bütün amelleri kendisi içindir, oruç hariç. O, benim içindir. Yemesini içmesini, nefsâni arzularını benim için terk ediyor, onun karşılığını da ben vereceğim." Gösterişten, riyâdan uzak, Allah için yapılan ibadetler çok kıymetlidir. Nefse en zor gelen şey, ihlasla yapılan ibadetlerdir. Çünkü onda nefsin hiç payı yoktur. Hanım evliyâlardan Rabia-i Adviyye hazretleri bir münâcatında diyor ki: "Ey Rabbim! Senin rızanı kazanabilseydim, bana kâfi idi. Başkaları razı olmuş, olmamış, beğenmiş, beğenmemiş hiç kıymet ifade etmez. Çünkü toprağın üzerinde ne varsa toprak olmaya mahkumdur..." Doğrusu da bu değil mi?..[/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Oruç
Oruç diğer ümmetlere de farz kılınmıştı
Üst
Alt