ölen bir kişinin yıkanmasının asıl maksadı nedir?

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
Cenazelerin yıkanmasının asıl nedeni, Allah’ın emri olması ve İslam dininin insan oğluna verdiği değerdir. Dünyanın halifesi olarak yaratılan insanın ölüsünü bir cife / bir leş gibi rast gele toprağın altına atmak yakışmaz. Hayatta iken, Allah’ın emrine uyarak ebdest alan, gusül yapan insanları, Allah’a yolcu ederken, yine tertemiz bir şekilde göndermek bu saygının bir ifadesidir.
Ölen bir mü'minin teçhiz ve tekfini, yani yıkanıp, kefenlenip, namazının kılınması ve defnedilmesi, ge*ride kalan Müslümanlara kifayeten farzdır, yani bu Allah'ın emridir. Bunda aynı zamanda ölüyü tertemiz bir şekilde yolcu etme amacı vardır. Bu görevi, Müslümanların bir veya birkaçı yapınca, diğerleri de sorumluluktan kurtulur. Ama hiç kimse bu görevi yapmazsa hepsi sorumlu olurlar.
Ölüyü yıkayıp kefenleyerek namazını kılmak ve toprağa gömmek şeriat-ı kadîmedendir. Übeyy b. Ka'b'-dan (v.21/642) rivayet edilen bir haberde bildirildiğine göre, Hz. Adem (as) vefat edince, melekler cennetten ge*tirdikleri kefen ve kokularla geldiler ve Hz. Adem (as)'i yıka*dılar, kefenlediler, güzel kokular sürdüler. Sonra nama*zını kılıp, kazdıkları mezara yerleştirdiler ve üzerini kerpiçle kapatarak toprakla düzlediler. Bu işleri ta*mamladıktan sonra Hz. Adem (as)'in oğullarına:
"Ey Âdemoğulları, bu yaptığımız, sizin sünnetiniz olan şeriatınızdır. Bundan sonra ölülerinizin cenaze merasimini ve defin işini bizden gördüğünüz gibi yapın."

dediler. Hz. Âdem (as)'dan bu yana gelen bütün ilâhî dinlerde ölülere aynı muamele yapılmaktadır.
Nitekim son semavî din olan dinimiz İslam'ın tebliğcisi Hz. Muhammed (asv) de ölümünden sonra Müslümanın yıkanmasının, ölenin sağ kalan Müslamanlar üzerindeki haklarından biri olduğunu belirtmiş ve geride kalan Müslümanların ölen kardeşlerine karşı bu son vazifelerini yapmalarını emrederek nasıl yapılaca*ğını da öğretmiştir. Müctehid imamlarının hepsi, Rasulullah (asv)'in bu emri sebebiyle, teçhiz ve tekfinin farz-ı kifâye olduğunda ittifak etmişlerdir.
Bedenleri yıkanmış, fakat ruhları tövbe ve istiğfarla yıkanamamış, maddî olarak temiz, manevî olarak kirli bir vaziyette Rabbimizin huzuruna varmaktan Allah’a sığınırız.
 
Üst Alt