- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,111
- Tepkime puanı
- 81
MÜHÂYEE:
Müşterek (ortak) bir mal, bâki (sâbit) kalmak üzere bu malın menfeatini taksim etmek.
Mislî eşyâda yâni çarşıda aynı evsâfta (özellikte) benzeri bulunan eşyâda mühâyee olmaz. Ev, tarla; zaman veya mekân ile mühâyee olur. (Mecelle)
MÜHEYMİN (El-Müheymin):
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden); her mahlûkun (yaratılmışın) ömrünü, amelini, rızkını, ecelini, nefeslerini, sözlerini bilen, gören, onların bütün hallerinden haberdâr olan.
Müheymin yalnız Allahü teâlâya mahsûs isimlerdendir. Bunu insanlara isim yapmak haramdır. (Abdülganî Nablüsî)
Her kim gusül abdesti aldıktan veya namazdan sonra el-Müheymin ism-i şerîfini söylerse, kalbi aydınlanır, himmet ve şerefe kavuşur. Hâfızası kuvvetlenir, unutkanlığı gider. (Yûsuf Nebhânî)
MÜHR-İ NÜBÜVVET:
Peygamberlik mührü; Peygamber efendimizin mübârek sırtı ortasında, sol küreğine yakın kalbi hizâsında bulunan nübüvvet mührü. Gümüş teninde, letâfet vardı, İrice Mühr-i nübüvvet vardı. Sırtında idi, Mühr-i nübüvvet, Sağ tarafına yakındı elbet. Bildirdi bize edenler ta'rîf, Bir büyük ben idi, mühr-i şerîf. Rengi, sarıya yakın, karaydı, Güvercin yumurtası kadardı. Etrâfını çevirmiş, sanki hatlar, Birbirine bitişik, kılcağızlar.
(M. Sıddîk Gümüş)
Müşterek (ortak) bir mal, bâki (sâbit) kalmak üzere bu malın menfeatini taksim etmek.
Mislî eşyâda yâni çarşıda aynı evsâfta (özellikte) benzeri bulunan eşyâda mühâyee olmaz. Ev, tarla; zaman veya mekân ile mühâyee olur. (Mecelle)
MÜHEYMİN (El-Müheymin):
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden); her mahlûkun (yaratılmışın) ömrünü, amelini, rızkını, ecelini, nefeslerini, sözlerini bilen, gören, onların bütün hallerinden haberdâr olan.
Müheymin yalnız Allahü teâlâya mahsûs isimlerdendir. Bunu insanlara isim yapmak haramdır. (Abdülganî Nablüsî)
Her kim gusül abdesti aldıktan veya namazdan sonra el-Müheymin ism-i şerîfini söylerse, kalbi aydınlanır, himmet ve şerefe kavuşur. Hâfızası kuvvetlenir, unutkanlığı gider. (Yûsuf Nebhânî)
MÜHR-İ NÜBÜVVET:
Peygamberlik mührü; Peygamber efendimizin mübârek sırtı ortasında, sol küreğine yakın kalbi hizâsında bulunan nübüvvet mührü. Gümüş teninde, letâfet vardı, İrice Mühr-i nübüvvet vardı. Sırtında idi, Mühr-i nübüvvet, Sağ tarafına yakındı elbet. Bildirdi bize edenler ta'rîf, Bir büyük ben idi, mühr-i şerîf. Rengi, sarıya yakın, karaydı, Güvercin yumurtası kadardı. Etrâfını çevirmiş, sanki hatlar, Birbirine bitişik, kılcağızlar.
(M. Sıddîk Gümüş)