Ölmeden önce ölünüz!”hadis-i şerif-tir...
İnsan, kendisinin âciz ,gecici ve dünyanın aldatıcı ve fâni; âhiretin ise çok yakın olduğunu, tam olarak, ancak ölünce anlar.
Bu hadis-i şerif ile ölmeden önce uyanmamız, hayatımıza çeki düzen vermemiz ihtar ediliyor.
Ölmeden önce ölmeyi başarmak, seçkin insanlara mahsustur..
Bu emri dinleyen insan, dünyayı misafirhane, vücudunu ise emanet bilir. Ruhunu ve kalbini onlarda boğmaz. Bu hâl ile hallenen insan, ölmeden evvel ölmüş demektir.
İnsan ölümle birlikte hayatının hesabını da vermeye başlar.
Öyle ise; ömür muhasebesini dünyada yapan insan, ölmeden evvel ölmüş demektir...
Dünya hayatının bitimiyle yeni bir hayata geçilir. O halde, bu dünyada iken âhiretine hazırlanan insan ölmeden evvel ölmüş demektir.
Ölümle birlikte mahlûkatın sevgisi de biter, korkusu da.
Ölü için, yaşayanlar tarafından övülmekle yerilmek eşit olduğu gibi, yazla kış arasında da fark yoktur.
İnsanların teveccühlerine ve yermelerine dünyada ehemmiyet vermeyen, “varlığa sevinmeyip, yokluğa üzülmeyen” insan da ölmeden evvel ölmüş demektir.
Ve en önemlisi; ölümle insan Hakka rücu eder, Rabbine döner. Ölmeden evvel ölenler, Hakka bu dünyada rücu ederler; hayatlarını ilâhî emirler dairesinde geçirirler; Allah'ın rahmetine dünyada iltica eder, gazabından da yine dünyada korkarlar.
İşte bu bahtiyar insanlar âhirette de Hakka rücu ederler; ama bu rücu onlar için Allah'a vâsıl olma ve lütfuna erme şeklinde tezahür eder.
Ölümle, cüzi iradenin hükmü son bulur. Öyle ise, ölmeden evvel ölenler, nefsî arzularını hayatta iken terk etmeyi başarıp, Allah'ın küllî iradesine tâbi olurlar...
Nefis hesabına bir şey talep etmezler. Bütün arzuları helâl dairesinde olur. Böylece ölmeden evvel ölmenin zevkine ererler.
Ölmeden evvel ölmek; gerçekten, bu dünyada büyük bir lütuf, büyük bir saadet.
Bilindiği gibi, insan, yerde iken gök gürültüsünden ürker, şimşekten korkar, yıldırımdan kaçar... Ama uçakla bulutları yarıp onların üstüne çıktı mı, artık güneşi bulmuş ve önceki korkularından kurtulmuştur.
Ölmeden evvel ölmenin sırrına erenler de, ölümü hayatta iken geçmiş, mahşere bu dünyada çıkmış, hesaplarını burada vermiş ve itaatkar bir kul olarak Hakka rücu etmişlerdir.
Artık onları benlik duygusu boğamaz, çünkü ölünün benliği olmaz. Tabiat onları kendine celp edemez, zira ölünün tabiatla bir alış verişi kalmamıştır. ..
BAZEN KARDESIM KARANLIK BIR ODADA KENDINIZI VEFAT ETMIS OLARAK BIR AN DUSUNUN.. GUNAH VE KUSURLARIMIZ ILE RABBIMIZIN HUZURUNDA HESAP VERMEK..
TEVBE, AFF DILEME HAKKIMIZ KALMAMASI NE KADAR ACI DEGIL MI?
iste o yuzden Ölmeden önce ölmeyi ve kendimizi hesaba cekip duzeltmeyi Rabbim cumlemize nasip etsin..amin..
Hayatta iken ölmek, seçkinlerin işidir ..Canı çıkınca ölmek geçkinlerin işidir
Şu dünyaya sarılmak kaçkınların işidir..Er geç fani dünyadan göçülür birer birer