Nefsin kötülüklerinden arınmak

Acizane

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
10 Nisan 2011
Mesajlar
162
Tepkime puanı
5
Yaş
35
97921861.jpg


Nefsin kötülüklerinden arınmak

Dünya hayatındaki imtihanın bir gereği olarak nefis -Allah'ın dilemesi dışında- insanları daima kötülüğe davet edecek şekilde yaratılmıştır. İnsanı teşvik ettiği bu kötülüklerden biri de ihlassız davranmaktır. Nefis, kişinin ihlasını kırmak, samimiyetini zedelemek için benliğinde var olan her türlü kötü fikir ve düşünceyi destekleyecek şekilde hareket eder. Çünkü "Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun)." (Şems Suresi, 7-8) ayetleriyle de dikkat çekildiği gibi nefis, benliğinde 'sınır tanımaz günah ve kötülüğü' barındıran bir varlıktır. Ancak Allah insana tüm bu sınırsız kötülükten sakınmasının ve nefsini arındırıp temizlemesinin yolunu da ilham etmiştir. "Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır." (Şems Suresi, 9-10) ayetleriyle de belirtildiği gibi nefsindeki kötülüklerin ardı sıra giden yıkıma uğrayacak, tüm bu kötülüklerden arınıp temizlenen ise kurtuluşa erecektir.

İşte ihlası kazanmayı ve böylece Allah'ın salih kullarından olabilmeyi hedefleyen bir kimsenin seçimi de mutlaka bu yönde olmalıdır. Allah müminlerin bu konudaki samimi çabalarına "İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah'ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır." (Bakara Suresi, 207) ayetiyle dikkat çekmiştir. Ancak önemli olan insanın nefsine karşı son derece dürüst ve samimi yaklaşması, nefsine asla acımaması ve ona sahip çıkmamasıdır. Nefsini tüm bu kötülüklerden arındırıp eğitebilmesi, ona boyun eğdirebilmesi ve terbiye edebilmesi ancak bu yolla mümkün olabilir. Bunun için nefsini hiçbir zaman için kendi benliğinin bir parçası gibi görmemeli, hiçbir zaman için ondan yana tavır koymamalı ve onu savunmamalıdır. Onun daima haksız olduğunu, her zaman Kuran'a muhalif olduğunu, şeytanın sözcülüğünü yaptığını bilmeli, ondan gelen sözleri bu anlayış ile değerlendirmelidir.

Nasıl ki insan konu bir başkası olduğunda, o kişinin nefsine karşı hiçbir acıma hissi duymuyor, hiçbir şekilde onu savunma ihtiyacı duymuyor, onu haklı çıkarmaya çalışmıyorsa, söz konusu olan kendi nefsi olduğunda da aynı tavrı göstermelidir. Nefsini yabancı bir şahıs olarak kabul etmeli, onun yanında değil onun karşı safında yer almalıdır. Kötülüğü teşvik ettiğinde ona nasihat etmeli, şeytani bir merhamete kapılmadan vicdanının sesini dinlemelidir. Nefsinin başvurduğu hileli yöntemleri fark edebilmesi, onu tarafsız bir gözle değerlendirip, Kuran ile muhakeme edip yargılayabilmesi ancak bu yolla mümkün olabilecektir. Ancak bu şekilde ihlası ve Allah'ın rızasını kazanabilecektir. Allah bu durumu ayetlerinde "Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa, artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir." (Nazi'at Suresi, 40-41) hükmüyle bildirmiştir.
 

LİM10

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mart 2011
Mesajlar
154
Tepkime puanı
1
Allah Razı Olsun Krd
 
Üst Alt