- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Yörenin az bilinen ve keşfedilmesi gereken gizemli vadisi . Soğanlı Vadisi olarak anılan yerleşim alanındaki peri bacaları şekil ve bulundukları ortam itibariyle farklılıklar gösterirken, doğa güzelliği ile de ziyaretçilerini büyülüyor.
Bölgenin en ünlü ürünü renk ahenk kumaşlarla yapılan şirin ve sempatik bez bebekler, tüm bölgeye hakim olmuş. Kapadokya'nın geneline yayılan otantik bez bebekler Soğanlının önemli gelir kaynaklarından biri sayılıyor. Geleneksel olarak evlerde köy kadınları tarafından yapılan, tahta bir iskelet üzerine sarılan pamuk ve renkli bezlerle çeşitli büyüklüklerde üretilirken en son olarak basit yüz makyajı ile tamamlanıp tezgahlardaki yerlerini alıyor.
Bez bebeklerin yanı sıra renkli yünlerle dokunup motiflerle süslenen eldiven, çorap, halı, heybeler de ilgi görüyor.
Roma döneminden itibaren devamlı yerleşme görülen vadide yamaçları Romalılar mezarlık, Bizanslılar kilise olarak kullanmışlar. Soğanlı Köyünün kuzeye uzanan vadisi'nde en etkileyici yerlerin başında Kubbeli Kilise geliyor. Dev bir peri bacasının çok ustalıkla işlenmesi sonucu kubbeler oluşturulmuş.
Kilisenin dışı mimari eseri, içi ise kayalar oyularak yapılmış şaşırtıcı tünel, merdivenler, dehliz ve koridorlarla içinden çıkılması güç bir labirenti andırıyor. Kilise, sesin nereden geldiğini belli etmeyen akustik bir yapıya sahip. 14. asırda son şeklini alan iki katlı Kubbeli Kilisenin iç kısımları diğer kiliselerde olduğu gibi fresklerle süslenmiş.
Bölgede 850 yılında 200 civarında bulunan kilise ve manastırdan günümüze 50 kadarı ulaşabilmiş. Ancak bunlardan bir kısmının kapı ve pencereleri örülerek güvercinlik olarak kullanılmış. Yöre toprağının zayıf olması nedeniyle kayalara oyularak yapılmış güvercin yuvalarında güvercin beslenmiş ve elde edilen gübreler ile toprağın zenginleştirerek verimi artırılmaya çalışılmış. Bu yuvaların yerleri ağaçlar, yabani ot ve çiçeklerden, demir oksit içeren topraktan elde edilen kök boyalarla boyanarak belirginleştirilmiş.
Göremenin dışında ikinci büyük Rahip merkezidir. Freskler 9-13.yy.aittir. Vadideki bazı Kiliselerde ne zaman yapıldığına dair tarih vardır.
Kilisenin dışı mimari eseri, içi ise kayalar oyularak yapılmış şaşırtıcı tünel, merdivenler, dehliz ve koridorlarla içinden çıkılması güç bir labirenti andırıyor. Kilise, sesin nereden geldiğini belli etmeyen akustik bir yapıya sahip. 14. asırda son şeklini alan iki katlı Kubbeli Kilisenin iç kısımları diğer kiliselerde olduğu gibi fresklerle süslenmiş.
Bölgede 850 yılında 200 civarında bulunan kilise ve manastırdan günümüze 50 kadarı ulaşabilmiş. Ancak bunlardan bir kısmının kapı ve pencereleri örülerek güvercinlik olarak kullanılmış. Yöre toprağının zayıf olması nedeniyle kayalara oyularak yapılmış güvercin yuvalarında güvercin beslenmiş ve elde edilen gübreler ile toprağın zenginleştirerek verimi artırılmaya çalışılmış. Bu yuvaların yerleri ağaçlar, yabani ot ve çiçeklerden, demir oksit içeren topraktan elde edilen kök boyalarla boyanarak belirginleştirilmiş.
Göremenin dışında ikinci büyük Rahip merkezidir. Freskler 9-13.yy.aittir. Vadideki bazı Kiliselerde ne zaman yapıldığına dair tarih vardır.
Bez Bebekler
Bez bebeklerin yanı sıra renkli yünlerle dokunup motiflerle süslenen eldiven, çorap, halı, heybeler de ilgi görüyor.