- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
Mütareke Yıllarında Samsun
3.1. Rum Pontus Cemiyetlerinin Bölücü Faaliyetleri
20 yüzyıl başlarında bölücü faaliyetler, Anadolu topraklarına yayıldı. Bu bölgede bağımsız bir devlet kurmak gayesi ile harekete geçen gruplardan biri de Doğu Karadeniz’deki Rumlar’dı. 1904 ‘te Merzifon’daki Amerikan Koleji’nde “Pontus Rum Cemiyeti” adı altında bir teşkilat kurulmuş ve hızla çevreye yayılmıştı. Papadopulaos adlı bir öğretmen tarafından kurulan bu cemiyet, okul müdürü Mr.White’nin önderliğinde teşkilatlanmasını sürdürürken bir taraftan da itilaf devletlerinin desteğini sağlamıştır.Merzifon’da Anadolu Koleji’nde bir tek Türk talebe yoktu. 135 talebenin 108’i Ermeni, 27’si Rum’du. Okul müdürü, diğer kolejlerde olduğu gibi, bir papazdı. 1893’de misyonerlerin tertiplediği devlet aleyhine yapılan gösterilerin planlayıcıları arasında Merzifon Anadolu Koleji müdürü olan papaz da bulunuyordu.
Kısa sürede birçok kasabada teşkilatlanan Pontus Cemiyeti, başta Müdafa-i Meşruta olmak üzere yeni yeni kuruluşlar ile bölgede teşkilatlanıyor, bir tarafta da “20 yaşından büyük her üyenin silahlandırılması’na çalışıyordu. Kısa sürede 14 şube açan Müdafa-i Meşruta Cemiyeti’nin Çarşamba, Bafra, Havza ve Kavak ‘ta da şubeleri bulunduğu gibi Avrupa devletleriyle işbirliği yapmak gayesiyle “Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti” adı altında yurt dışı ağırlıklı bir teşkilatı da vardı.
1.Dünya Savaşı yıllarında İtilaf devletlerinin açık desteğini de kazanan bölücü Rumlar, çalışmalarını daha bir yoğunlaştırarak, Çarlık Rusyasından da silah almayı başardılar. İngilizlerce de Mondros Mütarekesinin hemen ardından sadece Samsun Rumlarına 10,000 tüfek dağıtılmış, İstanbul’daki Rum Patrikhanesinin ve Yunanistan’ın isteği üzerine son 50 yılda Samsun ve yöresine “göçmen” adı altında 50,000 Rum yerleştirilmiş bunların 25,000 kadarı “Pontus Çeteleri” saflarında yer alarak Samsun ve Merkez kazaya bağlı köylerde 500 civarında kundaklama, öldürme, yaralama gibi olaylara katılarak, “yoketme/Jenosid” kampanyasına girişmişlerdir.
9.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı gün, şehirde İngiliz askerleri vardı ve Merzifon dahil, bölgede önemli bir askeri güç olarak bulunuyorlardı.Mustafa Kemal, 21 Mayıs’ta Harbiye Nezareti (Genel Kurmay) ‘ne gönderdiği raporda; Samsun ve dolaylarında 40 kadar bölücü Rum çetesi bulunduğunu, Müslüman halkın kaygı ve korku içinde yaşadığını, Rum Çetelerine karşı bir tedbir olmak üzere bazı Laz çetelerinin para karşılığı bölgeye getirilip Rum saldırılarına karşı kullanıldığını belirtti. Söz konusu çetelerden biri ve en kuvvetlisi; Giresun Bölgesinde üstlenmekle birlikte Karadeniz’in hemen her yerinde baskınlar düzenleyen, Rum çetelerini sık sık zor durumlara düşüren “Topal Osman” çetesi idi . Mustafa Kemal’in Samsun bölgesinde görüştüğü ilk kişilerden birisi de Topal Osman olmuştur.
Yunan donanmasının 9 Haziran 1921 de İnebolu’yu bombalaması üzerine taşkınlıklarını iyice artıran Rum Çetelerine karşı Ankara Hükümeti, 26 Haziran 1921’de Karadeniz’deki Rum nüfusunun başka bölgelere yerleştirilmesini kararlaştırdı. Nurettin Paşa komutasında Sivas’ta kurulan Merkez ordusuna “tenkil hareketi” görevi verildi. Merkez Ordusu Komutanlığı da Pontusçulukla uğraşanlar hakkında tutuklama kararı alarak bunları birer birer yakalamaya başladı. Merzifon’daki Amerikan Koleji de kapatıldı ve yöneticileri yurtdışı edildi. Bu arada Samsun ve Trabzon metropolit merkezleri basılarak çok sayıda silah ve belge ele geçirildi.İtilaf devletleri, Rumlar’a karşı alınan bu tedbirleri tesirsiz hale getirmek için bazı teşebbüslerde bulunmaya başlayınca da Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Dışişlerinden aşağıdaki “nota” yı almakta gecikmedi:
“Pontus Devleti fikrini İstanbul’daki Rum Patrikhanesi ve Yunanistan yeniden diriltmişlerdir. Samsun ve Marmara denizi yöresinde şimdiye kadar 200,000’den fazla Türk öldürülmüştür. Türk kadınlarının ırzına geçilmiş, köyleri yakılmıştır. Türk uyruklu Rumlar, Yunanistan tarafından silah altına alınmaktadır. Karadeniz Rumlarını etkisiz hale getirmek için Anadolu içlerine nakledilmektedirler. Samsun bölgesindeki Rum köylerinden 2,500 tüfek ve bir milyondan fazla mermi ele geçirilmiştir.”
Merkez Ordusu kuvvetlendirilerek sayısı artırılmış ve 1922 yılının başlarından itibaren de Pontus ayaklamasının bastırılmasına geçilmiştir. Bunun için de bölgeye dağılan milli kuvvetler, asi Rum köylerini ve onların dayanağı olmuş yerleri birer birer taramaya başladı. Sonunda, Pontus hayali ile başlayan Rumlar’ın elebaşıları ve onların yardakçıları tamamen yok edildi. Bir çıban başı olarak senelerce etkinliğini sürdüren Rumlar’ın bu tutumu kökünden kaldırıldı. Bunun için de Merkez Ordusu’unca ele geçirilen çetelerden 10,886’sı kısmen affedildi. Orduya sığınmayıp direnen 11,188 Rum da öldürüldü. Anadolu içlerinde oturmak zorunda bırakılan Rum kadın ve çocukları da 1923 yılı başlarında vapurlara bindirilerek Yunanistana gönderildi. Böylece, Pontus hayalide sona ermiş oldu.
3.1. Rum Pontus Cemiyetlerinin Bölücü Faaliyetleri
20 yüzyıl başlarında bölücü faaliyetler, Anadolu topraklarına yayıldı. Bu bölgede bağımsız bir devlet kurmak gayesi ile harekete geçen gruplardan biri de Doğu Karadeniz’deki Rumlar’dı. 1904 ‘te Merzifon’daki Amerikan Koleji’nde “Pontus Rum Cemiyeti” adı altında bir teşkilat kurulmuş ve hızla çevreye yayılmıştı. Papadopulaos adlı bir öğretmen tarafından kurulan bu cemiyet, okul müdürü Mr.White’nin önderliğinde teşkilatlanmasını sürdürürken bir taraftan da itilaf devletlerinin desteğini sağlamıştır.Merzifon’da Anadolu Koleji’nde bir tek Türk talebe yoktu. 135 talebenin 108’i Ermeni, 27’si Rum’du. Okul müdürü, diğer kolejlerde olduğu gibi, bir papazdı. 1893’de misyonerlerin tertiplediği devlet aleyhine yapılan gösterilerin planlayıcıları arasında Merzifon Anadolu Koleji müdürü olan papaz da bulunuyordu.
Kısa sürede birçok kasabada teşkilatlanan Pontus Cemiyeti, başta Müdafa-i Meşruta olmak üzere yeni yeni kuruluşlar ile bölgede teşkilatlanıyor, bir tarafta da “20 yaşından büyük her üyenin silahlandırılması’na çalışıyordu. Kısa sürede 14 şube açan Müdafa-i Meşruta Cemiyeti’nin Çarşamba, Bafra, Havza ve Kavak ‘ta da şubeleri bulunduğu gibi Avrupa devletleriyle işbirliği yapmak gayesiyle “Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti” adı altında yurt dışı ağırlıklı bir teşkilatı da vardı.
1.Dünya Savaşı yıllarında İtilaf devletlerinin açık desteğini de kazanan bölücü Rumlar, çalışmalarını daha bir yoğunlaştırarak, Çarlık Rusyasından da silah almayı başardılar. İngilizlerce de Mondros Mütarekesinin hemen ardından sadece Samsun Rumlarına 10,000 tüfek dağıtılmış, İstanbul’daki Rum Patrikhanesinin ve Yunanistan’ın isteği üzerine son 50 yılda Samsun ve yöresine “göçmen” adı altında 50,000 Rum yerleştirilmiş bunların 25,000 kadarı “Pontus Çeteleri” saflarında yer alarak Samsun ve Merkez kazaya bağlı köylerde 500 civarında kundaklama, öldürme, yaralama gibi olaylara katılarak, “yoketme/Jenosid” kampanyasına girişmişlerdir.
9.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı gün, şehirde İngiliz askerleri vardı ve Merzifon dahil, bölgede önemli bir askeri güç olarak bulunuyorlardı.Mustafa Kemal, 21 Mayıs’ta Harbiye Nezareti (Genel Kurmay) ‘ne gönderdiği raporda; Samsun ve dolaylarında 40 kadar bölücü Rum çetesi bulunduğunu, Müslüman halkın kaygı ve korku içinde yaşadığını, Rum Çetelerine karşı bir tedbir olmak üzere bazı Laz çetelerinin para karşılığı bölgeye getirilip Rum saldırılarına karşı kullanıldığını belirtti. Söz konusu çetelerden biri ve en kuvvetlisi; Giresun Bölgesinde üstlenmekle birlikte Karadeniz’in hemen her yerinde baskınlar düzenleyen, Rum çetelerini sık sık zor durumlara düşüren “Topal Osman” çetesi idi . Mustafa Kemal’in Samsun bölgesinde görüştüğü ilk kişilerden birisi de Topal Osman olmuştur.
Yunan donanmasının 9 Haziran 1921 de İnebolu’yu bombalaması üzerine taşkınlıklarını iyice artıran Rum Çetelerine karşı Ankara Hükümeti, 26 Haziran 1921’de Karadeniz’deki Rum nüfusunun başka bölgelere yerleştirilmesini kararlaştırdı. Nurettin Paşa komutasında Sivas’ta kurulan Merkez ordusuna “tenkil hareketi” görevi verildi. Merkez Ordusu Komutanlığı da Pontusçulukla uğraşanlar hakkında tutuklama kararı alarak bunları birer birer yakalamaya başladı. Merzifon’daki Amerikan Koleji de kapatıldı ve yöneticileri yurtdışı edildi. Bu arada Samsun ve Trabzon metropolit merkezleri basılarak çok sayıda silah ve belge ele geçirildi.İtilaf devletleri, Rumlar’a karşı alınan bu tedbirleri tesirsiz hale getirmek için bazı teşebbüslerde bulunmaya başlayınca da Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Dışişlerinden aşağıdaki “nota” yı almakta gecikmedi:
“Pontus Devleti fikrini İstanbul’daki Rum Patrikhanesi ve Yunanistan yeniden diriltmişlerdir. Samsun ve Marmara denizi yöresinde şimdiye kadar 200,000’den fazla Türk öldürülmüştür. Türk kadınlarının ırzına geçilmiş, köyleri yakılmıştır. Türk uyruklu Rumlar, Yunanistan tarafından silah altına alınmaktadır. Karadeniz Rumlarını etkisiz hale getirmek için Anadolu içlerine nakledilmektedirler. Samsun bölgesindeki Rum köylerinden 2,500 tüfek ve bir milyondan fazla mermi ele geçirilmiştir.”
Merkez Ordusu kuvvetlendirilerek sayısı artırılmış ve 1922 yılının başlarından itibaren de Pontus ayaklamasının bastırılmasına geçilmiştir. Bunun için de bölgeye dağılan milli kuvvetler, asi Rum köylerini ve onların dayanağı olmuş yerleri birer birer taramaya başladı. Sonunda, Pontus hayali ile başlayan Rumlar’ın elebaşıları ve onların yardakçıları tamamen yok edildi. Bir çıban başı olarak senelerce etkinliğini sürdüren Rumlar’ın bu tutumu kökünden kaldırıldı. Bunun için de Merkez Ordusu’unca ele geçirilen çetelerden 10,886’sı kısmen affedildi. Orduya sığınmayıp direnen 11,188 Rum da öldürüldü. Anadolu içlerinde oturmak zorunda bırakılan Rum kadın ve çocukları da 1923 yılı başlarında vapurlara bindirilerek Yunanistana gönderildi. Böylece, Pontus hayalide sona ermiş oldu.