ÖMER BİN MES’ÛD EL-BEZZÂR

firasıhaset

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Haziran 2013
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Meşhûr velîlerden. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin talebelerinden olup, hadîs ve fıkıh ilminde de âlimdir. 1138 (H.533) senesinde doğdu. 1211 (H.608) de vefât etti. Tasavvuf ilmine ve hâllerine Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin derslerinde ve sohbetlerinde kavuştu. Uzun müddet ondan ayrılmayıp, fıkıh ilmini öğrendi. Hadîs ilmini ise Ebü’l-Kâsım Saîd bin el-Bennâ, Ebü’l-Fadl Muhammed bin Nâsırüddîn gibi âlimlerden öğrenmiştir.

Güzel sûretli, güzel ahlâk sâhibi, hoş sohbet bir zât idi. Çok mücâhede yapar ve çok ibâdet ederdi. Yüzünde ibâdet ve tâat nurları parlar, konuştuğu zaman ağzından âdetâ nûr saçılırdı. Âhirette başa gelecek korkulu hâllerden bahsedince, dudakları morarır, benzi sararırdı. Herkes tarafından sevilir ve ziyâret edilirdi. Sohbetinde bulunanları yetiştirmiş, kemâle erdirmiştir. Önceleri ticâretle uğraşır, dükkânında kumaş satardı. Sonra ilme yönelip, bu hususta ve bilhassa tasavvufta çok ilerledi. Her taraftan sohbetlerine geldiler. İleri gelen kimseler onun sohbetine katılarak, zühd ve takvâ sâhibi oldular. Pekçok hürmet, alâka ve ikrâm görüp, sevildi. Nasîhatlerine uyulan bir zât idi. Pekçok kimse elinde tövbe etti.

Bir şiirinin tercümesi şöyledir: “Allah'ım, hamd senin içindir ve ancak sana mahsustur. Biz ise senin verdiğin nîmetlere ehil olamadık. Kusûrlarımızın çokluğuna rağmen, nîmetlerini bol bol ihsân ettin. Sanki biz onu haketmişiz gibi.”

KAYNAKLAR :
1) Kalâid-ül-Cevâhir; s.120
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.9, s.221
 
Üst Alt