- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm
1. Âmene’r-rasûlü bimâ ünzile ileyhi min Rabbihî ve’l-mü’minûn. Küllün âmene billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülih. Lâ nüferriku beyne ehadi’n-min rusülih. Ve kâlû semi’nâ ve eta’nâ ğufrâneke Rabbenâ ve ileyke’l-masîr.
(Bakara: 285)
2. Lâ yüke’l-lifüllâhü nefsen illâ vüs’ahâ. Lehâ mâ kesebet ve aleyhâ me’ktesebet. Rabbenâ lâ tüâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ. Rabbenâ velâ tahmi’l-’aleynâ ısran kemâ hameltehû ale’l-lezîne min kablinâ. Rabbenâ velâ tühammilnâ mâ la tâ kate lenâ bih. Va’fü annâ. Vağfîr lenâ. Verhamnâ. Ente Mevlânâ fensurnâ ale’l-kavmi’l-kâfirîn. (Bakara: 286)
3. Rabbenâ lâ tüziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâveheb lenâ min ledünke rahmeh. İnneke ente el-Vehhâb.(Alî İmran: 8 )
4. Rabbenâ inneke câmi’u’n-nâsi liyevmi’n lâ raybe fîyh. İnnellâhe lâ yuhlifü’l-miy’âd. (Âl-i İmrân: 9)
5. Ellezîne yekûlûne Rabbenâ innenâ âmennâ fağfirlenâ zünûbenâ vekınâ azâbe’n-nâr. (Âl-i İmrân:16)
6. E’s-sâbirîne ve’s-sâdikîne ve’l-kânitîyne ve’l-münfîkîne ve’l-müsteğfîrîne bi’l-eshâr. 7. Şehidellâhü ennehû lâ ilâhe illâ hüve ve’l-melâiketü ve ûlü’l-’ılmi kâimen bilgıst. Lâ ilâhe illâ hû ve’l-’azîzü’l-hakîm. 8. İnne’d-dîne inde’l-lâhi’l-İslâm.
9. Fe keyfe izâ cema’-nâhüm li yevmin lâ raybe fîhi ve vüffiyet küllü nefsin mâ kesebet vehüm lâ yuzlemûn.
10. Kuli’l-lâhümme mâlike’l-mülki tu’ti’l-mülke men teşâü. Ve tenzi’u’l-mülke mimmen teşâü ve tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşâü biyedike’l- hayr. İnneke âlâ külli şey’in
11. Tûlicü’l-leyle fi’n-nehâri ve tûlicü’n-nehâra fi’lleyli ve tuhricü’l-hayye mine’l-meyyiti ve tuhricü’l-meyyite mi-ne’l-hayy.
12. Ve terzuku men teşâü biğayri hısâb.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
1. O Peygamber de Rabb’inden kendisine indirilene imân etti, mü’minler de îmân ettiler.
Hepsi, Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı.
O’nun peygamberleri arasında ayırım yapmayız. Mü’minler: ”Duyduk ve de uyduk, Rabb’imiz, mağfiretini dileriz, son dönüş ancak sanadır.” dediler.
(Bakara: 285)
2. Allah, her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. (Herkesin) kazandığı (hayır) kendi fâidesine, kazandığı (şer de) kendi zarârınadır.
Rabb’ imiz! Eğer unutursak yahut yanılırsak yaptıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma.
Rabb’imiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme.
Ey Rabb’imiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyi bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et.
Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı da bize yardım eyle. (Bakara: 286)
3. Rabb’imiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Katından bize rahmet bahşet. Şüphesiz bağışı en çok olan sensin sen.(Âl-i İmrân:8 )
4. Rabb’imiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, (kıyamette) insanları mutlaka toplayacak olan sensin.
Allah , asla sözünden dönmez (Âl-iİmrân: 9)
5. Onlar, (müttakîler) “Biz şüphesiz iman ettik. Artık günahlarımızı bağışla ve bizi (o) âteşin azabından koru.” diyenler.
6. Sabredenler, dürüst olanlar, Allah’a (itaâtle) boyun eğenler, (muhtaçlara) infak edenler, seherlerde Allah’dan mağfiret dileyenlerdir.
7. Allah adaleti ayakta tutarak (delilleri ile) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilâh yoktur, melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir. Evet) O, çok güçlüdür.
Mutlak hüküm ve hikmet sahibidir. (Âl-i imrân: 18 )
8. Allah katında hakk din, şüphesiz, İslâm’dır. (Âl-i imrân: 19)
9. Fakat, onların gelmesinde şüphe edilmeyen bir gün için topladığımız ve hiçbir haksızlığa uğramaksızın herkese kazandığı şeyler tastamam ödendiği zaman onların halleri nice olur. (Âl-i İmrân: 25)
10. (Rasûlüm!) de ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın.
Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye kadirsin kadîr.(Âl-i İmrân: 26)
11. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarırsın.
12. Dilediğine de sayısız rızık verirsin.
Mevlevi Evrad-ı Şerif (Elhamdü lillâhillezî) (4).