- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,344
- Tepkime puanı
- 25
Bu firka, büyük günah isleyenin mü’min sayilip sayilamayacagi hususunda tartismalarin çogaldigi bir dönemde ortaya çikmistir. Bunlara göre kafirlikle birlikte yapilan itaatin hiç bir faydasi olmadigi gibi günah islemenin de imana her hangi bir zarari olmayacagini ileri sürerler. Büyük günah isleyen kisinin durumunun kiyamet gününde Allah’a birakildigini beyan etmisler ehli sünnet vel cemaat alimlerinin bir çogu ile pek çok noktada birlesmislerdir. Hatta görüslerinin aynen ehli sünnetin görüsleri oldugu ortaya çikar.
Bunlar Hz. Osman zamaninda ortaya çikmis fitneden uzak durmuslardir. Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasindaki meydana gelen savaslar hakkinda hiç bir görüs ileri sürmemislerdir. Sa’d bin ebi vakkas Abdullah b. Ömer, Imran b. Husayn bu cemaattendirler. Çarpisanlarin durumunu Allah’a havale etmislerdir.
Bir kisim alimler Mürcie mezhebini iki kisima ayirmistir.
a) Sünnete tabi olanlar
b) Bidatlara uyanlar: Ki bunlar mürcie ismi bunlara mahsustur.
<small><small>
</small></small>
Bunlar Hz. Osman zamaninda ortaya çikmis fitneden uzak durmuslardir. Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasindaki meydana gelen savaslar hakkinda hiç bir görüs ileri sürmemislerdir. Sa’d bin ebi vakkas Abdullah b. Ömer, Imran b. Husayn bu cemaattendirler. Çarpisanlarin durumunu Allah’a havale etmislerdir.
Bir kisim alimler Mürcie mezhebini iki kisima ayirmistir.
a) Sünnete tabi olanlar
b) Bidatlara uyanlar: Ki bunlar mürcie ismi bunlara mahsustur.
<small><small>
</small></small>