- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Mutsuzluk..doyumsuzluk..bencilik Çağın en büyük hastalıklarının başında geliyor bugun..
Mutluluk bile mutsuz ediyor insanı…once seviyorsun..sonra alisip bikiyorsun sanki.
hiçbir şey sürekli değil, her şey gelip geçiyor insanın hayatından.
Fani insanın baki ile imtihan..
Mal, mülk, şan, şerefe, itibar, makam, mevki, dostluk,Aşklar, sevdalar, ayrılıklar…
Duygular, düşünceler, sızılar…
Hepsi mutluluk için ise…bunlara sahip oldugumuz halde neden halen mutsuzuz?
Neden bütün bu durum ve bu imkanlar insanı mutsuz ediyor.
Neden insan sürekli mutsuzluktan dem vuruyor.Niçin bir türlü ulaşamıyor mutluluğa?
Ben sahsen Mutlu insan gormedim Huzurlu insanları tanıdım...
Onların insanlık halleri gözlerimin önünden ..sözleri aklımda ..hatiralari gönlumden hiic gitmedi..
Onlar mutluluğu; daha ziyade kalbî ve insanın inançlarıyla gönlünde kurduğu cennetlerinden ibaret görüyorlardi..
Mutluluk hem çok yakın hem çok uzak...tir Sana..diyordu..
Tamamen bize bağlı....Mutluluk dışımızda değil, içimizde...
mutlulugu dis dunyanda degil ic Aleminde anca bulabilirsin diye.. kulagima samimiyet ile fisildiyordu..
mutluluk arayışında olan Muhacir KIZI....
İnsan ne aradığını bilmezse, aradığını nerede bulacağını da bilemez...Mutluluk derken neyi aradigini once bir kendin bilsen de..
Sonra baskalarina sorsan derim..diyordu..
Haa aman Dikkat Et!!Yolda kaybolmadan durup düşünmek, akla ve vicdana danışmak, mutluluk kapısından huzur makamına varabilmek..tir marifet...
Mutluluk tek başına bir hedef,menzil değildir...mutluluk bir araçtır ve aşılması gerekir...ki Huzura erebilesin..
Duyarak, düşünerek, hissederek, ağlayarak, sabrederek, şükrederek, yakararak yaşayarak anca Rahmanin Huzuruna erebilirsin..
Hayata tesir etmeyen, insanı yeniden düşündürmeyen, insana insanligini kullugunu hissetirmeyen..
insana gönül yapma gücü vermeyen, insana fazilet katmayan, insanı derinleştirmeyen...
insanı kemalat yolunda inşa etmeyen, insanı “büyük buluşmaya” hazırlamayan hiçbir şey insanı mutlu edemez...
bunu hiic unutma diyordu.. rah. Sofii ...
İnsana imtihani kazandıracak olan mutluluk dünyevi değil, uhrevidir...
insanoglu ebedilik icin yaradilmistir.. gecici.. fani seyler insani mutlu edemez diyordu...
İnsan dünyalı olduğu halde dünyaya teslim olmamalı...cunku sadece Dunya icin yaradilmamistir...
Kalbiyle, vicdanıyla, aklıyla dünyayı terk etmeli ki mutluluk yolunda perişan olmasın, mutluluğu aşıp huzur iklimine varabilsin Vel hasil...
Mutluluk benden uzak ... huzur yanımda dursun diyebilmeli…
Niyet ve nazarını Mahkeme-i Kubra ya ayarlamış biri için mutluluk ta, mutsuzluk da aynıdır...
ikisi de gaye değildir, yoldaki imtihan duraklarındandır...Lutfun da Hoos kahrinda..
ikiside imtihan icin Ebedi Sevgileden degil mi diyerek ikisini de ayni sekilde kucakliyabilmeli...
Alemlerin Rabbine isyan bayragini acanlari gordum.. hem kendilerine hem de sevdiklerine yazik ettiler..
oysa Kazanma kusaginda kaybedenlerden olmak ne kadar da ACI degil mi?
İnsan haddini bildiğinde her şey yerli yerine oturur.insan Haddini ve Hacmini.. bilmeli....
Kendi sınırlılığını, kâinatın sonsuzluğu içindeki ehemmiyetsizliğini, küçüklüğünü idrâk edemeyen..gafil insan
ve bu ruhlar başta kendileri olmak üzere herkese rahatsızlık verirler....
Şu hayat yolunda, insanlık macerasında, varoluş ikliminde, imtihan yurdunda, büyük bulaşmaya yaklaşırken ...
ruhunu inançla yükseltip, gönlünü fazîletlerle donatan Yigitlere Selam olsun..
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir.(Al-i İmrân Süresi 185. Ayet)