- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Hacıbektaş. Avanos'a 45 km. uzaklıkta olan Hacıbektaş, Kırşehir yolu üzerindedir. Nevşehir'in ilçelerinden Hacıbektaş'ın eski ismi Sulucakarahöyük'tür. Kapadokya'daki din turizminin bir başka türünü, bu defa Hıristiyanlığı değil, Müslümanlığı ilgilendiren yönü vardır. Adından da anlaşılacağı üzere, Hacı Bektaş Veli'nin dergahının bulunduğu yer olması nedeniyle, Sulucakarahöyük olan adı Hacıbektaş'a çevrilmiştir. Her yıl 16-18 Ağustos tarihlerinde düzenlenen Hacıbektaş Alevi şenlikleri, oldukça ilgi görmekte ülkenin her yerinden gelen Aleviler, çeşitli sanatsal etkinliklere katılmaktadır. Hacı Bektaş Veli'nin dergahının bulunduğu mekan Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki eklerle bugünkü halini almış ve Cumhuriyet döneminde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla müze haline getirilmiştir. İçinde Hacı Bektaş-ı Veli ve Balım Sultan Türbeleri'nin bulunduğu külliyede; cami, çamaşırhane, hamam, aş evi, konuk evi ve çeşmeler yer alır. Müze olarak ziyarete açılan külliye birbiri ardına sıralanan üç avludan ibarettir:
Avlu (Nadar Avlusu)
Büyük, kemerli bir kapı ile avluya girilir. Hemen sağda 1902 yılında inşa edilmiş 'Üçler Çeşmesi" yer alır. Aynı avlu içinde çamaşırhane ve hamam da bulunmaktadır.
Avlu (Dergah Avlusu)
Buraya 'Üçler Kapısı 'olarak adlandırılan bir kapı vasıtasıyla girilir. Kapının hemen sağındaki Çeşme 1554 tarihinde yaptırılmıştır, 1875 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın kızı tarafından Mısır'dan gönderilen aslan heykelinin yerleştirilmesinden sonra 'Aslanlı Çeşme' adını almıştır. Bu avluda Osmanlı Sultanı II. Mahmut zamanında, 1834 yılında yaptırılan bir Cami, dergaha gelen misafir ve yolcuların karşılandığı Konuk Evi ve Aş Evi yer alır. Meydan Evi'nin bitişiğindeki Kiler Evi'nin alt katında dergahın kıymetli eşyaları ve yiyecekleri depo edilmiştir.
Avlu (Hazret Avlusu)
Altılar kapısından girilir. Girişte hasbahçe, sağ tarafta derviş ve baba mezarları bulunur. Karşı tarafta Selçuklu mimarisi özelliklerini arz eden ve Orhan Gazi zamanında yaptırılan Hacı Bektaş Veli Türbesi yer almaktadır. Türbeye Selçuklu motiflerinden oluşan mermer bir kapıdan girilmektedir. Hacı Bektaş'ın inzivaya çekildiği Çilehane ve Kırklar Meydanı bu bölümdedir.
Hacı Bektaş'ın yeşil sandukalı türbesi, çeşitli şamdanlarla donatılmış, kalem işi süslemeler ve yazı motifleriyle süslenmiştir.
Kırklar Meydanı'nın doğusunda Horasan Erleri'nin mezarları, batı tarafta çelebilere ait olduğu söylenen mezarlar ile Güvenç Abdal'ın Türbesi bulunmaktadır. Hazret Avlusu'nun sağında 1519 yılında yaptırılan Hacı Bektaş'tan sonra gelen Balım Sultan Türbesi yer alır.
HACI BEKTAŞ-I VELİ KİMDİR - ÖZDEYİŞLERİ
13. yüzyılda yetişmiş ünlü bir Türk düşünürü ve gönül adamıdır.
Horasan'ın Nişabur (Nişapur) kentinde doğan , Ehl'i-Beyt Okuluna mensup Türk mutasavvıf . Annesi Hatem Hatun, babası Seyyit İbrahim Sani'dir. Ve her ikisi de Türk soyundandır.
Hacı Bektaş Veli'nin çeşitli kaynaklarda doğum ve ölüm tarihleri değişik gösterilmektedir. Bazı kaynaklarda doğumu 1248, Anadolu'ya gelişi 1270-1280 yıllan arası, ölümü ise 1337 olarak, bazı kaynaklarda ise doğumu 1209, ölümü 1271 olarak yazılmaktadır. Doğum ve ölümü için 1209-1271 tarihleri daha tutarlı görünmekle birlikte, 1248-1337 tarihlerini savunanlar fikirlerini Osmanlı sultanları ve Yeniçeriler ile bizzat görüştüğü savına dayandırmaktadırlar. Ancak, tıpkı Hacı Bektaş Veli'nin Ahmet Yesevi'nin (1093-1166) ölümünden hayli bir süre sonra onun dergahında ve onun öğretileriyle yetişmiş olmasında bir aykırılık bulunmadığı gibi, 1362'de kurulan Yeniçeri Ocağı'nın Hacı Bektaş Veli'yi onun ölümünden sonra pir olarak benimsemiş olmalarında bir imkansızlık bulunmamaktadır. Günümüzde de pek çok kimse ölmüş kişilerin öğretilerini takip etmektedir.
Akılcılığa ve bilime inanan Hacı Bektaş Veli'nin kişiliğinin temel ilkesi dürüstlüktü. İlk eğitim ve öğrenimini Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi kültür ocağından alarak, çok sayıda bilim adamının yetiştiği Horasan'da engin bir bilgi birikimine ve geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur.
Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu'ya gelişi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin siyasi, ekonomik ve kültürel düzeninin bozulduğu, yönetimde bölünmelerin ortaya çıktığı bir döneme rastlamaktadır.Hacı Bektaş Veli Kırşehir yöresindeki Suluca Karahöyük'e (Hacımköy) yerleşmiş, Orta Anadolu'yu dolaştıktan sonra Anadolu kültürünü, Anadolu insanının gelenek ve göreneklerini özümseyerek yeni bir bilim ve öğreti merkezi kurmuş ve Bektaşilik geleneği bu merkezden tarih sahnesine çıkmıştır.
Burada çok sayıda öğrenci de yetiştiren ve Yeniçeri ocağının da piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu birliğinin sağlanmasına önemli katkıları olmuştur. Hacı Bektaş Veli mirası ayrıca, Osmanlı Devleti döneminde, hem Yeniçeri ocağının piri sıfatıyla, hem de Bektaşilik geleneğinin Balkanlardaki yerli halklar açısından kolaylıkla özümsenebilecek yönleri bulunması nedeniyle, başta Arnavutluk ve Makedonya gelmek üzere, İslamiyet'in bu coğrafyada yayılmasında temel bir rol oynamıştır. Hacı Bektaş Veli, Türk dili ve kültürünün yabancı etkilerden ve her türlü yozlaşmalardan korunması çabalarını ömrü boyunca sürdürmüştür. Ortaya koymuş olduğu birleştirici ve yükseltici öğreti her türlü bağnazlıktan uzak, çağa uyan ilkeler haline gelmiştir. Hacı Bektaş Veli ibadet ve günlük yaşamda kadını erkeğin yanına almıştır. Güzel sanatlara sevecenlikle bakmış, Dergah'ta öğretisini yaşama geçirmiştir. Makalât, Fevaio. Şadhiyye ve Şerh-i Besmek isimli eserlerinin olduğu bilinmektedir. Hacı Bektaş Veli'nin hayatını ve kerametlerini anlatan Velâyetname hakkındaki en önemli temel kaynaktır.
Bu meyanda, öğretilerinin temelleri hakkında fikir verici özellikteki aşağıdaki özdeyişlere başvurulabilir.
İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
Eline, beline, diline sahip ol.
Murada ermek sabır iledir.
Araştırma açık bir sınavdır.
Nebiler, Veliler insanlığa tanrının bir hediyesidir.
Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.
Hiç bir milleti ve insanı ayıplamayınız.
Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.
İnsanın cemali sözünün güzelliğidir.
Marifet ehlinin ilk makamı edeptir.
Arifler hem arıdır, hem arıtıcı.
Her ne ararsan kendinde ara.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım
Eski Suluca Karahöyük bugünki Hacıbektaş şehirinde, Nevşehir ilinde türbesi bulunmaktadır.
Avlu (Nadar Avlusu)
Büyük, kemerli bir kapı ile avluya girilir. Hemen sağda 1902 yılında inşa edilmiş 'Üçler Çeşmesi" yer alır. Aynı avlu içinde çamaşırhane ve hamam da bulunmaktadır.
Avlu (Dergah Avlusu)
Buraya 'Üçler Kapısı 'olarak adlandırılan bir kapı vasıtasıyla girilir. Kapının hemen sağındaki Çeşme 1554 tarihinde yaptırılmıştır, 1875 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın kızı tarafından Mısır'dan gönderilen aslan heykelinin yerleştirilmesinden sonra 'Aslanlı Çeşme' adını almıştır. Bu avluda Osmanlı Sultanı II. Mahmut zamanında, 1834 yılında yaptırılan bir Cami, dergaha gelen misafir ve yolcuların karşılandığı Konuk Evi ve Aş Evi yer alır. Meydan Evi'nin bitişiğindeki Kiler Evi'nin alt katında dergahın kıymetli eşyaları ve yiyecekleri depo edilmiştir.
Avlu (Hazret Avlusu)
Altılar kapısından girilir. Girişte hasbahçe, sağ tarafta derviş ve baba mezarları bulunur. Karşı tarafta Selçuklu mimarisi özelliklerini arz eden ve Orhan Gazi zamanında yaptırılan Hacı Bektaş Veli Türbesi yer almaktadır. Türbeye Selçuklu motiflerinden oluşan mermer bir kapıdan girilmektedir. Hacı Bektaş'ın inzivaya çekildiği Çilehane ve Kırklar Meydanı bu bölümdedir.
Hacı Bektaş'ın yeşil sandukalı türbesi, çeşitli şamdanlarla donatılmış, kalem işi süslemeler ve yazı motifleriyle süslenmiştir.
Kırklar Meydanı'nın doğusunda Horasan Erleri'nin mezarları, batı tarafta çelebilere ait olduğu söylenen mezarlar ile Güvenç Abdal'ın Türbesi bulunmaktadır. Hazret Avlusu'nun sağında 1519 yılında yaptırılan Hacı Bektaş'tan sonra gelen Balım Sultan Türbesi yer alır.
HACI BEKTAŞ-I VELİ KİMDİR - ÖZDEYİŞLERİ
13. yüzyılda yetişmiş ünlü bir Türk düşünürü ve gönül adamıdır.
Horasan'ın Nişabur (Nişapur) kentinde doğan , Ehl'i-Beyt Okuluna mensup Türk mutasavvıf . Annesi Hatem Hatun, babası Seyyit İbrahim Sani'dir. Ve her ikisi de Türk soyundandır.
Hacı Bektaş Veli'nin çeşitli kaynaklarda doğum ve ölüm tarihleri değişik gösterilmektedir. Bazı kaynaklarda doğumu 1248, Anadolu'ya gelişi 1270-1280 yıllan arası, ölümü ise 1337 olarak, bazı kaynaklarda ise doğumu 1209, ölümü 1271 olarak yazılmaktadır. Doğum ve ölümü için 1209-1271 tarihleri daha tutarlı görünmekle birlikte, 1248-1337 tarihlerini savunanlar fikirlerini Osmanlı sultanları ve Yeniçeriler ile bizzat görüştüğü savına dayandırmaktadırlar. Ancak, tıpkı Hacı Bektaş Veli'nin Ahmet Yesevi'nin (1093-1166) ölümünden hayli bir süre sonra onun dergahında ve onun öğretileriyle yetişmiş olmasında bir aykırılık bulunmadığı gibi, 1362'de kurulan Yeniçeri Ocağı'nın Hacı Bektaş Veli'yi onun ölümünden sonra pir olarak benimsemiş olmalarında bir imkansızlık bulunmamaktadır. Günümüzde de pek çok kimse ölmüş kişilerin öğretilerini takip etmektedir.
Akılcılığa ve bilime inanan Hacı Bektaş Veli'nin kişiliğinin temel ilkesi dürüstlüktü. İlk eğitim ve öğrenimini Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi kültür ocağından alarak, çok sayıda bilim adamının yetiştiği Horasan'da engin bir bilgi birikimine ve geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur.
Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu'ya gelişi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin siyasi, ekonomik ve kültürel düzeninin bozulduğu, yönetimde bölünmelerin ortaya çıktığı bir döneme rastlamaktadır.Hacı Bektaş Veli Kırşehir yöresindeki Suluca Karahöyük'e (Hacımköy) yerleşmiş, Orta Anadolu'yu dolaştıktan sonra Anadolu kültürünü, Anadolu insanının gelenek ve göreneklerini özümseyerek yeni bir bilim ve öğreti merkezi kurmuş ve Bektaşilik geleneği bu merkezden tarih sahnesine çıkmıştır.
Burada çok sayıda öğrenci de yetiştiren ve Yeniçeri ocağının da piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu birliğinin sağlanmasına önemli katkıları olmuştur. Hacı Bektaş Veli mirası ayrıca, Osmanlı Devleti döneminde, hem Yeniçeri ocağının piri sıfatıyla, hem de Bektaşilik geleneğinin Balkanlardaki yerli halklar açısından kolaylıkla özümsenebilecek yönleri bulunması nedeniyle, başta Arnavutluk ve Makedonya gelmek üzere, İslamiyet'in bu coğrafyada yayılmasında temel bir rol oynamıştır. Hacı Bektaş Veli, Türk dili ve kültürünün yabancı etkilerden ve her türlü yozlaşmalardan korunması çabalarını ömrü boyunca sürdürmüştür. Ortaya koymuş olduğu birleştirici ve yükseltici öğreti her türlü bağnazlıktan uzak, çağa uyan ilkeler haline gelmiştir. Hacı Bektaş Veli ibadet ve günlük yaşamda kadını erkeğin yanına almıştır. Güzel sanatlara sevecenlikle bakmış, Dergah'ta öğretisini yaşama geçirmiştir. Makalât, Fevaio. Şadhiyye ve Şerh-i Besmek isimli eserlerinin olduğu bilinmektedir. Hacı Bektaş Veli'nin hayatını ve kerametlerini anlatan Velâyetname hakkındaki en önemli temel kaynaktır.
Bu meyanda, öğretilerinin temelleri hakkında fikir verici özellikteki aşağıdaki özdeyişlere başvurulabilir.
İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
Eline, beline, diline sahip ol.
Murada ermek sabır iledir.
Araştırma açık bir sınavdır.
Nebiler, Veliler insanlığa tanrının bir hediyesidir.
Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.
Hiç bir milleti ve insanı ayıplamayınız.
Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.
İnsanın cemali sözünün güzelliğidir.
Marifet ehlinin ilk makamı edeptir.
Arifler hem arıdır, hem arıtıcı.
Her ne ararsan kendinde ara.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım
Eski Suluca Karahöyük bugünki Hacıbektaş şehirinde, Nevşehir ilinde türbesi bulunmaktadır.